The terms of the agreement were ill-defined and caused confusion.
Anlaşmanın şartları net bir şekilde tanımlanmadığı için kafa karışıklığına neden oldu.
I believe that lifelong learning has very often been defined as a priority objective.
Yaşam boyu öğrenmenin sıklıkla öncelikli bir hedef olarak tanımlandığına inanıyorum.
Who falls into which category is frequently left to be defined by national law.
Kimin hangi kategoriye girdiği çoğu zaman ulusal yasalar tarafından tanımlanmaya bırakılmaktadır.