aşk - Turkish English Dictionary

aşk

Meanings of "aşk" in Turkish English Dictionary : 23 result(s)

English Turkish
Common Usage
ask v. soru sormak
That is why we asked these questions.
Bu yüzden bu soruları sorduk.

More Sentences
ask v. istemek
We ask Parliament not to approve it.
Parlamento'dan bunu onaylamamasını istiyoruz.

More Sentences
ask v. sormak
I know that the honourable Members will have plenty of questions to ask me.
Sayın Üyelerin bana soracakları pek çok soru olduğunu biliyorum.

More Sentences
General
ask v. çağırmak
Tom likes both Mary and Alice and can't decide who to ask to the dance this weekend.
Tom hem Mary'yi hem de Alice'i seviyor ve bu hafta sonu dansa kimi çağıracağına karar veremiyor.

More Sentences
ask v. davet etmek
Mary thought that Tom would ask her to the prom, but he asked someone else.
Mary, Tom'un onu baloya davet edeceğini sanıyordu ama Tom başkasını davet etti.

More Sentences
ask v. aranmak
If you happen to see Tom, could you ask him to give Mary a ring?
Eğer Tom'u görürsen, Mary'yi aramasını söyler misin?

More Sentences
ask v. dilemek
Tom asked Mary for forgiveness.
Tom, Mary'den af diledi.

More Sentences
ask v. rica etmek
I would ask you to think about that.
Bunu düşünmenizi rica ediyorum.

More Sentences
ask v. talep etmek
I ask that these should be replaced by the states' official names in all instances where they occur.
Bunların geçtiği tüm durumlarda devletlerin resmi isimleriyle değiştirilmesini talep ediyorum.

More Sentences
ask v. istirham etmek
We would like to ask your help in clearing up our financial problems with your company.
Şirketinizle olan mali sorunlarımızı halletmede yardımınızı istirham etmek istiyoruz.

More Sentences
ask v. soruşturmak
I'll ask around and see if I can find out if anyone has ideas on how to solve the problem.
Sorup soruşturacağım ve sorunu nasıl çözebileceğime dair bir fikri olan var mı diye bakacağım.

More Sentences
Law
ask istemek
I usually also remain highly sceptical when Parliament asks the Commission for more reports.
Parlamento Komisyon'dan daha fazla rapor istediğinde de genellikle şüpheyle yaklaşıyorum.

More Sentences
ask talep etmek
I ask it to be sent back to the committee for preparation.
Hazırlanması için komiteye geri gönderilmesini talep ediyorum.

More Sentences
Computer
ask sor
The politicians in the field, should one ask them, take quite different views of certain points.
Sahadaki politikacılara sorulduğunda ise bazı noktalarda oldukça farklı görüşler ortaya koyuyorlar.

More Sentences
General
ask v. hak etmek
ask v. istirhamda bulunmak
ask v. araştırmak
ask v. gerektirmek
ask v. beklentide olmak
Trade/Economic
ask satış
Technical
ask abrev. dördün genlik kaydırmalı kiplenim
Mythology
ask n. (iskandinav mitolojisinde) tanrıların dişbudak ağacından yarattığı ilk insan
Archaic
ask v. ilan etmek

Meanings of "aşk" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

Turkish English
Common Usage
aşk love n.
For the love of God, how can they say such things?
Tanrı aşkına, nasıl böyle şeyler söyleyebiliyorlar?

More Sentences
General
aşk romance n.
Their romance was the talk of the town.
Aşkları kasabanın dilindeydi.

More Sentences
aşk crush n.
She managed to find her high school crush.
Lisedeki aşkını bulmayı başarmış.

More Sentences
aşk flame n.
An old flame never dies.
Eski bir aşk asla ölmez.

More Sentences
aşk love n.
Our lovers will be everywhere, for we ourselves are love.
Aşıklarımız her yerde olacak, çünkü kendimiz de aşkız.

