cash - Türkisch Englisch Wörterbuch

cash

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "cash" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 29 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
cash n. nakit
This proposal will introduce a cash minimum amount of cigarette duty.
Bu teklif, sigara vergisi için nakit bir asgari tutar getirecektir.

More Sentences
General
cash n. para
One of the previous speakers said that people think that the streets of Brussels are paved with cash.
Önceki konuşmacılardan biri, insanların Brüksel sokaklarının para ile döşeli olduğunu düşündüklerini söyledi.

More Sentences
cash n. nakit
The Court subjects the financial management including of course the cash position, to detailed scrutiny.
Mahkeme, elbette nakit durumu da dahil olmak üzere mali yönetimi ayrıntılı incelemeye tabi tutar.

More Sentences
cash n. nakit para
It applies to all citizens of euroland who travel abroad and who wish to obtain their cash from a cash dispenser.
Yurt dışına seyahat eden ve nakit paralarını bir bankamatikten almak isteyen tüm Avrupa vatandaşları için geçerlidir.

More Sentences
cash v. paraya çevirmek
Cash this paycheck at the bank.
Bu maaş çekini bankada paraya çevir.

More Sentences
cash v. bozdurmak (çek)
You can cash your check at this window.
Bu vezneden çekinizi bozdurabilirsiniz.

More Sentences
cash v. bozmak
Can you cash this check for me?
Benim için bu çeki bozar mısın?

More Sentences
Trade/Economic
cash n. nakit
This proposal will introduce a cash minimum amount of cigarette duty.
Bu öneri, sigara vergisi için nakit asgari bir miktar getirecektir.

More Sentences
cash n. nakit para
Most criminals steal to sell their loot for cash on the black market.
Suçluların çoğu ganimetlerini karaborsada nakit para karşılığında satmak için çalıyor.

More Sentences
cash n. para
The thieves might try to move all the cash they collected at once.
Hırsızlar topladıkları tüm parayı bir kerede taşımaya çalışabilir.

More Sentences
Common Usage
cash n. peşin para
cash adj. peşin
General
cash n. peşin ödeme
cash n. kasa
cash n. peşin para
cash v. bozdurmak
cash v. tahsil etmek
cash adj. efektif
cash adj. ödemeli
Trade/Economic
cash n. hemen paraya çevrilebilecek banka mevduatı, menkul kıymet vs.
cash n. düşük değerli çin, endonezya, hindistan ve batı hint adaları madeni paraları
cash n. efektif para
cash n. kasa mevcudu
cash n. kasa
cash n. nakit akçe
cash n. peşin para
cash n. vezne
cash v. bozdurmak
cash adj. nakdi

Bedeutungen, die der Begriff "cash" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
in cash adv. peşin
Tom paid in cash.
Tom peşin ödedi.

More Sentences
General
cash register n. kasa
You have to pay the amount shown on the cash register.
Kasada gösterilen tutarı ödemek zorundasın.

More Sentences
cash register n. yazarkasa
The salesgirl couldn't open the cash register.
Satıcı kız yazarkasayı açamadı.

More Sentences
cash flow n. nakit akışı
They are most likely to occur if there is little democratic control on cash flow.
Nakit akışı üzerinde çok az demokratik denetim olması halinde ortaya çıkmaları olasılığı yüksektir.

More Sentences
cash movement n. nakit hareketi
It has, however, criticised the excessive incidence of errors in cash movements.
Bununla birlikte, nakit hareketlerindeki aşırı hata oranını eleştirmiştir.

More Sentences
cash register (us) n. yazar kasa
The budget is not simply a cash register; there is the issue of unanimity as against qualified majority.
Bütçe sadece bir yazar kasa değildir; nitelikli çoğunluğa karşı oybirliği meselesi vardır.

More Sentences
cash dispenser n. bankamatik
It applies to all citizens of euroland who travel abroad and who wish to obtain their cash from a cash dispenser.
Yurt dışına seyahat eden ve nakit paralarını bir bankamatikten almak isteyen tüm Avrupa vatandaşları için geçerlidir.

More Sentences
pay cash v. peşin ödemek
We paid cash.
Peşin ödedik.

More Sentences
pay cash v. nakit ödemek
We paid cash.
Nakit ödedik.

