yenilik - Türkisch Englisch Wörterbuch

yenilik

Bedeutungen von dem Begriff "yenilik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yenilik innovation n.
The Convention on the future of Europe has been an innovation of extraordinary importance.
Avrupa'nın geleceğine ilişkin Sözleşme olağanüstü öneme sahip bir yenilik olmuştur.

More Sentences
yenilik novelty n.
I am simply offering a political judgement of no great novelty or sagacity.
Ben sadece büyük bir yenilik ya da bilgelik içermeyen siyasi bir yargıda bulunuyorum.

More Sentences
General
yenilik innovation n.
The second innovation concerns the Commission's dual accountability to the European Parliament and the Council.
İkinci yenilik ise Komisyon'un Avrupa Parlamentosu ve Konsey'e karşı çifte hesap verebilirliği ile ilgilidir.

More Sentences
yenilik novelty n.
A novelty wears off in time.
Bir yenilik zamanla yok olur.

More Sentences
Trade/Economic
yenilik novelty n.
Some people prefer conformity, while others seek novelty.
Bazı insanlar uyumluluğu tercih ederken, diğerleri yenilik arar.

More Sentences
Technical
yenilik innovation n.
It is afraid of the modern world, a world of change and innovation.
Değişim ve yenilik dünyası olan modern dünyadan korkuyor.

More Sentences
Telecom
yenilik innovation n.
As you can see, this is a major innovation, but, I repeat, it is unavoidable.
Gördüğünüz gibi bu büyük bir yenilik, ancak tekrar ediyorum, bu kaçınılmaz.

More Sentences
Linguistics
yenilik innovation n.
Having said that, every innovation has to be assessed in the light of the objectives being sought.
Bununla birlikte, her yenilik, ulaşılmak istenen hedefler ışığında değerlendirilmelidir.

More Sentences
General
yenilik freshness n.
yenilik neology n.
yenilik brand newness n.
yenilik rawness n.
yenilik recency n.
yenilik change n.
yenilik departure n.
yenilik renewal n.
yenilik modernity n.
yenilik newness n.
yenilik reform n.
yenilik inexperience n.
yenilik improvement n.
yenilik breakthrough n.
yenilik introduction n.
yenilik novation [obsolete] n.
yenilik novelry [obsolete] n.
yenilik novity n.
yenilik wrinkle n.
yenilik fangle n.
yenilik fangleness [obsolete] n.
yenilik introduction n.
yenilik originality n.

Bedeutungen, die der Begriff "yenilik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 103 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yenilik yapmak innovate v.
Producers must also innovate in terms of environmental quality and their packaging.
Üreticiler de çevre kalitesi ve ambalajları açısından yenilikler yapmalıdır.

