Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | zevkle | tastefully zf. |
Genel | zevkle | heartily zf. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | zevkle | (it is) (one's) pleasure expr. |
Konuşma Dili | zevkle | my pleasure expr. |
Konuşma Dili | zevkle | not a bother expr. |
Idioms | ||
Deyim | zevkle | with relish expr. |
Speaking | ||
Konuşma | zevkle | with pleasure expr. |
Konuşma | zevkle | it's my pleasure expr. |
Music | ||
Müzik | zevkle | gustoso zf. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | zevkle seyretmek (birinin başarısızlığını) | gloat over f. | ||
Genel | zevkle yemek | relish f. | ||
Genel | büyük bir zevkle okumak | slaver over f. | ||
Genel | büyük bir zevkle yapmak | drink in f. | ||
Genel | büyük bir zevkle dinlemek | slaver over f. | ||
Genel | büyük bir zevkle dinlemek | drink in f. | ||
Genel | büyük bir zevkle seyretmek | drink in f. | ||
Genel | zevkle seyretmek | gloat f. | ||
Genel | zevkle karıncalanmak | tickle [obsolete] f. | ||
Genel | zevkle dolmak | joy f. | ||
Genel | zevkle yemek | munch f. | ||
Genel | zevkle yemek | discuss f. | ||
Genel | zevkle ilgili | apolaustic s. | ||
Genel | ince bir zevkle nitelenen | gracious s. | ||
Genel | büyük bir zevkle | gustily zf. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | büyük bir zevkle içmek | drink in f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | bir şeyi büyük bir zevkle kabul etmek | lap something up f. | ||
Deyim | (kötü bir durumu) zevkle seyretmek | gloat over (something) f. | ||
Speaking | ||||
Konuşma | büyük zevkle | with great pleasure expr. |