yapı - Türkisch Englisch Wörterbuch

yapı

Bedeutungen von dem Begriff "yapı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 86 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yapı construction n.
I'm currently studying the greatest constructions of gothic architecture.
Şu anda gotik mimarinin en büyük yapılarını inceliyorum.

More Sentences
yapı structure n.
We could use this concrete structure as a shelter.
Bu beton yapıyı sığınak olarak kullanabiliriz.

More Sentences
General
yapı making n.
That had no precedent ever in European law making.
Bunun Avrupa kanun yapımında hiçbir emsali yoktur.

More Sentences
yapı system n.
For Israel, to live with the Palestinians as equals inside a democratic system is equivalent to a suicide.
İsraillilere göre Filistinliler ile eşit şartlarda demokratik bir yapı içinde yaşamak intihara eşdeğerdir.

More Sentences
yapı nature n.
In our opinion, the indiscriminate nature of this amendment is not good.
Bize göre, bu değişikliğin ayrım gözetmeyen yapısı iyi değildir.

More Sentences
yapı form n.
This should apply irrespective of the legal form of the infrastructure operator.
Bu, altyapı operatörünün yasal yapısına bakılmaksızın uygulanmalıdır.

More Sentences
yapı architecture n.
Especially as the vulnerable architecture of this ambitious structure has been threatened.
Özellikle de bu iddialı yapının hassas mimarisi tehdit altındayken.

More Sentences
yapı edifice n.
But the way in which European unanimity was brought about has once again exposed the cracks in the European edifice.
Ancak Avrupa'da oybirliğinin sağlanmasında izlenen yol, Avrupa yapısındaki çatlakları bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

More Sentences
yapı composition n.
The summit is now to discuss the composition of the Convention that is to draft the EU's constitution.
Zirvede şimdi AB'nin anayasasını hazırlayacak olan Konvansiyon'un yapısı görüşülecek.

More Sentences
yapı pattern n.
On this point, Lithuania has adjusted very well to the general pattern of European Union negotiations.
Bu noktada Litvanya, Avrupa Birliği müzakerelerinin genel yapısına çok iyi uyum sağlamıştır.

More Sentences
yapı building n.
EU aid in Afghanistan is an essential building block in this.
AB'nin Afganistan'a yönelik yardımları bu konuda önemli bir yapı taşıdır.

More Sentences
yapı fabric n.
The fabric of Turkey's government contains a few Haider-type personalities.
Türkiye'nin hükümet yapısında birkaç Haider tipi şahsiyet bulunmaktadır.

More Sentences
yapı structure n.
Second, our comments in this report on the regulatory structure and the European Regulatory Group are important.
İkinci olarak bu rapordaki düzenleyici yapı ve Avrupa Düzenleyici Grubu hakkındaki yorumlarımız önemlidir.

More Sentences
yapı make n.
We have to make CFSP structures responsive enough to cater for 10 or more new Member States.
ODGP yapılarını 10 veya daha fazla yeni Üye Devlete cevap verebilecek hale getirmeliyiz.

More Sentences
yapı configuration n.
It simply changes the whole configuration of international security.
Bu, uluslararası güvenliğin tüm yapısını düpedüz değiştirir.

More Sentences
yapı make-up n.
However, one can question whether a government of a different make-up would have managed to make the same progress.
Bununla birlikte farklı bir yapıya sahip bir hükümetin aynı ilerlemeyi sağlayıp sağlayamayacağı sorgulanabilir.

More Sentences
yapı set-up n.
That is why we must take an extremely careful approach to changing the set-up of the COM in tobacco.
İşte bu nedenle tütünde COM'un yapısını değiştirmek için son derece dikkatli bir yaklaşım benimsemeliyiz.

More Sentences
yapı structural adj.
Structural Funds policy is currently managed in too cumbersome a manner.
Yapı Fonları politikası şu anda çok hantal bir şekilde yönetilmektedir.

More Sentences
Trade/Economic
yapı make n.
I have a watch of Japanese make, which keeps very good time.
Japon yapımı bir saatim var, çok dakik çalışıyor.

More Sentences
Technical
yapı building n.
EU aid in Afghanistan is an essential building block in this.
Afganistan'daki AB yardımı bu konuda önemli bir yapı taşıdır.

More Sentences
yapı structure n.
The aim of the report is to define the nature and the structure of EU/Maghreb Arab Union relations.
Raporun amacı AB/Mağrip Arap Birliği ilişkilerinin doğasını ve yapısını tanımlamaktır.

More Sentences
yapı construction n.
However, there will be no common area without common construction.
Ancak ortak yapı olmadan ortak alan olmaz.

