judicial - Türkisch Englisch Wörterbuch

judicial

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "judicial" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
judicial adj. yargı
We share the idea that the division of judicial issues between two pillars creates difficulties.
Yargı konularının iki sütun arasında bölünmesinin zorluklar yarattığı fikrini paylaşıyoruz.

More Sentences
judicial adj. adli
We must therefore await the results of the judicial inquiry before we can provide further details.
Bu nedenle daha fazla ayrıntı vermeden önce adli soruşturmanın sonuçlarını beklemek durumundayız.

More Sentences
judicial adj. hukuki
As far as that is concerned, I believe there are judicial uncertainties that need to be overcome.
Bu konuda, aşılması gereken hukuki belirsizlikler olduğuna inanıyorum.

More Sentences
Trade/Economic
judicial adj. adli
One of the key points on this list was the strengthening of police and judicial cooperation.
Bu listedeki kilit noktalardan biri de polis ve adli işbirliğinin güçlendirilmesiydi.

More Sentences
Law
judicial adj. adli
However, the examination of judicial and administrative capacity is limited to areas covered by the Customs union.
Ancak, adli ve idari kapasiteye ilişkin inceleme, Gümrük Birliği kapsamındaki alanlarla sınırlıdır.

More Sentences
judicial adj. yargısal
In principle, that is fine, but there is no democratic or judicial scrutiny.
Prensipte bu iyi ama demokratik ya da yargısal bir denetim yok.

More Sentences
General
judicial adj. yargılayan
judicial adj. eleştirici
judicial adj. türel
judicial adj. tüzel
judicial adj. mahkemeye ait
judicial adj. tarafsız
judicial adj. hükmi
judicial adj. yargıçlara ait
judicial adj. yargılama
Trade/Economic
judicial adj. hukuki
judicial adj. mahkeme kararıyla izin verilen
judicial adj. yasal
Law
judicial adj. hukuki
judicial adj. hakime ait
judicial adj. mahkemeye ait
judicial adj. kazai
judicial adj. yargı ile ilgili
Religious
judicial adj. allah'ın emri ile olan

Bedeutungen, die der Begriff "judicial" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 263 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
judicial authorities n. adli makamlar
The initial text as you have mentioned confused judicial authorities, courts and judges.
Sizin de bahsettiğiniz gibi ilk metin adli makamların, mahkemelerin ve hakimlerin kafasını karıştırmıştır.

More Sentences
Law
judicial authorities n. adli makamlar
The initial text as you have mentioned confused judicial authorities, courts and judges.
Bahsettiğiniz gibi ilk metin adli makamların, mahkemelerin ve hakimlerin kafasını karıştırmıştır.

More Sentences
judicial assistance n. adli yardımlaşma
There is only a vague mandate to draw up, sometime or other, an agreement on mutual judicial assistance.
Sadece şu ya da bu şekilde karşılıklı adli yardımlaşmaya ilişkin bir anlaşma hazırlanması yönünde muğlak bir yetki var.

More Sentences
judicial system n. yargı sistemi
Latvia has to make serious advances in the reform of its judicial system and in dealing with corruption.
Letonya'nın yargı sistemi reformunda ve yolsuzlukla mücadelede ciddi ilerlemeler kaydetmesi gerekmektedir.

More Sentences
judicial decisions n. yargı kararları
This will be an instrument that complements the mutual recognition of judicial decisions.
Bu, yargı kararlarının karşılıklı tanınmasını tamamlayan bir araç olacaktır.

More Sentences
judicial process n. yargı süreci
I remain worried about the whole operation of the judicial process.
Yargı sürecinin tüm işleyişine ilişkin endişelerim devam etmektedir.

More Sentences
judicial independence n. yargı bağımsızlığı
There is a tradition in certain Member States that judicial independence should not be encroached upon.
Bazı Üye Devletlerde yargı bağımsızlığının ihlal edilmemesi gerektiğine dair bir gelenek vardır.

More Sentences
judicial control n. yargı denetimi
Indeed, the Court of Justice has been denied full powers of judicial control.
Bu nedenle Adalet Divanı'nın tam yargı denetimi yetkisi reddedilmiştir.