More Sentences
aşk passion n.
aşk adoration n.
aşk amour n.
aşk gallantry n.
aşk amorosity n.
aşk enamoredness n.
aşk aroha [new zealand] n.
aşk woo n.
aşk loo n.
aşk druery n.
aşk fancy n.
aşk ardour n.
aşk lou [scotland] v.
aşk loo [scotland] v.
aşk amorous adj.
aşk romantic adj.
Chat Usage
aşk luv n.
Literature
aşk lurve n.
Latin
aşk amo n.

Meanings of "aşk" with other terms in English Turkish Dictionary : 493 result(s)

Turkish English
General
aşk ilişkisi love affair n.
He confided in me about his love affair.
Aşk ilişkisi hakkında bana güvendi.

More Sentences
gerçek aşk true love n.
The richest man cannot buy true love.
En zengin adam bile gerçek aşkı satın alamaz.

More Sentences
aşk macerası love affair n.
Your love affairs don't interest us.
Senin aşk maceraların bizi hiç ilgilendirmez.

More Sentences
aşk mektubu love letter n.
Both Tom and Mary asked me to help them write love letters.
Hem Tom hem de Mary aşk mektupları yazmak için benden yardım istediler.

More Sentences
aşk ilişkisi affair n.
Sami has ended this affair months ago.
Sami bu aşk ilişkisine aylar önce son verdi.

More Sentences
aşk iksiri love potion n.
They fell madly in love after drinking a love potion.
Bir aşk iksiri içtikten sonra delicesine aşık oldular.

More Sentences
aşk hikayeleri love stories n.
You don't like love stories.
Aşk hikayelerinden hoşlanmıyorsun.

More Sentences
aşk hastalığı lovesickness n.
There is no cure for lovesickness.
Aşk hastalığının tedavisi yok.

More Sentences
karşılıksız aşk unrequited love n.
Many songs are about unrequited love.
Birçok şarkı karşılıksız aşkı anlatıyor.

More Sentences
aşk hayatı love life n.
It is important to pay special attention to your love life.
Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir.

More Sentences
aşk şarkısı love song n.
What's your favorite love song?
En sevdiğiniz aşk şarkısı nedir?

More Sentences
aşk böceği love bug n.
Tom has been bitten by the love bug.
Tom aşk böceği tarafından ısırıldı.

More Sentences
gerçek aşk real love n.
I think I'm starting to understand exactly what real love is.
Sanırım gerçek aşkın ne olduğunu tam olarak anlamaya başlıyorum.

More Sentences
aşk-nefret ilişkisi love-hate relationship n.
We Danes have a special love-hate relationship with our Swedish neighbours.
Biz Danimarkalıların İsveçli komşularımızla özel bir aşk-nefret ilişkisi var.

More Sentences
aşk üçgeni love triangle n.
The story revolves around a love triangle.
Hikaye bir aşk üçgeninin etrafında döner.

More Sentences
aşk şiiri love poem n.
He tried wooing her with love poems.
O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.

More Sentences
sonsuz aşk endless love n.
I cannot bear her endless love.
Onun sonsuz aşkına katlanamıyorum.

More Sentences
aşk ilanı declaration of love n.
How beautiful a declaration of love!
Ne kadar da güzel bir aşk ilanı!

More Sentences
aşk yapmak make love v.
Let's make love.
Hadi aşk yapalım.

More Sentences
Colloquial
ilk aşk first crush n.
Tom was my first crush.
Tom benim ilk aşkımdı.

More Sentences
aşk hayatı love life n.
How is your love life?
Aşk hayatın nasıl?

More Sentences
aşk ve nefret love and hate n.
Love and hate are opposite emotions.
Aşk ve nefret zıt duygulardır.

More Sentences
Idioms
aşk macerası love affair n.
It was a very passionate love affair.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.

More Sentences
Music
aşk şarkısı love song n.
I like this love song.
Bu aşk şarkısını seviyorum.