More Sentences
Computer
yapı configuration n.
It is necessary to look more carefully into the demographic configuration of this region.
Bu bölgenin demografik yapısının daha dikkatli incelenmesi gerekmektedir.

More Sentences
Construction
yapı structure n.
This may then itself decide on the creation of the most appropriate administrative structure.
Bu durumda en uygun idari yapının oluşturulmasına kendisi karar verebilir.

More Sentences
yapı building n.
The Charter is purely and simply a building block for an EU federal state.
Şart, sadece ve sadece AB federal devleti için bir yapı taşıdır.

More Sentences
Automotive
yapı configuration n.
It is necessary to look more carefully into the demographic configuration of this region.
Bu bölgenin demografik yapısına daha dikkatli bakılması gerekir.

More Sentences
Statistics
yapı structure n.
The structure followed by this regular report on Turkey differs from that used in previous years on three points.
Türkiye üzerine bu düzenli raporun izlediği yapı, önceki yıllarda izlenen yapıdan üç noktada farklıdır.

More Sentences
Biology
yapı structure n.
The Dutch fishermen are right to call for a European inspection and control structure.
Hollandalı balıkçılar bir Avrupa denetim ve kontrol yapısı talep etmekte haklıdır.

More Sentences
Linguistics
yapı structure n.
As far as necessary the structure of the State must be adapted to anchor all the democratic requirements.
Devletin yapısı, gerekli olduğu ölçüde, tüm demokratik gereklilikleri yerine getirecek şekilde uyarlanmalıdır.

More Sentences
Common Usage
yapı mold n.
yapı mould n.
General
yapı being n.
yapı quality n.
yapı texture n.
yapı conformation n.
yapı homologue n.
yapı blood n.
yapı chemistry n.
yapı mold n.
yapı habit of body n.
yapı mould n.
yapı erection n.
yapı organism n.
yapı temperament n.
yapı constitution n.
yapı fiber n.
yapı framework n.
yapı fibre n.
yapı habit n.
yapı contexture n.
yapı strain n.
yapı works n.
yapı frame n.
yapı artifact n.
yapı disposition n.
yapı corpus n.
yapı presence n.
yapı dwelling n.
yapı homolog n.
yapı artefact n.
yapı biggin [scotland] n.
yapı manner [obsolete] n.
yapı built n.
yapı context [obsolete] n.
yapı ordonnance n.
yapı organity n.
yapı personality n.
yapı constr. (construction) abrev.
Trade/Economic
yapı framework n.
Politics
yapı breakdown n.
Technical
yapı fabric n.
yapı civil work n.
yapı design n.
yapı texture n.
Telecom
yapı fabric n.
Textile
yapı texture n.
Construction
yapı biggin [scotland] n.
Food Engineering
yapı texture n.
Zoology
yapı morphology n.
Linguistics
yapı pattern n.
yapı usage n.
Geology
yapı tectonic adj.
Archaic
yapı compagination n.
yapı constructure n.
yapı contignation n.
Slang
yapı build n.

Bedeutungen, die der Begriff "yapı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yapı ustası master builder n.
My father is a master builder.
Babam bir yapı ustasıdır.

More Sentences
yapı malzemeleri building materials n.
In Ireland, some operators are proposing using it in building materials.
İrlanda'da bazı operatörler bunu yapı malzemelerinde kullanmayı öneriyor.

More Sentences
yapı (insan için) build n.
That man has a very good build.
Bu adam çok iyi bir yapıya sahip.

More Sentences
sosyal yapı social structure n.
We are fortunate in that the economic and social structure of our countries is strong and resilient.
Ülkelerimizin ekonomik ve sosyal yapısı güçlü ve dayanıklı olduğu için şanslıyız.

More Sentences
anayasal yapı constitutional structure n.
Sovereignty only rests with a few Member States that boast their own constitutional structure.
Egemenlik sadece kendi anayasal yapılarına sahip olan birkaç Üye Devlete aittir.

More Sentences
yapı enkazı rubble n.
During World War II, many famous landmarks in Europe were reduced to rubble.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Avrupa'daki birçok ünlü simge yapı enkaza dönüştü.

More Sentences
kültürel yapı cultural structure n.
Poverty, destruction of social and cultural structures, of standards and values can be the outcome.
Yoksulluk, sosyal ve kültürel yapıların, standartların ve değerlerin tahrip edilmesi sonuç olabilir.

More Sentences
temel yapı taşı building block n.
That has to be a key building block of our new approach.
Bu yeni yaklaşımımızın temel yapı taşlarından biri olmalıdır.