More Sentences
use cash v. nakit kullanmak
Using cash makes you think money is truly substantial.
Nakit kullanmak sana paranın gerçekten önemli olduğunu düşündürür.

More Sentences
in cash adv. nakden
You don't have to pay in cash.
Nakit ödemek zorunda değilsiniz.

More Sentences
in cash adv. nakit olarak
Tom wants to pay in cash.
Tom nakit olarak ödemek istiyor.

More Sentences
Trade/Economic
cash limit n. nakit limiti
What's the cash limit on this card?
Bu kartta nakit limiti nedir?

More Sentences
General
cash account n. nakit hesabı
cash value n. nakdi kıymet
cash point n. büyük bir satış yerinde kasa yeri
hard cash n. peşin para
cash on hand n. kasa bakiyesi
ready cash n. peşin para
cash flow table n. nakit akım tablosu
hard cash n. trinko para
hard cash n. nakit para
cash balance n. kasa mevcudu
allowance for cash n. indirim
cash balance n. ankes
cash box n. kasa
cash book n. kasa defteri
petty cash n. küçük kasa
hard cash n. nakit
cash price n. peşin fiyatı
cash basis n. peşin para esası
cash remittance n. para havalesi
cash register n. yazar kasa makinası
ready cash n. kasa mevcudu
cash audit n. kasa kontrolü
cash balance sheet n. kasa bilançosu
ready cash n. nakit
cash point n. kasa
petty cash n. küçük masraf
cash point n. para çekme makinası
loose cash n. bozuk para
cash desk n. vezne
cash cover n. karşılık
petty cash n. masraf kasası
immediate cash n. acil nakit
cash sale price n. peşin satış fiyatı
cash register n. otomatik yazar kasa
cash advance n. nakit iş avansı
business cash advance n. nakit iş avansı
cash toll n. nakit geçiş
electronic cash register n. elektronik yazarkasa
cash flow n. nakit hareketi
cash-desk n. gişe
solidarity cash-box n. işsizlik yardım sandığı
hard cash n. madeni para
available cash credit line n. kullanılabilir nakit kredi
available cash n. kullanılabilir nakit kredi
cash withdrawal from an atm machine while abroad n. yurtdışı atm'den nakit çekim
cash till n. yazar kasa
one-half cash n. yarısı peşin
first-half cash n. yarısı peşin
cash package n. nakit paket
cash package n. nakit paketi
cash money n. nakit para
cash money n. peşin para
cash flow problem n. nakit problemi/sorunu
cash withdrawal n. nakit çekim
cash withdrawal n. nakit çekimi
cash card n. bankamatik kartı
travel cash and airline ticket n. yolculuk parası ve uçak bileti
a wads of cash n. bir tomar para
shortfall of cash n. nakit yetersizliği
cash safe n. nakit kasası
cash on delivery n. kapıda ödeme
cash discount n. nakit indirim
cash register receipt n. kasa fişi
the cash [canadian] n. ödeme kasası
cash bar n. parti ya da etkinlikte cam bardakta içecek satılan bar/tezgah
cash bar n. partide parayla içki satışı yapılan özel bar
cash mob n. bir işletmeye destek olmak için organize olup o işletmede para harcayan insanlar
cash railway n. küçük bir taşıyıcının bir hat üzerinde hareket ettiği nakit para taşıma şekli
cash prize n. para ödülü
cash-strapped administration n. nakit sıkıntısı çeken yönetim
cash-in advance n. peşin ödeme
armored cash transport car n. zırhlı para taşıma aracı
pay cash in hand v. avucuna saymak
turn into cash v. paraya çevirmek
turn into cash v. nakde çevirmek
buy for cash v. peşin almak
cash in v. nalları dikmek
pay in hard cash v. peşin ödemek
cash in v. ölmek
turn into cash v. bozdurmak
cash a check v. paraya çevirmek
cash in on v. faydalanmak
change the cheque into cash v. çek bozdurmak
work cash in hand v. peşin çalışmak
convert into cash v. nakde çevirmek
convert into cash v. nakite çevirmek
cash a cheque in the bank v. çeki bankada bozdurmak
withdraw cash v. para çekmek
cash on v. fayda sağlamak
withdraw cash v. nakit para çekmek
pay in cash and in advance v. nakden ve peşinen ödemek
pay upfront in cash v. nakden ve peşinen ödemek
