Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | çatlatmak | split f. | ||
I have a splitting headache. Başım çatlayacak gibi ağrıyor. More Sentences |
||||
Genel | çatlatmak | crack f. | ||
The ice will crack under your weight. Buz senin ağırlığın altında çatlayacak. More Sentences |
||||
Genel | çatlatmak | fissure f. | ||
Genel | çatlatmak | rift f. | ||
Genel | çatlatmak | craze f. | ||
Genel | çatlatmak | ride to death f. | ||
Genel | çatlatmak | flaw f. | ||
Genel | çatlatmak | spring f. | ||
Genel | çatlatmak | weather f. | ||
Genel | çatlatmak | chap f. | ||
Genel | çatlatmak | fracture f. | ||
Genel | çatlatmak | disrupt f. | ||
Genel | çatlatmak | acrase f. | ||
Genel | çatlatmak | chap f. | ||
Genel | çatlatmak | rive f. | ||
Genel | çatlatmak | crase [obsolete] f. | ||
Genel | çatlatmak | slat [dialect] [uk] f. | ||
Genel | çatlatmak | spreathe f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | çatlatmak | crack open f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | çatlatmak (soğuk cildi) | chap f. | ||
Genel | meraktan çatlatmak | keep somebody guessing f. | ||
Genel | çatlatmak (ses) | hoarsen f. | ||
Genel | düşman çatlatmak | make green with envy f. | ||
Genel | karpuz çatlatmak | crack open a watermelon f. | ||
Genel | (boyalı yüzeyi) çatlatmak | check f. | ||
Genel | meraktan çatlatmak | keep (a person) guessing f. | ||
Genel | (tuz) kireçleyerek veya kızartarak çatlatmak | decrepitate f. | ||
Genel | gülmekten çatlatmak | shake f. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | göbeğini çatlatmak | bust a gut f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | gülmekten kırmak/çatlatmak | have (someone) laughing in the aisles f. | ||
Deyim | bir şeyi çatlatmak/yarmak | crack something wide open f. | ||
Deyim | bir şeyi çatlatmak/yarmak | crack something open f. | ||
Technical | ||||
Teknik | (kütüğü) çatlatmak | snake f. | ||
Forestry | ||||
Ormancılık | (keresteyi) çatlatmak | shake f. |