mahkeme - Türkisch Englisch Wörterbuch

mahkeme

Bedeutungen von dem Begriff "mahkeme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
mahkeme court n.
The United States could make a particularly positive contribution to the Court and to the way it operates.
Amerika Birleşik Devletleri, Mahkeme'ye ve işleyiş biçimine özellikle olumlu bir katkıda bulunabilir.

More Sentences
General
mahkeme court of law n.
We can back up these statements with a strong chain of evidence that could stand up in a court of law.
Bu ifadeleri mahkemede geçerli olabilecek güçlü bir kanıt zinciriyle destekleyebiliriz.

More Sentences
mahkeme trial n.
We are troubled by the conduct of the trial and the speed and manner of the court's decision.
Davanın gidişatından ve mahkemenin kararının hızından ve şeklinden rahatsızız.

More Sentences
mahkeme court of justice n.
I will talk exclusively about the issue of the Court of Justice and the Court of First Instance.
Özellikle Adalet Divanı ve İlk Derece Mahkemesi konusundan bahsedeceğim.

More Sentences
mahkeme court n.
Without any acrimony, but with steady determination, we must get on with the task of making the Court a success.
Kızgınlık göstermeden, ancak kararlılıkla Mahkemeyi başarıya ulaştırma görevimize devam etmeliyiz.

More Sentences
mahkeme courthouse n.
The courthouse ordered new gavels.
Mahkeme yeni tokmaklar sipariş etti.

More Sentences
mahkeme tribunal n.
The EU succeeds in being a Union under law only to the extent that it has an effective set of judicial tribunals.
AB, ancak etkin bir adli mahkemeler dizisine sahip olduğu ölçüde bir hukuk birliği olmayı başarabilir.

More Sentences
Trade/Economic
mahkeme tribunal n.
The Nicholson report proposes an ad hoc international tribunal on Iraq.
Nicholson raporu Irak'a ilişkin geçici bir uluslararası mahkeme kurulmasını önermektedir.

More Sentences
Law
mahkeme tribunal n.
There is the lack of legal guarantees in the special tribunal, and so on.
Özel mahkemede yasal güvencelerin eksikliği ve benzeri sorunlar var.

More Sentences
mahkeme court n.
The Court will examine the conception and implementation of this plan and will keep Parliament informed of its progress.
Mahkeme, bu planın tasarlanmasını ve uygulanmasını inceleyecek ve Parlamentoyu ilerleme hakkında bilgilendirecektir.

More Sentences
mahkeme bench n.
The bench will ask some additioinal questions to the defendant.
Mahkeme heyeti sanığa bazı ek sorular soracak.

More Sentences
mahkeme court room n.
The policeman refused to allow Mary into the court room.
Polis Mary'nin mahkeme salonuna girmesine izin vermeyi reddetti.

More Sentences
Computer
mahkeme court n.
And when our young people dare to protest, in my country they are more often than not dragged off to court.
Ve gençlerimiz protesto etmeye cesaret ettiklerinde, benim ülkemde çoğu zaman mahkemeye sürükleniyorlar.

More Sentences
General
mahkeme forum n.
mahkeme judicature n.
mahkeme hearing n.
mahkeme default n.
mahkeme curia n.
mahkeme chamber n.
mahkeme judicator n.
mahkeme law court n.
mahkeme justice n.
mahkeme crt (court) abrev.
Law
mahkeme session n.
mahkeme chamber n.
mahkeme lawcourt n.
mahkeme bar n.
mahkeme judgment seat n.
mahkeme law court n.
mahkeme judicatory n.
mahkeme forum n.

Bedeutungen, die der Begriff "mahkeme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kürsü (konferans, mahkeme) stand n.
Sami wanted to take the stand.
Sami kürsüye çıkmak istedi.

More Sentences
mahkeme celbi summons n.
Fadil received a court summons.
Fadıl bir mahkeme celbi aldı.

More Sentences
mahkeme binası courthouse n.
Sami's supporters gathered outside the courthouse.
Sami'nin destekçileri mahkeme binasının dışında toplandı.

More Sentences
mahkeme kararları court decisions n.
Where these are concerned, we are now awaiting a court decision.
Bunlar söz konusu olduğunda, şimdi bir mahkeme kararı bekliyoruz.

More Sentences
mahkeme kararları judgments n.
It complied with the Court's judgment by forwarding Presidential Decree No 165 of 23 June 2000 to the Commission.
23 Haziran 2000 tarihli ve 165 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini Komisyona ileterek Mahkeme kararına uymuştur.

More Sentences
yüksek mahkeme high court n.
The High Court of Malaysia has also called for the Parliament to review its use.
Malezya Yüksek Mahkemesi de Parlamento'ya bu yasanın kullanımını gözden geçirmesi çağrısında bulunmuştur.