cash in v. yararlanmak
cash in v. kazanç sağlamak
pay cash-in-hand v. (parayı) elden yatırmak
pay cash-in-hand v. parayı elden yatırmak
cash in on v. menfaat sağlamak
cash in on v. çıkar sağlamak
have cash in hand v. parası olmak
cash in v. paraya çevirmek
cash in v. faydalanmak
be in cash v. parası olmak
buy for cash v. peşin satın almak
draw cash v. nakit çekmek
need cash v. nakite sıkışmak
need cash v. paraya sıkışmak
receive payment by cash v. ödemeyi peşin almak
receive payment in cash v. ödemeyi peşin almak
stuff something full of cash v. içini parayla doldurmak
cash the letter of guarantee v. teminat mektubu kırdırmak
pocket the cash v. parayı cebe atmak
carry a lot of cash v. yüklü miktarda nakit para taşımak
cash forged check v. sahte çek bozdurmak
turn into cash v. nakde dönüştürmek
cash out v. bahis bozdurmak
cash out v. kişisel hedef ve hayalleri sorgulayıp daha basit bir yaşam tarzına geçmek
payable to cash adj. hamiline
cash-strapped adj. para sıkıntısı çeken
cash-rich adj. kasası dolu; bol nakti olan
cash-rich adj. harcayacak parası olan
by cash adv. peşin para ile
cash on delivery adv. ödemeli
cash on delivery adv. tesliminde ödenecek
by cash adv. peşinen
for cash adv. peşinen
in cash adv. peşin olarak
for cash adv. peşin para
for cash adv. peşin para ile
in cash adv. nakdi
cash on-delivery adv. ödemeli
the cash machine swallowed my card expr. atm kartımı yuttu
Phrasals
cash in v. bir şeyi nakde çevirmek
cash in v. oyun sonunda elindeki fişleri nakde çevirmek
cash in v. kredi kartı puanlarını kullanarak bir şey almak
cash in v. bir fırsattan yararlanarak kâr etmek
cash in v. fırsat bilip kazanç sağlamak
cash in v. bir fırsattan yararlanmak
cash in v. bir fırsatı değerlendirmek
cash in v. parasını çekmek
cash in v. hisselerini satmak
cash in v. ölmek
cash in v. defteri dürülmek
cash up v. ciro etmek
cash up v. fon oluşturmak
cash up v. gereken parayı sağlamak
cash up v. finanse etmek
cash out (something) v. satarak nakde çevirmek
cash in v. bozdurmak
cash in v. (nakde) çevirmek
cash in v. ayrılmak
cash in v. çıkmak
cash something in (for something) v. bir şeyi (bir şeye) çevirmek
cash something in (for something) v. bir para birimini başka bir para birimine çevirmek
cash something in (for something) v. bir para birimini bozdurmak
cash something in (for something) v. hisse senedi, ipotek bozdurmak
cash something in (for something) v. bir şeyi nakde çevirmek
cash something in (for something) v. oyun fişlerini nakde çevirmek/bozdurmak
cash something in v. bir şeyi nakde çevirmek
cash something in v. bir şeyi bozdurmak
cash in v. kumar oyunundan çekilmek
cash in v. hesapları kapatıp anlaşmadan çekilmek
Phrases
flush with cash expr. cebi dolgun
cash register must be z read expr. kasadan z raporu alınmalıdır
flush with cash expr. para içinde yüzen
Proverb
cash is trash nakdinizi yatırıma dönüştürün!
cash is trash nakdinizi heba etmeyin!
cash is trash nakdinizi çöpe atmayın!
Colloquial
a handful of cash n. bir tomar para
hard cash n. hazır para
hard cash n. nakit para
cash burn n. nakit sıkıntısı
cash down [uk] n. peşin ödeme
cash grab n. para tuzağı
cash grab n. sadece kâr elde etmek amacıyla tasarlanmış ürün
cash in one's chips v. tahtalıköyü boylamak
cash out v. bir mülkü satıp paraya çevirmek
cash out v. zor zamanlarda mülkü elden çıkarıp paraya çevirmek
cash out v. paraya sıkıştığı için mülk satıp paraya çevirmek
cash out v. gün sonu hesap kapatmak
cash out v. gün sonunda kazanılan parayı saymak
cash out v. gün sonu hasılatını saymak
cash out v. hayatını sadeleştirmek
cash out v. daha sakin bir hayata geçmek
cash out v. iş değiştirip/emekli olup daha yalın bir hayat sürmek
cash out v. elini eteğini çekmek
