|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
yapı |
construction n.
|
|
I'm currently studying the greatest constructions of gothic architecture.
Şu anda gotik mimarinin en büyük yapılarını inceliyorum.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
yapı |
structure n.
|
|
We could use this concrete structure as a shelter.
Bu beton yapıyı sığınak olarak kullanabiliriz.
More Sentences
|
General |
|
3 |
General |
yapı |
making n.
|
|
That had no precedent ever in European law making.
Bunun Avrupa kanun yapımında hiçbir emsali yoktur.
More Sentences
|
4 |
General |
yapı |
system n.
|
|
For Israel, to live with the Palestinians as equals inside a democratic system is equivalent to a suicide.
İsraillilere göre Filistinliler ile eşit şartlarda demokratik bir yapı içinde yaşamak intihara eşdeğerdir.
More Sentences
|
5 |
General |
yapı |
nature n.
|
|
In our opinion, the indiscriminate nature of this amendment is not good.
Bize göre, bu değişikliğin ayrım gözetmeyen yapısı iyi değildir.
More Sentences
|
6 |
General |
yapı |
form n.
|
|
This should apply irrespective of the legal form of the infrastructure operator.
Bu, altyapı operatörünün yasal yapısına bakılmaksızın uygulanmalıdır.
More Sentences
|
7 |
General |
yapı |
architecture n.
|
|
Especially as the vulnerable architecture of this ambitious structure has been threatened.
Özellikle de bu iddialı yapının hassas mimarisi tehdit altındayken.
More Sentences
|
8 |
General |
yapı |
edifice n.
|
|
But the way in which European unanimity was brought about has once again exposed the cracks in the European edifice.
Ancak Avrupa'da oybirliğinin sağlanmasında izlenen yol, Avrupa yapısındaki çatlakları bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
More Sentences
|
9 |
General |
yapı |
composition n.
|
|
The summit is now to discuss the composition of the Convention that is to draft the EU's constitution.
Zirvede şimdi AB'nin anayasasını hazırlayacak olan Konvansiyon'un yapısı görüşülecek.
More Sentences
|
10 |
General |
yapı |
pattern n.
|
|
On this point, Lithuania has adjusted very well to the general pattern of European Union negotiations.
Bu noktada Litvanya, Avrupa Birliği müzakerelerinin genel yapısına çok iyi uyum sağlamıştır.
More Sentences
|
11 |
General |
yapı |
building n.
|
|
EU aid in Afghanistan is an essential building block in this.
AB'nin Afganistan'a yönelik yardımları bu konuda önemli bir yapı taşıdır.
More Sentences
|
12 |
General |
yapı |
fabric n.
|
|
The fabric of Turkey's government contains a few Haider-type personalities.
Türkiye'nin hükümet yapısında birkaç Haider tipi şahsiyet bulunmaktadır.
More Sentences
|
13 |
General |
yapı |
structure n.
|
|
Second, our comments in this report on the regulatory structure and the European Regulatory Group are important.
İkinci olarak bu rapordaki düzenleyici yapı ve Avrupa Düzenleyici Grubu hakkındaki yorumlarımız önemlidir.
More Sentences
|
14 |
General |
yapı |
make n.
|
|
We have to make CFSP structures responsive enough to cater for 10 or more new Member States.
ODGP yapılarını 10 veya daha fazla yeni Üye Devlete cevap verebilecek hale getirmeliyiz.
More Sentences
|
15 |
General |
yapı |
configuration n.
|
|
It simply changes the whole configuration of international security.
Bu, uluslararası güvenliğin tüm yapısını düpedüz değiştirir.
More Sentences
|
16 |
General |
yapı |
make-up n.
|
|
However, one can question whether a government of a different make-up would have managed to make the same progress.
Bununla birlikte farklı bir yapıya sahip bir hükümetin aynı ilerlemeyi sağlayıp sağlayamayacağı sorgulanabilir.
More Sentences
|
17 |
General |
yapı |
set-up n.
|
|
That is why we must take an extremely careful approach to changing the set-up of the COM in tobacco.
İşte bu nedenle tütünde COM'un yapısını değiştirmek için son derece dikkatli bir yaklaşım benimsemeliyiz.
More Sentences
|
18 |
General |
yapı |
structural adj.
|
|
Structural Funds policy is currently managed in too cumbersome a manner.
Yapı Fonları politikası şu anda çok hantal bir şekilde yönetilmektedir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
19 |
Trade/Economic |
yapı |
make n.
|
|
I have a watch of Japanese make, which keeps very good time.
Japon yapımı bir saatim var, çok dakik çalışıyor.
More Sentences
|
Technical |
|
20 |
Technical |
yapı |
building n.
|
|
EU aid in Afghanistan is an essential building block in this.
Afganistan'daki AB yardımı bu konuda önemli bir yapı taşıdır.
More Sentences
|
|
21 |
Technical |
yapı |
structure n.
|
|
The aim of the report is to define the nature and the structure of EU/Maghreb Arab Union relations.
Raporun amacı AB/Mağrip Arap Birliği ilişkilerinin doğasını ve yapısını tanımlamaktır.
More Sentences
|
22 |
Technical |
yapı |
construction n.
|
|
However, there will be no common area without common construction.
Ancak ortak yapı olmadan ortak alan olmaz.
More Sentences
|
Computer |
|
23 |
Computer |
yapı |
configuration n.
|
|
It is necessary to look more carefully into the demographic configuration of this region.
Bu bölgenin demografik yapısının daha dikkatli incelenmesi gerekmektedir.
More Sentences
|
Construction |
|
24 |
Construction |
yapı |
structure n.
|
|
This may then itself decide on the creation of the most appropriate administrative structure.
Bu durumda en uygun idari yapının oluşturulmasına kendisi karar verebilir.
More Sentences
|
25 |
Construction |
yapı |
building n.
|
|
The Charter is purely and simply a building block for an EU federal state.
Şart, sadece ve sadece AB federal devleti için bir yapı taşıdır.
More Sentences
|
Automotive |
|
26 |
Automotive |
yapı |
configuration n.
|
|
It is necessary to look more carefully into the demographic configuration of this region.
Bu bölgenin demografik yapısına daha dikkatli bakılması gerekir.
More Sentences
|
Statistics |
|
27 |
Statistics |
yapı |
structure n.
|
|
The structure followed by this regular report on Turkey differs from that used in previous years on three points.
Türkiye üzerine bu düzenli raporun izlediği yapı, önceki yıllarda izlenen yapıdan üç noktada farklıdır.
More Sentences
|
Biology |
|
28 |
Biology |
yapı |
structure n.
|
|
The Dutch fishermen are right to call for a European inspection and control structure.
Hollandalı balıkçılar bir Avrupa denetim ve kontrol yapısı talep etmekte haklıdır.
More Sentences
|
Linguistics |
|
29 |
Linguistics |
yapı |
structure n.
|
|
As far as necessary the structure of the State must be adapted to anchor all the democratic requirements.
Devletin yapısı, gerekli olduğu ölçüde, tüm demokratik gereklilikleri yerine getirecek şekilde uyarlanmalıdır.