More Sentences
mahkeme salonu courtroom n.
The defendant nervously awaited his trial in the courtroom.
Sanık, mahkeme salonunda gergin bir şekilde duruşmasını bekliyordu.

More Sentences
federal mahkeme federal court n.
I am not the President of the United States Federal Court, but perhaps I can help you.
Birleşik Devletler Federal Mahkemesi Başkanı değilim ama belki size yardımcı olabilirim.

More Sentences
mahkeme kararı ruling n.
Some progress has been made, fortunately, with a number of court rulings and this is important.
Neyse ki bir dizi mahkeme kararıyla bazı ilerlemeler kaydedilmiştir ve bu önemlidir.

More Sentences
askeri mahkeme court-martial n.
He was court-martialed and dishonorably discharged for black-market profiteering.
Karaborsa vurgunculuğu nedeniyle askeri mahkemeye çıkarıldı ve ordudan atıldı.

More Sentences
mahkeme tarihi court date n.
Fadil was awaiting his court date.
Fadıl mahkeme tarihini bekliyordu.

More Sentences
mahkeme çağırmak subpoena v.
Why doesn't he subpoena them?
Neden onları mahkemeye çağırmıyor?

More Sentences
Colloquial
reddedildi (mahkeme) overruled expr.
The objection is overruled.
İtiraz reddedildi.

More Sentences
Idioms
düzmece mahkeme a kangaroo court n.
Tom was tried in a kangaroo court.
Tom bir düzmece mahkemede yargılandı.

More Sentences
Trade/Economic
mahkeme kararı judgement n.
The judgement was impeccable.
Mahkeme kararı hatasızdı.

More Sentences
Law
geçici mahkeme ad hoc tribunal n.
Surely, ad hoc tribunals such as those in former Yugoslavia or Rwanda are a much better solution.
Eski Yugoslavya veya Ruanda'da olduğu gibi geçici mahkemeler elbette çok daha iyi bir çözümdür.

More Sentences
mahkeme celbi subpoena n.
I've been subpoenaed.
Mahkeme celbi aldım.

More Sentences
mahkeme salonu courtroom n.
Everything took place behind closed doors, and seventy journalists were expelled from the courtroom.
Her şey kapalı kapılar ardında gerçekleşti ve yetmiş gazeteci mahkeme salonundan çıkarıldı.

More Sentences
mahkeme kararı court ruling n.
What surprised me, first and foremost, is that he is questioning a court ruling.
Beni şaşırtan şey, her şeyden önce, bir mahkeme kararını sorguluyor olması.

More Sentences
mahkeme kararı order n.
His ex-wife obtained a court order that forbid him from coming closer than 200 yards.
Eski karısı, 200 metreden fazla yaklaşmasını yasaklayan bir mahkeme kararı aldırdı.

More Sentences
mahkeme kararları court decisions n.
In terms of primary law, the draft presented does not fully respond to the issues arising from the Court decision.
Birincil hukuk açısından sunulan taslak Mahkeme kararından kaynaklanan sorunlara tam olarak yanıt vermemektedir.