cash out v. ununu elemek, eleğini asmak
cash out v. banka/emeklilik hesabından para çekmek
cash out v. banka/emeklilik hesabındaki tüm parayı çekmek
cash out v. kumar fişi bozdurmak
cash out v. kumarda kazandıklarını nakde çevirmek
cash out v. birine bir şey karşılığında para ödemek
cash out v. birine ücret ödemek
cash out v. birinin hakkını ödemek
cash someone out v. birine parasını/ücretini ödemek
cash someone out v. birine maaşını ödemek
trash and cash adj. (borsada) bir hisse hakkında zararlı bilgilerin dolaşımı
house rich cash poor expr. evi barkı var harcayacak parası yok
cash on the barrelhead expr. önce para
a cash check expr. nakit çeki
cash or charge? expr. nakit mi kredi kartı mı?
cash on the barrelhead expr. paranın ucunu görelim
cash or credit? expr. peşin mi kredi kartıyla mı?
cash on the barrelhead expr. parayı görelim
fork over the cash expr. sökül parayı
cash only don't ask for credits please expr. veresiyemiz yoktur lütfen teklif etmeyiniz
cash or check expr. nakit mi çekle mi?
cash or check expr. peşin ödeme mi çek mi?
cash or credit expr. nakit mi kart mı?
cash or credit expr. peşin ödeme mi kredi kartı mı?
Idioms
cash only n. sadece nakit alma
cash only n. yalnızca peşin parayla çalışma
cash only n. sadece nakit geçen mağaza
a cash cow n. bir firmaya çok fazla para kazandıran ürün
cash cow n. çok para getiren karlı iş
a cash cow n. karlı iş
cash flow problem n. nakit sıkıntısı
cash on the barrelhead n. peşin
cash on the line n. peşin
cash flow problem n. para sorunu
cash on the barrel n. anında nakit olarak ödeme
cash on the barrel n. peşin satış yapma
a cash flow problem n. nakit problemi/sorunu
a cash flow problem n. nakit sıkıntısı
cash flow n. nakit
cash flow n. peşin para
cash on the nail n. peşin ödeme
cash on the nail n. nakit ödeme
cash on the nail n. anında ödeme
cash in (one's) checks v. defteri dürülmek
cash in (one's) checks v. öbür dünyayı boylamak
cash in (one's) checks v. tahtalı köyü boylamak
cash in (one's) checks v. ruhunu teslim etmek
cash in (one's) checks v. mortoyu çekmek
cash in (one's) checks v. nalları dikmek
cash in checks v. defteri dürülmek
cash in checks v. öbür dünyayı boylamak
cash in checks v. tahtalı köyü boylamak
cash in checks v. ruhunu teslim etmek
cash in checks v. mortoyu çekmek
cash in checks v. nalları dikmek
cash (one's) chips in v. oyun sonunda elindeki fişleri nakde çevirmek
cash (one's) chips in v. bir topluluktan çıkmak
cash (one's) chips in v. bir toplantıdan ayrılmak
cash (one's) chips in v. defteri kapamak
cash (one's) chips in v. geceyi kapamak
cash (one's) chips in v. bu gecelik bu kadar demek
cash (one's) chips in v. ölmek
cash (one's) chips in v. defteri dürülmek
cash (one's chips) in v. oyun sonunda elindeki fişleri nakde çevirmek
cash (one's chips) in v. geceyi kapamak
cash (one's chips) in v. bu gecelik bu kadar demek
cash (one's chips) in v. ölmek
cash (one's chips) in v. defteri dürülmek
cash one's checks in v. ölmek
cash one's checks in v. defteri dürülmek
cash in on opportunity v. bir fırsattan yararlanmak
cash in on opportunity v. bir fırsatı değerlendirmek
send (something) cash on delivery v. kapıda ödenmek üzere göndermek
send (something) cash on delivery v. kapıda ödenecek şekilde yollamak
cash in one's chips v. bir şeylerini satmak
become pressed for cash v. darboğaza girmek
become pushed for cash v. darboğaza girmek
be pressed for cash v. darboğaza girmek
be making cash hand over fist v. çuvalla para kazanmak
be pushed for cash v. darda olmak
get pushed for cash v. darda olmak
get pressed for cash v. darda olmak
get pushed for cash v. darboğaza girmek
be pressed for cash v. darda olmak
be pushed for cash v. darboğaza girmek
get pressed for cash v. darboğaza girmek