More Sentences
|
Common Usage |
|
30 |
Common Usage |
yapı |
mold n.
|
|
31 |
Common Usage |
yapı |
mould n.
|
|
General |
|
32 |
General |
yapı |
being n.
|
|
33 |
General |
yapı |
quality n.
|
|
34 |
General |
yapı |
texture n.
|
|
35 |
General |
yapı |
conformation n.
|
|
36 |
General |
yapı |
homologue n.
|
|
37 |
General |
yapı |
blood n.
|
|
38 |
General |
yapı |
chemistry n.
|
|
39 |
General |
yapı |
mold n.
|
|
40 |
General |
yapı |
habit of body n.
|
|
|
41 |
General |
yapı |
mould n.
|
|
42 |
General |
yapı |
erection n.
|
|
43 |
General |
yapı |
organism n.
|
|
44 |
General |
yapı |
temperament n.
|
|
45 |
General |
yapı |
constitution n.
|
|
46 |
General |
yapı |
fiber n.
|
|
47 |
General |
yapı |
framework n.
|
|
48 |
General |
yapı |
fibre n.
|
|
49 |
General |
yapı |
habit n.
|
|
50 |
General |
yapı |
contexture n.
|
|
51 |
General |
yapı |
strain n.
|
|
52 |
General |
yapı |
works n.
|
|
53 |
General |
yapı |
frame n.
|
|
54 |
General |
yapı |
artifact n.
|
|
55 |
General |
yapı |
disposition n.
|
|
56 |
General |
yapı |
corpus n.
|
|
57 |
General |
yapı |
presence n.
|
|
58 |
General |
yapı |
dwelling n.
|
|
59 |
General |
yapı |
homolog n.
|
|
60 |
General |
yapı |
artefact n.
|
|
61 |
General |
yapı |
biggin [scotland] n.
|
|
62 |
General |
yapı |
manner [obsolete] n.
|
|
63 |
General |
yapı |
built n.
|
|
64 |
General |
yapı |
context [obsolete] n.
|
|
65 |
General |
yapı |
ordonnance n.
|
|
66 |
General |
yapı |
organity n.
|
|
67 |
General |
yapı |
personality n.
|
|
68 |
General |
yapı |
constr. (construction) abrev.
|
|
Trade/Economic |
|
69 |
Trade/Economic |
yapı |
framework n.
|
|
Politics |
|
70 |
Politics |
yapı |
breakdown n.
|
|
Technical |
|
71 |
Technical |
yapı |
fabric n.
|
|
72 |
Technical |
yapı |
civil work n.
|
|
73 |
Technical |
yapı |
design n.
|
|
74 |
Technical |
yapı |
texture n.
|
|
Telecom |
|
75 |
Telecom |
yapı |
fabric n.
|
|
Textile |
|
76 |
Textile |
yapı |
texture n.
|
|
Construction |
|
77 |
Construction |
yapı |
biggin [scotland] n.
|
|
Food Engineering |
|
78 |
Food Engineering |
yapı |
texture n.
|
|
Zoology |
|
79 |
Zoology |
yapı |
morphology n.
|
|
Linguistics |
|
80 |
Linguistics |
yapı |
pattern n.
|
|
|
81 |
Linguistics |
yapı |
usage n.
|
|
Geology |
|
82 |
Geology |
yapı |
tectonic adj.
|
|
Archaic |
|
83 |
Archaic |
yapı |
compagination n.
|
|
84 |
Archaic |
yapı |
constructure n.
|
|
85 |
Archaic |
yapı |
contignation n.
|
|
Slang |
|
86 |
Slang |
yapı |
build n.
|
|
|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
yapı ustası |
master builder n.
|
|
My father is a master builder.
Babam bir yapı ustasıdır.
More Sentences
|
2 |
General |
yapı malzemeleri |
building materials n.
|
|
In Ireland, some operators are proposing using it in building materials.
İrlanda'da bazı operatörler bunu yapı malzemelerinde kullanmayı öneriyor.
More Sentences
|
3 |
General |
yapı (insan için) |
build n.
|
|
That man has a very good build.
Bu adam çok iyi bir yapıya sahip.
More Sentences
|
4 |
General |
sosyal yapı |
social structure n.
|
|
We are fortunate in that the economic and social structure of our countries is strong and resilient.
Ülkelerimizin ekonomik ve sosyal yapısı güçlü ve dayanıklı olduğu için şanslıyız.
More Sentences
|
5 |
General |
anayasal yapı |
constitutional structure n.
|
|
Sovereignty only rests with a few Member States that boast their own constitutional structure.
Egemenlik sadece kendi anayasal yapılarına sahip olan birkaç Üye Devlete aittir.
More Sentences
|
6 |
General |
yapı enkazı |
rubble n.
|
|
During World War II, many famous landmarks in Europe were reduced to rubble.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Avrupa'daki birçok ünlü simge yapı enkaza dönüştü.
More Sentences
|
7 |
General |
kültürel yapı |
cultural structure n.
|
|
Poverty, destruction of social and cultural structures, of standards and values can be the outcome.
Yoksulluk, sosyal ve kültürel yapıların, standartların ve değerlerin tahrip edilmesi sonuç olabilir.
More Sentences
|
8 |
General |
temel yapı taşı |
building block n.
|
|
That has to be a key building block of our new approach.
Bu yeni yaklaşımımızın temel yapı taşlarından biri olmalıdır.
More Sentences
|
9 |
General |
teknik yapı |
technical structure n.
|
|
This may comprise organisational and technical structures, as well as training.
Bu, örgütsel ve teknik yapıların yanı sıra eğitimi de içerebilir.
More Sentences
|
10 |
General |
yapı taşları |
building blocks n.
|
|
Mr Maaten's report contains many valuable building blocks for a coherent vision.
Sayın Maaten'in raporu tutarlı bir vizyon için birçok değerli yapı taşı içermektedir.
More Sentences
|
11 |
General |
(sosyal bilimler) yapı |
structure n.
|
|
This company needs to change its organizational structure.
Bu şirketin organizasyon yapısını değiştirmesi gerekiyor.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
12 |
Trade/Economic |
ekonomik yapı |
economic structure n.
|
|
Making political decisions is easier than bringing about changes in the economic structure.
Siyasi kararlar almak, ekonomik yapıda değişiklik yapmaktan daha kolaydır.
More Sentences
|
13 |
Trade/Economic |
ekonomik yapı |
economic structure n.
|
|
This industry has one of the longest traditions in my country's economic structure.
Bu sektör ülkemin ekonomik yapısında en uzun geleneklerden birine sahiptir.
More Sentences
|
14 |
Trade/Economic |
kurumsal yapı |
corporate structure n.
|
|
Over time, the various voting values tend to consolidate deficient corporate structures.
Zaman içinde çeşitli oy değerleri yetersiz kurumsal yapıları konsolide etme eğilimindedir.
More Sentences
|
Politics |
|
15 |
Politics |
ikili yapı |
dual structure n.
|
|
It is not our intention to alter the existing dual structure; the main task is to optimise the way it works.
Niyetimiz mevcut ikili yapıyı değiştirmek değil; asıl görevimiz çalışma şeklini optimize etmek.
