muhakeme - Türkisch Englisch Wörterbuch

muhakeme

Bedeutungen von dem Begriff "muhakeme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
muhakeme reasoning n.
This is not the place for political reasoning or an explanation of vote.
Burası siyasi muhakeme veya oyların açıklanması için uygun bir yer değildir.

More Sentences
General
muhakeme judgement n.
We have to be careful and I would trust your experience and judgement in that.
Dikkatli olmalıyız ve bu konuda sizin deneyiminize ve muhakemenize güveniyorum.

More Sentences
muhakeme judgment n.
In any case, Members are free to exercise their independent judgment.
Her halükarda, Üyeler bağımsız muhakemelerini kullanmakta özgürdürler.

More Sentences
Trade/Economic
muhakeme reasoning n.
That was the basis for the reasoning and you are quite right to raise it.
Muhakemenin temeli buydu ve bunu dile getirmekte oldukça haklısınız.

More Sentences
Chemistry
muhakeme reasoning n.
Ordinary human reasoning and perception don't work that way.
Sıradan insan muhakemesi ve algısı bu şekilde çalışmaz.

More Sentences
General
muhakeme sanity n.
muhakeme trial n.
muhakeme reason n.
muhakeme discernment n.
muhakeme sense n.
muhakeme ratiocinate n.
muhakeme question n.
muhakeme assize n.
muhakeme disjudication n.
Law
muhakeme cognisance n.
muhakeme cognizance n.
muhakeme trial n.
Philosophy
muhakeme noesis n.
Latin
muhakeme examen n.

Bedeutungen, die der Begriff "muhakeme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 131 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
muhakeme tarzı line n.
I reject a line of reasoning of this kind.
Bu tür bir muhakeme tarzını reddediyorum.

More Sentences
muhakeme becerisi düşük uncritical adj.
The uncritical fan praised every aspect of the singer's performance.
Muhakeme becerisi düşük hayranı, şarkıcının performansının her yönünü övüyordu.

More Sentences
Law
muhakeme yeteneği judgement n.
He lacks judgement.
Muhakeme yeteneği yok.