More Sentences
teknik yapı technical structure n.
This may comprise organisational and technical structures, as well as training.
Bu, örgütsel ve teknik yapıların yanı sıra eğitimi de içerebilir.

More Sentences
yapı taşları building blocks n.
Mr Maaten's report contains many valuable building blocks for a coherent vision.
Sayın Maaten'in raporu tutarlı bir vizyon için birçok değerli yapı taşı içermektedir.

More Sentences
(sosyal bilimler) yapı structure n.
This company needs to change its organizational structure.
Bu şirketin organizasyon yapısını değiştirmesi gerekiyor.

More Sentences
Trade/Economic
ekonomik yapı economic structure n.
Making political decisions is easier than bringing about changes in the economic structure.
Siyasi kararlar almak, ekonomik yapıda değişiklik yapmaktan daha kolaydır.

More Sentences
ekonomik yapı economic structure n.
This industry has one of the longest traditions in my country's economic structure.
Bu sektör ülkemin ekonomik yapısında en uzun geleneklerden birine sahiptir.

More Sentences
kurumsal yapı corporate structure n.
Over time, the various voting values tend to consolidate deficient corporate structures.
Zaman içinde çeşitli oy değerleri yetersiz kurumsal yapıları konsolide etme eğilimindedir.

More Sentences
Politics
ikili yapı dual structure n.
It is not our intention to alter the existing dual structure; the main task is to optimise the way it works.
Niyetimiz mevcut ikili yapıyı değiştirmek değil; asıl görevimiz çalışma şeklini optimize etmek.

More Sentences
yapı denetim görevlisi building inspector n.
Where were the building inspectors?
Yapı denetim görevlileri neredeydi?

