1 |
fleeting |
kısa süreli |
adj. |
|
- What is happening in Madagascar is something much more serious which warrants much more than fleeting attention.
- Madagaskar'da yaşananlar, kısa süreli bir ilgiden çok daha fazlasını gerektiren çok daha ciddi bir durumdur.
- What is happening in Madagascar is something much more serious which warrants much more than fleeting attention.
- Madagaskar'da yaşananlar ise çok daha ciddi ve kısa süreli bir ilgiden çok daha fazlasını gerektiriyor.
Show More (-1)
|
2 |
fleeting |
kısa |
adj. |
|
- There is not even a fleeting reference to the hundreds of weapons discovered at President Arafat's headquarters.
- Başkan Arafat'ın karargahında bulunan yüzlerce silaha kısa bir atıfta dahi bulunulmamaktadır.
- There is not even a fleeting reference to the hundreds of weapons discovered at President Arafat's headquarters.
- Başkan Arafat'ın karargahında bulunan yüzlerce silaha kısa bir atıf bile yok.
Show More (-1)
|
3 |
fleeting |
geçici |
adj. |
|
- Democracy is still a fleeting ideal.
- Demokrasi hala geçici bir idealdir.
- If pleasure is fleeting, so is the effort.
- Eğer zevk geçici ise, çaba da geçicidir.
Show More (-1)
|