yıkılmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

yıkılmak

Bedeutungen von dem Begriff "yıkılmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 63 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yıkılmak break down v.
I'm trying really hard not to break down in front of you.
Senin karşında yıkılmamak için gerçekten çaba sarf ediyorum.

More Sentences
yıkılmak come down v.
Have those barriers come down yet?
Bu bariyerler henüz yıkılmadı mı?

More Sentences
yıkılmak fall v.
The South Africa of apartheid fell because racist oppression was being practised in the country.
Apartheid Güney Afrikası, ülkede ırkçı baskı uygulandığı için yıkıldı.

More Sentences
yıkılmak be destroyed v.
How many houses were destroyed in Iraq?
Irak'ta kaç tane ev yıkıldı?

More Sentences
yıkılmak give way v.
The wall gave way in the earthquake.
Depremde duvar yıkıldı.

More Sentences
yıkılmak fall down v.
The house fell down in an earthquake.
Depremde ev yıkıldı.

More Sentences
yıkılmak be demolished v.
A few old buildings need to be demolished.
Birkaç eski binanın yıkılması gerekiyor.

More Sentences
yıkılmak tumble down v.
If you take away a cornerstone, much more may come tumbling down.
Bir köşe taşını kaldırırsanız, çok daha fazlası yıkılabilir.

More Sentences
yıkılmak cave in v.
Next thing I knew, my whole world just caved in.
Bir sonraki bildiğim şey, tüm dünyamın başıma yıkıldığıydı.

More Sentences
yıkılmak collapse v.
The house collapsed in an earthquake.
Depremde ev yıkıldı.

More Sentences
yıkılmak crush v.
She was crushed by the bad news.
Kötü haberle yıkıldı.

More Sentences
Phrasals
yıkılmak fall in v.
The Berlin Wall fell in 1989.
Berlin Duvarı 1989'da yıkıldı.

More Sentences
yıkılmak crash down v.
Like a house of cards, Tom's dreams and plans came crashing down around him.
Tom'un hayal ve planları, kağıttan bir kule gibi yıkıldı.

More Sentences
Politics
yıkılmak collapse v.
The bridge collapsed when one of the cables snapped.
Kablolardan biri kopunca köprü yıkıldı.

More Sentences
General
yıkılmak go to ruin v.
yıkılmak crack up v.
yıkılmak topple over v.
yıkılmak drop down v.
yıkılmak founder v.
yıkılmak cave v.
yıkılmak drop v.
yıkılmak shipwreck v.
yıkılmak wrack v.
yıkılmak disembark v.
yıkılmak go v.
yıkılmak crumble v.
yıkılmak fall to pieces v.
yıkılmak topple down v.
yıkılmak tumble v.
yıkılmak sink v.
yıkılmak clear out v.
yıkılmak be ruined v.
yıkılmak fall over v.
yıkılmak be wrecked v.
yıkılmak go to pieces v.
yıkılmak fail v.
yıkılmak come to grief v.
yıkılmak break v.
yıkılmak give v.
yıkılmak gnaw at v.
yıkılmak degringolade v.
yıkılmak degringoler v.
yıkılmak implode v.
yıkılmak downcome v.
yıkılmak downfall v.
yıkılmak shrivel v.
yıkılmak slip up v.
Phrasals
yıkılmak go down v.
yıkılmak fall into v.
yıkılmak go out v.
yıkılmak fall to (something) v.
Colloquial
yıkılmak go for a burton v.
yıkılmak wink out v.
yıkılmak be (all) shot (to pieces) v.
Idioms
yıkılmak end in smoke v.
yıkılmak go under the wrecking ball v.
yıkılmak crumple up v.
yıkılmak turn in on (oneself) v.
yıkılmak be in tatters v.
yıkılmak come unstuck v.
yıkılmak become unstuck v.
yıkılmak fall to bits v.
Slang
yıkılmak be shot to pieces v.

Bedeutungen, die der Begriff "yıkılmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 73 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ruhen yıkılmak break down v.
He broke down when he heard the bad news.
Kötü haberi duyduğunda ruhen yıkıldı.

More Sentences
Phrasals
üzerine yıkılmak crash down around v.
Like a house of cards, Tom's dreams and plans came crashing down around him.
İskambilden bir ev gibi, Tom'un hayalleri ve planları üzerine yıkıldı.

