|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
go beyond v.
|
aşmak |
|
The Commission cannot accept amendments that introduce policy statements that go beyond the scope of this proposal.
Komisyon, bu teklifin kapsamını aşan politika açıklamaları getiren değişiklikleri kabul edemez.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
go beyond v.
|
ötesine geçmek |
|
Secondly, we must not forget that shipping goes beyond national and European borders.
İkinci olarak deniz taşımacılığının ulusal ve Avrupa sınırlarının ötesine geçtiğini unutmamalıyız.
More Sentences
|
3 |
General |
move beyond v.
|
ötesine geçmek |
|
There is no moving beyond that, either here or in the conciliation procedure.
Ne burada ne de uzlaşma prosedüründe bunun ötesine geçilemez.
More Sentences
|
4 |
General |
beyond dispute adj.
|
tartışmasız |
|
This is beyond dispute.
Bu tartışmanın ötesinde.
More Sentences
|
5 |
General |
beyond belief adj.
|
inanılmaz |
|
Is it not beyond belief?
İnanılmaz değil mi?
More Sentences
|
6 |
General |
beyond comparison adj.
|
mukayese edilemez |
|
His work is beyond comparison.
Onun işi mukayese edilemez.
More Sentences
|
7 |
General |
beyond any doubt adj.
|
şüphesiz |
|
It's beyond any doubt.
Bu şüphesiz.
More Sentences
|
8 |
General |
beyond doubt adj.
|
şüphe götürmez |
|
It must be beyond doubt that there is a need to tighten up the EU's sanctions against Burma.
AB'nin Burma'ya yönelik yaptırımlarının sıkılaştırılması gerektiği şüphe götürmez bir gerçektir.
More Sentences
|
9 |
General |
beyond question adv.
|
şüphe götürmez |
|
Her honesty is beyond question.
Onun dürüstlüğü şüphe götürmez.
More Sentences
|
Phrasals |
|
10 |
Phrasals |
get beyond v.
|
ötesine geçmek |
|
Whereas in Rio we did not get beyond the concept of sustainable development, Johannesburg was associated with action.
Rio'da sürdürülebilir kalkınma kavramının ötesine geçemezken, Johannesburg eylemle ilişkilendirildi.
More Sentences
|
Phrases |
|
11 |
Phrases |
beyond description expr.
|
tarifsiz |
|
The beauty of the sight is beyond description.
Manzaranın güzelliği tarifsiz.
More Sentences
|
Colloquial |
|
12 |
Colloquial |
beyond (one) adj.
|
(birini) aşan |
|
They are tasks which are way beyond you if you are physically or mentally ill or disabled.
Bunlar, fiziksel ya da zihinsel olarak hasta ya da engelli iseniz sizi çok aşan görevlerdir.
More Sentences
|
|
13 |
Colloquial |
above and beyond expr.
|
ötesinde |
|
In other words, their products offer benefits to society as a whole above and beyond any commercial value.
Başka bir deyişle, bu şirketlerin ürünleri, ticari değerin ötesinde, bir bütün olarak topluma fayda sağlamaktadır.
More Sentences
|
Idioms |
|
14 |
Idioms |
life beyond n.
|
öbür dünya |
|
I believe in the life beyond.
Öbür dünyaya inanıyorum.
More Sentences
|
15 |
Idioms |
be beyond (someone or something) v.
|
aşmak |
|
Such matters are beyond the bounds of human knowledge.
Bu tür konular insan bilgisinin sınırlarını aşar.
More Sentences
|
16 |
Idioms |
change beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
The Commission must also re-examine the situation of the media, which has changed beyond recognition in recent years.
Komisyon ayrıca son yıllarda tanınmayacak kadar değişen medyanın durumunu da yeniden gözden geçirmelidir.
More Sentences
|
Common Usage |
|
17 |
Common Usage |
beyond measure adv.
|
ölçüsüz |
|
General |
|
18 |
General |
service beyond expectations n.
|
beklentilerin ötesinde hizmet |
|
19 |
General |
service beyond expectations n.
|
beklentinin ötesinde hizmet |
|
20 |
General |
reasons beyond one's control n.
|
elde olmayan nedenler |
|
21 |
General |
reason beyond one's control n.
|
elde olmayan neden |
|
22 |
General |
the beyond n.
|
bilinmeyen |
|
23 |
General |
the beyond n.
|
insan algısının ötesinde olan dünya |
|
24 |
General |
the beyond n.
|
öbür dünya |
|
25 |
General |
go beyond reason v.
|
makul sınırların dışına çıkmak |
|
26 |
General |
be beyond someone's grasp v.
|
birinin kavrayışının dışında olmak |
|
27 |
General |
deteriorate beyond recovery v.
|
çığırından çıkmak |
|
28 |
General |
go beyond the limit v.
|
haddini aşmak |
|
29 |
General |
be beyond dispute v.
|
tartışma götürmemek |
|
30 |
General |
be beyond belief v.
|
inanılması mümkün olmamak |
|
31 |
General |
be beyond someone's grasp v.
|
birinin elinden kurtulmuş olmak |
|
32 |
General |
pass beyond v.
|
aşmak |
|
33 |
General |
go beyond v.
|
aşmak |
|
34 |
General |
be beyond v.
|
aşmış olmak |
|
35 |
General |
go beyond v.
|
aşağıya inmek |
|
36 |
General |
be beyond someone's grasp v.
|
birinin elde edemeyeceği bir şey olmak |
|
37 |
General |
be beyond one's power v.