More Sentences
General
mahkeme yeri venue n.
nöbetçi mahkeme vacation court n.
mahkeme edilebilirlik justiciability n.
arabulucu mahkeme arbitration court n.
mahkeme kararıyla tahliye eviction n.
mahkeme reisi chief justice n.
mahkeme binası court house n.
hususi mahkeme provisional court n.
geçici mahkeme emri provisional injunction n.
mahkeme ilanı court notice n.
mahkeme önünde suçlandırmak (devlet memurunu) impeach n.
yüksek mahkeme high court of justice n.
mahkeme kayıtları court records n.
mahkeme icra dairesi court bailiff n.
mahkeme kararı verdict n.
mahkeme emri precept n.
karar (mahkeme vb) verdict n.
mahkeme kararı rule n.
mahkeme emri writ n.
yetkisini veren makamca yönetilen geçici bir federal mahkeme provisional court n.
lordların yerel anlaşmazlıklar sebebiyle yargılanmış oldukları altı aylık veya bir senelik özel mahkeme leet n.
yüksek mahkeme emri mandamus n.
yüksek mahkeme appeals court n.
geçici mahkeme hükmü provisional judgment n.
mahkeme kalabalığı ve gecikme court congestion and delay n.
mahkeme dışı bir şekilde extrajudicially n.
mahkeme kaydının kopyası estreat n.
mahkeme emri injunctions n.
en yüksek mahkeme supreme court n.
mahkeme başkanı chief judge n.
önceki mahkeme kararları retroactive judicial decisions n.
hükümet binaları, mahkeme, kütüphane vb'nin bulunduğu şehir merkezi civic center n.
mahkeme emri injunction n.
mahkeme kapısı law court n.
yargıtayca mahkeme kararının yeniden incelenmesi review n.
isviçre. federal mahkeme switzerland. bundesgericht n.
mahkeme kararı court decision n.
mahkeme işlemleri court procedures n.
mahkeme celsesi court hearing n.
mahkeme günü trial day n.
mahkeme masrafları court costs n.
mahkeme masrafları court charges n.
yüce mahkeme high court n.
alt federal mahkeme lower federal court n.
özel mahkeme private court n.
yüce mahkeme supreme court n.
mahkeme dışında uzlaşma accord n.
nöbetçi mahkeme night court n.
mahkeme günü calendar n.
askerı mahkeme court martial n.
yerel mahkeme district court n.
nöbetçi mahkeme court on duty n.
mahkeme süreci litigation process n.
mahkeme süreci judicial process n.
mahkeme dosyası court file n.
mahkeme bildirimi court notification n.
mahkeme hükmü authority n.
mahkeme kararına itaatsizlik eden kişi contemnor n.
(kuzey afrika veya güneybatı asya'da) meclis, konsey veya mahkeme mejlis n.
(kuzey afrika veya güneybatı asya'da) meclis, konsey veya mahkeme majles n.
(kuzey afrika veya güneybatı asya'da) meclis, konsey veya mahkeme mejliss n.
mahkeme süreçlerini yürütmesi ve şerifinkine benzer çeşitli görevleri yerine getirmesi için abd'nin her bir daire kazasına atanan idare memuru marshall n.
abd'nin birtakım şehirlerinde mahkeme süreçlerinde hizmet vermek ve bazı görevleri ifa etmek üzere görevlendirilmiş kanun görevlisi marshall n.
mahkeme kararından önceki geçici gözaltı dönemi detention n.
mahkeme günü diet [scotland] n.
bazilika önündeki açık mahkeme paradise n.
mahkeme kayıtlarının alfabetik dizini pie [obsolete] n.
mahkeme kayıtlarının alfabetik dizini pye [obsolete] n.
mahkeme maiyeti curiality n.
seyyar mahkeme iter n.
mahkeme, devlet dairesi gibi resmi kurumlara sunulan belge filing n.
mahkeme karar talebi prayer n.
mahkeme başkanı president n.
mahkeme oturumu seat n.
yerel mahkeme görevlisi shire clerk n.
gezici mahkeme ve jürili mahkeme gibi üst yargı yetkisi bulunan bir mahkemeye sahip kasaba shire town [dialect] n.
mahkeme kararı sise [obsolete] n.
mahkeme masrafları trial expenses n.
park cezası nedeniyle gelen mahkeme celbi sticker n.
çocuk veya genç bireyin korunmasına yönelik mahkeme emri supervision order n.
mahkeme kararıyla çıkartmak evict v.
mahkeme açmak bring a lawsuit v.
mahkeme kararını tanımak accept the court's sentence v.
mahkeme açmak file a lawsuit v.
mahkeme kararını tanımak acknowledge court order v.
mahkeme yetkisini tanımak acknowledge the court's authority v.
mahkeme salonundan çıkarmak forejudge v.
mahkeme kararını açıklamak pass sentence on v.
mahkeme huzuruna çıkmak appear in court v.
birisini (mahkeme/kurul vb.) karşısına çıkarmak bring someone before someone or something v.
birisini (hakim/mahkeme) huzuruna çıkarmak haul someone (up) before someone v.
mahkeme tarafından tutuklanmak be arrested by the court v.
(mahkeme) birini bir şey yapmaktan menetmek enjoin someone from something v.
(mahkeme aracılığıyla) -e karşı yasaklama/durdurma kararı aldırmak secure an injunction against v.