More Sentences
|
16 |
Politics |
yapı denetim görevlisi |
building inspector n.
|
|
Where were the building inspectors?
Yapı denetim görevlileri neredeydi?
More Sentences
|
Common Usage |
|
17 |
Common Usage |
yapı iskelesi |
scaffold n.
|
|
18 |
Common Usage |
alaşımsız yapı çeliği |
unalloyed structural steel n.
|
|
General |
|
19 |
General |
demir ve çelik yapı |
iron and steel building n.
|
|
20 |
General |
anatomik yapı |
anatomy n.
|
|
21 |
General |
çatı şeklinde örten herhangi bir yapı |
tecta n.
|
|
22 |
General |
kum vb yapı malzemelerini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75cm olan küp ölçek |
hold n.
|
|
23 |
General |
yuvarlak ve kubbeli yapı |
rotunda n.
|
|
24 |
General |
süslü hafif yapı |
pavilion n.
|
|
25 |
General |
büyük yapı |
edifice n.
|
|
26 |
General |
yapı sanayii |
building trade n.
|
|
27 |
General |
yapı tasarımı |
structural design n.
|
|
28 |
General |
alttaki yapı üzerine kurulan her türlü yapı |
superstructure n.
|
|
29 |
General |
yapı malzemeleri endüstrisi |
building materials industry n.
|
|
30 |
General |
büyük ve muhteşem yapı |
pile n.
|
|
31 |
General |
odacıklı yapı |
compartmental structure n.
|
|
32 |
General |
bölmeli yapı |
compartmental structure n.
|
|
33 |
General |
gömülü yapı |
buried structure n.
|
|
34 |
General |
bitişik yapı |
contiguous building n.
|
|
35 |
General |
yapı iyesi |
proprietor n.
|
|
36 |
General |
yapı iskeleti |
shell n.
|
|
37 |
General |
yapı iskeleti |
frame n.
|
|
38 |
General |
betonarme yapı |
reinforced concrete construction n.
|
|
39 |
General |
iç yapı |
internal structure n.
|
|
40 |
General |
kompakt yapı |
close packed structure n.
|
|
41 |
General |
sıkıdolmuş altıgensel yapı |
close packed hexagonal structure n.
|
|
42 |
General |
etnik yapı |
ethnicity n.
|
|
43 |
General |
yapı ve deprem mühendisliği |
building and earthquake engineering n.
|
|
44 |
General |
yapı denetim karakteri |
layout character n.
|
|
45 |
General |
sarmal yapı |
volute n.
|
|
46 |
General |
yapı endüstrisi |
construction industry n.
|
|
47 |
General |
pencereli üst kısım yapı |
clerestory n.
|
|
48 |
General |
yapı iskelesi |
scaffoldage n.
|
|
49 |
General |
dış yapı |
external structure n.
|
|
50 |
General |
endüstrileşmiş yapı |
industrialized building n.
|
|
51 |
General |
termoplastik yapı malzemesi |
thermoplastic n.
|
|
52 |
General |
martensitli yapı |
martensitic structure n.
|
|
53 |
General |
iskelet yapı |
skeleton structure n.
|
|
54 |
General |
ahşap yapı |
wooden building n.
|
|
55 |
General |
yapı kazalarında sorumluluk |
liability for building accident n.
|
|
56 |
General |
yapı ruhsatı |
construction permit n.
|
|
57 |
General |
atmosferik yapı |
atmospheric structure n.
|
|
58 |
General |
yapı iskelesi |
staging n.
|
|
59 |
General |
lame yapı |
lamellar structure n.
|
|
60 |
General |
tasarım ve yapı |
design and construction n.
|
|
61 |
General |
çoğulcu yapı |
pluralist structure n.
|
|
62 |
General |
yapı çizimi |
structural drawing n.
|
|
63 |
General |
gizli yapı analizleri |
latent structure analysis n.
|
|
64 |
General |
yapı taşları |
building stones n.
|
|
65 |
General |
ek yapı |
annex n.
|
|
66 |
General |
depremler ve yapı |
earthquakes and building n.
|
|
67 |
General |
mozaik yapı |
mosaic structure n.
|
|
68 |
General |
derme çatma yapı |
unsound structure n.
|
|
69 |
General |
yapı mühendisliği |
structural engineering n.
|
|
70 |
General |
karakteristik yapı |
character n.
|
|
71 |
General |
özellikle güney afrika'da yuvarlak kulübe vb gibi basit yapı |
rondavel n.
|
|
72 |
General |
tuğla yapı |
brick structure n.
|
|
73 |
General |
yapı dinamiği |
structural dynamics n.
|
|
74 |
General |
esas yapı |
framework n.
|
|
75 |
General |
ortaçağ'da kullanılan bir yapı tekniği |
jettying n.
|
|
76 |
General |
gemi yapı mühendisliği |
naval architecture n.
|
|
77 |
General |
örgütsel yapı |
organizational structure n.
|
|
78 |
General |
birleştirici yapı |
copula n.
|
|
79 |
General |
üst yapı yatırımları |
superstructure investments n.
|
|
80 |
General |
yapı iskelesi |
scaffolding n.
|
|
81 |
General |
yapı (vücut) |
build n.
|
|
82 |
General |
yapı çerçeveleri |
structural frames n.
|
|
83 |
General |
sal taşlı yapı |
flagstone building n.
|
|
84 |
General |
genetik yapı |
genetic n.
|
|
85 |
General |
arabesk tarzında yapı/eser |
arabesque n.
|
|
86 |
General |
alt yapı |
groundwork n.
|
|
87 |
General |
taç şeklinde yapı |
corona n.
|
|
88 |
General |
kafataslı yapı |
skull building n.
|
|
89 |
General |
genel yapı |
general structure n.
|
|
90 |
General |
yontma yapı taşı |
quarry n.
|
|
91 |
General |
hidrolik yapı |
hydraulic structure n.
|
|
92 |
General |
fiziki yapı |
physical structure n.
|
|
93 |
General |
gözenekli yapı |
porous structure n.
|
|
94 |
General |
yapı olarak killi yapraktaşına benzer |
shaly n.
|
|
95 |
General |
yumuşak yapı |
soft structure n.
|
|
96 |
General |
çelik yapı |
steel construction n.
|
|
97 |
General |
yapı gereci |
building material n.
|
|
98 |
General |
üst yapı |
superstructure n.
|
|
99 |
General |
iç içe geçmiş ağ yapı |
interpenetrating n.
|
|
100 |
General |
yapı içi |
indoor n.
|
|
101 |
General |
yapı dışı |
outdoor n.
|
|
102 |
General |
küçük yapı |
gunyah n.
|
|
103 |
General |
ataerkil yapı |
patriarchal structure n.
|
|
104 |
General |
akıllı yapı |
smart structures n.
|
|
105 |
General |
blok yapı |
block building n.
|
|
106 |
General |
kaçak yapı |
unlicensed construction n.
|
|
107 |
General |
sandviç yapı |
sandwich construction n.
|
|
108 |
General |
yapı mühendisi |
structural engineer n.
|
|
109 |
General |
makro ekonomik yapı |
macro economic structure n.
