Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | familiar adj. | aşina | ||
The pattern is familiar from cooperation on issues of legal policy. Bu yol, hukuk politikasına ilişkin konulardaki işbirliğinden aşinadır. More Sentences |
||||
Common Usage | familiar adj. | tanıdık | ||
You know that I have repeated this request during every Budget procedure; it has become a familiar refrain. Bu talebimi her bütçe görüşmesinde tekrarladığımı biliyorsunuz; bu artık tanıdık bir nakarat haline geldi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | familiar adj. | tanıdık | ||
It has been an interesting debate, focusing on some familiar and central themes. Bazı tanıdık ve merkezi temalara odaklanan ilginç bir tartışma oldu. More Sentences |
||||
General | familiar adj. | alışık | ||
None of the Member States can hope that the uniform system will correspond to what it has been familiar with at home. Üye Devletlerden hiçbiri, tek tip sistemin kendi ülkelerinde alışık oldukları sisteme karşılık geleceğini umamaz. More Sentences |
||||
General | familiar adj. | bildik | ||
We are all familiar with the enormous problems that we face. Karşı karşıya olduğumuz devasa sorunları hepimiz biliyoruz. More Sentences |
||||
General | familiar adj. | bilen | ||
Filiberto lives in a very large apartment in a city we're not familiar with. Filiberto bilmediğimiz bir şehirde çok büyük bir dairede yaşıyor. More Sentences |
||||
General | familiar adj. | bilinen | ||
We can continue in familiar fashion and prepare a fundamental reform with the next Intergovernmental Conference. Bilinen şekilde devam edebilir ve bir sonraki Hükûmetlerarası Konferans ile köklü bir reform hazırlayabiliriz. More Sentences |
||||
General | familiar adj. | bilindik | ||
That is a familiar argument in this House. Bu, bu Meclis'te bilindik bir argüman. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | familiar adj. | bilinen | ||
We can continue in familiar fashion and prepare a fundamental reform with the next Intergovernmental Conference. Bilinen şekilde devam edebilir ve bir sonraki Hükümetlerarası Konferans ile köklü bir reform hazırlayabiliriz. More Sentences |
||||
Technical | familiar adj. | tanınan | ||
His name is familiar to everybody in the country. Onun adı ülkedeki herkes tarafından tanınıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | familiar n. | iyi arkadaş | ||
General | familiar n. | hizmetçi | ||
General | familiar n. | arkadaş | ||
General | familiar n. | samimi arkadaş | ||
General | familiar n. | yakın dost | ||
General | familiar n. | büyülü hayvan (içine büyüyle ruh girmiş) | ||
General | familiar n. | bir şeye alışkın kimse | ||
General | familiar n. | mekan müdavimi | ||
General | familiar adj. | laubali | ||
General | familiar adj. | samimi | ||
General | familiar adj. | iyi tanınan | ||
General | familiar adj. | içlidışlı | ||
General | familiar adj. | sulu | ||
General | familiar adj. | yakın | ||
General | familiar adj. | senlibenli | ||
General | familiar adj. | arsız | ||
General | familiar adj. | mahrem | ||
General | familiar adj. | iyi bilinen | ||
General | familiar adj. | teklifsiz | ||
General | familiar adj. | alışılmış | ||
General | familiar adj. | senli benli | ||
General | familiar adj. | içten | ||
General | familiar adj. | yaygın | ||
General | familiar adj. | dostça | ||
General | familiar adj. | olağan | ||
General | familiar adj. | alışıldık | ||
General | familiar adj. | evcil | ||
General | familiar adj. | evcilleştirilmiş | ||
General | familiar adj. | uysallaştırılmış | ||
General | familiar adj. | uysal | ||
General | familiar adj. | ehil | ||
General | familiar adj. | bilgi sahibi | ||
General | familiar adj. | bir şeyle bilinen | ||
General | familiar adj. | cinsel anlamda yakın | ||
General | familiar adj. | aile için | ||
General | familiar adj. | aileler için tasarlanan | ||
General | familiar adj. | aileye uygun | ||
General | familiar adj. | aileler arasında yaygın | ||
Religious | ||||
Religious | familiar n. | (roma katolik kilisesi) piskoposun veya papanın evine bağlı olan ve destek karşılığı hizmet sunan kimse | ||
Religious | familiar n. | (roma katolik kilisesi) engizisyon görevlisi | ||
Archaic | ||||
Archaic | familiar adj. | aileye ait | ||
Archaic | familiar adj. | aile ile ilgili | ||
Archaic | familiar adj. | ailevi |