mahkeme emri çıkarttırmak get a court order v.
mahkeme kararını yeniden incelemek review v.
mahkeme huzuruna çıkmak compear [obsolete] v.
daha önceki bir mahkeme kararına atıfta bulunmak cite (to) v.
(mahkeme öncesi) itham etmek precondemn v.
mahkeme önüne getirmek present v.
(mahkeme kararını) askıya almak supersede v.
(surat) mahkeme duvarı sulky adj.
(surat) mahkeme duvarı brazen-faced adj.
mahkeme masrafları ile beraber with costs adv.
Phrasals
(mahkeme salonuna vb) çağırmak call forth v.
(mahkeme) bir yasayı veya yönetmeliği hükümsüz kılmak strike down v.
(bir şey yapması için birine) mahkeme celbi göndermek subpoena (someone or something) to (do something) v.
(mahkeme celbi) bir resmi evrak ulaştırmak/iletmek serve someone with something v.
(mahkeme) bir kimse, şirketin suçlu olduğuna hükmetmek find against v.
(mahkeme) birini/bir şeyi bir şeyden menetmek enjoin someone or something from something v.
(hakim/mahkeme) huzuruna çıkarmak haul before v.
bir şey yapması için mahkeme celbi göndermek subpoena to do v.
Phrases
(mahkeme) huzurdaki davada in the case before the court expr.
Colloquial
kısa bir ara (mahkeme) a short recess n.
ayağa kalkın (mahkeme) all rise expr.
itiraz ediyorum (mahkeme) objection expr.
Idioms
düzmece mahkeme kangaroo court n.
esirlerin ve zencilerin yargılandığı mahkeme court of magistrates and freeholders n.
resmi olmayan mahkeme a kangaroo court n.
resmi olmayan mahkeme kangaroo court n.
usulsüz mahkeme a kangaroo court n.
mahkeme duvarı suratlı skeleton at the feast n.
mahkeme önüne çıkmak go to trial v.
(mahkeme vb) biri hakkında hüküm/karar vermek pass sentence on someone v.
(birini) mahkeme prosedürlerine itaat etmemekten suçlu bulmak hold (someone) in contempt v.
(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak take a warrant out on (one) v.
(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak take a warrant out on (one) v.
(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak take out a warrant on (one) v.
(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak take out a warrant on (one) v.
(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak swear a warrant out on (one) v.
(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak swear a warrant out on (one) v.
(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak swear out a warrant on (one) v.
(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak swear out a warrant on (one) v.
(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak take out a warrant on (one) v.
(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak take out a warrant on (one) v.
(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak take out a warrant for (someone) v.
(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak take out a warrant for (someone) v.
mahkeme kararı vermek bring a verdict in v.
(biri/bir şey hakkındaki) mahkeme kararını açıklamak pass sentence (on someone or something) v.
yakalanması için mahkeme emri çıkarmak swear a warrant out v.
tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak swear a warrant out v.
(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak swear a warrant out for (someone) v.
(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak swear a warrant out for (someone) v.
yakalanması için mahkeme emri çıkarmak swear out a warrant v.
tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak swear out a warrant v.
(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak swear out a warrant for (someone) v.
(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak swear out a warrant for (someone) v.
tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak take a warrant out v.
tutuklanması için mahkeme emri çıkartmak take out a warrant v.
usulsüz mahkeme kangaroo court expr.
Speaking
soracaklarım bu kadar (mahkeme) I have nothing further expr.
Trade/Economic
avrupa birliği yasalarının yorum ve uygulamasından sorumlu merkezi lüksemburg'da bulunan mahkeme european court of justice n.
alt mahkeme lower court n.
başkalarına onarılmaz zararlara yol açtığı için bir kişi veya kurumun bir eylemi yapmaması konusunda mahkeme tarafından verilen karar injunction n.
bir hakkın mahkeme emri aracılığıyla alınması recovery n.
emir, müzekkere, mahkeme kararı, men kararı, belirleme veya hakem kararı order, writ, judgment, injunction, decree, determination or award n.