More Sentences
Cinema
aşk filmi romance movie n.
I thought you didn't like romance movies.
Aşk filmlerini sevmediğini sanıyordum.

More Sentences
General
aşk macerası romance n.
aşk ve macera dolu hikaye romance n.
aşk merdiveni fern n.
koşulsuz aşk unconditional love  n.
aşk üstüne kurulmuş ilişki romance n.
aşk hikayesi romance n.
gizli aşk macerası intrigue n.
aşk yuvası a love nest n.
aşk meşk love affair n.
aşk hastası lovesick n.
çocuksu aşk puppy love n.
aşk öyküleri love stories n.
bir gecelik aşk için eve alınan kimse pickup n.
ilk görüşte aşk love at first sight n.
aşk hikayesi love story n.
yasak aşk liaison n.
aşk şiirleri love lyrics n.
temiz aşk idyll n.
aşk şiiri madrigal n.
aşk şiiri love poetry n.
aşk mektubu billet doux n.
aşk isteği amativeness n.
aşk eğilimi amativeness n.
aşk filmleri love in motion pictures n.
kusursuz aşk perfect love n.
aşk iksiri philter n.
ümitsiz aşk hopeless love n.
aşk kelebeği love butterfly n.
geçici aşk calf love n.
aşk romanı romance n.
ince iş (aşk) affair n.
bir gecelik aşk için otele götürülen kimse pickup n.
aşk üçgeni the eternal triangle n.
aşk tanrısı cupid n.
aşk ifadesi loving expression n.
ilk aşk calf love n.
umutsuz aşk hopeless love n.
aşk adamı man of love n.
gelip geçici aşk calf love n.
gelip geçici aşk passing love n.
gelip geçici aşk puppy love n.
aşk filmi love movie n.
duygusal aşk şarkısı torch song n.
duygusal aşk şarkıları söyleyen kimse torch singer n.
aşk ilişkisi romantic relationship n.
aşk ısırığı love bite n.
ilan-ı aşk declaration of love n.
imkansız aşk impossible love n.
imkansız aşk love to nowhere n.
karşılıksız aşk unanswered love n.
aşk evliliği a marriage based on love n.
aşk evliliği love marriage n.
aşk evliliği love match n.
aşk evliliği marriage for love n.
tek taraflı aşk one sided love n.
masum aşk innocent love n.
yasak aşk forbidden love n.
saf aşk pure love n.
masum aşk pure love n.
kutsal aşk divine love n.
ilahi aşk divine love n.
aşk yarası heartache n.
soylu aşk noble love n.
asil aşk noble love n.
aşk kapanı love trap n.
mükemmel aşk perfect love n.
nar-ı aşk fire of love n.
aşk ateşi fire of love n.
aşk cinayeti passion murder n.
sadık aşk faithful lover n.
sadık aşk loyal lover n.
aşk-ı memnu forbidden love n.
aşk iksiri philtre n.
aşk çeşmesi love fountain n.
aşk suçu love crime n.
aşk cinayeti love murder n.
aşk kitabı love book n.
aşk romanı love novel n.
gizli aşk secret love n.
aşk trafiği love traffic n.
aşk ilişkisi affaire n.
aşk macerası amour n.
bir ünlüye duyulan aşk celebrity crush n.
ünlülere hayranlık/aşk besleme celebrity crush n.
aşk pınarı love fountain n.
temiz aşk idyl n.
platonik aşk platonic love n.
aşk tutacağı love handle n.
tatlı aşk sweet love n.
tutkulu aşk passionate love n.
aynı eski aşk same old love n.
aşk acısı pangs of love n.
aşk hakkında şiirler, yazılar yazan kişi amorist n.
evrensel aşk universal love n.
sahte aşk fake love n.
aşk ilişkisi affaire d'amour n.
aşk ilişkisi affaire de coeur n.
aşk meşk affaire d'amour n.
aşk meşk affaire de coeur n.
aşk macerası affaire d'amour n.
aşk macerası affaire de coeur n.
