tamamıyla

Bedeutungen von dem Begriff "tamamıyla" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 73 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	tamamıyla	fully adv.
I haven't had time to fully discuss the matter with Tom. Tom'la konuyu tamamıyla görüşmek için zamanım yoktu. More Sentences
General
2	General	tamamıyla	completely adv.
It was completely unnecessary to kill that man, he was really nice. O adamı öldürmek tamamıyla gereksizdi, gerçekten nazik biriydi. More Sentences
3	General	tamamıyla	entirely adv.
No codecision that gets to that stage is ever entirely straightforward. Bu aşamaya gelen hiçbir ortak karar asla tamamıyla masum değildir. More Sentences
4	General	tamamıyla	in total adv.
We were in total shock. Biz tamamiyle şoktaydık. More Sentences
5	General	tamamıyla	all adv.
I'm all worn out. Tamamıyla yorgun düştüm. More Sentences
6	General	tamamıyla	horizontal adj.
7	General	tamamıyla	altogether adv.
8	General	tamamıyla	downright adv.
9	General	tamamıyla	to the full adv.
10	General	tamamıyla	flat adv.
11	General	tamamıyla	wholly adv.
12	General	tamamıyla	throughout adv.
13	General	tamamıyla	all through adv.
14	General	tamamıyla	right adv.
15	General	tamamıyla	implicitly adv.
16	General	tamamıyla	every bit adv.
17	General	tamamıyla	root and branch adv.
18	General	tamamıyla	totally adv.
19	General	tamamıyla	even adv.
20	General	tamamıyla	sheerly adv.
21	General	tamamıyla	utterly adv.
22	General	tamamıyla	absolutely adv.
23	General	tamamıyla	up to the hilt adv.
24	General	tamamıyla	to the fullest extent adv.
25	General	tamamıyla	radically adv.
26	General	tamamıyla	agreed adv.
27	General	tamamıyla	implicitly adv.
28	General	tamamıyla	unrelievedly adv.
29	General	tamamıyla	hail [uk] adv.
30	General	tamamıyla	hard adv.
31	General	tamamıyla	holus-bolus adv.
32	General	tamamıyla	lock, stock, and barrel adv.
33	General	tamamıyla	heartily adv.
34	General	tamamıyla	round adv.
35	General	tamamıyla	implicitly adv.
36	General	tamamıyla	down-the-line adv.
37	General	tamamıyla	solid adv.
38	General	tamamıyla	solidly adv.
39	General	tamamıyla	spang adv.
40	General	tamamıyla	stock adv.
41	General	tamamıyla	sublimely adv.
42	General	tamamıyla	surtout adv.
43	General	tamamıyla	pardee interj.
Phrases
44	Phrases	tamamıyla	quite the (most something) expr.
Colloquial
45	Colloquial	tamamıyla	out-and-out adj.
46	Colloquial	tamamıyla	big fat adj.
47	Colloquial	tamamıyla	from top to bottom adv.
48	Colloquial	tamamıyla	sure as shooting adv.
49	Colloquial	tamamıyla	hook line and sinker expr.
50	Colloquial	tamamıyla	right enough expr.
51	Colloquial	tamamıyla	for fair expr.
Idioms
52	Idioms	tamamıyla	to sticks adv.
53	Idioms	tamamıyla	up one side and down the other expr.
54	Idioms	tamamıyla	the full monty expr.
55	Idioms	tamamıyla	eight ways from sunday expr.
56	Idioms	tamamıyla	eight ways to sunday expr.
57	Idioms	tamamıyla	to the gills expr.
58	Idioms	tamamıyla	from soup to nuts expr.
59	Idioms	tamamıyla	all the way along the line expr.
60	Idioms	tamamıyla	all the way down the line expr.
61	Idioms	tamamıyla	all along the line expr.
62	Idioms	tamamıyla	all down the line expr.
63	Idioms	tamamıyla	all the way along the line expr.
64	Idioms	tamamıyla	all the way down the line expr.
65	Idioms	tamamıyla	all along the line expr.
66	Idioms	tamamıyla	all down the line expr.
67	Idioms	tamamıyla	as the day is long expr.
Trade/Economic
68	Trade/Economic	tamamıyla	fairly adv.
Archaic
69	Archaic	tamamıyla	thoroughstitch [obsolete] adv.
70	Archaic	tamamıyla	thorough-stitch adv.
71	Archaic	tamamıyla	point-blank adv.
72	Archaic	tamamıyla	to point adv.
Modern Slang
73	Modern Slang	tamamıyla	all the way the hell expr.

Bedeutungen, die der Begriff "tamamıyla" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 55 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	tamamıyla ödemek (borcu)	pay off v.
