pile - Türkisch Englisch Wörterbuch

pile

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "pile" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 93 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
pile n. yığın
In some respects, it is more like a pile of loose bricks.
Bazı açılardan bu durum daha çok gevşek tuğla yığınına benziyor.

More Sentences
General
pile n. yığın
In some respects, it is more like a pile of loose bricks.
Bazı açılardan, daha çok gevşek bir tuğla yığınına benziyor.

More Sentences
pile v. yığılmak
British Conservatives by their very nature oppose such restrictive legislation being piled on business.
İngiliz Muhafazakârlar doğaları gereği iş dünyasının üzerine bu tür kısıtlayıcı mevzuatın yığılmasına karşı çıkmaktadır.

More Sentences
pile v. yığmak
We piled the wood in the backyard.
Odunları arka bahçeye yığdık.

More Sentences
Technical
pile n. yığmak
Tom piled everything up in the center of the room.
Tom her şeyi odanın ortasına yığdı.

More Sentences
Architecture
pile n. ağaç kazık
The squirrel made a nest in the wood pile.
Sincap ağaç kazığında bir yuva yaptı.

More Sentences
General
pile n. kat (dokuma)
pile n. pil
pile n. yığınak
pile n. temel direği
pile n. ince tüy
pile n. şahmerdan
pile n. mayasıl
pile n. hidroelektrik pil
pile n. temel kazığı
pile n. kuştüyü
pile n. öbek
pile n. istif
pile n. servet
pile n. külçe
pile n. büyük ve muhteşem yapı
pile n. dünyalık
pile n. kırık dökük şey
pile n. küme
pile n. hav
pile n. atom reaktörü
pile n. büyük kazık
pile n. direk
pile n. tüy
pile n. çok sayıda olan şey
pile n. büyük miktar
pile n. büyük ölçü
pile n. büyük oran
pile n. kama şeklinde hanedan arması figürü
pile n. ölü yakmak için kullanılan odun yığını
pile n. silah yığını
pile n. çekiçle madeni para yapımında kullanılan eski bir ingiliz aletinin alt kalıbı
pile n. madeni paranın ters yüzü
pile n. büyük bina
pile n. büyük bina grubu
pile n. kumarbazın elindeki tüm para
pile n. bazı köpeklerde kalın alt tüyler
pile n. (ekmek kırıntısında) ipeksi görünüm ve yapı
pile v. istif etmek
pile v. çatmak
pile v. istiflemek
pile v. tepeleme doldurmak
pile v. kazık çakmak
pile v. stok yapmak
pile v. stoklamak
pile v. kümelenmek
pile v. birikmek
pile v. yığınak yapmak
pile v. grup halinde haldır huldur ilerlemek
pile adj. katlı (dokuma)
pile adj. yığınla ilgili
pile adj. yığın olarak kullanılan
pile adj. yığınlardan oluşan
pile adj. yığınlarla desteklenen
Technical
pile n. hav
pile n. hidroelektrik pil
pile n. kazık
pile n. küme
pile n. örtü
pile n. temel kazığı
pile n. tüy
pile n. üst üste koymak
pile n. yığın yapmak
pile n. sivri çim ucu
pile n. hedef vurma ok ucu
pile n. demir çubuk demeti
pile n. iki farklı metalden oluşan alternatif disk serisi
pile n. volta pili
pile n. benzer hücrelerden oluşan pil
pile v. biriktirmek
pile v. kümelemek
Textile
pile n. hav
pile n. kumaşın yüzeyindeki kabartılmış iplik veya püsküller
pile n. tüy
pile n. kumaşı veya halıyı kaplayan kabarık püskül yığını
Construction
pile n. kazık
pile n. köprü ayağı
Pathology
pile n. hemoroit
pile n. hemoroitler
pile n. hemoroitli olma
Physics
pile n. atom reaktörü
History
pile n. mızraklı antik roma piyadesi
Environment
pile n. bir tür nükleer reaktör
pile n. pile
Ornithology
pile n. kuşların farklı bölümlerinde görülen sarımsı kırmızı bir renk
pile n. sarımsı kırmızı renkli bir kuş
Entomology
pile n. (bazı böceklerde) ince tüylerden oluşan kadifemsi yüzey
pile n. kadifemsi yüzey oluşturan ince tüyler

Bedeutungen von dem Begriff "pile" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
pile pileus n.
pile pleather n.
Textile
pile pleat n.
Environment
pile pile n.
Meteorology
pile pileus n.

