| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | yönetilmek | be managed f. | ||
|
That company is managed by a foreigner. Şu şirket bir yabancı tarafından yönetilmektedir. More Sentences |
||||
| Genel | yönetilmek | be governed f. | ||
|
That island was governed by France at one time. O ada bir zamanlar Fransa tarafından yönetildi. More Sentences |
||||
| Genel | yönetilmek | be directed f. | ||
|
The scientific research was directed by French physicist Eric Dupont. Bilimsel araştırma Fransız fizikçi Eric Dupont tarafından yönetildi. More Sentences |
||||
| Genel | yönetilmek | be administered f. | ||
|
The city of Aachen is administered as an independent district. Aachen şehri bağımsız bir bölge olarak yönetiliyor. More Sentences |
||||
| Genel | yönetilmek | be controlled f. | ||
| Genel | yönetilmek | be conducted f. | ||
| Genel | yönetilmek | obey f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | ile yönetilmek | be governed by f. |
| Genel | ile yönetilmek | be ruled by f. |
| Genel | iyi/etkili bir şekilde yönetilmek | be run efficiently f. |
| Colloquial | ||
| Konuşma Dili | biri tarafından kendi çıkarlarına göre yönetilmek | get played like a fiddle f. |
| Idioms | ||
| Deyim | biri tarafından kendi çıkarlarına göre yönetilmek | be played like a fiddle f. |
| Politics | ||
| Siyasal | cumhuriyet ile yönetilmek | be governed by republic f. |
| Siyasal | kötü yönetilmek | be maladministered f. |