|
|
110 |
General |
bölgesel yapı |
regional structure n.
|
|
111 |
General |
teknolojik yapı |
technological structure n.
|
|
112 |
General |
yapı değişmesi |
alteration of the structure n.
|
|
113 |
General |
ana yapı |
main structure n.
|
|
114 |
General |
mikro yapı |
micro structure n.
|
|
115 |
General |
yapı ve inşaat |
building and construction n.
|
|
116 |
General |
yapı elemanları |
construction elements n.
|
|
117 |
General |
ruhsatsız yapı |
unauthorized building n.
|
|
118 |
General |
demografik yapı |
demographic structure n.
|
|
119 |
General |
yapı tekniği |
construction technique n.
|
|
120 |
General |
linear yapı |
linear structure n.
|
|
121 |
General |
yapı ruhsatı belgesi |
building licence n.
|
|
122 |
General |
ticari yapı |
commercial building n.
|
|
123 |
General |
yapı pazarı |
construction market n.
|
|
124 |
General |
biyolojik yapı |
biological structure n.
|
|
125 |
General |
yapı kullanma izni |
residential usage licence n.
|
|
126 |
General |
ek yapı |
annexe n.
|
|
127 |
General |
yasal yapı |
legal structure n.
|
|
128 |
General |
iç içe yapı |
nested structure n.
|
|
129 |
General |
yuvalanmış yapı |
nested structure n.
|
|
130 |
General |
yapı işçisi |
builder's laborer n.
|
|
131 |
General |
yapı ustası |
builder n.
|
|
132 |
General |
üst yapı |
pavement n.
|
|
133 |
General |
yapı kooperatifi |
cooperative housing society n.
|
|
134 |
General |
kütük yapı |
cobwork n.
|
|
135 |
General |
yapı çözüm |
deconstruction n.
|
|
136 |
General |
endüstriyel yapı |
industrial building n.
|
|
137 |
General |
yapı hizmeti çalışanları |
building-service employees n.
|
|
138 |
General |
yapı arazisi |
ground plot n.
|
|
139 |
General |
gösterişli yapı |
edifice n.
|
|
140 |
General |
mamul yapı gereçleri |
manufactured construction materials n.
|
|
141 |
General |
yapı maddesi |
nutriment n.
|
|
142 |
General |
yapı maddesi |
nutrient n.
|
|
143 |
General |
kanıtlanmış yapı yöntemleri |
proven construction methods n.
|
|
144 |
General |
yapı molozu |
rubble n.
|
|
145 |
General |
alt yapı |
substructure n.
|
|
146 |
General |
yapı bloğu |
ward n.
|
|
147 |
General |
yapı adası |
ward n.
|
|
148 |
General |
gizli yapı |
latent structure n.
|
|
149 |
General |
kendine özgü yapı |
unique structure n.
|
|
150 |
General |
kendine özgü yapı |
distinctive structure n.
|
|
151 |
General |
iki taraflı alt yapı |
bilateral infrastructure n.
|
|
152 |
General |
feodal yapı |
feudal structure n.
|
|
153 |
General |
kusurlu yapı |
defective construction n.
|
|
154 |
General |
eğreti yapı |
barrack n.
|
|
155 |
General |
zihni yapı |
mental construct n.
|
|
156 |
General |
yönetici yapı |
governing structure n.
|
|
157 |
General |
idari yapı |
governing structure n.
|
|
158 |
General |
baskın/hakim yapı |
dominant structure n.
|
|
159 |
General |
ahlaki yapı |
moral fiber n.
|
|
160 |
General |
ahlaki yapı |
moral structure n.
|
|
161 |
General |
ahlaki yapı |
moral fibre n.
|
|
162 |
General |
yapı blokları |
building blocks n.
|
|
163 |
General |
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı |
springhouse n.
|
|
164 |
General |
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı |
spring house n.
|
|
165 |
General |
yapı sistemi |
architectonics n.
|
|
166 |
General |
beş dilimli yapı süsü |
cinquefoil n.
|
|
167 |
General |
yapı fiziği |
building physics n.
|
|
168 |
General |
pencereli üst kısım yapı |
clerestorey n.
|
|
169 |
General |
bölmeli yapı |
divisional structure n.
|
|
170 |
General |
hukuki yapı |
legal structure n.
|
|
171 |
General |
iç içe geçmiş yapı |
byzantine n.
|
|
172 |
General |
geleneksel bina/yapı |
traditional building n.
|
|
173 |
General |
yönetimde kadınların hakim olduğu yapı |
petticoat government n.
|
|
174 |
General |
yenilgiyi kabul eden yapı |
defeatist nature n.
|
|
175 |
General |
içi boşluklu yapı |
hollow structure n.
|
|
176 |
General |
antik iskoçya ve İrlanda'da bir gölde ya da bataklıkta inşa edilmiş müstahkem yapı |
crannog n.
|
|
177 |
General |
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı/durum |
potemkin village n.
|
|
178 |
General |
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı/durum |
potyomkin village n.
|
|
179 |
General |
yapı seti |
structure set n.
|
|
180 |
General |
görkemli yapı |
edifice n.
|
|
181 |
General |
karmaşık yapı/yapı ağı |
plexus n.
|
|
182 |
General |
sembol yapı |
landmark n.
|
|
183 |
General |
yapı stoku |
building stock n.
|
|
184 |
General |
simge yapı |
iconic building n.
|
|
185 |
General |
halatın büküldüğü uzun ve dar yapı |
ropewalk n.
|
|
186 |
General |
kilise ve kemerlerdeki görünür yüksekliği azaltmaya yarayan kubbe benzeri yapı |
calotte n.
|
|
187 |
General |
bir yere bitişik yapı |
abutment n.
|
|
188 |
General |
yerine başka bir yapı inşa edilmesi amacıyla yıkılan bina |
teardown n.
|
|
189 |
General |
at arabaları, vagonlar gibi araçların konduğu yapı |
carriage house n.
|
|
190 |
General |
kale benzeri inşa edilmiş yapı |
castellation n.
|
|
191 |
General |
kedi beşiği oyunundaki ip şekillerine benzeyen yapı |
cat's cradle n.
|
|
192 |
General |
izolasyon ve lambri olarak kullanılan yapı levhaları üreten bir firma |
celotex™ n.
|
|
193 |
General |
ince tabaka, plaka veya pullardan oluşan yapı |
lamellation n.
|
|
194 |
General |
derme çatma yapı |
namby-pamby n.
|
|
195 |
General |
bedensel yapı |
temperament [obsolete] n.
|
|
196 |
General |
bilişsel yapı |
cognitive structure n.
|
|
197 |
General |
yapı taşı |
element n.
|
|
198 |
General |
keskin yapı |
edge n.
|
|
199 |
General |
bir şeyin ucundaki düz, tabaka halindeki yapı |
endplate n.
|
|
200 |
General |
kutu gibi yapı |
bandbox n.
|
|
201 |
General |
(hindistan'da) yabani fil yakalamakta kullanılan bir yapı |
keddah n.
|
|
202 |
General |
afrika'nın bazı bölgelerinde savunma için kullanılan, dikenli çalılardan inşa edilmiş yapı |
zeriba n.