Bedeutungen, die der Begriff "pile" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
pile up v. birikmek
Structural Funds payments have piled up to an alarming extent.
Yapısal Fon ödemeleri endişe verici ölçüde birikmiştir.

More Sentences
pile up v. yığmak
Keiko deftly piles up the dishes and takes them to the sink.
Keiko bulaşıkları ustalıkla yığıyor ve lavaboya götürüyor.

More Sentences
General
pile of books n. kitap yığını
Did that pile of books really come out of just one office?
Bu kitap yığını gerçekten sadece bir ofisten mi çıktı?

More Sentences
pile up v. yığılmak
The luggage is piled up in the truck.
Bavullar kamyona yığılmış.

More Sentences
a pile of adj. bir yığın
This is just a pile of bullshit!
Bu sadece bir yığın saçmalık!

More Sentences
Technical
pile up v. birikmek
And, sweetheart, those years pile up real fast.
Ve tatlım, o yıllar çok çabuk birikiyor.

More Sentences
pile up v. yığılmak
The snow was piled up outside the front door.
Kar ön kapının dışında yığılmıştı.

More Sentences
General
atomic pile n. nükleer reaktör
lumber pile n. kereste istifi
pile of dung n. çöp yığını
ash pile n. küllük
atomic pile n. atom reaktörü
trash pile n. çöp yığını
driven pile n. çakma kazık
pile of paperwork n. kağıt kalabalığı
snow pile n. kar yığını
pile dwelling n. göl üstü ev
pile dwelling n. göl üstü/kenarı yerleşim yeri
pile of shit n. bok yığını
total pile mass per unit area n. birim alan başına toplam hav kütlesi
hook and pile n. cırt cırt
ancestral pile n. atalardan kalan şato veya malikane
junk pile n. çöp yığını
ant pile n. karınca yuvası
gunpowder pile driver n. barut patlamasıyla çekici havaya uçan bir tür şahmerdan
pile [obsolete] n. küçük müstahkem kule
pile [obsolete] n. birbirine geçirilerek koni şekli oluşturan bir dizi ağırlık
pile bridge n. kazıklı köprü
pile driver n. yığın taşıma makinesi operatörü
pile driver n. kuvvetle vuran kimse
pile up n. zincirleme kaza
pile-up n. zincirleme kaza
pile up v. haşat etmek
pile on v. tepeleme doldurmak
pile on v. üşüşmek
pile up v. karaya oturmak
pile up v. bindirmek
pile up v. biriktirmek
pile on the agony v. mazlumu oynamak
pile in v. doluşmak
be at the bottom of the pile v. diğerlerine göre daha kötü durumda olmak
pile it on v. abartmak
pile off v. hep birlikte inmek
pile arms v. silah çatmak
pile off v. inmek
pile on the agony v. mazluma yatmak
pile on the agony v. mağdura oynamak
pile on the agony v. mağduru oynamak
pile it on v. şişirmek
pile out v. hep birlikte inmek
pile on v. yığmak
pile out v. inmek
pile up something v. arttırmak
pile on the agony v. mağdura yatmak
make a pile v. çok para kazanmak
pile on the agony v. abartmak
pile on the agony v. kendini acındırmak
tie on a pile v. kazığa bağlamak
pile up v. karaya oturtmak
pile into (the car) v. arabaya doluşmak
pile one trouble on another v. derde dert katmak
make one's pile v. parsayı toplamak
pile up food v. yiyecek stoklamak
pile-supported adj. kazıklarla taşınan
pile-supported adj. kazıklara oturan
pile-driver adj. güçlü
pile-worn adj. yıpranmış
pile-worn adj. eskimiş
Phrasals
pile out (of something) v. bir şeyden inmek/çıkmak
pile in v. doluşturmak
pile into v. doluşturmak
pile in v. tıkıştırmak
pile into v. tıkıştırmak
pile on v. doluşmak
pile on v. üst üste atlamak
pile on v. istiflemek
pile on v. doldurmak
pile on v. doluşturmak
pile on v. üst üste yığmak