cash in one's chips v. ecel şerbetini içmek
be strapped for cash v. hiç parası olmamak
cash in one's chips v. öbür dünyayı boylamak
be strapped for cash v. meteliksiz olmak
cash in one's chips v. kendine ait olan şeyleri (hisse vb) satmak
be strapped for cash v. meteliğe kurşun atmak
cash in one's chips v. ölmek
get pushed for cash v. paraya sıkışmak
get pressed for cash v. paraya sıkışmak
be pressed for cash v. paraya sıkışmak
cash in one's chips v. ruhunu teslim etmek
become pushed for cash v. paraya sıkışmak
become pressed for cash v. paraya sıkışmak
be hard up for cash v. paraya sıkışık olmak
be pushed for cash v. paraya sıkışmak
get pushed for cash v. (maddi olarak) dara düşmek
become pushed for cash v. (maddi olarak) dara düşmek
be pushed for cash v. (maddi olarak) dara düşmek
be pressed for cash v. (maddi olarak) dara düşmek
get pressed for cash v. (maddi olarak) dara düşmek
become pressed for cash v. (maddi olarak) dara düşmek
to pay cash on the barrelhead v. peşin ödemek
cash in (one's) chips v. kumar fişi bozdurmak
cash in (one's) chips v. kumarda kazandıklarını nakde çevirmek
cash in (one's) chips v. bahis bozdurmak
cash in (one's) chips v. gidip yatmak
cash in (one's) chips v. bir ortamdan ayrılıp yatmaya gitmek
be strapped for cash v. paraya sıkışmak
be strapped for cash v. nakde sıkışmak
be strapped for cash v. paraya/nakde sıkışık olmak
cash in chips v. oyun fişlerini nakde çevirmek/bozdurmak
cash in chips v. tahtalıköyü boylamak
cash in chips v. bir topluluktan çıkmak/ayrılmak
cash in chips v. defteri kapamak
cash in chips v. geceyi kapamak
cash in chips v. bu gecelik bu kadar demek
cash in chips v. ölmek
cash in chips v. defteri dürülmek
cash in chips v. öbür dünyayı boylamak
cash in chips v. kumar fişi bozdurmak
cash in chips v. bahis bozdurmak
cash in chips v. gidip yatmak
cash in chips v. bir ortamdan ayrılıp yatmaya gitmek
cash in on (something) v. (bir şeyden) faydalanmak
cash in on (something) v. (bir şeyden) istifade etmek
cash in on (something) v. (bir şeyden) yararlanmak
cash in on (something) v. (bir şeyden) çıkar sağlamak
cash in on (something) v. (bir şeyden) menfaat sağlamak
cash in your chips v. sahip olduklarını bozdurmak/paraya çevirmek
cash in your chips v. yatırımını satmak/bozdurmak/paraya çevirmek
pay (for something) cash on delivery v. (bir şeyin) ödemesini kapıda yapmak
pay (for something) cash on delivery v. kapıda ödemek
pay (for something) cash on delivery v. (bir şeyin) parasını teslimat sırasında ödemek
pay (for something) cash on delivery v. (bir şeyi) kapıda ödemeli olarak satın almak
strapped for cash adj. nakde sıkışmış
pushed for cash adj. paraya sıkışmış
strapped for cash adj. paraya sıkışmış
pressed for cash adj. paraya sıkışmış
strapped for cash adj. parası kalmamış
take the cash and let the credit go expr. bugünkü tavuk yarınki kazdan yeğdir
take the cash and let the credit go expr. eldeki kuş daldakinden yeğdir
take the cash and let the credit go expr. bir peşin bin veresiyeden iyidir
take the cash and let the credit go expr. onun cenneti veresiye benimki peşin
strapped for cash expr. dar boğaza düşmüş
cash is king expr. nakit kraldır
cash on the line expr. peşin (ödeme)
cash on the barrelhead expr. peşin (ödeme)
cold hard cash expr. tamamen peşin
in cold cash expr. tamamen peşin
in cold cash expr. nakit
Speaking
I don't have any cash expr. hiç param yok
take this instead of cash expr. para yerine bunu al
accept this instead of cash expr. para yerine bunu kabul et
he paid cash out of his left front pocket expr. sol ön cebinden çıkardığı parayla nakit ödedi
Trade/Economic
cash equivalent n. üç aydan kısa vadeli likit borçlanma aracı
cash flow n. şirket kasasında her türlü harcama için bulunan nakit para (maaş, masraf, temettü vb.)