|
elinde olmamak |
|
38 |
General |
deteriorate beyond recovery v.
|
düzenini kaybetmek |
|
39 |
General |
be beyond belief v.
|
inanılmaz olmak |
|
40 |
General |
pass beyond v.
|
geçmek |
|
41 |
General |
be beyond one's ken v.
|
birinin hiç bilmediği bir şey olmak |
|
42 |
General |
soar beyond v.
|
aşmak |
|
43 |
General |
go beyond the limit v.
|
çizmeyi aşmak |
|
44 |
General |
be beyond a shadow of a doubt v.
|
zerre kadar şüphe kalmamak |
|
45 |
General |
go beyond oneself v.
|
kendini aşmak |
|
46 |
General |
go beyond one's aim v.
|
amacını aşmak |
|
47 |
General |
go beyond one's purpose v.
|
amacını aşmak |
|
48 |
General |
lie beyond the scope of something v.
|
kapsamı dışında olmak |
|
49 |
General |
go beyond bounds v.
|
aşırı gitmek |
|
50 |
General |
go beyond sleep v.
|
uykunun ötesine geçmek |
|
51 |
General |
go beyond the ordinary v.
|
ezber bozmak |
|
52 |
General |
go beyond the ordinary v.
|
alışılmışın dışına çıkmak |
|
|
53 |
General |
be beyond one's ken v.
|
aklı ermemek |
|
54 |
General |
be unable to go beyond v.
|
ötesine geçememek |
|
55 |
General |
go beyond time v.
|
zamanın ötesine geçmek |
|
56 |
General |
be unable to go beyond a certain point v.
|
belli bir noktadan öteye gidememek |
|
57 |
General |
can not go beyond a certain point v.
|
belli bir noktadan öteye gidememek |
|
58 |
General |
go beyond the scope of v.
|
kapsamı dışına çıkmak |
|
59 |
General |
get beyond the limits v.
|
sınırları aşmak |
|
60 |
General |
have meaning beyond v.
|
daha öte bir anlam taşımak |
|
61 |
General |
have meaning beyond v.
|
daha öte anlam taşımak |
|
62 |
General |
see beyond v.
|
ilerisini görmek |
|
63 |
General |
push oneself beyond one’s boundaries v.
|
sınırlarını zorlamak |
|
64 |
General |
be burned beyond recognition v.
|
yanarak tanınmaz hale gelmek |
|
65 |
General |
be beyond economic repair v.
|
onarım bedeli gerçek değerinden yüksek olmak |
|
66 |
General |
can't see beyond the road v.
|
yolun ötesini görememek |
|
67 |
General |
beyond all bearing adj.
|
katlanılmaz |
|
68 |
General |
beyond reproach adj.
|
kusursuz |
|
69 |
General |
beyond bearing adj.
|
çekilmez |
|
70 |
General |
beyond praise adj.
|
mükemmel |
|
71 |
General |
beyond compare adj.
|
kıyaslanamaz |
|
72 |
General |
beyond endurance adj.
|
çekilmez |
|
73 |
General |
beyond all bear adj.
|
katlanılmaz |
|
74 |
General |
beyond doubt adj.
|
kuşkusuz |
|
75 |
General |
beyond reach adj.
|
yetişilmez |
|
76 |
General |
beyond the pale adj.
|
hariç bırakılmış |
|
77 |
General |
beyond number adj.
|
sayısız |
|
78 |
General |
beyond reach adj.
|
erişilmez |
|
79 |
General |
beyond all bear adj.
|
dayanılmaz |
|
80 |
General |
beyond reason adj.
|
aklın ötesinde |
|
81 |
General |
beyond retrieve adj.
|
çaresiz |
|
82 |
General |
beyond all bearing adj.
|
dayanılmaz |
|
83 |
General |
beyond all bearing adj.
|
çekilmez |
|
84 |
General |
beyond bearing adj.
|
dayanılmaz |
|
85 |
General |
beyond praise adj.
|
nefis |
|
86 |
General |
beyond doubt adj.
|
şüphesiz |
|
87 |
General |
beyond endurance adj.
|
dayanılmaz |
|
88 |
General |
beyond doubt adj.
|
su götürmez |
|
89 |
General |
beyond doubt adj.
|
söz götürmez |
|
90 |
General |
beyond belief adj.
|
güvenilmez |
|
91 |
General |
beyond number adj.
|
sayılamaz |
|
92 |
General |
beyond price adj.
|
paha biçilmez |
|
93 |
General |
beyond dispute adj.
|
apaçık |
|
94 |
General |
beyond dispute adj.
|
su götürmez |
|
95 |
General |
beyond reach adj.
|
erişilemez |
|
96 |
General |
beyond expression adj.
|
anlatımı mümkün olmayan |
|
97 |
General |
beyond expression adj.
|
kelimelerle ifade edilemeyen |
|
98 |
General |
beyond repair adj.
|
onarılamayacak biçimde |
|
99 |
General |
beyond argument adj.
|
tartışmasız |
|
100 |
General |
beyond argument adj.
|
tartışılmaz |
|
101 |
General |
beyond understanding adj.
|
anlaşılması zor |
|
102 |
General |
burned beyond recognition adj.
|
yanarak tanınmaz hale gelmiş |
|
103 |
General |
beyond comprehension adj.
|
akıl almaz |
|
104 |
General |
beyond comprehension adj.
|
kavranamaz |
|
105 |
General |
beyond question adv.
|
tartışmasız |
|
106 |
General |
beyond one's depth adv.
|
boynunu aşan |
|
107 |
General |
beyond question adv.