|
|
203 |
General |
(hindistan ve myanmar'da) yabani fil yakalamakta kullanılan bir yapı |
kheda n.
|
|
204 |
General |
gözlem için kullanılan yapı |
belvidere n.
|
|
205 |
General |
(yapı) dikme |
fabric n.
|
|
206 |
General |
(ortak bir amaç için) birlikte hareket eden kimselerin oluşturduğu yapı |
machine n.
|
|
207 |
General |
yan binaya yaslı çatısı olan yapı |
lean-to n.
|
|
208 |
General |
karmaşık inşa edilen yapı |
web n.
|
|
209 |
General |
çocukların kullandığı kızılderili çadırına benzer yapı |
wigwam n.
|
|
210 |
General |
kanada benzer yapı |
wing n.
|
|
211 |
General |
(oyuncak) yapı bloğu |
block n.
|
|
212 |
General |
oyuncak yapı bloğu |
building block n.
|
|
213 |
General |
üzerinde dik yerleştirilmiş bir taş levhanın yükseldiği sembol yapı |
mearstone [obsolete] n.
|
|
214 |
General |
et saklamak için genellikle çiftliklerde kullanılan küçük yapı |
meat house n.
|
|
215 |
General |
küçük metal ve plastik parçaları birleştirerek mekanik modellerin yapıldığı yapı seti markası |
meccano® n.
|
|
216 |
General |
çocuklara yönelik mekanik modellerin yapıldığı bir yapı seti |
meccano set n.
|
|
217 |
General |
taş yığınlarının üzerine dikilmiş taş levhadan meydana gelen sembol yapı |
meerestone n.
|
|
218 |
General |
devasa bir yapı kompleksi |
megaplex n.
|
|
219 |
General |
içerisinde genellikle 16 ve daha fazla sayıda sinema salonu bulunduran çok katlı yapı |
megaplex n.
|
|
220 |
General |
sembol yapı |
meith [scotland] n.
|
|
221 |
General |
art arda sıralanan notaların oluşturduğu bütünsel yapı |
melody n.
|
|
222 |
General |
bitkide yer alan yapı birimi |
member n.
|
|
223 |
General |
zihinsel yapı |
mind n.
|
|
224 |
General |
yapı işi |
build-out n.
|
|
225 |
General |
yapı işi |
buildout n.
|
|
226 |
General |
yapı biçimi |
built [obsolete] n.
|
|
227 |
General |
hiyerarşik yapı |
hierarchical n.
|
|
228 |
General |
geniş ailenin yaşadığı birkaç evden oluşan yapı |
homestead [south africa] n.
|
|
229 |
General |
saatli yapı |
horologium n.
|
|
230 |
General |
genellikle tel ve sac levhadan şekillerden olup hareketli parçalara sahip hassas dengede duran yapı |
mobile n.
|
|
231 |
General |
türünün olağan tipinden biçim veya yapı olarak ayrışan hayvan veya bitki |
monster n.
|
|
232 |
General |
anıtsal yapı duvarları ören kimse |
monumental-mason n.
|
|
233 |
General |
biçim veya yapı bilimi |
morphology n.
|
|
234 |
General |
ağza yakın bulunan yapı veya uzantı (böcek) |
mouth organ n.
|
|
235 |
General |
genellikle üçgen şeklinde dekoratif bir yapı elemanı |
gable n.
|
|
236 |
General |
kaska benzeyen yapı |
galea n.
|
|
237 |
General |
çapraz yapılı dik bir çerçeveden oluşan yapı |
gallows n.
|
|
238 |
General |
sığır kesmek için kullanılan ahşap yapı |
gallows n.
|
|
239 |
General |
düzenli yapı |
bulk n.
|
|
240 |
General |
fiziksel, zihinsel ve ahlaki yapı |
geography n.
|
|
241 |
General |
ilerlemeyi zorlaştıran yapı |
obstructer n.
|
|
242 |
General |
kaburgalı yapı içeren çalışma |
ribwork n.
|
|
243 |
General |
kaburga formu içeren yapı |
ribwork n.
|
|
244 |
General |
sallantılı yapı |
rickle n.
|
|
245 |
General |
çürük yapı |
rickle n.
|
|
246 |
General |
harap yapı |
rickle n.
|
|
247 |
General |
ihmal edilmiş yapı |
rickle n.
|
|
248 |
General |
tekrarlayan yapı |
decomposition [obsolete] n.
|
|
249 |
General |
yarım ay şeklinde yapı |
demilune n.
|
|
250 |
General |
üç boyutlu görüntülerin sergilendiği yapı |
diorama n.
|
|
251 |
General |
üzüm yetiştirilen yapı |
grapery n.
|
|
252 |
General |
yapı veya görünüm açısından ızgaraya benzeyen şey |
gridiron n.
|
|
253 |
General |
yandan çarklı vapurda yan çarkı ve gövdeyi koruyan ahşap yapı |
guards n.
|
|
254 |
General |
kubbe biçimli yapı |
iglu n.
|
|
255 |
General |
sıra, yapı veya etki yönünden ters çevrilmiş şey |
opposite n.
|
|
256 |
General |
birden fazla sur veya siper benzeri set ile çevrili antik doneme ait dairesel askeri yapı |
multivallate hillfort n.
|
|
257 |
General |
belirli bir araziye değer kazandıran yapı |
improvement n.
|
|
258 |
General |
kompleks yapı |
compages n.
|
|
259 |
General |
kompleks yapı |
compage n.
|
|
260 |
General |
(inşaat alanında yapı işlerini ilerletmek için) boştaki araziyi kullanma |
infill n.
|
|
261 |
General |
şişirilebilir yapı |
inflatable n.
|
|
262 |
General |
toplu yapı |
dormitory n.
|
|
263 |
General |
örümcek ağına benzeyen yapı |
cobweb n.
|
|
264 |
General |
abartılı, fantastik ve gösterişli yapı |
conceit n.
|
|
265 |
General |
kostal yapı |
costal n.
|
|
266 |
General |
yapı işçisi |
wright n.
|
|
267 |
General |
gösterişli yapı |
fantastry [obsolete] n.
|
|
268 |
General |
rotiferaların mastaksındaki y şeklinde yapı |
incus n.
|
|
269 |
General |
el biçimli yapı |
palmation n.
|
|
270 |
General |
(ekmek kırıntısında) ipeksi görünüm ve yapı |
pile n.
|
|
271 |
General |
tüye benzer yapı |
pilus n.
|
|
272 |
General |
bryozoan ve hydroid canlılarının oluşturduğu mercan benzeri yapı |
polypier n.
|
|
273 |
General |
ihtiyaç sahiplerinin barındığı devlet destekli yapı |
poor farm n.
|
|
274 |
General |
fiziksel yapı |
contexture n.
|
|
275 |
General |
otel, sanatoryum, hastane veya okulun bileşeni olan müstakil yapı |
cottage n.
|
|
276 |
General |
insan işi yapı |
culture features n.
|
|
277 |
General |
gemi inşaatında yapı elemanlarını birbirine bağlayan işçi |
fastener n.