cash limit n. bütçe kontrol araçlarının belirlenmesinden önce genel harcamalara getirilen sınır
cash sales n. nakit satışlar
cash sales n. peşin satışlar
cash-and-carry n. vadeli piyasada, spot malların vadeli işlem sözleşmesinden elde edilen karla alınıp satıldığı işlem türü
cash-book n. kasa defteri
cash credit line n. nakit avans limiti
non-cash expense n. nakit çıkışı gerektirmeyen giderler
immediate cash need n. acil nakit ihtiyacı
cash on delivery n. alıcı ödemeli
issue otherwise than for cash n. ayni olarak konulan sermaye
unapplied cash n. ayrılmamış para
cash cow n. ana gelir kaynağı
cash sweep n. artı bakiyenin otomatik olarak verilen talimata göre yatırıma/ödemelere yönlendirilmesi
statement of cash receipts and cash disbursements n. alacak ve ödeme cetveli
immediate cash need n. acil nakit gereksinimi
cash in hand n. ankes
cash-call for the unpaid portion of capital n. apel
non-cash assets n. ayni varlıklar
in-kind and in-cash n. ayni ve nakdi
cash against documents n. belgelerin teslimi karşılığı
restricted cash n. belirli bir amaca kullanılmak üzere çekilebilen para
cash dispenser n. bankomat
cash against documents n. belgeler karşılığı ödeme
cash in bank n. bankada mevcut para
cash on deposit n. bankadaki mevduat
cash machine n. bankomat
cash point n. bankamatik
cash dispenser n. bankamatik
cash card n. bankamatik kartı
cash remittance in bank n. bankaya nakit ödemesi
cash at bank n. bankadaki para
cash in bank n. bankadaki para
cash at bank n. bankada bulunan nakit
cash in bank account n. banka mevduat hesabı
restricted cash n. belirli koşullara göre çekilebilen para
cash price n. bedeli peşin
cash value n. bir mal veya menkul kıymetin nakit değeri
direct method of reporting cash flows from operating activities n. brüt yöntem
cash surrender value n. bir hayat sigortası poliçesinin feshinde ödenecek nakdi tazminat
a massive influx of cash n. büyük bir nakit para akışı
cash flow available for debt service (cfads) n. borç yönetimine uygun nakit akışı
actual cash value n. bugünkü parasal değeri
cash cow n. bir firmaya çok fazla para kazandıran ürün
cash surrender value n. bir hayat sigortası poliçesinin tasarruf kısmı
cash balance n. cari hesap dengesi
current investments and cash at bank and in hand n. cari yatırımlar ve bankada ya da elde bulunan nakit
cash book n. cari hesap defteri
cash cheque n. çizgili olmayan çek
cash budget n. cari bütçe
other cash received from cash inflows n. diğer nakit girişleri
other cash outflows n. diğer nakit çıkışları
cash in hand internal n. dahili kasa
cash price n. derhal teslim edilecek malın fiyatı
assets ready convertible into cash n. derhal paraya çevrilebilen kıymetler
cash asset n. derhal paraya dönüştürülebilecek varlıklar
other cash equivalents n. diğer hazır değerler
cash in hand internal account n. dahili kasa hesapları
cash outflows within the period n. dönem içi nakit çıkışları
cash inflows within the period n. dönem içi nakit girişleri
period end cash and cash equivalents n. dönem sonu nakit ve nakit benzerleri
cash at the end of period n. dönem sonu nakit mevcudu
cash ratio n. disponibilite oran
cash outflows due to investment in non-current assets n. duran varlık yatırımlarına ilişkin nakit çıkışları
disposable cash reserves n. disponibilite
regular cash flow n. düzenli nakit akışı
cash at the beginning of the period n. dönem başı nakit mevcudu
cash ratio n. disponibilite oranı
cash on hand n. elde mevcut para
cash in hand n. eldeki nakit
cash in hand n. elde mevcut para
ready cash n. eldeki para
cash in hand n. elde bulunan para
available cash n. eldeki nakit
spot cash n. emre hazır para
cash on hand n. eldeki nakit
