Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yıkıntı | ruins i. | ||
After the Arab Spring came the winter, but the snow hasn't covered the ruins. Arap Baharı'ndan sonra kış geldi ama kar yıkıntıları örtmedi. More Sentences |
||||
Genel | yıkıntı | shambles i. | ||
Genel | yıkıntı | wreckage i. | ||
Genel | yıkıntı | ruin i. | ||
Genel | yıkıntı | wrack i. | ||
Genel | yıkıntı | wreck i. | ||
Genel | yıkıntı | debris i. | ||
Genel | yıkıntı | junk i. | ||
Genel | yıkıntı | hell i. | ||
Marine | ||||
Denizcilik | yıkıntı | wreckage i. | ||
Environment | ||||
Çevre | yıkıntı | debris i. | ||
Military | ||||
Askeri | yıkıntı | wreckage i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yıkıntı ürünlerinin atılmasını hızlandırıcı | depuratory s. | ||
Genel | yıkıntı halinde | awrack zf. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | yıkıntı/döküntü temizlemek | mud out f. | ||
Law | ||||
Hukuk | hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıklarının kontrolü yönetmeliği | regulation on excavation, construction, ruin waste control i. | ||
Construction | ||||
İnşaat | hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıklarının kontrolü yönetmeliği | regulation on control of excavation, construction and demolishing wastes i. | ||
Medical | ||||
Medikal | yıkıntı ürünlerin atılmasını hızlandıran hastalık | depurative i. | ||
Marine Biology | ||||
Deniz Biyolojisi | doğal yıkıntı | deposit i. | ||
Archaeology | ||||
Arkeoloji | rodezya'da bulunan bir yıkıntı kompleksi | great zimbabwe i. | ||
Arkeoloji | (buluntu) orijinal yıkıntı yerinden farklı katmanda yer alan | intrusive s. |