|
tereddüte mahal bırakmayarak |
|
108 |
General |
beyond all blame adv.
|
bütün suçlamalardan uzak |
|
109 |
General |
beyond one's depth adv.
|
bilgi ve yeteneği dışında |
|
110 |
General |
above and beyond adv.
|
fazlasıyla |
|
111 |
General |
beyond measure adv.
|
sonsuz |
|
112 |
General |
beyond one's depth adv.
|
boyunu aşan |
|
113 |
General |
beyond question adv.
|
kuşkusuz |
|
114 |
General |
beyond the sea adv.
|
denizlerin ötesinde |
|
115 |
General |
beyond the veil adv.
|
öbür dünyada |
|
116 |
General |
beyond one's depth adv.
|
bilgi ve kabiliyeti dışında |
|
117 |
General |
beyond measure adv.
|
çok fazla |
|
118 |
General |
beyond measure adv.
|
haddinden fazla |
|
119 |
General |
beyond measure adv.
|
son derece |
|
120 |
General |
beyond hope of recovery adv.
|
iflah olmaz biçimde |
|
121 |
General |
beyond question adv.
|
şüphesiz |
|
122 |
General |
above and beyond adv.
|
yeter de artar |
|
123 |
General |
beyond measure adv.
|
hadden aşırı |
|
124 |
General |
beyond somebody's wildest dreams adv.
|
rüyalarda bile gerçek olmayacak |
|
125 |
General |
beyond somebody's wildest dreams adv.
|
rüyalarda bile gerçekleşmeyecek |
|
126 |
General |
beyond these adv.
|
bunların ötesinde |
|
127 |
General |
due to circumstances beyond our control adv.
|
elimizde olmayan nedenlerle |
|
128 |
General |
due to reasons beyond our control adv.
|
elimizde olmayan nedenlerle |
|
129 |
General |
due to circumstances beyond our control adv.
|
elimizde olmayan sebeplerle |
|
130 |
General |
due to reasons beyond our control adv.
|
elimizde olmayan sebeplerle |
|
131 |
General |
well beyond the finish line adv.
|
bitiş çizgisinin hayli ötesinde |
|
132 |
General |
beyond measure adv.
|
aşırı derecede |
|
133 |
General |
beyond seas adv.
|
denizlerin ötesinde |
|
134 |
General |
beyond measure adv.
|
hadsiz hesapsız |
|
135 |
General |
for reasons beyond our control adv.
|
elde olmayan nedenlerle |
|
136 |
General |
due to reasons beyond our control adv.
|
elde olmayan nedenlerle |
|
137 |
General |
beyond a predetermined period adv.
|
önceden belirlenmiş/belirli bir süre sonrasında |
|
138 |
General |
at the back of beyond adv.
|
sapa yerde |
|
139 |
General |
at the back of beyond adv.
|
dünyanın bir ucunda |
|
140 |
General |
beyond imagination adv.
|
hayallerin ötesinde |
|
141 |
General |
a little beyond adv.
|
az ötesinde |
|
142 |
General |
beyond the game adv.
|
oyunun ötesinde |
|
143 |
General |
beyond the reach of prep.
|
uzak |
|
144 |
General |
beyond the reach of prep.
|
yetişilmez |
|
145 |
General |
beyond the reach of prep.
|
erişilmez |
|
146 |
General |
go beyond yourself! interj.
|
aş kendini |
|
147 |
General |
beyond expectation expr.
|
beklentilerin ötesinde |
|
Phrasals |
|
148 |
Phrasals |
get beyond v.
|
aşmak |
|
149 |
Phrasals |
go beyond v.
|
yaratıcılıkta sınırları aşmak |
|
150 |
Phrasals |
go beyond v.
|
aldatmak |
|
151 |
Phrasals |
get beyond v.
|
geçmek |
|
152 |
Phrasals |
go beyond v.
|
kandırmak |
|
153 |
Phrasals |
look beyond v.
|
arkasına bakmak |
|
154 |
Phrasals |
look beyond v.
|
ardına bakmak |
|
155 |
Phrasals |
look beyond v.
|
geleceğe odaklanmak |
|
156 |
Phrasals |
look beyond v.
|
ileriyi düşünmek |
|
157 |
Phrasals |
look beyond v.
|
planlamak |
|
158 |
Phrasals |
look beyond v.
|
ilerisine bakmak/odaklanmak |
|
159 |
Phrasals |
look beyond v.
|
görmezden gelmek |
|
160 |
Phrasals |
look beyond v.
|
göz ardı etmek |
|
161 |
Phrasals |
look beyond v.
|
nazari itibara almamak |
|
162 |
Phrasals |
look beyond v.
|
geride bırakmak |
|
163 |
Phrasals |
look beyond v.
|
kabullenmek |
|
164 |
Phrasals |
look beyond v.
|
aşmak |
|
165 |
Phrasals |
look beyond v.
|
bir yana bırakmak |
|
166 |
Phrasals |
look beyond v.
|
ileriye bakmak |
|
167 |
Phrasals |
move beyond v.
|
ileriye doğru hareket etmek |
|
168 |
Phrasals |
look beyond v.
|
ilerisini/ötesini görmeye çalışmak |
|
169 |
Phrasals |
look beyond v.
|
öteye bakmak |
|
170 |
Phrasals |
go beyond someone or something v.
|
birini/bir şeyi geçmek |
|
171 |
Phrasals |
go beyond someone or something v.
|
birini/bir şeyi pas geçmek |
|
172 |
Phrasals |
go beyond someone or something v.