equivalent annual cash flow n. eş değer yıllık nakit akımı
cash in hand n. eldeki para
petty cash n. eldeki nakit avans
cash crop n. endüstri bitkisi
incremental cash flows n. ek nakit akımları
unlevered cash flow n. faiz ödemeleri hesaplanmadan önceki şirket nakit akışı
unapplied cash n. fonla ilgili olarak henüz kullanılmamış para
non-cash transactions n. gayrinakdi işlemler
cash outflows due to financial expenses n. finansman giderlerinden dolayı nakit çıkışları
non-cash risk management n. gayrinakit risk yönetimi
non-cash loans n. gayri nakdi krediler
cash outflows due to operating expenses n. faaliyet giderlerine ilişkin nakit çıkışları
non-cash ytl loans n. gayrinakdi ytl krediler
future cash flow n. gelecekteki nakit akışı
daily cash proof n. günlük kasa muvazenesi
imprest cash n. giderleri karşılamak için oluşturulan nakit hesabı
general cash n. genel fon
general cash offer n. genel arz
prompt cash n. hazır para
cash pooling n. havuz hesabı
cash in hand external n. harici kasa
ready cash n. hazır para
net prompt cash n. hazır para
cash received from share premium n. hisse senedi ihraç primlerinden sağlanan nakit
cash and cash equivalents n. hazır değerler
cash assets n. her an paraya çevrilebilir aktif
discounted cash flow n. ıskonto edilmiş nakit akımı
running cash n. işleyen para
direct method of reporting cash flows from operating activities n. işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarının raporlanmasında doğrudan yöntem
cash flow from operations to total liabilities n. işletme faaliyetlerinden nakit akışının toplam borçlara oranı
cash crop n. ihracat için üretilen mahsul
actual cash value n. ikame değeri
indirect method of reporting cash flows from operating activities n. işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarının raporlanmasında endirekt yöntem
cash order n. ibrazında poliçe
cash flow provided by operations n. işletme faaliyetlerinden gelen (kısa dönem) nakit akışı
business cash consideration n. iş nakit karşılıkları
allowance for cash n. indirim
discounted cash flows analysis (dcf analysis) n. indirgenmiş nakit akımları analizi (ina analizi)
cash benefits n. işveren tarafından çalışana veya çalışanla ilişkili kişilere verilen vergiye tabi yardım
cash-out refinance mortgage loan n. ipotek teminatlı kredinin yeniden finanse edilmesi
direct method of reporting cash flows from operating activities n. işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarının raporlanmasında direkt yöntem
cash benefits n. işverenin işçiye yaptığı para yardımı
discounted cash flow n. indirgenmiş nakit akışı
discounted cash flow n. iskonto edilmiş nakit akımı
indirect method of reporting cash flows from operating activities n. işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarının raporlanmasında dolaylı yöntem
cash flow from operating activities n. işletme faaliyetlerinden gelen (kısa dönem) nakit akışı
discounted cash flow n. iskonto edilmiş nakit akışı
operating cash flow (ocf) n. işletme faaliyetlerinden gelen (kısa dönem) nakit akışı
cash flow from operations to current liabilities ratio n. işletme faaliyetlerinden nakit akışının kısa vadeli borçlara oranı
cash crop n. ihracat ürünü
cash records n. kasa kayıtları
cash on hand n. kasa mevcudu
cash book n. kasa defteri
cash statement n. kasa durumu
cash shortage n. kasa açığı
statement of cash receipts and cash disbursements n. kasa girişleri ve kasa ödemeleri tablosu
cash fund n. kasa fonu
cash receipts journal n. kasa girdi defteri
cash disbursement n. kasa ödemesi
surplus in the cash n. kasa fazlası
cash receipts book n. kasa tahsilat defteri
cash subsidiary ledger n. kasa muavin defteri
cash voucher n. kasa bonosu
cash receipt n. kasa tahsilatı
cash cover n. kasa karşılığı