pile on v. giderek artmak
pile on v. çığ gibi büyümek
pile on v. giderek büyümek
pile on v. ortaya çıkarmak
pile on v. açığa çıkarmak
pile on v. birinin zararına olacak şeyler, deliller toplamak
pile on v. eleştiri bombardımanına tutmak
pile on v. hep birlikte üstüne gitmek
pile on v. hep birlikte üstüne gelmek
pile on v. linç etmek
pile onto v. doluşmak
pile onto v. üst üste atlamak
pile onto v. istiflemek
pile onto v. doldurmak
pile onto v. doluşturmak
pile onto v. üst üste yığmak
pile onto v. giderek artmak
pile onto v. çığ gibi büyümek
pile onto v. giderek büyümek
pile onto v. ortaya çıkarmak
pile onto v. açığa çıkarmak
pile onto v. birinin zararına olacak şeyler, deliller toplamak
pile onto v. eleştiri bombardımanına tutmak
pile onto v. hep birlikte üstüne gitmek
pile onto v. hep birlikte üstüne gelmek
pile onto v. linç etmek
pile into (something) v. (bir şeye) doluşmak
pile into (something) v. (bir şeye) tıkışmak
pile into (something) v. (bir şeye) üst üste doluşmak
pile into (something) v. (bir şeye) doluşturmak
pile into (something) v. (bir şeye) tıkıştırmak
pile into (something) v. (bir şeye) üst üste doluşturmak
pile on v. insan yığınının arasına dalmak
pile on v. hızla kilo almak
Colloquial
a pile n. bir yığın
a pile n. birikmiş şey
a pile n. çok para
a pile n. yığınla para
a pile n. çuvalla para
a pile n. servet
pile-driver n. güçlü yumruk
pile-driver n. güçlü tekme
pile-up n. birikinti
pile-up n. yığın
pile insult on insult v. kaba davranmaya devam etmek
pile insult on insult v. küstahlığa küstahlıkla cevap vermek
pile up v. (birden fazla araç) hızla çarpışmak
Idioms
a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] n. çuval dolusu para
a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] n. tonla para
a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] n. dünya kadar para
a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] n. para içinde yüzmek
a pile jack rice couldn't jump over n. bir yığın para
a pile jack rice couldn't jump over n. bir ton para
a pile jack rice couldn't jump over n. çuval çuval para
a pile jack rice couldn't jump over n. dünya kadar para
a pile jack rice couldn't jump over n. yığınla para
a pile jack rice couldn't jump over n. balya balya para
pile arms v. tüfek çatmak
pile on the agony [uk] v. kendini acındırmak
pile on the agony [uk] v. mazlumu oynamak
pile on the agony [uk] v. duygu sömürüsü yapmak
pile on the agony [uk] v. pireyi deve yapmak
pile on the agony [uk] v. olayı büyütmek
pile on the agony [uk] v. abartmak
pile on the agony [uk] v. bire bin katmak
pile on the agony [uk] v. iyice can sıkmak
pile on the gloom [uk] v. kendini acındırmak
pile on the gloom [uk] v. mazlumu oynamak
pile on the gloom [uk] v. duygu sömürüsü yapmak
pile on the gloom [uk] v. pireyi deve yapmak
pile on the gloom [uk] v. olayı büyütmek
pile on the gloom [uk] v. abartmak
pile on the gloom [uk] v. bire bin katmak
pile on the gloom [uk] v. iyice can sıkmak
make a pile of money v. büyük miktarda para kazanmak
pile on the agony v. bire bin katmak
pile the work on someone v. birinin üstüne iş yıkmak
pile pelion on ossa v. durumu içinden çıkılmaz bir hale sokmak
make a pile of money v. çok miktarda para kazanmak
pile on the agony v. duygu sömürüsü yapmak
pile pelion on ossa v. durumu iyice kötüleştirmek
pile on the agony v. habbeyi kubbe yapmak
