basmakalıp - Türkisch Englisch Wörterbuch

basmakalıp

Bedeutungen von dem Begriff "basmakalıp" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 50 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
basmakalıp stereotyped adj.
In 2004, we will be concentrating on the crucial area of combating negative stereotyped images of women.
2004 yılında, kadınların olumsuz basmakalıp imajlarıyla mücadele gibi çok önemli bir alana odaklanacağız.

More Sentences
General
basmakalıp stereotypical adj.
You should avoid stereotypical behavior.
Basmakalıp davranışlardan kaçınmalısınız.

More Sentences
basmakalıp trite adj.
The story about the separation of the two leopard cubs seems pretty trite to me.
İki leopar yavrusunun ayrılması hakkındaki hikaye bana oldukça basmakalıp gibi görünüyor.

More Sentences
basmakalıp hackneyed adj.
A bad writer's prose is full of hackneyed phrases.
Kötü bir yazarın düzyazısı basmakalıp ifadelerle doludur.

More Sentences
basmakalıp stereotypical adj.
He's a stereotypical Japanese man.
Basmakalıp bir Japon.

More Sentences
Linguistics
basmakalıp stereotyped n.
In 2004, we will be concentrating on the crucial area of combating negative stereotyped images of women.
2004 yılında, kadınların olumsuz basmakalıp imajlarıyla mücadele gibi çok önemli bir alana yoğunlaşacağız.

More Sentences
General
basmakalıp stereotype n.
basmakalıp commonplace n.
basmakalıp set adj.
basmakalıp copybook adj.
basmakalıp stereotypic adj.
basmakalıp banal adj.
basmakalıp corny adj.
basmakalıp pat adj.
basmakalıp commonplace adj.
basmakalıp cliche adj.
basmakalıp conventional adj.
basmakalıp platitudinous adj.
basmakalıp stock adj.
basmakalıp routine adj.
basmakalıp cookie-cutter adj.
basmakalıp well-worn adj.
basmakalıp formulaic adj.
basmakalıp ready-made adj.
basmakalıp chain adj.
basmakalıp timeworn adj.
basmakalıp hack adj.
basmakalıp bromidic adj.
basmakalıp glib adj.
basmakalıp classical adj.
basmakalıp identikit [uk] adj.
basmakalıp commonish adj.
basmakalıp dogmatic adj.
basmakalıp pompier adj.
basmakalıp clichéd adj.
basmakalıp pedagogic adj.
basmakalıp pedagogical adj.
basmakalıp pedantic adj.
basmakalıp fossilised adj.
basmakalıp fossilized adj.
basmakalıp strict adj.
Colloquial
basmakalıp vieux jeu n.
basmakalıp hokey adj.
Idioms
basmakalıp threadbare n.
basmakalıp boilerplate n.
Linguistics
basmakalıp stage adj.
Archaic
basmakalıp tritical adj.
basmakalıp pedantical adj.
basmakalıp beaten adj.
Slang
basmakalıp cornbread n.

Bedeutungen, die der Begriff "basmakalıp" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 69 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
basmakalıp söz platitude n.
In one minute, nobody should confuse attitude with a platitude.
Bir dakika içinde kimse tavrı basmakalıp sözlerle karıştırmasın.

More Sentences
basmakalıp düşünce shibboleth n.
The company's adherence to shibboleths hindered its adaptation to changing markets.
Şirketin basmakalıp düşüncelere olan bağlılığı değişen pazarlara uyum sağlamasını engelledi.

More Sentences
Common Usage
basmakalıp inanış stereotype n.
General
basmakalıp davranış stereotyped behaviour n.
basmakalıp söz cliche n.
basmakalıp örnek stereotype n.
basmakalıp hüküm stereotyped judgement n.
basmakalıp söz conventionality n.
basmakalıp söz rubber stamp n.
basmakalıp söz commonplace n.
basmakalıp laflar routine n.
basmakalıp söz stock phrase n.
basmakalıp laflar eden platitudinarian n.
basmakalıp davranış trite-cliche behaviour n.
basmakalıp hüküm trite-cliche judgement n.
basmakalıp bir deyim well-worn expression n.
basmakalıp söz stereotypical expression n.
basmakalıp/değersiz fikir pablum n.
basmakalıp görüş stereotype n.
basmakalıp düşünce stereotype n.
basmakalıp fikir stereotype n.
basmakalıp argüman/hitabet topic [obsolete] n.
basmakalıp olma triteness n.
basmakalıp ifade bromide n.
basmakalıp sanatsal tema bromide n.
basmakalıp ifade bromidiom n.
basmakalıp söz homily n.
işçi partisi'nin 1997 seçimlerini kazanmak için örnek seçmen tipi olarak tanımladığı basmakalıp erkek mondeo man [uk] n.
basmakalıp örnek classic n.
(oyunları basmakalıp iki yüzlülüğe saldıran) ibsen'in dramatik yaratıcılık veya kurgu nitelikleri ibsenism n.
basmakalıp şey oldie n.
basmakalıp söz oldie n.
basmakalıp fikir pabulum n.
basmakalıp sözler kullanmaya düşkünlük platitudinarianism n.
bir kişiyi, yeri, kültürü, nesneyi veya görüşü basmakalıp bir şekilde tanımlamak için kullanılan öğeler topluluğu starter pack n.
basmakalıp şiirsel ifade poeticism n.
basmakalıp fikirler superstition n.
basmakalıp bir kategoriye sokmak stereotype v.
mekanik ve basmakalıp şekilde davranmak mark v.
basmakalıp demeçler vermek pontificate v.
basmakalıp sözler kullanmak platitudinize v.
basmakalıp sözler kullanmak platitudinise v.
basmakalıp hale getirmek fossilise v.
basmakalıp hale getirmek fossilize v.
basmakalıp hale getirmek starch v.
biraz basmakalıp tritish adj.
basmakalıp (metal çubuk veya külçe) merchant adj.
yavan veya basmakalıp (pop müzik) mickey mouse adj.
yavan veya basmakalıp pop müzik yapan mickey mouse adj.
basmakalıp, bilinen modern [obsolete] adj.
basmakalıp bir şekilde platitudinously adv.
basmakalıp olarak stereotypically adv.
basmakalıp biçimde stereotypically adv.
basmakalıp şekilde stereotypically adv.
Colloquial
basmakalıp maskülen karaktere uymayan erkek quiche-eater n.
basmakalıp düşünce fossil n.
basmakalıp tarzda yapılan by-numbers adj.
Idioms
basmakalıp cevap/yanıt a boilerplate response n.
Technical
basmakalıp laf platitude n.
Social Sciences
boer halkını temsil eden basmakalıp bir figür van der merwe [south africa] n.
Art
basmakalıp şey corn n.
Archaic
basmakalıp özellik triticalness n.
basmakalıp olma triticalness n.
basmakalıp söz triticism n.
basmakalıp bir şekilde tritically adv.
Slang
basmakalıp şekilde ragbi oynayan ve diğer insanlar tarafından itici bulunan zengin veya sosyetik kimse rugger bugger [uk] n.
basmakalıp şiir yazarı versemonger n.
basmakalıp sanatçı pompier n.
basmakalıp liberal sosyal tutumları olan crunchy-granola adj.