More Sentences
Common Usage
yapı iskelesi scaffold n.
alaşımsız yapı çeliği unalloyed structural steel n.
General
demir ve çelik yapı iron and steel building n.
anatomik yapı anatomy n.
çatı şeklinde örten herhangi bir yapı tecta n.
kum vb yapı malzemelerini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75cm olan küp ölçek hold n.
yuvarlak ve kubbeli yapı rotunda n.
süslü hafif yapı pavilion n.
büyük yapı edifice n.
yapı sanayii building trade n.
yapı tasarımı structural design n.
alttaki yapı üzerine kurulan her türlü yapı superstructure n.
yapı malzemeleri endüstrisi building materials industry n.
büyük ve muhteşem yapı pile n.
odacıklı yapı compartmental structure n.
bölmeli yapı compartmental structure n.
gömülü yapı buried structure n.
bitişik yapı contiguous building n.
yapı iyesi proprietor n.
yapı iskeleti shell n.
yapı iskeleti frame n.
betonarme yapı reinforced concrete construction n.
iç yapı internal structure n.
kompakt yapı close packed structure n.
sıkıdolmuş altıgensel yapı close packed hexagonal structure n.
etnik yapı ethnicity n.
yapı ve deprem mühendisliği building and earthquake engineering n.
yapı denetim karakteri layout character n.
sarmal yapı volute n.
yapı endüstrisi construction industry n.
pencereli üst kısım yapı clerestory n.
yapı iskelesi scaffoldage n.
dış yapı external structure n.
endüstrileşmiş yapı industrialized building n.
termoplastik yapı malzemesi thermoplastic n.
martensitli yapı martensitic structure n.
iskelet yapı skeleton structure n.
ahşap yapı wooden building n.
yapı kazalarında sorumluluk liability for building accident n.
yapı ruhsatı construction permit n.
atmosferik yapı atmospheric structure n.
yapı iskelesi staging n.
lame yapı lamellar structure n.
tasarım ve yapı design and construction n.
çoğulcu yapı pluralist structure n.
yapı çizimi structural drawing n.
gizli yapı analizleri latent structure analysis n.
yapı taşları building stones n.
ek yapı annex n.
depremler ve yapı earthquakes and building n.
mozaik yapı mosaic structure n.
derme çatma yapı unsound structure n.
yapı mühendisliği structural engineering n.
karakteristik yapı character n.
özellikle güney afrika'da yuvarlak kulübe vb gibi basit yapı rondavel n.
tuğla yapı brick structure n.
yapı dinamiği structural dynamics n.
esas yapı framework n.
ortaçağ'da kullanılan bir yapı tekniği jettying n.
gemi yapı mühendisliği naval architecture n.
örgütsel yapı organizational structure n.
birleştirici yapı copula n.
üst yapı yatırımları superstructure investments n.
yapı iskelesi scaffolding n.
yapı (vücut) build n.
yapı çerçeveleri structural frames n.
sal taşlı yapı flagstone building n.
genetik yapı genetic n.
arabesk tarzında yapı/eser arabesque n.
alt yapı groundwork n.
taç şeklinde yapı corona n.
kafataslı yapı skull building n.
genel yapı general structure n.
yontma yapı taşı quarry n.
hidrolik yapı hydraulic structure n.
fiziki yapı physical structure n.
gözenekli yapı porous structure n.
yapı olarak killi yapraktaşına benzer shaly n.
yumuşak yapı soft structure n.
çelik yapı steel construction n.
yapı gereci building material n.
üst yapı superstructure n.
iç içe geçmiş ağ yapı interpenetrating n.
yapı içi indoor n.
yapı dışı outdoor n.
küçük yapı gunyah n.
ataerkil yapı patriarchal structure n.
akıllı yapı smart structures n.
blok yapı block building n.
kaçak yapı unlicensed construction n.
sandviç yapı sandwich construction n.
yapı mühendisi structural engineer n.
makro ekonomik yapı macro economic structure n.
bölgesel yapı regional structure n.
teknolojik yapı technological structure n.
yapı değişmesi alteration of the structure n.
ana yapı main structure n.
mikro yapı micro structure n.
yapı ve inşaat building and construction n.
yapı elemanları construction elements n.
ruhsatsız yapı unauthorized building n.
demografik yapı demographic structure n.
yapı tekniği construction technique n.
linear yapı linear structure n.
yapı ruhsatı belgesi building licence n.
ticari yapı commercial building n.
yapı pazarı construction market n.
biyolojik yapı biological structure n.
yapı kullanma izni residential usage licence n.
ek yapı annexe n.
yasal yapı legal structure n.
iç içe yapı nested structure n.
yuvalanmış yapı nested structure n.
yapı işçisi builder's laborer n.
yapı ustası builder n.
üst yapı pavement n.
yapı kooperatifi cooperative housing society n.
kütük yapı cobwork n.
yapı çözüm deconstruction n.
endüstriyel yapı industrial building n.
yapı hizmeti çalışanları building-service employees n.