More Sentences
yenilik yapan kimse innovator n.
yenilik yönetimi innovation management n.
yenilik bilgi merkezi innovation relay centers n.
yenilik yaratan avant garde n.
yenilik getirme innovation n.
örgütsel yenilik organizational innovation n.
eğitimde yenilik educational change n.
ilahiyatta veya dini düşünüşte yenilik neology n.
ilahiyatta veya dini düşünüşte yenilik neologism n.
yenilik düşkünlüğü newfangledness n.
yenilik düşkünlüğü newfangleness n.
ekolojik yenilik eco-innovation n.
eko-yenilik eco-innovation n.
teknolojik yenilik technological innovation n.
büyük bir teknolojik yenilik technological breakthrough n.
öğrenme ve yenilik becerileri learning and innovation skills n.
yenilik getiren kimse avant gardist n.
yenilik duygusu sense of novelty n.
çarpıcı yenilik/buluş stunning breakthrough n.
yenilik hareketi reform movement n.
yenilik taraftarı kimse reformado [obsolete] n.
yenilik destekçisi innovationist n.
yenilik yapan kimse original n.
yenilik çıkarmak innovate v.
yenilik yapmak make a change v.
yenilik yapmak make innovation v.
yenilik getirmek innovate v.
yenilik kazandırmak bring innovation to v.
yenilik getirmek bring innovation to v.
yenilik katmak bring innovation to v.
yenilik/icatlar yapmada (birilerini) geride (klasman dışı) bırakmak out-innovate v.
yenilik alanında fark atmak out-innovate v.
yenilik ve gelişim iddiasında olmak reformalize v.
yenilik getirmeyen canned adj.
yenilik yapan innovatory adj.
yenilik getiren renovative adj.
yenilik getiren reformist adj.
yenilik ve özgünlük arayışında olan kimse neoterist adj.
alanında köklü yenilik yapan/öncü (kültür-sanat, edebiyat, siyaset gibi alanlarda) avant-garde adj.
yenilik için istekli bir şekilde newfangly adv.
yenilik sunarak fancifully adv.
Phrases
sadece yenilik oldun diye just for the novelty of it expr.
Idioms
göreve yeni atanmış ve yenilik yapmaya meraklı yönetici a new broom n.
oh dedirten yenilik a breath of fresh air n.
oh dedirten yenilik breath of fresh air n.
yenilik katmak bring novelty v.
yenilik getirmek break new ground v.
yenilik getirmek put a new face on v.
yenilik getirmek bring novelty v.
yenilik katmak introduce something into something v.
yenilik getirmek introduce something into something v.
yenilik getirmek break fresh/new ground v.
bir sonraki/sıradaki büyük yenilik/gelişme/adım next big thing expr.
oh dedirten bir yenilik (gibi) (like) a breath of fresh air expr.
Trade/Economic
az gelişmiş yenilik backward invention n.
belli bir yenilik veya buluş dolayısıyla aynı emek miktarının kullanılmasıyla daha yüksek bir üretim elde edilmesi labor saving technological progress n.
büyük yenilik major innovation n.
dışa dönük yenilik forward invention n.
finansal yenilik financial innovation n.
ezber bozan yenilik paradigm-shifting innovation n.
ikinci derecede yenilik minor innovation n.
yenilik fonu innovation fund n.
yenilik oluşturma süreci stage-gate process n.
yenilik oluşturma süreci demand saturation n.
yenilik ve deneyimleri öğretme training n.
yatırım malına bağlı olmayan teknolojik yenilik disembodied technological change n.
yenilik ve teknoloji transferi programı innovation and technology transfer n.
Law
yenilik kıymeti new value n.
yenilik doğuran hak formative right n.
kiracının kiralananda yenilik ve değişiklik yapmasına ilişkin kontrat improving lease [scotland] n.
Politics
araştırma ve yenilik politikalarının geliştirilmesi development of research and innovation policy n.
girişimcilik ve yenilik programı komitesi (giyep yönetim komitesi) committee for the entrepreneurship and innovation programme (eip management committee) n.
islam dünyası yenilik atlası atlas of islamic world innovation n.
iit bilim, teknoloji ve yenilik örgütü oic the science, technology and innovation organization n.
özel amaçlı yenilik projeleri specific targeted innovation projects n.
teknoloji ve yenilik politikaları çalışma grubu working group on innovation and technology policy n.
ulusal yenilik sistemi national innovation system n.
yenilik aktarım merkezleri innovation relay centres n.
yeşil yenilik green innovation n.
Institutes
avrupa iş ve yenilik geliştirme ağı european business and innovation centre network n.
iş ve yenilik merkezi business and innovation center n.
teknoloji ve yenilik destek programları başkanlığı (teydeb) technology and innovation funding programs directorate n.
yenilik ve eğitim teknolojileri genel müdürlüğü directorate general for innovation and education technologies n.
yenilik ve eğitim teknolojileri genel müdürlüğü (yeğitek) directorate general for innovation and education n.
Technical
yenilik benimseme eğrisi adoption curve n.
yenilik getirmek innovate v.
Computer
sıklık ve yenilik frecency n.
Furniture
1970'lerde amerika'da yayılıp yenilik ve ergonomik verimliliği destekleyen uluslararası bir fonksiyonel mobilya tasarımı high-tech n.
Marine
balıkçılıkta yenilik ve iyileştirme kavramı marinovation concept n.
Psychology
yenilik sevdası neophilia n.
görsel yenilik tercihi visual novelty preference n.
yenilik korkusu cainotophobia n.
yenilik korkusu cainophobia n.
yenilik arayışı neophilia n.
yenilik arayışı novelty seeking n.
yenilik korkusu cainophobia n.
yenilik korkusu misoneism n.
yenilik çılgınlığı kainomania n.
yenilik yanılgısı recency bias n.
Agriculture
yenilik, kalkınma ve büyüme için biyoteknoloji araştırmaları biotechnology research for innovation, development and growth in europe n.
Linguistics
dilde yenilik veya özgünlük neoterism n.
dil öğretiminde yenilik yönlendirme innovation management in language teaching n.