make one's pile v. küpünü doldurmak
pile on the agony v. kendini acındırarak ilgiyi üzerine çekmeye çalışmak
pile on the pounds v. kilo almak
make a pile v. parsayı toplamak
pile it high and sell it cheap v. sürümden kazanmak
pile them high sell them cheap v. sürümden kazanmak
pile on the agony v. pireyi deve yapmak
pile on the pounds v. şişmanlamak
die in a pile-up v. zincirleme trafik kazasında yaşamını yitirmek
make a pile v. yükünü tutmak
pile them high sell them cheap v. yüksek miktardaki ürünü ucuza satmak
make one's pile v. yükünü tutmak
make a pile v. voliyi vurmak
pile it high and sell it cheap v. yüksek miktardaki ürünü ucuza satmak
pile on the gloom [uk] v. durumu abartmak
pile the gloom on v. durumu abartmak
pile on the agony [uk] v. durumu abartmak
pile on the agony [uk] v. mağdur etmek
pile on the agony [uk] v. durumu iyice kötüleştirmek
pile on the agony [uk] v. üstüne tuz biber ekmek
pile on the work v. üstüne iş yıkmak/yığmak
pile on the work v. işi çoğaltmak
pile on the work v. üst üste iş yığmak
pile on the work v. işi çığ gibi büyütmek
pile the agony on [uk] v. abartmak
pile the agony on [uk] v. mazlumu oynamak
pile the agony on [uk] v. kendini acındırmak
pile the agony on [uk] v. mağdura yatmak
pile the agony on [uk] v. mazluma yatmak
pile the agony on [uk] v. bire bin katmak
pile the agony on [uk] v. pireyi deve yapmak
pile the agony on [uk] v. habbeyi kubbe yapmak
pile the agony on [uk] v. kendini acındırarak ilgiyi üzerine çekmeye çalışmak
pile the agony on [uk] v. duygu sömürüsü yapmak
pile the pounds on v. hızlı kilo almak
pile the pounds on v. hızlıca şişmanlamak
pile the pounds on v. kilo üstüne kilo almak
pile the work on v. üstüne iş yıkmak/yığmak
pile the work on v. işi çoğaltmak
pile the work on v. üst üste iş yığmak
pile the work on v. işi çığ gibi büyütmek
at the bottom of the pile expr. durumu diğerlerine göre daha kötü olan
the bottom of the pile expr. (başarı anlamında) (bir listenin/oluşumun) en altında
at the bottom of the pile/heap expr. toplum içerisinde kötü durumda
at the bottom of the pile/heap expr. toplumun alt kesimlerinde
at the bottom of the pile/heap expr. toplumun en dibinde
at the top of the pile/heap expr. toplum içerisinde iyi durumda
at the top of the pile/heap expr. toplumun yüksek kesimlerinde
at the top of the pile/heap expr. toplumun en tepesinde
at the top of the pile expr. toplumun en üst kesiminde/zirvesinde
at the top of the pile expr. toplumda durumu diğerlerine göre daha iyi konumda
at the bottom of the pile/heap expr. toplum içerisinde daha kötü durumda
at the bottom of the pile/heap expr. toplumun alt kesimlerinde
at the bottom of the pile/heap expr. toplumun en dibinde
at the top of the pile/heap expr. toplum içerisinde daha iyi durumda
at the top of the pile/heap expr. toplumun yüksek kesimlerinde
at the top of the pile/heap expr. toplumun en tepesinde
Trade/Economic
stock pile n. elde bulundurulan stok miktarı
a pile of paperwork n. kağıt kalabalığı
pile of money n. para yığını
stock pile n. stok
tax pile n. vergi desteği
be making a pile v. büyük kar sağlamak
Technical
weft pile carpet n. atkı havlı halı
sheet pile with timber n. ahşap kaplama
sheet pile with timber n. ağaç kaplama
plank-pile n. ahşap palplanş
open-end pipe pile n. açık uçlu kazık
timber pile n. ağaç kazık
wood pile n. ağaç kazık