yapı arazisi ground plot n.
gösterişli yapı edifice n.
mamul yapı gereçleri manufactured construction materials n.
yapı maddesi nutriment n.
yapı maddesi nutrient n.
kanıtlanmış yapı yöntemleri proven construction methods n.
yapı molozu rubble n.
alt yapı substructure n.
yapı bloğu ward n.
yapı adası ward n.
gizli yapı latent structure n.
kendine özgü yapı unique structure n.
kendine özgü yapı distinctive structure n.
iki taraflı alt yapı bilateral infrastructure n.
feodal yapı feudal structure n.
kusurlu yapı defective construction n.
eğreti yapı barrack n.
zihni yapı mental construct n.
yönetici yapı governing structure n.
idari yapı governing structure n.
baskın/hakim yapı dominant structure n.
ahlaki yapı moral fiber n.
ahlaki yapı moral structure n.
ahlaki yapı moral fibre n.
yapı blokları building blocks n.
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı springhouse n.
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı spring house n.
yapı sistemi architectonics n.
beş dilimli yapı süsü cinquefoil n.
yapı fiziği building physics n.
pencereli üst kısım yapı clerestorey n.
bölmeli yapı divisional structure n.
hukuki yapı legal structure n.
iç içe geçmiş yapı byzantine n.
geleneksel bina/yapı traditional building n.
yönetimde kadınların hakim olduğu yapı petticoat government n.
yenilgiyi kabul eden yapı defeatist nature n.
içi boşluklu yapı hollow structure n.
antik iskoçya ve İrlanda'da bir gölde ya da bataklıkta inşa edilmiş müstahkem yapı crannog n.
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı/durum potemkin village n.
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı/durum potyomkin village n.
yapı seti structure set n.
görkemli yapı edifice n.
karmaşık yapı/yapı ağı plexus n.
sembol yapı landmark n.
yapı stoku building stock n.
simge yapı iconic building n.
halatın büküldüğü uzun ve dar yapı ropewalk n.
kilise ve kemerlerdeki görünür yüksekliği azaltmaya yarayan kubbe benzeri yapı calotte n.
bir yere bitişik yapı abutment n.
yerine başka bir yapı inşa edilmesi amacıyla yıkılan bina teardown n.
at arabaları, vagonlar gibi araçların konduğu yapı carriage house n.
kale benzeri inşa edilmiş yapı castellation n.
kedi beşiği oyunundaki ip şekillerine benzeyen yapı cat's cradle n.
izolasyon ve lambri olarak kullanılan yapı levhaları üreten bir firma celotex™ n.
ince tabaka, plaka veya pullardan oluşan yapı lamellation n.
derme çatma yapı namby-pamby n.
bedensel yapı temperament [obsolete] n.
bilişsel yapı cognitive structure n.
yapı taşı element n.
keskin yapı edge n.
bir şeyin ucundaki düz, tabaka halindeki yapı endplate n.
kutu gibi yapı bandbox n.
(hindistan'da) yabani fil yakalamakta kullanılan bir yapı keddah n.
afrika'nın bazı bölgelerinde savunma için kullanılan, dikenli çalılardan inşa edilmiş yapı zeriba n.
(hindistan ve myanmar'da) yabani fil yakalamakta kullanılan bir yapı kheda n.
gözlem için kullanılan yapı belvidere n.
(yapı) dikme fabric n.
(ortak bir amaç için) birlikte hareket eden kimselerin oluşturduğu yapı machine n.
yan binaya yaslı çatısı olan yapı lean-to n.
karmaşık inşa edilen yapı web n.
çocukların kullandığı kızılderili çadırına benzer yapı wigwam n.
kanada benzer yapı wing n.
(oyuncak) yapı bloğu block n.
oyuncak yapı bloğu building block n.
üzerinde dik yerleştirilmiş bir taş levhanın yükseldiği sembol yapı mearstone [obsolete] n.
et saklamak için genellikle çiftliklerde kullanılan küçük yapı meat house n.
küçük metal ve plastik parçaları birleştirerek mekanik modellerin yapıldığı yapı seti markası meccano® n.
çocuklara yönelik mekanik modellerin yapıldığı bir yapı seti meccano set n.
taş yığınlarının üzerine dikilmiş taş levhadan meydana gelen sembol yapı meerestone n.
devasa bir yapı kompleksi megaplex n.
içerisinde genellikle 16 ve daha fazla sayıda sinema salonu bulunduran çok katlı yapı megaplex n.
sembol yapı meith [scotland] n.
art arda sıralanan notaların oluşturduğu bütünsel yapı melody n.
bitkide yer alan yapı birimi member n.
zihinsel yapı mind n.
yapı işi build-out n.
yapı işi buildout n.
yapı biçimi built [obsolete] n.
hiyerarşik yapı hierarchical n.
geniş ailenin yaşadığı birkaç evden oluşan yapı homestead [south africa] n.
saatli yapı horologium n.
genellikle tel ve sac levhadan şekillerden olup hareketli parçalara sahip hassas dengede duran yapı mobile n.
türünün olağan tipinden biçim veya yapı olarak ayrışan hayvan veya bitki monster n.
anıtsal yapı duvarları ören kimse monumental-mason n.
biçim veya yapı bilimi morphology n.