tasavvufi aşk charity n.
duygusal aşk şarkıları söyleyen kimse torcher n.
aşk üçgeni triangle n.
aşk düğümü true lover's knot n.
aşk düğümü love knot n.
aşk düğümü lover's knot n.
aşk düğümü lovers' knot n.
aşk düğümü true lovers' knot n.
aşk simgesi amoret n.
aşk sonesi amoret n.
aşk şarkısı amoret n.
aşk dolu bakış amoret n.
aşk simgesi amorette n.
aşk sonesi amorette n.
aşk şarkısı amorette n.
aşk dolu bakış amorette n.
yasak aşk amour n.
yasak aşk involvement n.
yasak aşk intimacy n.
yasak aşk affair n.
yasak aşk affaire n.
yasak aşk yaşayan kadın amourette n.
aşk şiirleri yazan kimse amourist n.
aşk hissetme enamoredness n.
aşk dolandırıcılığı romance scam n.
erotik aşk erotic love n.
şehvet, aşk ve evlilik konularında hindu hukukuna uygun kurallar içeren sanskritçe bir ilim eseri kama sutra n.
(avuç içi) aşk çizgisi line of heart n.
(avuç içi) aşk çizgisi heart line n.
(avuç içi) aşk çizgisi love line n.
(avuç içi) aşk çizgisi mensal line n.
aşk veya sevgi temelli olmayıp çıkar veya uygunluk temelli olan evlilik mariage de convenance n.
bir aşk ilişkisinin simgesi olan hediye token of love n.
aşk simgesi token of love n.
bir aşk ilişkisinin simgesi olan hediye love token n.
aşk simgesi love token n.
aşk büyüsü love charm n.
aşk iksiri love drink n.
aşk nişanı love favor n.
aşk gösterisi love feat n.
aşk festivali lovefest n.
aşk iksiri love-philter n.
aşk iksiri love-philtre n.
aşk acısı çekme love-sickness n.
aşk nişanı love-token n.
aşk yadigarı love-token n.
aşk şiiri gest n.
aşk şiiri geste n.
tek aşk one and only n.
reddedilen aşk spurned love n.
aşk duyulan şey druery n.
efsane aşk legendary love n.
aşk büyüsü amorous incantation n.
aşk ısırığı spammie [dialect] n.
aşk, sevgi gibi hisleri açığa vurmak emotionalize v.
aşk, sevgi gibi hisleri açığa vurmak emotionalise v.
ilanı aşk etmek declare one's love to v.
kendisiyle evli olmayan biriyle bir aşk ilişkisinde bulunmak have an affair with v.
aşk etmek land v.
aşk etmek slap v.
aşk hikayesi anlatmak romance v.
ilanı aşk etmek declare one's love v.
aşk etmek strike v.
gizli bir beraberlik (aşk ilişkisi) yaşamak be having a secret love affair v.
aşk ilan etmek profess love v.
aşk yaşamak be in love v.
aşk yaşamak have love v.
aşk ilan etmek declare love v.
bir dizi tek gecelik aşk yaşamak run through a series of one-night stands v.
birbirlerine aşk mektupları yazmak exchange love letters v.
bir hemşireyle aşk yaşamak have an affair with a nurse v.
tek gecelik aşk yaşamak have a one-night stand v.
aşk şarkısı söylemek torch v.
öpüşerek aşk sözcükleri fısıldamak bill v.
aşk ilişkisine girmek involve v.
aşk ilişkisi yaşamak romance v.
aşk dolu loving adj.
aşk dolu adoring adj.
aşk dolu amative adj.
aşk dolu amatory adj.
aşk ve macera dolu romantic adj.
karşılıksız aşk yüzünden üzgün lovelorn adj.
karşılıksız aşk acısından muzdarip unbeloved adj.
karşılıksız aşk acısı çeken bereft adj.
karşılıksız aşk acısı çeken lovelorn adj.
karşılıksız aşk acısı çeken unbeloved adj.
karşılıksız aşk acısından muzdarip bereft adj.
karşılıksız aşk acısından muzdarip lovelorn adj.