|
|
278 |
General |
yapı elemanı |
feature n.
|
|
279 |
General |
gemi güvertesinde üst yapı |
island n.
|
|
280 |
General |
rijit hava gemisinin iki bitişik boylamsal ve çapraz yapı ile birleştiği alan |
panel n.
|
|
281 |
General |
çizgili yapı |
pectination n.
|
|
282 |
General |
dişli yapı |
pectination n.
|
|
283 |
General |
damarlı yapı |
pectination n.
|
|
284 |
General |
dikey yapı elemanında oymalı dekoratif kenar |
pendant n.
|
|
285 |
General |
sundurma yapı |
penhouse [obsolete] n.
|
|
286 |
General |
bitkilerin saksılara dikilip ilgili ürünlerin saklandığı yapı |
potting shed n.
|
|
287 |
General |
delikli yapı |
pounce n.
|
|
288 |
General |
duvarlarında delik veya çatlaklar olan derme çatma yapı |
coop n.
|
|
289 |
General |
(uzun yarımada) parmak biçimli yapı |
finger n.
|
|
290 |
General |
katmanlı yapı |
foliation n.
|
|
291 |
General |
kentin veya kalenin girişi üzerine inşa edilmiş müstahkem yapı |
gatehouse n.
|
|
292 |
General |
içinde saksıda meyve ağaçlarının yetiştirildiği camlı bir yapı |
orchard house n.
|
|
293 |
General |
organik yapı |
organization n.
|
|
294 |
General |
idari görevlilerden oluşan yapı |
organization n.
|
|
295 |
General |
organik yapı |
organisation n.
|
|
296 |
General |
idari görevlilerden oluşan yapı |
organisation n.
|
|
297 |
General |
kilise sırasına benzer yapı |
pew n.
|
|
298 |
General |
farinks ve solungaçlara ait yapı |
pharyngobranchial n.
|
|
299 |
General |
farinks ve solungaçlara ait yapı |
superior pharyngeal n.
|
|
300 |
General |
farinks ve solungaçlara ait yapı |
upper pharyngeal n.
|
|
301 |
General |
fiziksel yapı |
physique n.
|
|
302 |
General |
peluşu andıran doğal yapı |
plush n.
|
|
303 |
General |
yapı imarlı arazi parçası |
premises n.
|
|
304 |
General |
yapı imarlı arazi parçası |
premisses n.
|
|
305 |
General |
kanat benzeri yapı |
pterygium [obsolete] n.
|
|
306 |
General |
yıkılmış yapı |
pulp n.
|
|
307 |
General |
çevreleyen yapı |
sepiment n.
|
|
308 |
General |
düz dikdörtgen yapı |
shoebox n.
|
|
309 |
General |
(bir şeyi) kaydırak yapı ile taşıyan kimse |
shooter n.
|
|
310 |
General |
önemli yapı |
show place n.
|
|
311 |
General |
tarihi yapı |
show place n.
|
|
312 |
General |
kusursuzca dekore edilmiş yapı |
showplace n.
|
|
313 |
General |
kutsal yapı |
shrine n.
|
|
314 |
General |
yanda yer alan basamak yapı |
side step n.
|
|
315 |
General |
koruyucu dış yapı |
cuirass n.
|
|
316 |
General |
yapı taşı |
foundation stone n.
|
|
317 |
General |
dış yapı |
skilling n.
|
|
318 |
General |
ek yapı |
skilling n.
|
|
319 |
General |
dış yapı |
skeeling n.
|
|
320 |
General |
ek yapı |
skeeling n.
|
|
321 |
General |
çok uzun yapı |
skyscraper n.
|
|
322 |
General |
teorik dev yapı |
ringworld n.
|
|
323 |
General |
teorik dev yapı |
alderson disk n.
|
|
324 |
General |
teorik bir dev yapı |
bishop ring n.
|
|
325 |
General |
piramide benzeyen anatomik yapı |
pyramid n.
|
|
326 |
General |
piramit benzeri dağılım gösteren sosyal yapı |
pyramid n.
|
|
327 |
General |
su akışının yönünü değiştiren kanat yapı |
spur n.
|
|
328 |
General |
yapı malzemeleri |
sticks and stone n.
|
|
329 |
General |
köprüde üst yapı |
superstructure n.
|
|
330 |
General |
(marksist teoride) yasal ve siyasi kuruluş ve ideolojilerden oluşan birbirine bağımlı üst yapı |
superstructure n.
|
|
331 |
General |
kompleks yapı |
synthesis n.
|
|
332 |
General |
sentez yapı |
synthesis n.
|
|
333 |
General |
organizasyonel yapı |
systematics n.
|
|
334 |
General |
yapı iskelesi kurmak |
scaffold v.
|
|
335 |
General |
yapı yapmak |
build v.
|
|
336 |
General |
fazla yük altında bulunmak (yapı) |
be under stress v.
|
|
337 |
General |
yapı iskelesi kurmak için kullanılan kereste |
scaffolding v.
|
|
338 |
General |
yapı ruhsatı almak |
get a building permit v.
|
|
339 |
General |
yapı, doku veya formasyonunu gevşetmek |
relax [obsolete] v.
|
|
340 |
General |
yapı vermek |
texture v.
|
|
341 |
General |
sembol yapı statüsüne getirmek |
landmark v.
|
|
342 |
General |
sembol yapı ilan etmek |
landmark v.
|
|
343 |
General |
(baskı altındaki yapı) dışarı doğru bükülmek |
bulge v.
|
|
344 |
General |
ürünün kopyasını oluşturmak için tasarım ve yapı bilgilerini incelemek |
reverse-engineer v.
|
|
345 |
General |
organik yapı geliştirmek |
organize v.
|
|
346 |
General |
organik yapı edinmek |
organize v.
|
|
347 |
General |
(bir şeye) organik yapı kazandırmak |
organize v.
|
|
348 |
General |
(bir şeye) organik yapı kazandırmak |
organise v.
|
|
349 |
General |
organik yapı geliştirmek |
organise v.
|
|
350 |
General |
organik yapı edinmek |
organise v.
|
|
351 |
General |
ek yapı eklemek |
sister v.
|
|
352 |
General |
kristal yapı haline getirmek |
solidify v.
|
|
353 |
General |
kristal yapı haline olmak |
solidify v.
|
|
354 |
General |
(örgütlü yapı vb.) çatırdamak |
unravel v.
|
|
355 |
General |
ince (yapı) |
delicate adj.
|
|
356 |
General |
yapı ile ilgili |
constructional adj.
|
|
357 |
General |
yapı sökümcü |
deconstructive adj.
|
|
358 |
General |
bir yapı ya da organizasyondan yoksun |
unstructured adj.
|
|
359 |
General |
yapı veya ebat olarak devasa olan |
massy adj.
|
|
360 |
General |
(yapı, mobilya) sallanan |
bockedy [irish] adj.
|
|
361 |
General |
(bir şey) boyunca homojen yapı veya bileşimde olan |
homogeneal adj.
|
|
362 |
General |
tarz, yapı veya biçim bakımından manastır yaşamını andıran |
monastic adj.