fiili mahkeme de facto court n.
işçi-işveren ilişkilerine bakan mahkeme labor court n.
iflas, aciz, tasfiye, ödeme planı, mahkeme planı, moratoryum ve kayyımlığa ilişkin yasalar bankruptcy, insolvency, liquidation, reorganisation, court schemes, moratoria, administration n.
kamu kuruluşlarının karar ve eylemlerine karşı açılan davalara bakan mahkeme administrative tribunal n.
mahkeme kararı decree n.
mahkeme kararı sentence n.
mahkeme masrafları legal charges n.
mahkeme harçları court fees n.
mahkeme tarafından alacaklı olduğu kabul edilen kişi veya kuruluş judgement creditor n.
mahkeme tarafından belirlenmiş borç judgement debt n.
mahkeme masrafları legal costs n.
mahkeme giderleri legal expenses n.
meblağı mahkeme veznesine depo etme deposit an equivalent amount to the court's cashier n.
müzekkere, celpname, mahkeme kararı veya başka bir hukuki işlem tebligatı writ, summons, judgment or other notice of legal process n.
örflere, adetlere ve benzer durumlarla ilgili daha önceki mahkeme kararlarına dayalı, yazılı olmayan hukuk sistemi common law n.
toplu mahkeme üyesi associate justice n.
taksimi mümkün olmayan malın mahkeme kararıyla satışı sale in partition n.
toplu mahkeme üyesi associate judge n.
yargı yetkisine sahip mahkeme court of competent jurisdiction n.
(davayı görecek) yetkili mahkeme governing jurisdiction n.
mahkeme huzuruna çıkmak appear in court v.
mahkeme kararıyla el koymak impound v.
mahkeme kararıyla izin verilen judicial adj.
(mahkeme tarafından) yasal kısıtlamaları kaldırılmamış undischarged adj.
(mahkeme tarafından) borçları affedilmemiş undischarged adj.
Law
mahkeme kararıyla reddetme abjudication n.
mahkeme dışında anlaşma accordancy n.
mahkeme kararı adjudgment n.
mahkeme kararı adjudicature n.
mahkeme kararıyla hak elde etme recovery n.
yüksek mahkeme chancellory n.
özel bir konutun mahkeme kararı olmaksızın kiracının evden çıkarılamayacağı şekilde makul fiyata kiraya verilmesi regulated tenancy n.
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebileceğini belirten kısım chapter 11 [usa] n.
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebilmesi için gereken koşullar chapter 11 [usa] n.
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebileceğini belirten kısım chapter xi n.
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebilmesi için gereken koşullar chapter xi n.
ikamet yerinde bulunamayan sanığın bulunup getirilmesi için mahkeme emri non est inventus n.
ceza hükmünün işlenen suç karşısında yetersizliğinin mahkeme başkanı tarafından kabul edilmesi nonsentence n.
mahkeme emri noverint n.
suçluların mahkeme öncesi gözaltında tutulduğu kurum remand center n.
suçluların mahkeme öncesi gözaltında tutulduğu kurum remand centre [brit] n.
abd'deki bölgesel ve federal davalarda yetkili mahkeme territorial court n.
bir bölgenin yerel mahkemesi tarafından başka bir bölgenin şerifine verilen ek mahkeme kararı testatum capias n.
mahkeme emri gibi yazılı belgelerde tasdik edici nihai ifade teste n.
(eski ingiltere'de) mahkeme emri tolt [obsolete] n.
mahkeme kayıtlarının incelenmesine dayalı yargılama şekli trial by record n.
(britanya'da) hükümet tarafından belirli bir konuyu soruşturmak üzere toplanan özel mahkeme tribunal n.
mahkeme ilamını müteakip davanın yargıçlarca yürütülmesi trial at nisi prius n.
mahkeme müfettişi trial examiner n.
yerel mahkeme görevlisi amala [indian] n.
yerel mahkeme görevlisi amlah [indian] n.
askeri mahkeme military court n.
askeri mahkeme court martial n.
aşağı dereceli mahkeme base court n.
alt mahkeme court below n.
alt mahkeme inferior court n.
adli mahkeme ordinary court n.
askeri mahkeme general court-martial n.
aykırı mahkeme kararı adverse verdict n.
asıl mahkeme regular court n.
alt mahkeme lower court n.
alt mahkemenin bir davayla ilgili işlem yapmasını kısıtlayan veya durduran üst mahkeme kararı writ of prohibition n.
aynı kişinin eylemlerinin birbirinden bağımsız suç teşkil etmesi halinde verilen mahkeme kararı consecutive sentence n.
aynı kişinin eylemlerinin birbirinden bağımsız suç teşkil etmesi halinde verilen mahkeme kararı overlapping punishment n.
alt mahkeme court of first instance n.
aşağı dereceli mahkeme an inferior court of law n.
adı geçen mahkeme kararı sc n.
aynı kişinin eylemlerinin birbirinden bağımsız suç teşkil etmesi halinde verilen mahkeme kararı concurrent sentence n.