aşk temelli love-based adj.
aşk üçgeninden triangular adj.
aşk üçgeniyle ilgili triangular adj.
aşk dolu amatorial adj.
aşk dolu amatorian [obsolete] adj.
aşk dolu amatorious [obsolete] adj.
aşk ile ilgili amoristic adj.
aşk dolu loveful adj.
(ilişki) aşk-nefret içeren love-hate adj.
aşk dolu lovely [obsolete] adj.
aşk acısı çeken lovesick adj.
aşk acısı çeken love-sick adj.
aşk acısından doğan love-sick adj.
aşk acısı gösteren love-sick adj.
aşk dolu lovesome adj.
aşk ile canlanan love-stricken adj.
aşk dolu gözlerle bakan dewy-eyed adj.
aşk dolu goo-goo adj.
platonik aşk yaşayan fancy-sick adj.
aşk acısı çeken fancy-sick adj.
(aşk) şehvetten arınmış platonic adj.
aşk ile zealously adv.
aşk ile eagerly adv.
aşk dolu amorously adv.
aşk dolu olmayan bir şekilde unlovingly adv.
aşk ile smickly adv.
Phrases
çılgın aşk amour fou [french] n.
aşk/sevgi her şeye üstün gelir love conquers all expr.
aşk/sevgi her şeyin üstesinden gelir love conquers all expr.
aşk iç çekişlerle oluşan bir dumandır love is a smoke made with the fume of sighs expr.
aşk bizi parça parça edecek love will tear us apart expr.
aşk engel tanımaz love knows no bounds expr.
aşk engel tanımaz love knows no boundaries expr.
aşk mesafe tanımaz love knows no distance expr.
aşk sınır tanımaz love knows no bounds expr.
aşk sınır tanımaz love knows no boundaries expr.
havada aşk var love is in the air expr.
havada aşk kokusu var love is in the air expr.
Proverb
yokluk kapıdan girince aşk pencereden uçar when poverty comes in at the door, love flies out at the windows
yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar when poverty comes in at the door love flies out at the window
yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar when poverty comes in at the door love flies out of the window
aşk sınır tanımaz love has no limits
yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar when the wolf comes in at the door, love creeps out of the window
aşk yolunu bulur love will find a way
aşk; ideal olan, evlilik; gerçek olandır love is an ideal thing, marriage is a real thing
gerçek aşk düz bir yol izlemez the course of true love never ran smoothly
gerçek aşk düz bir yol izlemez course of true love never did run smooth
aşk her şeyin üstesinden gelir love conquers all
aşk her şeyi yener love conquers all
Colloquial
aşk bombası love bomb n.
aşırı aşk/sevgi gösterisi love bomb n.
aşk bombaları love bombs n.
(aşırı) aşk/sevgi gösterisi love bombs n.
aşk serüveni love adventure n.
aşk macerası love adventure n.
aşk yuvası a love nest n.
aşk tutamakları love handles n.
aşk rastlantıları sever love likes coincidences n.
aşk tesadüfleri sever love likes coincidences n.
bir gecelik aşk a one-night stand n.
bir günlük aşk a one-night stand n.
ilk aşk calf love n.
ilk aşk first love n.
ilk aşk puppy love n.
lekeli aşk tainted love n.
ölümsüz aşk immortal love n.
tek gecelik aşk serüveni a one-night stand n.
tek gecelik aşk macerası a one-night stand n.
yasak aşk secret affair n.
aşk ilişkisi whing-ding n.
aşk macerası whing-ding n.
aşk serüveni whing-ding n.
aşk kaçamağı whing-ding n.