|
birinin/bir şeyin ötesine geçmek |
|
173 |
Phrasals |
go beyond (something) v.
|
(bir şeyi) geçmek |
|
174 |
Phrasals |
go beyond (something) v.
|
(bir şeyin) ötesine geçmek |
|
175 |
Phrasals |
go beyond (something) v.
|
(bir şeyi) aşmak |
|
176 |
Phrasals |
go beyond (something) v.
|
(bir şeyin) üstüne çıkmak |
|
177 |
Phrasals |
see beyond (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) ilerisini/ötesini görmek |
|
178 |
Phrasals |
see beyond (something) v.
|
(bir şeyin) ötesini/ilerisini tahmin etmek/hayal etmek |
|
179 |
Phrasals |
see beyond (something) v.
|
(bir şeyden) sonra ne olacağını görmek/tahmin etmek/hayal etmek |
|
180 |
Phrasals |
see beyond (something) v.
|
(bir şeyin) dışında/kapsamının ötesinde olanları görmek/algılamak |
|
Phrases |
|
181 |
Phrases |
beyond belief adj.
|
inanılmaz |
|
182 |
Phrases |
beyond doubt adv.
|
kuşkusuz |
|
183 |
Phrases |
beyond doubt adv.
|
şüphesiz |
|
184 |
Phrases |
beyond doubt adv.
|
hiç şüphesiz |
|
185 |
Phrases |
beyond doubt adv.
|
hiç şüphe yok ki |
|
186 |
Phrases |
beyond doubt adv.
|
yüzde yüz |
|
187 |
Phrases |
beyond doubt adv.
|
kesinlikle |
|
188 |
Phrases |
beyond doubt adv.
|
kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde |
|
189 |
Phrases |
beyond a doubt adv.
|
kuşkusuz |
|
190 |
Phrases |
beyond a doubt adv.
|
şüphesiz |
|
191 |
Phrases |
beyond a doubt adv.
|
hiç şüphesiz |
|
192 |
Phrases |
beyond a doubt adv.
|
hiç şüphe yok ki |
|
193 |
Phrases |
beyond a doubt adv.
|
yüzde yüz |
|
194 |
Phrases |
beyond a doubt adv.
|
kesinlikle |
|
195 |
Phrases |
beyond a doubt adv.
|
kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde |
|
196 |
Phrases |
beyond measure expr.
|
dolu |
|
197 |
Phrases |
way beyond expr.
|
çok |
|
198 |
Phrases |
beyond measure expr.
|
çok fazla |
|
199 |
Phrases |
beyond measure expr.
|
çok sayıda |
|
200 |
Phrases |
due to circumstances beyond our control expr.
|
elimizde olmayan nedenlerden |
|
201 |
Phrases |
due to circumstances beyond our control expr.
|
elimizde olmayan sebeplerden |
|
202 |
Phrases |
beyond measure expr.
|
fazlasıyla |
|
203 |
Phrases |
due to reasons beyond our control expr.
|
elimizde olmayan nedenlerden |
|
204 |
Phrases |
due to reasons beyond our control expr.
|
elimizde olmayan sebeplerden |
|
205 |
Phrases |
beyond measure expr.
|
mebzul miktarda |
|
206 |
Phrases |
beyond being just expr.
|
olmanın ötesinde |
|
207 |
Phrases |
due to reasons beyond one's control expr.
|
mecburiyetten |
|
208 |
Phrases |
beyond being just expr.
|
olmasının ötesinde |
|
209 |
Phrases |
beyond measure expr.
|
sayılamayacak kadar çok |
|
210 |
Phrases |
it is surely beyond doubt that expr.
|
şüphesiz ki |
|
211 |
Phrases |
beyond a reasonable doubt expr.
|
şüpheye mahal bırakmayacak şekilde |
|
212 |
Phrases |
beyond measure expr.
|
ziyadesiyle |
|
213 |
Phrases |
beyond understanding expr.
|
anlayacağının ötesinde |
|
Colloquial |
|
214 |
Colloquial |
great beyond n.
|
ahiret |
|
215 |
Colloquial |
due to the reasons both within and beyond control n.
|
elde olan veya olmayan nedenlerden dolayı |
|
216 |
Colloquial |
due to reasons beyond our control n.
|
elimizde olmayan nedenlerden dolayı |
|
217 |
Colloquial |
be beyond endurance v.
|
dayanılmaz olmak |
|
218 |
Colloquial |
be beyond endurance v.
|
çekilmez olmak |
|
219 |
Colloquial |
be beyond endurance v.
|
hoşgörü sınırlarını aşmak |
|
220 |
Colloquial |
live beyond one's limits v.
|
kendi olanaklarının ötesinde yaşamak |
|
221 |
Colloquial |
be beyond (one) v.
|
(birini) aşmak |
|
222 |
Colloquial |
be beyond (one) v.
|
(birinin) anlaması zor olmak |
|
223 |
Colloquial |
be beyond (one) v.
|
anlayamamak |
|
224 |
Colloquial |
be beyond (one) v.
|
çözememek |
|
225 |
Colloquial |
be beyond (one) v.
|
(birinin) aklı almamak |
|
226 |
Colloquial |
be beyond (one) v.
|
nedenini bilmemek |
|
227 |
Colloquial |
be beyond somebody v.
|
birini aşmak |
|
228 |
Colloquial |
be beyond somebody v.
|
birinin hayal edebileceğinin ötesinde olmak |
|
229 |
Colloquial |
be beyond somebody v.