More Sentences
judicial authority n. yargı makamı
They fail to solve conflicts of competence between judicial authorities.
Yargı makamları arasındaki yetki çatışmalarını çözmede başarısız olurlar.

More Sentences
judicial procedure n. yargı süreci
Following a judicial procedure at home, an international trial was therefore inevitable.
Dolayısıyla, ulusal yargı sürecinin ardından uluslararası bir yargılama kaçınılmazdı.

More Sentences
General
judicial murder n. adli katil
conflict of judicial decisions n. adli kararlarda çatışma
judicial opinions n. yargı gerekçeleri
judicial process n. usul hukuku
judicial process n. hukuki süreç
compensation for judicial error n. adli hatanın tazminatı
judicial power n. yargı gücü
judicial decision n. adli karar
compensation for judicial error n. yargı hatalarında tazminat
judicial districts n. yargı yetkisi
conflict of judicial decisions n. adli kararlarda uyuşmazlık
judicial review n. yargı kontrolü
judicial commission n. adliye encümeni
judicial ethics n. yargı ahlakı
judicial error n. yargı hataları
judicial statistics n. adalet istatistikleri
judicial proceeding n. adli muamele
judicial system n. hukuk sistemi
judicial and extrajudicial documents n. hukuki ve hukuki olmayan dokümanlar
judicial error n. hukuki hata
judicial process n. adli süreç
specialist in judicial affairs n. adliyeci
judicial assistance n. adli yardım
judicial system n. adalet sistemi
retroactive judicial decisions n. önceki mahkeme kararları
judicial review of administrative acts n. idari fiillerde yargı kontrolü
judicial council n. yargı örgütü
(legal/judicial) proceedings n. dava ikamesi
judicial discretion n. takdir hakkı
judicial review n. yargı kontrölü
judicial report n. adli rapor
judicial authorities n. adli mercii
judicial records code n. adli sicil kanunu
judicial principle n. yasanın dayandırıldığı prensip
judicial principle n. düstur
judicial doctrine n. düstur
judicial doctrine n. yasanın dayandırıldığı prensip
judicial power n. yargıç gücü
judicial disposition n. yargı tasarrufu
judicial process n. mahkeme süreci
judicial discretion n. takdir yetkisi
respect the judicial process v. yargı sürecine saygı göstermek
maintain public confidence in the judicial system v. halkın adalete olan güvenini boşa çıkarmamak
maintain public confidence in the judicial system v. kamuoyunun hukuk sistemine olan güvenini sürdürmek
Trade/Economic
judicial error n. adli hata
judicial fine n. adli para cezası
judicial system n. adalet sistemi
judicial murder n. adli katil
judicial proceedings n. adli muameleler
judicial sale n. icra yoluyla satış
judicial sale n. icrai satış
judicial decision n. kazai karar
judicial discretion n. takdir hakkı
judicial function n. yargı fonksiyonu
Law
judicial combat n. düello ile yargılanma
judicial admonition n. adli tevbih
action for judicial separation n. ayrılık davası
judicial organization n. adalet teşkilatı
judicial case n. adli vaka
judicial act n. adli muamele
supreme judicial court n. abd maine ve massachusetts eyaletleri yargıtayı
judicial court n. adli yargı mahkemesi
judicial fine n. adli para cezası
judicial punishment n. adli ceza
judicial fine n. adli para cezası
judicial error n. adli hata
judicial fine n. adli para cezası
judicial reprimand n. adli tevbih
judicial organ n. adli müessese
judicial records n. adli sicil
judicial review n. adli inceleme
judicial proceeding n. adli takibat
judicial assistance n. adli yardım
judicial error n. adli hata
judicial proceeding n. adli muamele
judicial control decision n. adli kontrol kararı
judicial medical report n. adli muayene
judicial appointment commission n. adli atama komisyonu
judicial appointments commission n. adli atamalar komisyonu
judicial documents n. adli belgeler
judicial hearing n. adli duruşma
judicial assembly n. adli encümen