aşk ilişkisi wing-ding n.
aşk macerası wing-ding n.
aşk serüveni wing-ding n.
aşk kaçamağı wing-ding n.
film ve edebiyatta kendi içerisinde tam bir karakter olmak yerine erkek kahramanın kişisel gelişimine katkıda bulunan ve onunla aşk ilişkisi olan sevimli ve ilginç özgür ruhlu kadın karakter mpdg (manic pixie dream girl) n.
aşk kuşu lovebird n.
platonik aşk squish n.
platonik aşk squoosh n.
tek taraflı aşk squoosh n.
aşk yaşamak bed v.
ile aşk ilişkisine girmek get going with v.
(biriyle) ilişkiye (aşk ilişkisine) girmek get something going v.
her şeyin başı sevgi/aşk love comes first expr.
önce aşk gelir love comes first expr.
aşk olsun sana horsefeathers to you expr.
nefretin gözü kördür, tıpkı aşk gibi hatred is as blind as love expr.
nefretin de aşk gibi gözü kördür hatred is as blind as love expr.
nefretin de aşk kadar gözü kördür hatred is as blind as love expr.
aşk (her zaman) bir yolunu bulur love will (always) find a way expr.
aşk tüm engelleri aşar love will (always) find a way expr.
Idioms
aşk serüveni love affair n.
aşk mektubu a billet-doux n.
eski aşk an old flame n.
güçlü aşk macerası bad romance n.
(özellikle casuslukta) aşk tuzağı a honeytrap n.
(özellikle casuslukta) aşk tuzağı a honeypot n.
aşk yaşayan genç çift love's young dream n.
kusursuz aşk love's young dream n.
takıntılı aşk fatal attraction n.
takıntılı aşk fatal attraction n.
körkütük aşk love goggles n.
gözünü kör etmiş aşk love goggles n.
gözünü boyamış aşk love goggles n.
sevgi/aşk uğruna yapılan iş a labour of love n.
eski aşk an old flame n.
aşk mektubu billet-doux n.
genç biriyle kendisinden çok daha yaşlı biri arasındaki aşk ilişkisi may and december n.
karşılıksız aşk beslemek carry the torch v.
biriyle aşk yaşamak have an affair (with someone) v.
aşk acısı çekmek suffer the pangs of love v.
aşk acısı çekmek carry a torch v.
aşk gözünü kör etmek think the sun shines out somebody's arse or backside v.
aşk gözünü kör etmek think the sun shines out of somebody's arse or backside v.
aşk hayatı yaşamak shack up with v.
aşk ilişkisine son vermek give the elbow v.
aşk yapmak make out v.
aşk yaşamak have it away v.
aşk yaşamak have it off with v.
birisiyle ilişkisini sonlandırmak (aşk) give somebody the elbow v.
biriyle ilişkiye (aşk ilişkisine) girmek get something going with someone v.
birisiyle aşk ilişkisi olmak have an affair with v.
gizli gizli aşk acısı çekmek carry a torch for someone v.
içine aşk ateşi düşmek be head over heels in love v.
içine aşk ateşi düşmek fall over heels in love v.
karşılıksız aşk yaşamak carry a torch for someone v.
karşılıksız aşk yaşamak carry the torch for someone v.
platonik bir aşk yaşamak carry a torch v.
platonik aşk yaşamak carry a torch v.
(birine karşı) (aşk vb gibi) duygular beslemek have feelings about someone v.
ilan-ı aşk etmek drop the l-bomb v.
aşk aklını başından almak have stars in (one's) eyes v.
gözünü aşk bürümek have stars in (one's) eyes v.
aşk acısı çekmek wear the green willow v.
karşılıksız aşk acısı çekmek wear the green willow v.
(biriyle) ilişkiyi bitirmek (aşk) give (someone) the elbow v.