plank-pile n. ağaç yassı kazık
encased pile n. ankastre kazık
anchor pile n. ankraj kazığı
anchor pile n. bağlama kazığı
compression pile n. basınç kazığı
pressure pile n. basınç kazığı
load per pile n. bir kazığa gelen yük
steel shell pile n. boru kazık
elastic shortening of a pile n. bir kazığın elastik kısalması
skin friction of a pile n. bir kazığın cidar sürtünmesi
temporary elastic compression of a pile n. bir kazığın geçici elastik sıkışması
depth resistance curve of a pile n. bir kazığın derinlik mukavemet eğrisi
deflection of a pile n. bir kazığın defleksiyonu
negative toe resistance of a pile n. bir kazığın negatif uç mukavemeti
screw pile n. burgulu kazık
steam pile driver n. buhar makineli şahmerdan
reinforced concrete pile n. betonarme kazık
penetration of a pile n. bir kazığın çakılması
toe resistance of a pile n. bir kazığın uç mukavemeti
steel sheet pile n. çelik palplanş
pile driving formula n. çakma kazık formülü
steel shell pile n. çelik kabuk kazık
steel pile n. çelik kazık
tension pile n. çekme kazığı
jet pile n. çakma kazık
tension pile n. çekme kazık
raker pile n. çakma kazık
slanted pile n. çakma kazık
driven pile n. çakma kazık
pile shoe n. çarık
test pile n. deneme kazığı
steel pile n. demir kazık çelik kazık
trial pile n. deneme kazığı
displacement pile n. deplasman kazığı
bored pile n. delme kazık
sand pile n. düşey kum dreni
straight web sheet pile n. dolu gövdeli palplanş
untapered pile n. düz uçlu kazık
bored pile n. dökme kazık
smooth pile n. düz yüzeyli kazık
sand pile n. düşey kum akacı
dynamic pile formula n. dinamik kazık formülü
dislocation pile-up n. dislokasyon yığılımı
pile extractor n. ekstraktör
treated pile n. emprenye edilmiş kazık
slanted pile n. eğik kazık
pile extractor machine n. ekstraktör
batter pile n. eğik kazık
safe pile load n. emniyetli kazık yükü
inclined pile n. eğik kazık
jet pile n. eğik kazık
franki pile n. franki kazığı
bored pile n. fore kazık
galvanic pile n. galvanik pil
hydraulic pile driver n. hidrolik şahmerdan
batch pile n. harman yığını
pile loss n. hav kaybı
pile driving air hammer n. havalı çekiç
scrap pile n. hurda yığını
i-beam pile n. ı-profıli çelik kazık
needled pile floor covering n. iğnelenme havlı yer döşemesi
admissible pile load n. izin verilen kazık yükü
pile level n. istif düzeyi
needled pile floor coverings n. iğnelenmiş havlı yer döşemeleri
hollow pile n. içi boş kazık
pile level indicator n. istif düzeyi göstergeci
admissible pile load n. kabul edilen kazık yükü
closed-end pipe pile n. kapalı uçlu kazık boru
allowable pile-toe load n. kabul edilebilir kazık uç yükü
pile loading test n. kazık yükleme deneyi
pile cluster n. kazık grubu
pile formula n. kazık formülü
pile extractor machine n. kazık sökücü makine
pile puller n. kazık çekicisi
pile driver n. kazık tokmağı
pile structure n. kazıklı strüktür
placing of a pile n. kazığın yerine konulması
head of pile n. kazık başı
pile stem n. kazık gövdesi
rebound of pile n. kazığın geri tepmesi
pile layout n. kazık tertibi
pile body n. kazık gövdesi
pile design n. kazık tasarımı
pile-supported continuous footing n. kazıklar üzerinde şerit temel
pile reinforcement n. kazık donatısı
pile ring n. kazık çemberi
pile-drawing machine n. kazık sökme makinesi
settlement of pile foundations n. kazıklı temellerin oturması
pile puller n. kazık sökücüsü
pile extraction n. kazığı çekme