|
birinin anlayabileceğinin/kavrayabileceğinin/yapabileceğinin ötesinde olmak |
|
230 |
Colloquial |
be beyond somebody v.
|
birinin aklı almamak |
|
231 |
Colloquial |
beyond comparison adj.
|
benzersiz |
|
232 |
Colloquial |
breached beyond repair adj.
|
tamir edilemez şekilde hasar almış |
|
233 |
Colloquial |
beyond comparison adj.
|
tartışmasız |
|
234 |
Colloquial |
beyond (one) adj.
|
(birinin) anlayabileceğinin üstünde/ötesinde |
|
235 |
Colloquial |
beyond (one) adj.
|
(birinin) anlayabilmesi zor |
|
236 |
Colloquial |
beyond (something) adj.
|
(bir şeyin) ilerisinde |
|
237 |
Colloquial |
beyond (something) adj.
|
(bir şeyin) ötesinde |
|
238 |
Colloquial |
beyond (something) adj.
|
(bir şeyi) geçince |
|
239 |
Colloquial |
beyond (something) adj.
|
(bir şeyi) aşınca |
|
240 |
Colloquial |
beyond (something) adj.
|
(bir şeyi) aşmış |
|
241 |
Colloquial |
beyond (something) adj.
|
(bir şeyi) atlatmış |
|
242 |
Colloquial |
beyond (something) adj.
|
(bir şeyi) geride bırakmış |
|
243 |
Colloquial |
beyond someone or something adj.
|
biriyle/bir şeyle ilgili problemlerini çözmüş |
|
244 |
Colloquial |
beyond someone or something adj.
|
birini/bir şeyi aşmış |
|
245 |
Colloquial |
beyond someone or something adj.
|
birini/bir şeyi atlatmış |
|
246 |
Colloquial |
beyond someone or something adj.
|
birini/bir şeyi geride bırakmış |
|
247 |
Colloquial |
beyond the pale expr.
|
aşırıya kaçmış |
|
248 |
Colloquial |
above and beyond expr.
|
beklenenin üzerinde |
|
249 |
Colloquial |
beyond control expr.
|
denetimsiz |
|
250 |
Colloquial |
beyond price expr.
|
çok değerli |
|
251 |
Colloquial |
beyond control expr.
|
denetimden çıkmış |
|
252 |
Colloquial |
due to reasons beyond our control expr.
|
elimizde olmayan nedenler yüzünden |
|
253 |
Colloquial |
beyond the call of duty expr.
|
görev aşkı |
|
254 |
Colloquial |
beyond question expr.
|
hiç kuşku yok ki |
|
255 |
Colloquial |
due to reasons beyond our control expr.
|
elimizde olmayan nedenlerden ötürü |
|
256 |
Colloquial |
beyond any doubt expr.
|
hiç kuşku yok ki |
|
257 |
Colloquial |
beyond comparison expr.
|
eşsiz güzellikte |
|
258 |
Colloquial |
beyond the pale expr.
|
haddini aşan |
|
259 |
Colloquial |
beyond comparison expr.
|
eşsiz |
|
260 |
Colloquial |
above and beyond expr.
|
gerekenden fazla |
|
261 |
Colloquial |
beyond control expr.
|
kontrolden çıkmış |
|
262 |
Colloquial |
beyond control expr.
|
kontrol dışında |
|
263 |
Colloquial |
great beyond expr.
|
öbür dünya |
|
264 |
Colloquial |
beyond the pale expr.
|
sınırını aşmış |
|
265 |
Colloquial |
beyond price expr.
|
paha biçilemez |
|
266 |
Colloquial |
beyond the call of duty expr.
|
vazife aşkı |
|
267 |
Colloquial |
beyond help expr.
|
(artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde |
|
268 |
Colloquial |
beyond repair expr.
|
(artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde |
|
269 |
Colloquial |
beyond repair expr.
|
yardım/tamir edilemez durumda |
|
270 |
Colloquial |
beyond help expr.
|
yardım/tamir edilemez durumda |
|
271 |
Colloquial |
beyond your ken [old-fashioned] expr.
|
bilginin/anlayışının dışında |
|
272 |
Colloquial |
beyond your ken [old-fashioned] expr.
|
aklının ermeyeceği/almayacağı |
|
273 |
Colloquial |
beyond your ken [old-fashioned] expr.
|
kabiliyetini/zekanı aşan |
|
Idioms |
|
274 |
Idioms |
riches beyond the dream of avarice n.
|
karun kadar zenginlik |
|
275 |
Idioms |
riches beyond the dream of avarice n.
|
hayal edilemeyecek kadar zenginlik |
|
276 |
Idioms |
riches beyond the dream of avarice n.
|
harca harca bitmeyecek kadar zenginlik |
|
277 |
Idioms |
riches beyond the dream of avarice n.
|
aşırı zenginlik |
|
278 |
Idioms |
riches beyond any dream of avarice n.
|
karun kadar zenginlik |
|
279 |
Idioms |
riches beyond any dream of avarice n.
|
hayal edilemeyecek kadar zenginlik |
|
280 |
Idioms |
riches beyond any dream of avarice n.
|
harca harca bitmeyecek kadar zenginlik |
|
281 |
Idioms |
riches beyond any dream of avarice n.
|
aşırı zenginlik |
|
282 |
Idioms |
wealth beyond the dream of avarice n.
|
karun kadar zenginlik |
|
283 |
Idioms |
wealth beyond the dream of avarice n.