ağza yakın bulunan yapı veya uzantı (böcek) mouth organ n.
genellikle üçgen şeklinde dekoratif bir yapı elemanı gable n.
kaska benzeyen yapı galea n.
çapraz yapılı dik bir çerçeveden oluşan yapı gallows n.
sığır kesmek için kullanılan ahşap yapı gallows n.
düzenli yapı bulk n.
fiziksel, zihinsel ve ahlaki yapı geography n.
ilerlemeyi zorlaştıran yapı obstructer n.
kaburgalı yapı içeren çalışma ribwork n.
kaburga formu içeren yapı ribwork n.
sallantılı yapı rickle n.
çürük yapı rickle n.
harap yapı rickle n.
ihmal edilmiş yapı rickle n.
tekrarlayan yapı decomposition [obsolete] n.
yarım ay şeklinde yapı demilune n.
üç boyutlu görüntülerin sergilendiği yapı diorama n.
üzüm yetiştirilen yapı grapery n.
yapı veya görünüm açısından ızgaraya benzeyen şey gridiron n.
yandan çarklı vapurda yan çarkı ve gövdeyi koruyan ahşap yapı guards n.
kubbe biçimli yapı iglu n.
sıra, yapı veya etki yönünden ters çevrilmiş şey opposite n.
birden fazla sur veya siper benzeri set ile çevrili antik doneme ait dairesel askeri yapı multivallate hillfort n.
belirli bir araziye değer kazandıran yapı improvement n.
kompleks yapı compages n.
kompleks yapı compage n.
(inşaat alanında yapı işlerini ilerletmek için) boştaki araziyi kullanma infill n.
şişirilebilir yapı inflatable n.
toplu yapı dormitory n.
örümcek ağına benzeyen yapı cobweb n.
abartılı, fantastik ve gösterişli yapı conceit n.
kostal yapı costal n.
yapı işçisi wright n.
gösterişli yapı fantastry [obsolete] n.
rotiferaların mastaksındaki y şeklinde yapı incus n.
el biçimli yapı palmation n.
(ekmek kırıntısında) ipeksi görünüm ve yapı pile n.
tüye benzer yapı pilus n.
bryozoan ve hydroid canlılarının oluşturduğu mercan benzeri yapı polypier n.
ihtiyaç sahiplerinin barındığı devlet destekli yapı poor farm n.
fiziksel yapı contexture n.
otel, sanatoryum, hastane veya okulun bileşeni olan müstakil yapı cottage n.
insan işi yapı culture features n.
gemi inşaatında yapı elemanlarını birbirine bağlayan işçi fastener n.
yapı elemanı feature n.
gemi güvertesinde üst yapı island n.
rijit hava gemisinin iki bitişik boylamsal ve çapraz yapı ile birleştiği alan panel n.
çizgili yapı pectination n.
dişli yapı pectination n.
damarlı yapı pectination n.
dikey yapı elemanında oymalı dekoratif kenar pendant n.
sundurma yapı penhouse [obsolete] n.
bitkilerin saksılara dikilip ilgili ürünlerin saklandığı yapı potting shed n.
delikli yapı pounce n.
duvarlarında delik veya çatlaklar olan derme çatma yapı coop n.
(uzun yarımada) parmak biçimli yapı finger n.
katmanlı yapı foliation n.
kentin veya kalenin girişi üzerine inşa edilmiş müstahkem yapı gatehouse n.
içinde saksıda meyve ağaçlarının yetiştirildiği camlı bir yapı orchard house n.
organik yapı organization n.
idari görevlilerden oluşan yapı organization n.
organik yapı organisation n.
idari görevlilerden oluşan yapı organisation n.
kilise sırasına benzer yapı pew n.
farinks ve solungaçlara ait yapı pharyngobranchial n.
farinks ve solungaçlara ait yapı superior pharyngeal n.
farinks ve solungaçlara ait yapı upper pharyngeal n.
fiziksel yapı physique n.
peluşu andıran doğal yapı plush n.
yapı imarlı arazi parçası premises n.
yapı imarlı arazi parçası premisses n.
kanat benzeri yapı pterygium [obsolete] n.
yıkılmış yapı pulp n.
çevreleyen yapı sepiment n.
düz dikdörtgen yapı shoebox n.
(bir şeyi) kaydırak yapı ile taşıyan kimse shooter n.
önemli yapı show place n.
tarihi yapı show place n.
kusursuzca dekore edilmiş yapı showplace n.
kutsal yapı shrine n.
yanda yer alan basamak yapı side step n.
koruyucu dış yapı cuirass n.
yapı taşı foundation stone n.
dış yapı skilling n.
ek yapı skilling n.
dış yapı skeeling n.
ek yapı skeeling n.
çok uzun yapı skyscraper n.
teorik dev yapı ringworld n.
teorik dev yapı alderson disk n.
teorik bir dev yapı bishop ring n.
piramide benzeyen anatomik yapı pyramid n.
piramit benzeri dağılım gösteren sosyal yapı pyramid n.
su akışının yönünü değiştiren kanat yapı spur n.
yapı malzemeleri sticks and stone n.
köprüde üst yapı superstructure n.
(marksist teoride) yasal ve siyasi kuruluş ve ideolojilerden oluşan birbirine bağımlı üst yapı superstructure n.
kompleks yapı synthesis n.
sentez yapı synthesis n.
organizasyonel yapı systematics n.
yapı iskelesi kurmak scaffold v.
yapı yapmak build v.
fazla yük altında bulunmak (yapı) be under stress v.
yapı iskelesi kurmak için kullanılan kereste scaffolding v.
yapı ruhsatı almak get a building permit v.
yapı, doku veya formasyonunu gevşetmek relax [obsolete] v.
yapı vermek texture v.
sembol yapı statüsüne getirmek landmark v.