pile driving resistance n. kazık çakma mukavemeti
pile bearing load n. kazık yükü
pile loading test n. kazık yükleme testi
pile driver n. kazık sökücüsü
water-jet method of pile-driving n. kazık çakmada su jeti yöntemi
pile extractor n. kazık sökücü
pile bent n. kazık öbeği
quay wall on a pile foundation n. kazık temel üzerine rıhtım duvarı
pile cluster n. kazık demeti
load test on pile n. kazık yükleme deneyi
penetration depth of the pile n. kazığın çakma derinliği
resistance against of a pile pulling n. kazık çekme mukavemeti
compacting by pile driving n. kazık çakma suretiyle sıkıştırma
pile-driving n. kazık çakma
pile extraction resistance n. kazık sökme mukavemeti
embedded length of the pile n. kazığın gömülü boyu
pile cap n. kazık başlığı
pile row n. kazık sırası
refusal of pile n. kazığın geri tepmesi
shoe of pile n. kazık çarığı
water jetting at pile driving n. kazık çakmada su püskürtmesi
pile ferrule n. kazık başı çemberi
pile-driving equipment n. kazık çakma ekipmanı
pile pattern n. kazık paterni
pile pier n. kazık iskele
pile driver n. kazık çakıcı
pile extracting n. kazık sökme
false-pile n. kazık başlığı
pile extension n. kazık uzatılması
welding bar pile n. kaynaklık çubuk demeti
depth of penetration of a pile n. kazık çakma derinliği
pile driving test n. kazık çakma testi
penetration depth of the pile n. kazığın gömülü boyu
pile pier n. kazık ayak
pile heave n. kazık yükselmesi
caisson pile n. keson kazık
pile splicing n. kazık ekleme
compacting by pile driving n. kazık çakarak sıkıştırma
pile spacing n. kazık aralığı
pile bearing load n. kazık taşıma yükü
pile helmet n. kazık başlığı
pile point n. kazık çarığı
pile toe n. kazık ucu
pile follower n. kazık başı takozu
cased pile n. kılıflı kazık
pile group n. kazık grubu
pile cluster n. kazıklar grubu
energy of pile driving n. kazık çakma enerjisi
butt-end (pile) n. kazık başı
pile stockade n. kazık çit
pile driver n. kazık çekicisi
rising of a pile n. kazığın kaydırılması
pile top n. kazık başı
guide pile n. kılavuz kazık
point of a pile n. kazık ucu
pile shoe n. kazık çarığı
pile bent n. kazık grubu
pile dike n. kazık perde
pile extractor n. kazık çekici
pile point n. kazık ucu
pile resistance n. kazık direnci
pile head n. kazık başı
pile fabricating yard n. kazık yapım alanı
pile driving n. kazık çakma
pile foundation n. kazık temel
pile pulling test n. kazık çekme deneyi
tip of the pile n. kazık ucu
pile foundation n. kazıklı temel
pile bent n. kazık ayak
resistance against of a pile pulling n. kazık sökme mukavemeti
box-pile n. kutu kazık
conical pile n. konik kazık
coal pile n. kömür yığını
coal-pile n. kömür kümesi
carbon pile voltage regulator box n. kömür sütunlu voltaj regülatörü
sand pile n. kum kazığı
coal-pile temperature n. kömür yığını sıcaklığı
disk pile n. mahmuzlu kazık
allowable pile load n. müsaade edilen kazık yükü
mini pile n. mini kazık
batter pile n. meyilli kazık
automatic ram pile driver n. otomatik tokmaklı şahmerdan
automatic pile driver n. otomatik şahmerdan
dead pile n. ölü hav
placing of a sheet pile n. palplanşların çakılması
sheet-pile wall n. palplanş duvar
precast concrete pile n. prekast beton kazık
sheet-pile wall n. palplanş duvarı
sheet pile head n. palplanş başı
sheet pile extracting n. palplanşın sökülmesi
smooth pile n. pürüzsüz kazık
bulb pile n. soğan başlı kazık