Pay off your credit cards every month. Her ay kredi kartlarını tamamıyla öde. More Sentences
2	General	tamamıyla farklı bir konu	a horse of another color n.
3	General	tamamıyla kapsama	encompassment n.
4	General	tamamıyla ruhsal olan form veya yorum	mystery n.
5	General	tamamıyla hemfikir olmak	go all the way with v.
6	General	tamamıyla anlamak	understand completely v.
7	General	tamamıyla yanmak	go up in smoke v.
8	General	tamamıyla mağlup etmek	whip v.
9	General	kafasını tamamıyla meşgul etmek	absorb v.
10	General	tamamıyla yenmek	smear v.
11	General	bir işi tamamıyla yapmak	go the whole hog v.
12	General	tamamıyla yanmak	go up in flames v.
13	General	tamamıyla büyümüş	full-grown adj.
14	General	tamamıyla tahrip olmuş (araç)	totaled adj.
15	General	tamamıyla tahrip olmuş (araç)	totalled adj.
16	General	tamamıyla güncel	fully up to date adj.
17	General	tamamıyla ilgili	at-large adj.
18	General	tamamıyla aslı gibi	to the life adv.
19	General	her vakit tamamıyla	all through adv.
20	General	tamamıyla (cevap olarak)	absolutely adv.
21	General	tamamıyla (nitelediği sözcükten sonra gelince)	absolutely adv.
Phrasals
22	Phrasals	kendini tamamıyla bir işe/uğraşıya vermek	pour oneself into something v.
23	Phrasals	(birini) tamamıyla (bir şeyin) içine almak	suck (someone) into (something) v.
24	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamıyla çıkarmak/atmak	root (someone or something) out of (something or some place) v.
Colloquial
25	Colloquial	tamamıyla farklı bir konu	horse of a different colour n.
26	Colloquial	tamamıyla farklı bir konu	a horse of another colour n.
27	Colloquial	tamamıyla farklı bir konu	horse of a different color n.
28	Colloquial	tamamıyla farklı bir konu	a horse of another color n.
29	Colloquial	tamamıyla spekülasyon	pure speculation n.
30	Colloquial	birini tamamıyla yenmek	wipe the floor with v.
31	Colloquial	tamamıyla katılmak	couldn't agree more v.
32	Colloquial	tamamıyla sağır	(as) deaf as a post expr.
Idioms
33	Idioms	tamamıyla farklı bir konu	a horse of another n.
34	Idioms	tamamıyla farklı bir konu	a different color n.
35	Idioms	kendini tamamıyla (bir şeye) vermek	be absorbed by (something) v.
36	Idioms	belli bir meseledeki tutum veya bakış açısını tamamıyla tersine çevirmek	box the compass v.
37	Idioms	birini/bir şeyi tamamıyla anlamak	have someone or something taped [uk] v.
38	Idioms	birini/bir şeyi tamamıyla anlamak	get someone or something taped [uk] v.
39	Idioms	tamamıyla (bir şey) olmak	be every inch a/the (something) v.
40	Idioms	bir şeyi tamamıyla anlamak	have got something taped [uk] v.
41	Idioms	birini/bir şeyi tamamıyla anlamak	have somebody/something taped [uk] v.
Speaking
42	Speaking	tamamıyla dolu	fully booked adj.
43	Speaking	tamamıyla katılıyorum	I couldn't agree more expr.
44	Speaking	tamamıyla dolu	booked solid expr.
Trade/Economic
45	Trade/Economic	bir hesabın tamamıyla tasfiye edilmesi	full settlement of an account n.
46	Trade/Economic	tamamıyla ödenmiş hisseler	fully paid-up share n.
47	Trade/Economic	tamamıyla ödenmiş	paid in full adj.
Law
48	Law	istirdat davasında davalının iddiayı tamamıyla reddettiği defisi	plea of non-detinet n.
Politics
49	Politics	halihazırda var olan bütün toplumsal, ekonomik ve politik kurumları tamamıyla ortadan kaldırıp, devrim yapmak isteyen inanış	nihilism n.
Technical
50	Technical	tamamıyla aynı	identical adj.
Medical
51	Medical	kullanıcı tarafından kulağa tamamıyla takılmayan işitme ekipmanları	hearing aid equipment not entirely worn on the listener n.
Physiology
52	Physiology	vücudun tamamıyla ilgili anlamı veren ön ek	hemi- pref.
Chemistry
53	Chemistry	asidik veya bazik bir hidrojenin tamamıyla değiştirilmesiyle oluşan tuz	neutral salt n.
Apiculture
54	Apiculture	tamamıyla gelişmiş ve genellikle kanatlı ergin böcek	imago n.
Military
55	Military	muhabereye tamamıyla girme	decisive engagement n.