güzel/aşk dolu/sevgi dolu sözler söylemek lay some sweet lines on v.
(birine) güzel/aşk dolu/sevgi dolu sözler söylemek lay some sweet lines on (one) v.
aşk acısı çekmek wear the willow v.
karşılıksız aşk acısı çekmek wear the willow v.
aşk sarhoşu love-besotted adj.
ilişkiyi bitirmek (aşk) give somebody the elbow expr.
aşk gözü kör eder love sees no faults expr.
durdurabilene aşk olsun there's no flies on expr.
Speaking
aşk simidi love handle n.
aşk budur this is the love expr.
aşk kaç beden giyer? what size does love wear? expr.
aşk nedir? what is love? expr.
o eninde sonunda aşk ve seksi öğrenmek zorunda he has to learn about love and sex eventually expr.
o eninde sonunda aşk ve seksin ne olduğunu öğrenecek he has to learn about love and sex eventually expr.
susturabilene aşk olsun never hear the end of it expr.
susturabilene aşk olsun you'll never hear the end of it expr.
Trade/Economic
(özellikle japonya'da) aşk oteli love hotel n.
Advertising
aşk markası lovemark n.
Computer
aşk ve romantizm love romance n.
Medical
aşk kası egzersizleri pubococcygeus exercises n.
Psychology
saplantılı aşk limerence n.
aşk korkusu malaxophobia n.
aşk korkusu sarmassophobia n.
aşk oyunu korkusu sarmassophobia n.
platonik aşk platonic love n.
romantik aşk romantic love n.
aşk mektupları veya şiirleri yazma takıntısı erotographomania n.
aşk bilgisi erotology n.
Botanic
afrika aşk otu african love grass (eragrostis curvula) n.
aşk merdiveni chaine-des-coeurs n.
aşk merdiveni ceropegia woodii n.
aşk merdiveni boston fern n.
aşk merdiveni swordfern n.
aşk merdiveni ceropegya n.
aşk merdiveni nephrolepsis exaltata n.
aşk merdiveni sword fern n.
aşk merdiveni nephrolepis exaltata bostoniensis n.
aşk merdiveni nephrolepis exaltata n.
afrika aşk otu weeping love grass (eragrostis curvula) n.
Literature
aşk öyküleri love stories n.
aşk şiiri love poetry n.
edebiyatta aşk love in literature n.
sinemada aşk love in motion pictures n.
aşk veya mitoloji konulu kısa şiir epyllion n.
aşk şiiri erotic n.
eserlerinin konusu aşk ve güzellik olan, 12. ve 14. yüzyıllar arasında yaşamış alman lirik şair ve müzisyenlerin meydana getirdiği aristokratik bir sınıf minnesänger n.
aşk romanı yazarı romancer n.
aşk romanı yazarı romancist n.
aşk romanı romantic fiction [uk] n.
aşk ve macera ile nitelenen graustarkian adj.
aşk romanına ait romancical adj.
aşk romanı ile ilgili romancical adj.
aşk romanını oluşturan romancical adj.
aşk romanı yazan romancical adj.
Religious
hz. süleyman'a atfedilen ve aşk şiirlerinden oluşan eski ahit bölümü canticles n.
hz. süleyman'a atfedilen ve aşk şiirlerinden oluşan eski ahit bölümü canticle of canticles n.
(hinduizm'de) aşk tanrısı kama n.
hindu zenginlik ve aşk tanrısı bhaga n.
(hinduizm'de) aşk tanrısının tezatını simgeleyen tanrı mara n.
Philosophy
platonik aşk platonism n.
Boxing
(tokat) aşk etmek throw v.
Art
aşk tanrısı amoretto n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi amoretto n.
aşk tanrısı amorino n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi amorino n.
aşk tanrısı putto n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi putto n.