judicial decision n. adli karar
judicial records n. adli kayıtlar
judicial police n. adli kolluk
judicial police n. adli kolluk
judicial review measure n. adli kontrol tedbiri
judicial proceeding n. adli kovuşturma
judicial authority n. adli makam
judicial authority n. adli merci
judicial authorities n. adli merciler
judicial advisory n. adli müşavirlik
judicial advisory n. adli müşavirlik
judicial police n. adli polislik
judicial records n. adli siciller
judicial outcome n. adli sonuç
judicial investigation n. adli soruşturma
judicial investigation n. adli tahkikat
judicial recess n. adli tatil
judicial settlement n. adli uzlaşma
judicial or extrajudicial documents n. adli veya gayri adli evrak
judicial justice n. adli yargı
judicial police n. adli zabıta
judicial separation n. ayrılık
judicial separation n. ayrılık hükmü
judicial independence n. bağımsız yargı
judicial separation n. boşanma hükmü
action for judicial separation n. boşanma davası
judicial district n. dairei kaza
litigation and other judicial, arbitral, administrative or other proceedings n. dava, hukuki, idari veya tahkime ilişkin işlem veya diğer yasal işlemler
judicial chamber n. dava dairesi
judicial chambers n. dava daireleri
non-judicial punishment n. disiplin cezası
judicial precedent n. emsal kararlara dayanan hukuk
judicial separation n. evli bir çiftin ayrı yaşamasını hükmeden karar
judicial action n. hukuki işlem
judicial assembly n. hakimler heyeti
judicial definition n. hukuki tarif
judicial discretion n. hakimin takdiri
judicial sentence n. hüküm
judicial decision n. hakim kararı
judicial precedent n. içtihat hukuku
judicial decisions n. içtihatlar
judicial proceeding n. kanuni kovuşturma
legal judicial process n. kanuni hakim güvencesi
judicial precedent n. kazai içtihat
enforcement of one's rights without resorting to judicial procedure n. kendiliğinden ihkakı hak edenler
judicial act n. kazai işlem
judicial power n. kaza yetkisi
judicial prohibition n. kazai yasak
judicial factor n. kayyım
judicial authority n. kazai merci
judicial power n. kaza kuvveti
judicial oath n. mahkeme huzurunda yapılan yemin
judicial sentence n. mahkeme kararı
judicial clerk n. mahkeme yargıcına bağlı olarak çalışan hukuk danışmanı
judicial confession n. mahkeme önünde itiraf
judicial proceedings n. mahkeme usulü
judicial admission n. mahkeme önünde ikrar
guardian by judicial appointment n. mahkemece atanan vasi
judicial day n. mahkemenin oturum yaptığı gün
judicial admission n. mahkeme önünde kabul
judicial sentence n. mahkeme hükmü
judicial trustee n. mahkeme tarafından atanan yediemin
judicial dissolution n. mahkeme kararı ile fesih
judicial writ n. mahkeme emri
judicial liquidation n. mahkeme kararı ile tasfiye
judicial precedent n. mahkeme içtihatı
judicial error n. mahkeme tarafından yapılan hata
judicial receivership n. malların idaresinin mahkeme kararıyla yediemine devredilmesi
judicial day n. mahkeme oturum günü
judicial trustee n. mahkemece atanan yediemin
judicial notice n. meşhur ve maruf olan konular ile ilgili mahkemenin vukufu
judicial cooperation in civil matters n. özel hukuk konularında adli işbirliği
judicial clerk n. raportör
judicial committee of the privy counsel n. sömürge mahkemelerinin verdikleri kararlara bakan istinaf mahkemesi
judicial discretion n. takdir hakkı
judicial factor n. vasi
judicial corruption n. yargısal yozlaşma
presidency of the judicial council n. yargıtay başkanlığı
judicial office n. yargıçlık makamı
judicial intervention n. yargıya müdahale
judicial institution n. yargı kurumu
judicial office n. yargı makamı
judicial council n. yargıtay
judicial power n. yargı yetkisi
judicial liquidation n. yasal tasfiye
judicial discretion n. yargıcın takdir yetkisi
judicial system n. yargı düzeni
judicial reform package n. yargı reformu paketi