|
|
363 |
General |
tarz, yapı veya biçim bakımından manastır yaşamına benzeyen |
monastic adj.
|
|
364 |
General |
en iyi sığır etinden daha az mozaik yapı ile sınıflanan |
choice adj.
|
|
365 |
General |
yapı kaybına uğramış |
degenerate adj.
|
|
366 |
General |
(yapı veya işlev) dejenere |
degraded adj.
|
|
367 |
General |
konum, durum ve yapı açısından ortada yer alan |
gray adj.
|
|
368 |
General |
yapı veya etki açısından başka bir şeyle benzer olan |
on-air adj.
|
|
369 |
General |
yapı taşı olan |
ingrained adj.
|
|
370 |
General |
yapı yerine fonksiyonları etkileyen |
dynamic adj.
|
|
371 |
General |
pürüzsüz yapı ile ilgili |
peaches-and-cream adj.
|
|
372 |
General |
yapı ve işlev açısından hayvan veya bitki formlarına benzeyen mimari işlerle ilgili |
organic adj.
|
|
373 |
General |
organik yapı yaratan |
organific adj.
|
|
374 |
General |
düzenli yapı oluşturan |
organific adj.
|
|
375 |
General |
koruma altına alınacaklar listesine girmiş (yapı, tarihi yer) |
scheduled [uk] adj.
|
|
376 |
General |
ait olduğu yapı ile aynı olan |
self-similar adj.
|
|
377 |
General |
(nesne veya yapı) desteksiz ayakta duran |
self-standing adj.
|
|
378 |
General |
(nesne veya yapı) tek başına sabit duran |
self-standing adj.
|
|
379 |
General |
(ritmik ve harmonik yapı) dengeli |
square adj.
|
|
380 |
General |
süpersarmal yapı ile ilgili |
superhelical adj.
|
|
381 |
General |
senklinal yapı ile ilgili |
synclinical adj.
|
|
382 |
General |
iç yapı veya işleyişle ilgili olarak |
internally adv.
|
|
383 |
General |
yapı anlamı veren ön ek |
morph- pref.
|
|
384 |
General |
çubuk biçimli yapı anlamını veren bir ön ek |
rhabdo- pref.
|
|
385 |
General |
dile benzeyen bir yapı veya organ anlamı veren ön ek |
gloss- pref.
|
|
386 |
General |
dile benzeyen bir yapı veya organ anlamı veren ön ek |
glosso- pref.
|
|
387 |
General |
(anatomik yapı) alt bölgede anlamına gelen bir ön ek |
infra- pref.
|
|
388 |
General |
(anatomik yapı) altta anlamına gelen bir ön ek |
infra- pref.
|
|
389 |
General |
(anatomik yapı) alt yüzeyde anlamına gelen bir ön ek |
infra- pref.
|
|
390 |
General |
yapı anlamı veren son ek |
-morph suf.
|
|
391 |
General |
belirtilen sayıda mekana bölünmüş yapı |
-plex suf.
|
|
392 |
General |
biyolojik yapı anlamı veren son ek |
-um suf.
|
|
393 |
General |
yapı ustası |
bldr (builder) abrev.
|
|
Phrasals |
|
394 |
Phrasals |
(bir yerin) üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde (bir yapı) inşa etmek |
build (something) out over (something) v.
|
|
395 |
Phrasals |
(bir yerin) üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde (bir yapı) inşa etmek |
build (something) out over something v.
|
|
396 |
Phrasals |
(bir yerin) üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde (bir yapı) inşa etmek |
build (something) over something v.
|
|
397 |
Phrasals |
(bir yerin) etrafına/çevresine (bir yapı/şey) inşa etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
Colloquial |
|
398 |
Colloquial |
köhne yapı |
rattrap n.
|
|
399 |
Colloquial |
prefabrik yapı |
fab n.
|
|
400 |
Colloquial |
kubbe biçimli yapı |
igloo n.
|
|
401 |
Colloquial |
çernobil reaktörünün sızıntısını engellemek için etrafına inşa edilmiş çimento ve çelikten yapı |
sarcophagus n.
|
|
402 |
Colloquial |
şehir veya banliyöde bulunan bir yapı adasında |
on the block expr.
|
|
Idioms |
|
403 |
Idioms |
uyuşturucu bağımlıların mekan bellediği terk edilmiş yapı |
abandominium n.
|
|
404 |
Idioms |
yapı taşları |
bricks and mortar n.
|
|
405 |
Idioms |
yapı taşı |
warp and woof n.
|
|
406 |
Idioms |
altında yatan temel/yapı |
warp and woof n.
|
|
407 |
Idioms |
yapı taşı |
bread and butter n.
|
|
408 |
Idioms |
acımasız bir yapı |
heart of stone n.
|
|
Formal |
|
409 |
Formal |
tüplerden oluşan yapı |
tubework n.
|
|
Trade/Economic |
|
410 |
Trade/Economic |
alt yapı |
background n.
|
|
411 |
Trade/Economic |
arazi alt yapı ve geliştirme masrafları |
land improvement n.
|
|
412 |
Trade/Economic |
alt yapı muhasebe birimi |
infrastructure accounting unit n.
|
|
413 |
Trade/Economic |
davranışsal yapı |
attitudinal structuring n.
|
|
414 |
Trade/Economic |
dönüşümlü kredi kooperatifi olarak işleyen on iki ya da daha fazla insanın toplandığı yapı |
stokvel n.
|
|
415 |
Trade/Economic |
endüstrileşmiş yapı yöntemleri |
industrialized building systems n.
|
|
416 |
Trade/Economic |
ekonomik alt yapı |
economic infrastructure n.
|
|
417 |
Trade/Economic |
endüstriyel yapı |
industrial structure n.
|
|
418 |
Trade/Economic |
finansal yapı |
financial position n.
|
|
419 |
Trade/Economic |
finansal yapı rasyoları |
financial structure ratios n.
|
|
420 |
Trade/Economic |
etkin yapı teorisi |
efficient structure theory n.
|
|
421 |
Trade/Economic |
finansal yapı |
financial structure n.
|
|
422 |
Trade/Economic |
iktisadi yapı |
economic structure n.
|
|
423 |
Trade/Economic |
kurumsal yapı |
organizational structure n.
|
|
424 |
Trade/Economic |
mali yapı |
financial structure n.
|
|
425 |
Trade/Economic |
mali yapı |
financial position n.
|
|
426 |
Trade/Economic |
mevcut yapı |
current business n.
|
|
427 |
Trade/Economic |
oligopolistik yapı |
oligopolistic structure n.
|
|
428 |
Trade/Economic |
organizasyonel yapı |
organizational structure n.
|
|
429 |
Trade/Economic |
sağlam yapı |
solid structure n.
|
|
430 |
Trade/Economic |
sınai yapı |
industrial structure n.
|
|
431 |
Trade/Economic |
sektörel yapı |
sectoral structure n.
|
|
432 |
Trade/Economic |
teknik yapı |
technostructure n.
|
|
433 |
Trade/Economic |
uluslararası finansal yapı |
international financial structure n.
|
|
434 |
Trade/Economic |
yapı ağaçları |
structure trees n.