|
hayal edilemeyecek kadar zenginlik |
|
284 |
Idioms |
wealth beyond the dream of avarice n.
|
harca harca bitmeyecek kadar zenginlik |
|
285 |
Idioms |
wealth beyond the dream of avarice n.
|
aşırı zenginlik |
|
286 |
Idioms |
wealth beyond any dream of avarice n.
|
karun kadar zenginlik |
|
287 |
Idioms |
wealth beyond any dream of avarice n.
|
hayal edilemeyecek kadar zenginlik |
|
288 |
Idioms |
wealth beyond any dream of avarice n.
|
harca harca bitmeyecek kadar zenginlik |
|
289 |
Idioms |
wealth beyond any dream of avarice n.
|
aşırı zenginlik |
|
290 |
Idioms |
back of the beyond n.
|
en ücra köşe |
|
291 |
Idioms |
above and beyond the call of duty n.
|
görev icabı yapılması gerekenler |
|
292 |
Idioms |
above and beyond the call of duty n.
|
görevin gerektirdikleri |
|
293 |
Idioms |
life beyond n.
|
ölümden sonraki yaşam |
|
294 |
Idioms |
wealth beyond the dream of avarice n.
|
karun kadar zenginlik |
|
295 |
Idioms |
wealth beyond the dream of avarice n.
|
hayal edilemeyecek kadar zenginlik |
|
296 |
Idioms |
wealth beyond the dream of avarice n.
|
harca harca bitmeyecek kadar zenginlik |
|
297 |
Idioms |
wealth beyond the dream of avarice n.
|
aşırı zenginlik |
|
298 |
Idioms |
wealth beyond any dream of avarice n.
|
karun kadar zenginlik |
|
299 |
Idioms |
wealth beyond any dream of avarice n.
|
hayal edilemeyecek kadar zenginlik |
|
300 |
Idioms |
wealth beyond any dream of avarice n.
|
harca harca bitmeyecek kadar zenginlik |
|
301 |
Idioms |
wealth beyond any dream of avarice n.
|
aşırı zenginlik |
|
302 |
Idioms |
riches beyond the dream of avarice n.
|
karun kadar zenginlik |
|
303 |
Idioms |
riches beyond the dream of avarice n.
|
hayal edilemeyecek kadar zenginlik |
|
304 |
Idioms |
riches beyond the dream of avarice n.
|
harca harca bitmeyecek kadar zenginlik |
|
305 |
Idioms |
riches beyond the dream of avarice n.
|
aşırı zenginlik |
|
306 |
Idioms |
riches beyond any dream of avarice n.
|
karun kadar zenginlik |
|
307 |
Idioms |
riches beyond any dream of avarice n.
|
hayal edilemeyecek kadar zenginlik |
|
308 |
Idioms |
riches beyond any dream of avarice n.
|
harca harca bitmeyecek kadar zenginlik |
|
309 |
Idioms |
riches beyond any dream of avarice n.
|
aşırı zenginlik |
|
310 |
Idioms |
the great beyond n.
|
ahiret |
|
311 |
Idioms |
the great beyond n.
|
öbür dünya |
|
312 |
Idioms |
be beyond (someone or something) v.
|
aklı alamamak |
|
313 |
Idioms |
be beyond (someone or something) v.
|
nedenini bilmemek |
|
314 |
Idioms |
be beyond (someone or something) v.
|
birini aşmak |
|
315 |
Idioms |
be beyond (someone or something) v.
|
ötesinde/ilerisinde/ardında/arkasında olmak |
|
316 |
Idioms |
be beyond (someone or something) v.
|
çözmek |
|
317 |
Idioms |
be beyond (someone or something) v.
|
geride bırakmak |
|
318 |
Idioms |
be beyond (someone or something) v.
|
üstesinden gelmek |
|
319 |
Idioms |
be beyond (someone or something) v.
|
halletmek |
|
320 |
Idioms |
be beyond someone or something v.
|
(bir şeyi) aşmak |
|
321 |
Idioms |
be beyond someone or something v.
|
geçmek |
|
322 |
Idioms |
be beyond someone or something v.
|
ötesine/ardına geçmek |
|
323 |
Idioms |
be beyond someone or something v.
|
aşmak |
|
324 |
Idioms |
be beyond someone or something v.
|
üstesinden gelmek |
|
325 |
Idioms |
be beyond someone or something v.
|
geride bırakmak |
|
326 |
Idioms |
be beyond someone or something v.
|
işi bitmiş olmak |
|
327 |
Idioms |
be beyond someone or something v.
|
-dan çıkmak |
|
328 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
329 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak hale gelmek |
|
330 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
331 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
inanılmayacak kadar değişmek |
|
332 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
büsbütün değişmek |
|
333 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tanınmaz hale gelmek |
|
334 |
Idioms |
change beyond all recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
335 |
Idioms |
change beyond all recognition v.
|
tanınmayacak hale gelmek |
|
336 |
Idioms |
change beyond all recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
337 |
Idioms |
change beyond all recognition v.
|
inanılmayacak kadar değişmek |
|
338 |
Idioms |
change beyond all recognition v.
|
büsbütün değişmek |
|
339 |
Idioms |
change beyond all recognition v.
|
tanınmaz hale gelmek |
|
340 |
Idioms |
alter beyond all recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
341 |
Idioms |
alter beyond all recognition v.
|
tanınmayacak hale gelmek |
|
342 |
Idioms |
alter beyond all recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
343 |
Idioms |
alter beyond all recognition v.
|
inanılmayacak kadar değişmek |
|
344 |
Idioms |
alter beyond all recognition v.