açık mahkeme open court n.
askeri mahkeme başkanı president of court-martial n.
alternatif mahkeme emri alternative writ n.
askeri mahkeme savcısı judge advocate n.
bağımsız ve tarafsız mahkeme independent and impartial court/tribunal n.
bazı abd eyaletlerinde vesayet ve miras konularına bakan mahkeme court of orphans n.
bir dava yada ihtilaf hakkında yerel mahkemeler ya da yetkili organların, uluslararasi mahkeme yada yetkili organlardan daha iyi karar verebileceği ilkesi margin of appreciation n.
birinci derece mahkeme first instance court n.
binlerce sayfalık mahkeme tutanağı thousands of pages of court document n.
bir davada davalının yargılama neticesinde mahkum olması halinde mahkeme masraflarını ve mahkum olduğu ücreti ödeyeceğini aksi takdirde onun yerine ödemede bulunacağına dair kefalette bulunan kimse bail above n.
birinin bir şey yapmamasını emreden mahkeme kararı restrictive injunction n.
binlerce sayfalık mahkeme tutanağı thousands of pages of court record n.
bir avukata yüksek mahkeme huzuruna çıkma hakkını verme call to the bar n.
bir şeyin yapılmasını engelleyici mahkeme emri preventive injunction n.
bir mahkeme kararınca mevcut sayılan yasal bir durumun sonradan inkar edilmemesi estoppel in pals n.
bir gayri-reşit adına dava açmak ve onu davada temsil etmek üzere mahkeme tarafından atanan vasi guardian ad litem n.
bir mahkeme kararının temyize götürülmesi neticesinde haciz kararının askıya alınması nedeniyle davayı kazanan tarafın uğradığı zarar ve ziyan intervening damages and costs n.
boşanmalarda çocuğun velayetinin mahkeme kararıyla ebeveynlerinden (annesine veya babasına) birine verilmesi sole custody n.
bir dava sonucunda kaybeden tarafın kazanan tarafa ödeyeceği tutarı belgeleyen mahkeme kararı belgesi allocatur n.
bir mahkeme kararının hükümsüz olduğunun başka bir dava sırasında iddia edilmesi collateral impeachment n.
bütün mahkeme üyelerinin katıldıkları ve birleştikleri gerekçe per curriam opinion n.
ceza mahkeme usulü criminal procedure n.
değerli mahkeme heyeti esteemed court n.
daha önce bir mahkeme tarafından karara bağlanmış bir hususun yeniden yargılamaya açılmasının yasaklanması direct estoppel n.
daha yüksek mahkeme higher tribunal n.
davalıyı davacıyı ve avukatları mahkeme salonuna çağıran görevli summoner n.
davacının yetkili mahkeme ile ilgili itirazları claimant's arguments on the jurisdictional authority n.
deniz davalarına bakan mahkeme maritime court n.
dar yetkili mahkeme summary court n.
deniz davalarına bakan mahkeme admiralty court n.
duruşmaya kadar sanığı mahkemede hazır bulunma külfetinden kurtaran mahkeme kararı binding over n.
dini mahkeme spiritual court n.
dini mahkeme ecclesiastical court n.
emsal mahkeme kararlarına göre hüküm verme öğretisi stare decisis n.
en yakın mahkeme nearest tribunal n.
eski roma'da miras davalarına bakan mahkeme centumvir n.
eski roma'da miras davalarına bakan mahkeme centumviri n.
en yüksek mahkeme court of last resort n.
geçici mahkeme provisional court n.
geçici mahkeme emri interlocutory order n.
fiili mahkeme de facto court n.
geçici mahkeme kararı interlocutory order n.
geçici mahkeme emri rule nisi n.
geçici mahkeme emir provisional injunction n.
genel alt derece mahkeme general trial court n.
görünürde mahkeme pseudo-court n.
görevli mahkeme competent court n.
gezici mahkeme circuit court n.
genel mahkeme general court n.
hükmü veren mahkeme court which issued the judgment n.
hakiki içtima mahkeme kararı concurrent sentence n.
hakiki içtima mahkeme kararı consecutive sentence n.
hakiki içtima mahkeme kararı overlapping punishment n.
hiç ceza hükmü vermemiş mahkeme maiden assize n.
jüri üyelerinin mahkeme tarafından görev ehliyetlerinin sorgulanması voir dire examination n.
ingiltere'de baş mahkeme chancery n.
istinabe olunan mahkeme rogatory court n.
iade-i mahkeme retrial n.
ilk mahkeme yetkisi original jurisdiction n.
idari mahkeme administrative court n.
işlemleri kayda geçirilen ve para ve hapis cezasına hüküm verebilme yetkisi bulunan bağımsız mahkeme court of record n.
mahkeme üyeleri court members n.
karşı taraf lehine ittihaz olunmuş mahkeme kararına uymama civil contempt n.
kesinleşmiş mahkeme kararı court's final order n.
kişinin kendisini yüksek mahkeme üyesi vb gibi tanıtarak telefonla aradığı şahsın kişisel (kimlik) bilgilerini ve sosyal sigorta numarasını alarak yaptığı dolandırıcılık jury duty scam n.