|
|
435 |
Trade/Economic |
yapı ve kredi kurumu |
building and loan association n.
|
|
436 |
Trade/Economic |
yapı gereçleri endüstrisi |
industry of building materials n.
|
|
437 |
Trade/Economic |
yapı kredisi |
building loan n.
|
|
438 |
Trade/Economic |
yapı işleri genel şartnamesi |
general specifications for the construction affairs n.
|
|
439 |
Trade/Economic |
yapı daimi komitesi |
standing committee on construction n.
|
|
440 |
Trade/Economic |
yapı bilgi modellemesi |
building information modelling (bim) n.
|
|
441 |
Trade/Economic |
yapı bilgi sistemi |
building information modelling (bim) n.
|
|
442 |
Trade/Economic |
yapı kredisi |
construction loan n.
|
|
443 |
Trade/Economic |
yapı kooperatifi |
building society n.
|
|
444 |
Trade/Economic |
yapı-davranış-performans paradigması |
structure-conduct-performance paradigm n.
|
|
445 |
Trade/Economic |
yapı fuarı |
construction fair n.
|
|
446 |
Trade/Economic |
strateji, yapı, sistemler, personel, (sosyal) beceriler, stil, ortak değerler anlamına gelen ifade (mckinsey) |
7s (strategy, structure, systems, staff, (soft) skills, style, shared values) (mckinsey) n.
|
|
447 |
Trade/Economic |
strateji, yapı, sistemler, personel, (sosyal) beceriler, stil, ortak değerler + yönetim modeli, sendikalaşma anlamına gelen ifade (mckinsey) |
9S (strategy, structure, systems, staff, (soft) skills, style, shared values + steering pattern, syndication) (mckinsey) n.
|
|
448 |
Trade/Economic |
yapı malzemeleri mağazası |
building supply house n.
|
|
449 |
Trade/Economic |
yapı market |
building supply house n.
|
|
450 |
Trade/Economic |
yapı malzemeleri mağazası |
building supply store n.
|
|
451 |
Trade/Economic |
yapı market |
building supply store n.
|
|
452 |
Trade/Economic |
yapı market |
hardware store n.
|
|
453 |
Trade/Economic |
yapı market |
diy store n.
|
|
454 |
Trade/Economic |
(yapı sektöründe) serbest meslek çalışanları |
lump n.
|
|
455 |
Trade/Economic |
bina yapı öğelerinin ticareti |
construction n.
|
|
456 |
Trade/Economic |
parçalar halinde satılıp alıcı tarafından sonradan birleştirilen mobilya, ekipman, yapı parçası |
flat pack [uk] n.
|
|
457 |
Trade/Economic |
parçalar halinde satılıp alıcı tarafından sonradan birleştirilen (mobilya, ekipman, yapı parçası) |
flat-packed [uk] adj.
|
|
Law |
|
458 |
Law |
yapı sahibinin sorumluluğu |
landlord's liability n.
|
|
Politics |
|
459 |
Politics |
ağ yapı oluşumu |
networking n.
|
|
460 |
Politics |
bütünleştirilmiş yapı |
integrated framework n.
|
|
461 |
Politics |
çoğul yapı |
pluralistic structure n.
|
|
462 |
Politics |
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı |
potemkin village n.
|
|
463 |
Politics |
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı |
potyomkin village n.
|
|
464 |
Politics |
erkek egemen yapı |
malestream n.
|
|
465 |
Politics |
erkek merkezli yapı |
malestream n.
|
|
466 |
Politics |
feodal yapı |
feudal system n.
|
|
467 |
Politics |
idari yapı |
administrative structure n.
|
|
468 |
Politics |
paralel yapı |
parallel structure n.
|
|
469 |
Politics |
politik yapı |
political structure n.
|
|
470 |
Politics |
siyasal yapı |
political structure n.
|
|
471 |
Politics |
siyasal yapı |
body politic n.
|
|
472 |
Politics |
siyasi ve ekonomik anlamda bir durumu başkalarına olduğundan farklı göstermek için yapılan herhangi bir yapı |
potemkin village n.
|
|
473 |
Politics |
siyasi ve ekonomik anlamda bir durumu başkalarına olduğundan farklı göstermek için yapılan herhangi bir yapı |
potyomkin village n.
|
|
474 |
Politics |
siyasi yapı |
political structure n.
|
|
475 |
Politics |
sosyal yapı |
social structure n.
|
|
476 |
Politics |
totaliter yapı |
totalitarianism n.
|
|
477 |
Politics |
totaliter yapı |
totalitarian structure n.
|
|
478 |
Politics |
toplumsal yapı |
social structure n.
|
|
479 |
Politics |
yapı denetim görevlisi |
building control officer n.
|
|
480 |
Politics |
yapı denetim görevlisi |
building control surveyor (uk) n.
|
|
481 |
Politics |
doğu prusyalı aristokratların oluşturduğu askeri ve otoriter yapı |
junkerism n.
|
|
482 |
Politics |
otoriter devlet üzerine kurulu radikal ve aşırı milliyetçi politik yapı |
fascism n.
|
|
Institutes |
|
483 |
Institutes |
amerikan çelik yapı enstitüsü |
american institute of steel construction n.
|
|
484 |
Institutes |
yapı işleri daire başkanlığı |
department for construction n.
|
|
485 |
Institutes |
yapı işleri genel müdürlüğü |
directorate general of construction works n.
|
|
486 |
Institutes |
yapı endüstri merkezi |
building information center (yem) n.
|
|
487 |
Institutes |
yapı işleri genel müdürlüğü |
directorate general for construction affairs n.
|
|
488 |
Institutes |
yapı işleri ve teknik daire başkanlığı |
directorate of construction and technical works n.
|
|
489 |
Institutes |
yapı işleri dairesi başkanlığı |
general directorate of construction n.
|
|
490 |
Institutes |
yapı isleri genel müdürlüğü |
general directorate of construction n.
|
|
491 |
Institutes |
yapı işleri genel müdürlüğü |
general directorate of construction n.
|
|
492 |
Institutes |
yapı işleri daire başkanlığı |
general directorate of construction n.
|
|
493 |
Institutes |
yabancı ülkelerde yürütülen geniş çaplı insani yardım faaliyetlerine katılan unsurları koordine eden kuruluşlararası bir yapı |
humanitarian operations center n.
|
|
Industry |
|
494 |
Industry |
(çelik sanayide) detaylı yapı planı hazırlayan kimse |
detailer n.
|
|
495 |
Industry |
(firmaya ait) temel yapı |
infrastructure n.
|
|
Insurance |
|
496 |
Insurance |
standart dışı yapı |
non-standard construction n.
|
|
Tourism |
|
497 |
Tourism |
çok amaçlı yapı |
multipurpose building n.
|
|
498 |
Tourism |
otel vb bir yapı için ilave hizmetler veren ayrı veya eklenmiş bina |
annex n.
|
|
499 |
Tourism |
otel vb bir yapı için ilave hizmetler veren ayrı veya eklenmiş bina |
annexe n.
|
|
500 |
Tourism |
sosyal alt yapı |
social infrastructure n.
|
|