|
büsbütün değişmek |
|
345 |
Idioms |
alter beyond all recognition v.
|
tanınmaz hale gelmek |
|
346 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
umursamamak |
|
347 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
aldırmamak |
|
348 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
takmamak |
|
349 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
boş vermek |
|
350 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
önemsememek |
|
351 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
umurunda olmamak |
|
352 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
aldırış etmemek |
|
353 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
artık bir önemi olmamak |
|
354 |
Idioms |
be beyond hope v.
|
umutsuz/ümitsiz vaka olmak |
|
355 |
Idioms |
be beyond hope v.
|
ümit/umut vadetmemek |
|
356 |
Idioms |
be beyond hope v.
|
medet ummamak |
|
357 |
Idioms |
be beyond hope v.
|
ümit kesmek |
|
358 |
Idioms |
be beyond hope (of something) v.
|
iflah olamamak |
|
359 |
Idioms |
be beyond hope (of something) v.
|
seçenekleri tükenmek |
|
360 |
Idioms |
be beyond hope (of something) v.
|
başka seçeneği olmamak |
|
361 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
hiç şüphe duyulmamak |
|
362 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
şüphe/kuşku götürmemek |
|
363 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
şüpheden/kuşkudan uzak olmak |
|
364 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
çok güvenilir olmak |
|
365 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
hiçbir zan altında bulunmamak |
|
366 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
kuşkuya mahal bırakmamak |
|
367 |
Idioms |
cast beyond the moon v.
|
imkansızı düşlemek |
|
368 |
Idioms |
cast beyond the moon v.
|
olmayacak şeyleri bile düşlemek/hayal etmek |
|
369 |
Idioms |
cast beyond the moon v.
|
imkansızı istemek |
|
370 |
Idioms |
pass on to the great beyond v.
|
ahirette göçmek |
|
371 |
Idioms |
pass on to the great beyond v.
|
öbür/öte dünyaya göçmek |
|
372 |
Idioms |
pass on to the great beyond v.
|
göçmek |
|
373 |
Idioms |
pass on to the great beyond v.
|
ölmek |
|
374 |
Idioms |
pass on to the great beyond v.
|
ebediyete intikal etmek |
|
375 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
artık aldırmamak |
|
376 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
bundan sonra umursamamak |
|
377 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
bundan sonra umurunda olmamak |
|
378 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
artık vız gelmek |
|
379 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
artık kafa yormaktan vazgeçmek |
|
380 |
Idioms |
be beyond caring v.
|
bundan sonra zaman ayırmak istememek |
|
381 |
Idioms |
cast beyond the moon v.
|
olmayacak hayaller kurmak |
|
382 |
Idioms |
cast beyond the moon v.
|
gerçeklikten uzak olasılıkları düşünmek |
|
383 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak ölçüde değiştirmek |
|
384 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
385 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
baştan sona değiştirmek |
|
386 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
387 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
neredeyse sil baştan yapmak |
|
388 |
Idioms |
change beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak ölçüde değiştirmek |
|
389 |
Idioms |
change beyond (all) recognition v.
|
baştan sona değiştirmek |
|
390 |
Idioms |
change beyond (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
391 |
Idioms |
change beyond (all) recognition v.
|
neredeyse sil baştan yapmak |
|
392 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak ölçüde değiştirmek |
|
393 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
394 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
baştan sona değiştirmek |
|
395 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
396 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
neredeyse sil baştan yapmak |
|
397 |
Idioms |
be beyond one's ken v.
|
aklı ermemek |
|
398 |
Idioms |
go beyond a routine v.
|
alışılmışın dışına çıkmak |
|
399 |
Idioms |
beyond one's depth v.
|
boyunu geçmek/aşmak |
|
400 |
Idioms |
lie beyond someone v.
|
birini aşmak |
|
401 |
Idioms |
can't see beyond the end of one's nose v.
|
dar fikirli olmak |
|
402 |
Idioms |
can't see beyond the end of one's nose v.
|
dar düşünceli olmak |
|
403 |
Idioms |
go beyond a joke v.
|
ciddiye binmek |
|
404 |
Idioms |
can't see beyond the end of one's nose v.
|
dar görüşlü olmak |
|
405 |
Idioms |
get beyond a joke v.
|
ciddileşmek |
|
406 |
Idioms |
get beyond a joke v.
|
ciddiye binmek |
|
407 |
Idioms |
go beyond the joke v.
|
ciddilik kazanmak |
|
408 |
Idioms |
go beyond a joke v.
|
ciddileşmek |
|
409 |
Idioms |
go beyond one's brief v.
|
haddini aşmak |
|
410 |
Idioms |
can't see beyond the end of one's nose v.
|
göz gözü görmemek |
|
411 |
Idioms |
go above and beyond one's duty v.
|
görev sınırını aşmak |
|
412 |
Idioms |
beyond one's depth v.
|
harcı olmamak |
|
413 |
Idioms |
go above and beyond one's duty v.
|
görev alanını aşmak |
|
414 |
Idioms |
go above and beyond the call of duty v.
|
görev sınırını aşmak |
|
415 |
Idioms |
go above and beyond the call of duty v.
|
görev alanını aşmak |
|
416 |
Idioms |
can't see beyond the end of one's nose v.
|
işin sonunu düşünmemek |
|
417 |
Idioms |
can't see beyond the end of one's nose v.
|
ilerisini görememek |
|
418 |
Idioms |
lie beyond v.
