torun

Bedeutungen von dem Begriff "torun" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Geography
1	Geography	torun n.	polonya'da bir şehir

Bedeutungen von dem Begriff "torun" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	torun	grandchild n.
The grandparents showered their grandchild. Büyükanne ve büyükbaba, torunlarını yıkadılar. More Sentences
2	General	torun	descendant n.
We hold the goods of this earth on trust for our descendants. Bu dünyanın mallarını torunlarımız için emanet olarak tutuyoruz. More Sentences
3	General	torun	granddaughter n.
My granddaughter is skilled at photography. Torunum fotoğrafçılıkta yeteneklidir. More Sentences
4	General	torun	grandson n.
Our thoughts are also with María Eraunzetamurgil and her grandson, who were victims of a horrendous attack. Düşüncelerimiz aynı zamanda korkunç bir saldırının kurbanı olan Maria Eraunzetamurgil ve torunuyla birlikte. More Sentences
5	General	torun	grandkid n.
I want grandkids. Ben torun istiyorum. More Sentences
6	General	torun	descendant n.
I am convinced that a clear signal from those who were expelled in 1945 and from their descendants would be helpful. 1945 yılında sınır dışı edilenlerden ve onların torunlarından gelecek net bir sinyalin faydalı olacağına inanıyorum. More Sentences
7	General	torun	offshoot n.
8	General	torun	grand kid n.
9	General	torun	child n.
10	General	torun	mokopuna [new zealand] n.
11	General	torun	offset n.
12	General	torun	oy [scotland] n.
13	General	torun	oye [scotland] n.
14	General	torun	stirps n.
Religious
15	Religious	torun	root n.

Bedeutungen, die der Begriff "torun" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 20 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	erkek torun	grandson n.
They each have half a dozen grandchildren, but Tom has more granddaughters, as Mary has only grandsons. Onların her birinin yarım düzine torunları var ama Mary'nin sadece erkek torunları varken Tom'un daha fazla kız torunları var. More Sentences
2	General	kız torun	granddaughter n.
Tom has three granddaughters. Tom'un üç kız torunu var. More Sentences
3	General	(kız) torun	granddaughter n.
His granddaughter surprised him with a handmade birthday card. Torunu adama el yapımı bir doğum günü kartı ile sürpriz yaptı. More Sentences
4	General	torun çocukları	great grandchildren n.
5	General	büyük torun	oldest grandchild n.
6	General	en büyük torun	oldest grandchild n.
7	General	en küçük torun	youngest grandchild n.
8	General	küçük torun	youngest grandchild n.
9	General	bir kimsenin doğrudan soyundan gelen (torun, kardeş torunu vb.) kimse	nephew [obsolete] n.
10	General	bebek torun	grandbaby n.
11	General	torun gibi görülen kimse	grandchild n.
12	General	torun gibi sevilen şey	grandchild n.
13	General	torun torbaya karışmak	have children and grandchildren v.
Phrases
14	Phrases	parayı dede kazanır, oğul saklar, torun savurur	clogs to clogs in three generations [uk] expr.
Idioms
15	Idioms	torun torba	grandchild n.
16	Idioms	torun torba sahibi olmak	live to the ripe old age v.
Latin
17	Latin	kız torun	neptis n.
Archaic
18	Archaic	mirasyedi torun	neve n.
Star Wars
19	Star Wars	shu-torun kraliyet sarayı	shu-torun royal palace n.
20	Star Wars	doruk (shu-torun)	spike (shu-torun) n.