sembol yapı ilan etmek landmark v.
(baskı altındaki yapı) dışarı doğru bükülmek bulge v.
ürünün kopyasını oluşturmak için tasarım ve yapı bilgilerini incelemek reverse-engineer v.
organik yapı geliştirmek organize v.
organik yapı edinmek organize v.
(bir şeye) organik yapı kazandırmak organize v.
(bir şeye) organik yapı kazandırmak organise v.
organik yapı geliştirmek organise v.
organik yapı edinmek organise v.
ek yapı eklemek sister v.
kristal yapı haline getirmek solidify v.
kristal yapı haline olmak solidify v.
(örgütlü yapı vb.) çatırdamak unravel v.
ince (yapı) delicate adj.
yapı ile ilgili constructional adj.
yapı sökümcü deconstructive adj.
bir yapı ya da organizasyondan yoksun unstructured adj.
yapı veya ebat olarak devasa olan massy adj.
(yapı, mobilya) sallanan bockedy [irish] adj.
(bir şey) boyunca homojen yapı veya bileşimde olan homogeneal adj.
tarz, yapı veya biçim bakımından manastır yaşamını andıran monastic adj.
tarz, yapı veya biçim bakımından manastır yaşamına benzeyen monastic adj.
en iyi sığır etinden daha az mozaik yapı ile sınıflanan choice adj.
yapı kaybına uğramış degenerate adj.
(yapı veya işlev) dejenere degraded adj.
konum, durum ve yapı açısından ortada yer alan gray adj.
yapı veya etki açısından başka bir şeyle benzer olan on-air adj.
yapı taşı olan ingrained adj.
yapı yerine fonksiyonları etkileyen dynamic adj.
pürüzsüz yapı ile ilgili peaches-and-cream adj.
yapı ve işlev açısından hayvan veya bitki formlarına benzeyen mimari işlerle ilgili organic adj.
organik yapı yaratan organific adj.
düzenli yapı oluşturan organific adj.
koruma altına alınacaklar listesine girmiş (yapı, tarihi yer) scheduled [uk] adj.
ait olduğu yapı ile aynı olan self-similar adj.
(nesne veya yapı) desteksiz ayakta duran self-standing adj.
(nesne veya yapı) tek başına sabit duran self-standing adj.
(ritmik ve harmonik yapı) dengeli square adj.
süpersarmal yapı ile ilgili superhelical adj.
senklinal yapı ile ilgili synclinical adj.
iç yapı veya işleyişle ilgili olarak internally adv.
yapı anlamı veren ön ek morph- pref.
çubuk biçimli yapı anlamını veren bir ön ek rhabdo- pref.
dile benzeyen bir yapı veya organ anlamı veren ön ek gloss- pref.
dile benzeyen bir yapı veya organ anlamı veren ön ek glosso- pref.
(anatomik yapı) alt bölgede anlamına gelen bir ön ek infra- pref.
(anatomik yapı) altta anlamına gelen bir ön ek infra- pref.
(anatomik yapı) alt yüzeyde anlamına gelen bir ön ek infra- pref.
yapı anlamı veren son ek -morph suf.
belirtilen sayıda mekana bölünmüş yapı -plex suf.
biyolojik yapı anlamı veren son ek -um suf.
yapı ustası bldr (builder) abrev.
Phrasals
(bir yerin) üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde (bir yapı) inşa etmek build (something) out over (something) v.
(bir yerin) üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde (bir yapı) inşa etmek build (something) out over something v.
(bir yerin) üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde (bir yapı) inşa etmek build (something) over something v.
(bir yerin) etrafına/çevresine (bir yapı/şey) inşa etmek build around (someone or something) v.
Colloquial
köhne yapı rattrap n.
prefabrik yapı fab n.
kubbe biçimli yapı igloo n.
çernobil reaktörünün sızıntısını engellemek için etrafına inşa edilmiş çimento ve çelikten yapı sarcophagus n.
şehir veya banliyöde bulunan bir yapı adasında on the block expr.
Idioms
uyuşturucu bağımlıların mekan bellediği terk edilmiş yapı abandominium n.
yapı taşları bricks and mortar n.
yapı taşı warp and woof n.
altında yatan temel/yapı warp and woof n.
yapı taşı bread and butter n.
acımasız bir yapı heart of stone n.
Formal
tüplerden oluşan yapı tubework n.
Trade/Economic
alt yapı background n.
arazi alt yapı ve geliştirme masrafları land improvement n.
alt yapı muhasebe birimi infrastructure accounting unit n.
davranışsal yapı attitudinal structuring n.
dönüşümlü kredi kooperatifi olarak işleyen on iki ya da daha fazla insanın toplandığı yapı stokvel n.
endüstrileşmiş yapı yöntemleri industrialized building systems n.
ekonomik alt yapı economic infrastructure n.
endüstriyel yapı industrial structure n.
finansal yapı financial position n.
finansal yapı rasyoları financial structure ratios n.
etkin yapı teorisi efficient structure theory n.
finansal yapı financial structure n.
iktisadi yapı economic structure n.
kurumsal yapı organizational structure n.
mali yapı financial structure n.
mali yapı financial position n.
mevcut yapı current business n.
oligopolistik yapı oligopolistic structure n.