More Sentences
Common Usage
muhakeme yeteneği discernment n.
General
muhakeme etme ratiocination n.
döngüsel muhakeme circular reasoning n.
muhakeme üzerine yapılan araştırma noology n.
sağlam muhakeme strong reasoning n.
sağlam muhakeme sound judgment n.
muhakeme masrafları court costs n.
muhakeme masrafları court charges n.
ahlaki muhakeme moral reasoning n.
bilinçsiz muhakeme unconscious reasoning n.
muhakeme eden kimse ratiocinator n.
geriye dönük muhakeme reasoning backward n.
varılan sonucu doğru varsayıp kanıt için geriye dönük muhakeme etme reasoning backward n.
muhakeme gücünden yoksun kimse natural n.
gözlem veya muhakeme sonucu bir kimseye veya bir şeye atfedilen karakter, beceri veya büyüklük measure n.
muhakeme yürütmeden rutin şekilde çalışan memur bureaucrat n.
basit muhakeme uygulaması rough justice n.
basit muhakeme usulü rough justice n.
iyi muhakeme rumblegumption [scotland] n.
iyi muhakeme rumelgumption [scotland] n.
hatalı muhakeme paralogy n.
muhakeme becerisi clear-sightedness n.
muhakeme yeteneği discernance [obsolete] n.
muhakeme etmek reconsider v.
muhakeme etmek judge v.
muhakeme etmek reason v.
muhakeme etmek hear a case v.
muhakeme etmek prefer v.
muhakeme etmek ratiocinate v.
hatalı muhakeme etmek paralogize v.
hatalı muhakeme etmek paralogise v.
muhakeme yoluyla çözmek puzzle v.
muhakeme edilmemiş untried adj.
muhakeme üzerine yapılan araştırmalarla ilgili noological adj.
muhakeme edebilen rational adj.
muhakeme yeteneği olmayan reasonless adj.
muhakeme gücünden yoksun thoughtless adj.
muhakeme yetenekleri oldukça iyi olan twenty-twenty adj.
muhakeme edemeyen uncritical adj.
muhakeme edilebilir judicable adj.
muhakeme yeteneği olmayan verdant adj.
muhakeme yapan discursive adj.
profesyonel bir işe benzeyip daha az teorik bilgi, yaratıcılık, özgünlük veya muhakeme gücü gerektiren (iş) semiprofessional adj.
muhakeme edebilen solid adj.
muhakeme edemeden thoughtlessly adv.
muhakeme etme deliberation n.
muhakeme etme contemplation n.
Colloquial
doğru muhakeme yapamadığı bir anda in a moment of weakness expr.
Idioms
muhakeme yetisi little grey cells n.
muhakeme yürütmeden rutin şekilde çalışan memur pencil-pusher n.
muhakeme yeteneği yerinde olmak have all (one's) buttons v.
muhakeme yeteneği yerinde olmak have all one's buttons v.
muhakeme halinde on trial expr.
Trade/Economic
muhakeme günü calendar n.
muhakeme etmek reason v.
Law
ahlaki muhakeme moral reasoning n.
aile davaları muhakeme kuralları family proceedings rules n.
aleni muhakeme kaidesinin ihlali violation of principle of open session n.
acele muhakeme speedy trial n.
aleni muhakeme public trial n.
aleni muhakeme kaidesi principle of open session n.
aleni muhakeme open trial n.
acele muhakeme usulü summary proceeding n.
acele muhakeme usulü summary procedure n.
ceza muhakeme usulü penal proceedings n.
ceza muhakeme usulü criminal procedure n.
hususi muhakeme usulleri special procedures of trial n.
iade-i muhakeme reopening of a case n.
iade-i muhakeme talebi bill for a new trial n.
jüri tarafından muhakeme edilme trial by jury n.
iadei muhakeme talebi petition for rehearing n.
kaziyye-i muhakeme res adjudicata n.
kaziyye-i muhakeme defisi plea of res judicata n.
kaziyye-i muhakeme res judicata n.
masarifi muhakeme the costs of a case n.
masarifi muhakeme court expenses n.
masarifi muhakeme trial expenses n.
lüzumu muhakeme trail n.
masarifi muhakeme court costs n.
muhakeme usulü kanunu code of procedure n.
men'i muhakeme bar n.
muhakeme bitimi end of case n.
muhakeme yetisi sense of proportion n.
muhakeme gücü sense of proportion n.
muhakeme edilme being tried n.
muhakeme zabıtnamesi proceeding record n.
muhakeme usulü procedure n.
meni muhakeme non-suit n.
muhakeme safhası stage of proceeding n.
muhakeme usulüne dair ilk muameleyi yapan mahkeme court exercising first procedural phase n.
muhakeme celsesi court session n.
meni muhakeme kararı nonsuit n.
meni muhakeme kararı non-suit n.
seri usulü muhakeme accelerated procedure of trial n.
süratli muhakeme summary proceeding n.
şifahi muhakeme oral proceeding n.
takip olunacak muhakeme usulü procedure to be applied n.
yeniden muhakeme etmek rejudge v.
muhakeme etmek try v.
muhakeme etmek hear v.
tekrar muhakeme etmek retry v.
tekrar muhakeme etmek rehear v.
muhakeme olunabilir actionable adj.
muhakeme olunabilir triable adj.
Politics
muhakeme yeri venue n.
Technical
güdülenmiş muhakeme motivated reasoning n.
Anatomy
davranışlarında duygu, yaratıcılık, sezgi, sözsüz iletişim ve muhakeme yetenekleri baskın olan right-brained adj.
Psychology
muhakeme sürecinde ortaya çıkan hataların kökeninde bulunan hususlar dyslogy n.
evrensel kuramlar kullanılarak kayda değer hususlar hakkında hükümlere varılan muhakeme yöntemleriyle ilgili olmayan nondeductive adj.
Mental Health
zihinsel rahatsızlık nedeniyle konuşma ve muhakeme becerisinin zayıflaması dyslogia n.
zihinsel rahatsızlık nedeniyle konuşma ve muhakeme becerisinin zayıflaması dyslogy n.
Logic
geriye doğru muhakeme eylemi regress n.
tümdengelimli muhakeme deductive reasoning n.
muhakeme yöntemi logic n.
muhakeme etme discursus n.
eylemlerin göreceli değerlerine ilişkin muhakeme practical reason n.
eylemlerin göreceli değerlerine ilişkin muhakeme practical reasoning n.
muhakeme kurmak logic v.
geriye doğru muhakeme içeren regressive adj.
geriye doğru muhakeme ile ilgili regressive adj.
Social Sciences
muhakeme üzerine araştırma yapan kimse noologist n.
Education
bir tür muhakeme testi analogy test n.
History
antik roma'daki sulh hakimine davayı muhakeme etmesi için izin verilen günlerle ilgili triverbial adj.
antik roma'daki sulh hakimine davayı muhakeme etmesi için izin verilen günleri belirten triverbial adj.
Philosophy
muhakeme ile ulaşılan sonuç argumentation n.
muhakeme ile öğrenilen noetic adj.
Military
stratejik muhakeme strategic estimate n.
Archaic
muhakeme yeteneği distinction n.