Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yenmiş | eaten s. | ||
I do not like seeing animals get eaten alive. Hayvanların canlı canlı yendiğini görmekten hoşlanmıyorum. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yarısı yenmiş | half-eaten s. | ||
There was a half-eaten pizza on the table. Masanın üstünde yarısı yenmiş bir pizza vardı. More Sentences |
||||
Genel | kurtlar tarafından yenmiş olma | vermiculation i. | ||
Genel | hile yaparak yenmiş | euchring s. | ||
Genel | hakkı yenmiş | frustrated s. | ||
Genel | kurnazca yenmiş | euchred s. | ||
Genel | kurtlar tarafından yenmiş | vermiculate s. | ||
Genel | kurtlar tarafından yenmiş | wormy s. | ||
Genel | kurtlar tarafından yenmiş | worm-eaten s. | ||
Genel | termit tarafından yenmiş | termite-eaten s. | ||
Genel | kurtlar tarafından yenmiş | vermoulu s. |