More Sentences
General
ruhen yıkılmak become mentally ill v.
dünya başına yıkılmak be very miserable v.
(bir şeyin) üstüne yıkılmak come crashing down onto v.
yıkılmak üzere tumbledown adj.
yıkılmak üzere olan impermanent adj.
yıkılmak üzere on one's last leg adv.
Phrasals
ağırlığına dayanamayarak yıkılmak/çökmek buckle under v.
içine yıkılmak collapse into v.
üzerine yıkılmak crash down about v.
üzerine yığılmak/yıkılmak/yağmak snow someone or something under with something v.
üzerine yıkılmak crash in on v.
üzerine yığılmak/yıkılmak/yağmak snow someone or something under v.
(yeniler karşısında) yıkılmak go down to v.
(birinin ya da bir şeyin) üstüne yıkılmak crush (up) against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak fall on (someone or something) v.
bir şeyin altında yıkılmak buckle under something v.
altında yıkılmak buckle under v.
(bir şeye/bir şeyin içine) yıkılmak collapse into (something) v.
güm diye yıkılmak crash down v.
başına yıkılmak crash down v.
üstüne yıkılmak crash down v.
üstüne yıkılmak crush against v.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı doğru yıkılmak/yuvarlanmak tumble out (of something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) yıkılmak/yığılmak tumble to (something) v.
Colloquial
rüzgarla yıkılmak blow over v.
rüzgardan yıkılmak blow over v.
kurallar yıkılmak/çiğnenmek içindir rules are made to be broken expr.
Idioms
parmağının ucuyla dokunsan yıkılmak fold like a cheap suitcase v.
alkıştan yıkılmak bring the house down v.
dünyası başına yıkılmak your whole world came crashing down around you v.
dünyası başına yıkılmak collapse around one's ears v.
dünyası başına yıkılmak lead a dog's life v.
dünya başına yıkılmak crash about one's ears v.
dünyası başına yıkılmak collapse about one’s ears v.
dünyası başına yıkılmak the roof caves in v.
dünyası başına yıkılmak one's whole world came crashing down around someone v.
dünyası başına yıkılmak crash about one's ears v.
dünyası başına yıkılmak the roof falls in v.
gözünün önünden yıkılmak get someone out of one's sight v.
kurulmadan yıkılmak wither on the vine v.
tüm dünyası başına yıkılmak entire world to come crashing about somebody's ears v.
tüm dünyası başına yıkılmak entire world to come crashing around somebody's ears v.
yuvası yıkılmak (one's marriage) to fall apart v.
yuvası yıkılmak (one's marriage) to break up v.
yuvası yıkılmak (one's marriage) to end v.
(plan vb) yıkılmak lie in ruins v.
yuvası yıkılmak (one's marriage) to fail v.
yuvası yıkılmak (one's marriage) to break down v.
(birinin) karşısından yıkılmak get out of (one's) face v.
domino taşı gibi yıkılmak fall like dominoes v.
peş peşe yıkılmak fall like dominoes v.
küçük bir sıkıntıdan/aksilikten dolayı yıkılmak die for want of lobster sauce v.
incir çekirdeğini doldurmayacak bir nedenden ölmek/dünyası yıkılmak die for want of lobster sauce v.
suç/sorumluluk üstüne yıkılmak hold the bag v.
paylaşılması gereken bir sorumluluğun tamamı üstüne yıkılmak hold the bag v.
sorumluluk/yük üstüne yıkılmak hold the sack v.
dünyası başına yıkılmak the bottom falls out of (one's) world v.
dünya başına yıkılmak the bottom falls out of (one's) world v.
dünyası yıkılmak the bottom falls out of (one's) world v.
dünya başına yıkılmak the bottom falls out of your world v.
içten yıkılmak/çökmek turn in upon (oneself) v.
üstüne yıkılmak land in your lap v.
yere yıkılmak/serilmek be down for the count v.
karşısından yıkılmak get out of face v.
(bir şey) üstüne yıkılmak get pinned for (something) v.
(suç) üstüne yıkılmak get pinned for (something) v.
üzerine yığılmak/yıkılmak/yağmak snow under with v.
başına (yıkılmak) around (one's) ears adv.
yıkılmak üzere on one's last leg expr.
Slang
yıkılmak (muhteşem olmak anlamında) kick v.