kesin mahkeme emri restrictive injunction n.
kefaletle serbest bırakılan birinin mahkeme huzuruna çıkmaması skip bail n.
kesin mahkeme emir perpetual injunction n.
kefaletle serbest bırakılan birinin mahkeme huzuruna çıkmaması jump bail n.
kısıtlayıcı mahkeme emri restrictive injunction n.
kati mahkeme emri final injunction n.
kesinleşmiş mahkeme kararı final court order n.
kati mahkeme emri permanent injunction n.
kati mahkeme kararı restrictive injunction n.
kocası tarafından terkedilen eşin maddi çıkarlarının korunması amacıyla çıkarılan mahkeme kararı protection order n.
mahkeme katibi shorthand reporter n.
mahkeme katibinin yaptığı hata clerical misprison n.
mahkeme hükümlerini yerine getirmeyen tarafın ileri sürdüğü iddiaların silinmesi striking out pleadings n.
mahkeme katibi law reporter n.
mahkeme celbi case notification n.
mahkeme yargıcına bağlı olarak çalışan hukuk danışmanı judicial clerk n.
mahkeme emri injunction n.
mahkeme emrine uymama contumacy n.
mahkeme kararı judicial sentence n.
mahkeme vb. gibi bir karar merciinin incelemeye konu teşkil eden bir konunun veya davanın temel noktaları hakkındaki değerlendirmeleri sonunda vardığı sonuçlar findings of fact n.
mahkeme katibi court reporter n.
mahkeme yazmanı court reporter n.
mahkeme katibi court stenographer n.
mahkeme katibi stenotype operator n.
mahkeme yazmanı stenotype operator n.
mahkeme başkanı presiding judge n.
mahkeme kalemi court registry n.
mahkeme bütçesi court budget n.
mahkeme salonu court hall n.
mahkeme kararıyla kaldırma abjudging n.
mahkeme kararı order of court n.
mahkeme huzuruna çıkma taahhüdü undertaking to appear in court n.
mahkeme içtihatı decisional law n.
mahkeme dışı uzlaşma out of court settlement n.
mahkeme ilamı court order n.
mahkeme günü appearance day n.
mahkeme içtihatı case law n.
mahkeme kalemi clerk's office n.
mahkeme kararı ile tutuklu prisoner on remand n.
mahkeme katibinin reddi disqualification of court clerk n.
mahkeme harçları law fees n.
mahkeme içtüzüğü rules of court n.
mahkeme kararı court decision n.
mahkeme yazı işleri müdürlüğü registry of the court n.
mahkeme ücreti court fee n.
mahkeme masrafları court expenses n.
mahkeme oturumu assize n.
mahkeme başkatibi prothonotary n.
mahkeme davetine icabet etmeme contumacy n.
mahkeme yazmanı shorthand reporter n.
mahkeme tarafından görevlendirilmiş dava vekili official solicitor n.
mahkeme giderleri legal expenses n.
mahkeme emri ikinci nüshası concurrent writ n.
mahkeme tarafından verilen usulsüz süre veya erteleme kararı discontinuance n.
mahkeme kararıyla çıkarma eviction n.
malların idaresinin mahkeme kararıyla yediemine devredilmesi judicial receivership n.
mahkeme masrafları law costs n.
mahkeme tarafından verilen usulsüz süre veya erteleme kararı continuance by undue process n.
mahkeme tarihi court day n.
mahkeme kararı ile tasfiye judicial liquidation n.
mahkeme celbi notice of appearance n.
mahkeme kararlarını ve sulhnameleri tenfize ve bu konuda ödemeleri yapmaya execute the judgments rendered or the settlements concluded in this matter n.
mal sahibinin kiracılığa sadece mahkeme emri ile son verebildiği bir kiracılık türü secure tenancy n.
mahkeme içtihatları jurisprudence n.
mahkeme tarafından verilen usulsüz süre veya erteleme kararı miscontinuance n.
mahkeme kararı judgment of court n.
mahkeme'nin kesinleşmiş kararı court's final order n.
mahkeme katibi court clerk n.
mahkeme emri yoluyla yapılan temliki işlem conveyance by record n.
mahkeme emrine riayet etmeme contumacy n.
mahkeme ilamı garnishment n.
mahkeme kararı court decision n.
mahkeme tarafından atanan tasfiye görevlisi official receiver n.
mahkeme masrafları legal expenses n.
mahkeme kararının yeniden incelenmesi review n.
mahkeme harcı court fee n.
mahkeme masrafı court expense n.
mahkeme içtihatlarına dayanan hukuk judge made law n.
mahkeme yeri venue n.
mahkeme yargılama gideri law-costs n.
mahkeme huzuruna çıkma taahhüdü undertaking to appear before court n.
mahkeme celbi order to appear n.
mahkeme binası courthouse n.
mahkeme kararı court order n.
mahkeme ara kararı order nisi n.
mahkeme giderleri cost of proceedings n.
mahkeme kararı verdict n.
mahkeme salonu judgment hail n.
mahkeme incelemesi court investigation n.
mahkeme kuralları rules of court n.