pedestal pile n. soğan başlı yerinde dökme kazık
compaction pile n. sıkıştırma kazığı
tapered pile n. sivri uçlu kazık
floating pile n. sürtünme kazığı
pile weatherstrip n. şerit fırça
friction pile n. sürtünme kazığı
pile driver tower n. şahmerdan kulesi
pile hammer n. şahmerdan
smooth pile n. sürtünmesiz kazık
pile driver n. şahmerdan
pile fabric n. tüylü kumaş
anchor pile n. tutturma kazığı
pellet pile-up n. topak yığını
pile-up n. tınaz
trial pile n. test kazığı
end-bearing pile n. taşıma kazığı
foundation pile n. temel kazığı
test pile n. test kazığı
franki pile n. teleskopik çakma kazık
bearing pile n. taşıyıcı kazık
vibrating pile hammer n. titreşimli şahmerdan
vibratory pile driving n. vibrasyonlu şahmerdanla çakma
deep pile fabric n. uzun havlı kumaş
vibro pile n. vibrasyonlu kazık
screw pile n. vidalı kazık
high pile n. uzun hav
vibratory pile driver n. vibrasyonlu şahmerdan
end-bearing pile n. uç kazığı
high pile n. uzun tüy
point-bearing pile n. uç taşıma kazığı
pile driving by vibration n. vibrasyonlu kazık çakma
point-bearing pile n. uç kazığı
point-bearing pile foundation n. uç taşıma kazıklı temel
vibro pile n. vibro kazık
voltaic pile n. volta pili
bonded-pile carpet n. yapıştırma havlı halı
flat sheet pile n. yassı palplanş
lubricating pile n. yağ keçesi
wood pile n. yakacak odun yığını
voltaic pile n. voltaik pil
pile-up n. yığı
cast in place pile n. yerinde dökme kazık
floating pile n. yüzen kazık
pile-up theory n. yığılma kuramı
pile heave n. zemin kabarması
tongued and grooved pile n. zıvanalı-kinişli palplanş kazığı
friction pile n. yüzer kazık
disk pile n. yuvarlak çarıklı kazık
floating pile-driving plant n. yüzer kazık çakma tesisi
pile breaking into the soil n. zemin içinde kazığın kırılması
cast in site pile n. yerinde dökme kazık
compaction pile n. zemin sıkıştırma kazığı
volta's pile n. volta pili
pile-driver n. yığın taşıma makinesi
pneumatic pile n. atmosferik basınca gömülü geniş çaplı boru biçimli yığın
pneumatic pile n. pnömatik yığın
pile up v. biriktirmek
pile up v. istif etmek
pile up v. istiflemek
pile splice v. kazık eklemek
pile up v. katlamak
screw-pile adj. burgulu kazık üzerine dikilen
screw-pile adj. burgulu kazık üzerine inşa edilen
Electric
voltaic pile n. elektrik pili
electrical pile n. termoelektrik pil
voltaic pile n. voltaik pil
dry pile n. sıvı kullanılmadan üretilmiş bir elektrik pili formu
Textile
weft pile carpet n. atkı havlı halı
total pile mass per unit area n. birim alandaki toplam hav kütlesi
hook-and-pile fasteners n. cırt cırt
hook-and-pile fasteners n. cırtcırt
four-pile velvet n. dört tüylü kadife
pile fibre volume ratio n. hav lifi hacim oranı
pile warp n. hav çözgüsü
pile fabric n. havlı kumaş
thickness of pile n. hav kalınlığı
pile thread n. havlı iplik
pile density n. hav yoğunluğu
pile warp yarns n. hav çözgü iplikleri
pile yarn n. ilmek ipliği
two-pile velvet n. iki tüylü kadife
worsted pile yarn n. kamgarn yün ipliği
textile floor coverings having a pile of cut or looped yarn n. kesik veya ilmek iplikli hava sahip tekstil yer döşemeleri
measured pile fibre volume ratio n. ölçülen hav lif hacim oranı
measured surface pile density n. ölçülen yüzey hav yoğunluğu
pile fabric n. tüylü kumaş
non-destructive measurement of pile thickness above the backing n. taban üzerindeki hav yüksekliğinin hasarsız ölçülmesi