Music
16.yy'da aşk şiirlerinin çoksesli koro müziği olarak söylenmesi canzone n.
aşk kemanı love viol n.
amerikan zencilerinin hüzünlü aşk şarkısı blues n.
aşk şarkısı sözü love lyric n.
aşk sözü love lyric n.
aşk şarkısı lovesong n.
aşk şiiri lovesong n.
aşk sözü lovesong n.
duygusal aşk şarkılarıyla ilgili torchy adj.
duygusal aşk şarkıcılarıyla ilgili torchy adj.
Painting
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi amor n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimi cherub n.
aşk tanrısını simgeleyen çıplak çocuk çizimleri amors n.
Cinema
aşk filmi romance film n.
Mythology
zeus ile aşk ilişkisi olan ve hera tarafından ayıya çevrilen peri callisto n.
ortaçağda bir aşk hikayesini anlatan bir efsane tristan n.
ortaçağda bir aşk hikayesini anlatan bir efsane tristram n.
aşk meleğinin oku cupid's arrow n.
aşk oku cupid's arrow n.
aşk tanrısı eros n.
aşk tanrısı amor n.
fenikelilerde aşk ve doğurganlık tanrıçası ashtoreth n.
fenikelilerde aşk ve doğurganlık tanrıçası astarte n.
roma mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası venus n.
eski mısır'da doğum, bereket, aşk ve evlilik tanrıçası hathor n.
aşk tanrısı love n.
babil ve asur'da aşk, doğurganlık ve savaş tanrıçası mylitta n.
antik roma mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası cytherea n.
(iskandinav mitolojisinde) aşk ve güzellik tanrıçası freya n.
(iskandinav mitolojisinde) aşk ve güzellik tanrıçası freyja n.
Abbreviation
her zaman gerçek aşk tla expr.
Latin
aşk her güçlüğü yener amor omnia vincit expr.
aşk her şeye kadirdir amor omnia vincit (omnia vincit amor) expr.
Archaic
aşk olunan kadın mistress n.
Ornithology
aşk kuşu agapornis n.
aşk kuşu love bird n.
Entomology
aşk sineği lovebug (plecia nearctica) n.
Slang
aşk sarhoşu love drunk n.
aşk sarhoşu punch-drunk love n.
bir insanın aşk hayatında büyük değişimlere neden olan kimse game changer n.
eski aşk ex love n.
aşk ısırığı hickie n.
aşk kutusu love nest [dated] n.
evlilik dışı aşk sonucu olan çocuk love child n.
eks aşk ex love n.
eski/bir önceki sevgili/aşk ex love n.
aşk yaşamak eff v.
aşk yaşamak fuck v.
aşk yaşamak bang v.
aşk yaşamak make out v.
aşk yaşamak get laid v.
aşk yaşamak get it on v.
aşk yaşamak bonk v.
aşk yaşamak hump v.
aşk yaşamak have it off v.
aşk yaşamak roll in the hay v.
aşk yaşamak lie with v.
aşk yaşamak do it v.
aşk yaşamak screw v.
aşk yaşamak jazz v.
aşk ilişkisi yaşamak get off [uk] v.
(biriyle) aşk ilişkisi yaşamak get off with (someone) [uk] v.
aşk sarhoşu olan loved-up adj.
British Slang
genelde sonu iyi biten aşk filmi chick flick n.
Modern Slang
ergenlikte yaşanan aşk adolescent love n.
partnerlerden birinin diğerinden oldukça yaşlı olduğu aşk ilişkisi age gap love n.
aşk takıntısı adele syndrome n.
partnerler arasında büyük bir yaş farkı olan ilişki/aşk age gap love n.
sahte aşk adabana n.
birine karşı arkadaşlıkla aşk arasında beslenen bir duygu/sevgi alterous attraction n.
aşk doluluk amorousity n.
aşk iksiri amortentia n.
birine karşı arkadaşlıkla aşk arasında beslenen alterous adj.
aşk fobisi olan amoraphobic adj.