mahkeme oturum günü judicial day n.
mahkeme ilamı writ n.
mahkeme içtihatlarına dayanan hukuk eğitimi sistemi case system n.
mahkeme tarafından yapılan hata judicial error n.
mahkeme kararıyla reddetme abjudicating n.
londra'daki yüksek mahkeme her majesty's high court of justice n.
mahkeme kararı adjudication n.
mahkeme harçları court fees n.
mahkeme kararı özeti docket n.
mahkeme kararları ile gelişen hukuk judge made law n.
mahkeme reisi chief justice n.
mahkeme masrafları bill of costs n.
londra'daki yüksek mahkeme high court n.
mahkeme tarafından atanan yediemin judicial trustee n.
mahkeme kararı resolution n.
mahkeme yargılama gideri court costs n.
mahkeme reisi chief justice of court n.
mahkeme önünde ikrar judicial admission n.
mahkeme soruşturması court investigation n.
mahkeme çağrısı subpoena n.
mahkeme yeri legal venue n.
mahkeme kararının kanuna aykırı veya hükümsüz olduğunun başka bir davada dolaylı olarak iddia edilmesi collateral impeachment n.
mahkeme tarafından yapılan yargılama trial by the court n.
mahkeme duruşma günleri juridical days n.
mahkeme yazı işleri müdürü justices' chief executive n.
mahkeme huzuruna çıkmayan avukat solicitor n.
mahkeme kararı doom n.
mahkeme karar listesi docket n.
mahkeme yazmanı court stenographer n.
mahkeme dışı uzlaşma settlement in pais n.
mahkeme gerekliliği true bill n.
mahkeme başkatibi protonotary n.
mahkeme kararıyla elkoyma abjudging n.
mahkeme zabıtları case records n.
mahkeme yetki ve sorumlulukları yasası all writs act n.
mahkeme türü type of court n.
mahkeme giderleri law costs n.
mahkeme dışı işlemler extrajudicial acts n.
mahkeme masrafları court fees n.
mahkeme hükmü judgment of court n.
mahkeme emri writ n.
mahkeme tatil dönemi nonterm n.
mahkeme celbi claim form (uk) n.
mahkeme bilirkişisi court expert n.
mahkeme önünde kabul judicial admission n.
mahkeme emirlerine itaatsizlik eden kimse contemner n.
mahkeme emri order of court n.
mahkeme özeti abstract of judgment n.
mahkeme masraflarının tayini determination of court expenses n.
mahkemece belirlenen koşulların oluşmaması durumunda kesinleşen mahkeme kararı order nisi n.
mahkeme kararı gerekçesi opinion of court n.
mahkeme kararına itiraz etme abjudicating n.
mahkeme masrafları cost of proceedings n.
mahkeme zabıtları acta n.
mahkeme kararıyla elkoyma confiscation n.
mahkeme karar defteri judgment book n.
mahkeme davetine uymama contumacy n.
mahkeme işlem defteri docket n.
mahkeme kararı ruling of the court n.
mahkeme müdürü court manager n.
mahkeme emri garnishment n.
mahkeme masrafları law expenses n.
mahkeme dışı itiraf extrajudicial confession n.
mahkeme davetine uymayan kimse contumax n.
mahkeme kararı sentence n.
mahkumların duruşma sırasında mahkeme içinde tutuldukları hücre holding cell n.
mahkeme katibi clerk of the court n.
mahkeme celpnamesi peremptory writ n.
mahkeme huzurunda yapılan yemin judicial oath n.
mahkeme masrafları dives costs n.
mahkeme dışı anlaşma accord and satisfaction n.
mahkeme masrafı suit expense n.
mahkeme yargılama giderleri law-costs n.
mahkeme celbi court attendance notice (galler) n.
mahkeme başkanı chief justice n.
mahkeme dışında edilen yemin extrajudicial oath n.
mahkeme dışında alınan yeminli ifade deposition n.
mahkeme hükümleri rules of court n.
mahkeme dışında dava veya savunma söylevi vermeye yetkili avukat utter barrister n.
mahkeme mübaşiri cancellarius n.
mahkeme emri nüshası concurrent writ n.
mahkeme masrafları teminatı security for court costs n.
mahkeme heyeti court board n.
mahkeme kararının bozulması talebiyle hazırlanmış layiha bill of review n.
mahkeme reisinin resen daveti direct invitation by chief justice n.
mahkeme dışında anlaşma accord n.
mahkeme kararı judgment on the verdict n.
mahkeme kararı court judgement n.
mahkeme salonu court room n.
mahkeme kararı ile fesih dissolution by decree of court n.
mahkeme yargıcına bağlı olarak çalışan hukuk danışmanı law clerk n.
mahkeme heyeti finder of fact n.
mahkeme daveti cite n.
mahkeme kararının ertelenmesi talebi bill to suspend a decree n.
mahkeme oturumu sitting of the court n.
mahkeme usulü judicial proceedings n.
mahkeme masrafı expense of court n.
mahkeme kararlarının irdelenmesi sonrası yapılan yorum customary interpretation n.
mahkeme emirlerine itaatsizlik eylemi direct contempt n.
mahkeme kararına dayanan borç judgment debt n.