organizasyonel yapı organizational structure n.
sağlam yapı solid structure n.
sınai yapı industrial structure n.
sektörel yapı sectoral structure n.
teknik yapı technostructure n.
uluslararası finansal yapı international financial structure n.
yapı ağaçları structure trees n.
yapı ve kredi kurumu building and loan association n.
yapı gereçleri endüstrisi industry of building materials n.
yapı kredisi building loan n.
yapı işleri genel şartnamesi general specifications for the construction affairs n.
yapı daimi komitesi standing committee on construction n.
yapı bilgi modellemesi building information modelling (bim) n.
yapı bilgi sistemi building information modelling (bim) n.
yapı kredisi construction loan n.
yapı kooperatifi building society n.
yapı-davranış-performans paradigması structure-conduct-performance paradigm n.
yapı fuarı construction fair n.
strateji, yapı, sistemler, personel, (sosyal) beceriler, stil, ortak değerler anlamına gelen ifade (mckinsey) 7s (strategy, structure, systems, staff, (soft) skills, style, shared values) (mckinsey) n.
strateji, yapı, sistemler, personel, (sosyal) beceriler, stil, ortak değerler + yönetim modeli, sendikalaşma anlamına gelen ifade (mckinsey) 9S (strategy, structure, systems, staff, (soft) skills, style, shared values + steering pattern, syndication) (mckinsey) n.
yapı malzemeleri mağazası building supply house n.
yapı market building supply house n.
yapı malzemeleri mağazası building supply store n.
yapı market building supply store n.
yapı market hardware store n.
yapı market diy store n.
(yapı sektöründe) serbest meslek çalışanları lump n.
bina yapı öğelerinin ticareti construction n.
parçalar halinde satılıp alıcı tarafından sonradan birleştirilen mobilya, ekipman, yapı parçası flat pack [uk] n.
parçalar halinde satılıp alıcı tarafından sonradan birleştirilen (mobilya, ekipman, yapı parçası) flat-packed [uk] adj.
Law
yapı sahibinin sorumluluğu landlord's liability n.
Politics
ağ yapı oluşumu networking n.
bütünleştirilmiş yapı integrated framework n.
çoğul yapı pluralistic structure n.
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı potemkin village n.
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı potyomkin village n.
erkek egemen yapı malestream n.
erkek merkezli yapı malestream n.
feodal yapı feudal system n.
idari yapı administrative structure n.
paralel yapı parallel structure n.
politik yapı political structure n.
siyasal yapı political structure n.
siyasal yapı body politic n.
siyasi ve ekonomik anlamda bir durumu başkalarına olduğundan farklı göstermek için yapılan herhangi bir yapı potemkin village n.
siyasi ve ekonomik anlamda bir durumu başkalarına olduğundan farklı göstermek için yapılan herhangi bir yapı potyomkin village n.
siyasi yapı political structure n.
sosyal yapı social structure n.
totaliter yapı totalitarianism n.
totaliter yapı totalitarian structure n.
toplumsal yapı social structure n.
yapı denetim görevlisi building control officer n.
yapı denetim görevlisi building control surveyor (uk) n.
doğu prusyalı aristokratların oluşturduğu askeri ve otoriter yapı junkerism n.
otoriter devlet üzerine kurulu radikal ve aşırı milliyetçi politik yapı fascism n.
Institutes
amerikan çelik yapı enstitüsü american institute of steel construction n.
yapı işleri daire başkanlığı department for construction n.
yapı işleri genel müdürlüğü directorate general of construction works n.
yapı endüstri merkezi building information center (yem) n.
yapı işleri genel müdürlüğü directorate general for construction affairs n.
yapı işleri ve teknik daire başkanlığı directorate of construction and technical works n.
yapı işleri dairesi başkanlığı general directorate of construction n.
yapı isleri genel müdürlüğü general directorate of construction n.
yapı işleri genel müdürlüğü general directorate of construction n.
yapı işleri daire başkanlığı general directorate of construction n.
yabancı ülkelerde yürütülen geniş çaplı insani yardım faaliyetlerine katılan unsurları koordine eden kuruluşlararası bir yapı humanitarian operations center n.
Industry
(çelik sanayide) detaylı yapı planı hazırlayan kimse detailer n.
(firmaya ait) temel yapı infrastructure n.
Insurance
standart dışı yapı non-standard construction n.
Tourism
çok amaçlı yapı multipurpose building n.
otel vb bir yapı için ilave hizmetler veren ayrı veya eklenmiş bina annex n.
otel vb bir yapı için ilave hizmetler veren ayrı veya eklenmiş bina annexe n.
sosyal alt yapı social infrastructure n.