|
ötesine geçmek |
|
419 |
Idioms |
live beyond one's means v.
|
kazandığından çok para harcamak |
|
420 |
Idioms |
lie beyond v.
|
ötesine taşmak |
|
421 |
Idioms |
be beyond the pale v.
|
kabullenilir yanı olmamak |
|
422 |
Idioms |
lie beyond v.
|
ötesinde yatmak |
|
423 |
Idioms |
go beyond the joke v.
|
şaka olmaktan çıkmak |
|
424 |
Idioms |
go beyond a joke v.
|
şakayı aşmak |
|
425 |
Idioms |
get beyond a joke v.
|
şaka olmaktan çıkmak |
|
426 |
Idioms |
get beyond a joke v.
|
şaka sınırlarını aşmak |
|
427 |
Idioms |
get beyond a joke v.
|
şakayı aşmak |
|
428 |
Idioms |
go beyond a joke v.
|
şakanın ötesine geçmek |
|
429 |
Idioms |
go beyond a joke v.
|
şaka olmaktan çıkmak |
|
430 |
Idioms |
go beyond a joke v.
|
şaka sınırlarını aşmak |
|
431 |
Idioms |
get beyond a joke v.
|
şakanın ötesine geçmek |
|
432 |
Idioms |
get beyond a joke v.
|
şakanın dozu kaçmak |
|
433 |
Idioms |
go beyond the joke v.
|
şaka sınırını aşmak |
|
434 |
Idioms |
go beyond a joke v.
|
şakanın dozu kaçmak |
|
435 |
Idioms |
go beyond the call of duty v.
|
yapılması gerekenden daha fazlasını yapmak |
|
436 |
Idioms |
be beyond the pale v.
|
(toplumsal kurallara göre) kabul edilir yanı/tarafı olmamak |
|
437 |
Idioms |
be beyond someone v.
|
(bir türlü) anlayamamak |
|
438 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
hiç şüphe duyulmamak |
|
439 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
şüphe/kuşku götürmemek |
|
440 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
şüpheden uzakta olmak |
|
441 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
kuşkudan uzak olmak |
|
442 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
çok güvenilir olmak |
|
443 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
hiçbir zan altında bulunmamak |
|
444 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
kuşkuya mahal bırakmamak |
|
445 |
Idioms |
go above and beyond v.
|
(görev, sorumluluk) sınırları dışına çıkmak |
|
446 |
Idioms |
go above and beyond v.
|
(görev, sorumluluk) sınırlarını aşmak |
|
447 |
Idioms |
change beyond (all) recognition v.
|
baştakiyle hiç alakası olmamak |
|
448 |
Idioms |
change beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar çok değişmek |
|
449 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
baştakiyle hiç alakası olmamak |
|
450 |
Idioms |
alter beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar çok değişmek |
|
451 |
Idioms |
change beyond (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
452 |
Idioms |
be beyond/past caring (about something) v.
|
(bir şeyi) artık umursamamak |
|
453 |
Idioms |
be beyond/past caring (about something) v.
|
(bir şeye) artık aldırmamak |
|
454 |
Idioms |
be beyond/past caring (about something) v.
|
(bir şeyi) artık takmamak |
|
455 |
Idioms |
be beyond/past caring (about something) v.
|
(bir şeye) artık boş vermek |
|
456 |
Idioms |
be beyond/past caring (about something) v.
|
(bir şeyi) umursamayı/kafaya takmayı bırakmak |
|
457 |
Idioms |
be beyond/past caring (about something) v.
|
(bir şeyden) artık etkilenmemek |
|
458 |
Idioms |
be beyond/past caring (about something) v.
|
(bir şey) artık umurunda olmamak |
|
459 |
Idioms |
be beyond/past caring (about something) v.
|
(bir şeyin) artık bir önemi olmamak |
|
460 |
Idioms |
be beyond/past caring (about something) v.
|
(bir şey) artık vız gelmek |
|
461 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
462 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak hale gelmek |
|
463 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
464 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
inanılmayacak kadar değişmek |
|
465 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmaz hale gelmek |
|
466 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
büsbütün değişmek |
|
467 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak ölçüde değişmek |
|
468 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
eskisiyle alakası olmamak |
|
469 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
470 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
471 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak hale gelmek |
|
472 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
473 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
inanılmayacak kadar değişmek |
|
474 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmaz hale gelmek |
|
475 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
büsbütün değişmek |
|
476 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak ölçüde değişmek |
|
477 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
eskisiyle alakası olmamak |
|
478 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
479 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
480 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak hale gelmek |
|
481 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
482 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
inanılmayacak kadar değişmek |
|
483 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmaz hale gelmek |
|
484 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
büsbütün değişmek |
|
485 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak ölçüde değişmek |
|
486 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
eskisiyle alakası olmamak |
|
487 |
Idioms |
change beyond/out of (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
488 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak kadar değişmek |
|
489 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak hale gelmek |
|
490 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
491 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
inanılmayacak kadar değişmek |
|
492 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmaz hale gelmek |
|
493 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
büsbütün değişmek |
|
494 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tanınmayacak ölçüde değişmek |
|
495 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
eskisiyle alakası olmamak |
|
496 |
Idioms |
alter beyond/out of (all) recognition v.
|
tamamen değişmek |
|
497 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
hiç şüphe duyulmamak |
|
498 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
şüphe/kuşku götürmemek |
|
499 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
şüpheden/kuşkudan uzak olmak |
|
500 |
Idioms |
be beyond suspicion v.
|
şüphe/kuşku yaratmamak |
|