judicial authority n. yargı mercii
judicial organ n. yargı organı
extra judicial execution n. yargısız infaz
judicial protection n. yargısal korunma
judicial prosecution n. yargısal kovuşturma
judicial branch n. yargı organı
judicial remedy n. yargı yolları
judicial legislation n. yeni hukuk kuralı getiren mahkeme içtihatları
execution of judicial duty n. yargı yetkisinin kullanılması
judicial assembly n. yargıçlar kurulu
judicial power n. yargı gücü
judicial authority n. yargısal yetki
judicial discretion n. yargıç takdir hakkı
judicial definition n. yasal tanım
judicial remedy n. yargı yolu
judicial power n. yargı kuvveti
judicial power n. yargısal yetki
judicial body n. yargı organı
judicial bodies n. yargı organları
judicial review n. yargısal denetim
judicial question n. yargı sorunu
judicial independence n. yargı bağımsızlığı
judicial review n. yargı denetimi
judicial immunity n. yargıç bağışıklığı
judicial impartiality n. yargının tarafsızlığı
judicial arbitration n. yargısal tahkim
judicial unit n. yargı birimi
judicial locality n. yargı çevresi
judicial order n. yargısal emir
competent judicial authority n. yetkili adli makam
competent judicial authority n. yetkili adli merci
competent judicial authority n. yetkili adli makam
higher judicial bodies n. yüksek yargı organları
judicial district n. yetki çevresi
judicial settlement n. adli tesviye
administrative judicial procedure act n. idari yargılama usulü kanunu
judicial year n. adli yıl
judicial sale n. mahkeme kararıyla satış
judicial system n. adli sistem
judicial activism n. yargı eylemciliği
judicial activism n. yargısal aktivizm
judicial murder n. yasal ama haksız ölüm cezası
judicial murder n. haksız idam cezası
judicial torture n. hukuki işkence
judicial torture n. yasal işkence
judicial clerk n. mahkeme yargıcına bağlı olarak çalışan hukuk danışmanı
judicial clerk n. stajyer avukat
judicial review n. anayasal yargı denetimi
sjc (supreme judicial court) n. (birleşik devletler'de) yargıtay
judicial duel v. dövüşerek yargılanmak
judicial duel v. düello ile yargılanmak
take judicial proceedings v. yasal yollara başvurmak
exercise the judicial power v. yargı yetkisini kullanmak
unable to perform judicial duty adj. kaza görevini ifa edemez
extra judicial adj. mahkemenin yargı yetkisi dışında
extra judicial adj. mahkeme dışı
pre-judicial adj. (roma hukukunda) hakim karşısına çıkma öncesine ait
judicial appeal expr. adli temyiz
in judicial locality expr. yargı çevresi içinde
unable to perform judicial duty expr. yargılama vazifesini yapamaz
jud (judicial) abrev. adli
jud (judicial) abrev. hukuki
jud (judicial) abrev. hükmi
Politics
european agency for the enhancement of judicial cooperation n. avrupa adli iş birliğini geliştirme ajansı
judicial opinion n. içtihat
judicial opinion n. içtihad
police and judicial cooperation in criminal matters n. polis ve cezai konularda adli işbirliği
political questions and judicial power n. siyasal sorunlar ve hukuki güç
judicial courts n. yargı mahkemeleri
judicial review n. yargı denetimi
executive, legislative and judicial powers n. yasama, yürütme ve yargı erkleri
judicial activism and self-restraint n. yargı eylemciliği ve özkısıtlama
judicial reform n. yargı reformu
judicial function and process n. yargısal işlev ve süreç
judicial independence n. yargı bağımsızlığı
judicial department adj. devletin kaza kuvvetini kullanan
quasi-judicial adj. yarı-yargısal
Institutes
european judicial network n. avrupa yargı ağı
judicial committee of the privy council n. sömürge mahkemelerinin verdikleri kararlara bakan istinaf mahkemesi
Medical
judicial examination n. adli muayene
Ottoman Turkish
supreme council of judicial ordinances n. meclis-i vâlâ-yı ahkâm-ı adliye
Star Wars
judicial department n. yargı departmanı
judicial forces n. yargı güçleri