gerektirmek

Meanings of "gerektirmek" in English Turkish Dictionary : 28 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	gerektirmek	necessitate v.
This necessitates clear and concise drafting within a single, comprehensible text. Bu da tek ve anlaşılabilir bir metin içerisinde açık ve net bir taslak hazırlanmasını gerektirmektedir. More Sentences
General
2	General	gerektirmek	take v.
Preparations need to start now and that takes staff. Hazırlıkların şimdi başlaması gerekiyor ve bu da personel gerektiriyor. More Sentences
3	General	gerektirmek	involve v.
I didn't realize that these projects involve a lot of planning. Bu projelerin çok fazla planlama gerektirdiğini fark etmemiştim. More Sentences
4	General	gerektirmek	entail v.
Being a police officer entails being on call 24/7. Polis memuru olmak 7 gün 24 saat nöbette olmayı gerektirir. More Sentences
5	General	gerektirmek	warrant v.
This warrants my full support. Bu benim tam desteğimi gerektiriyor. More Sentences
6	General	gerektirmek	imply v.
The safety of products implies and demands the safety of workers. Ürünlerin güvenliği, çalışanların güvenliğini gerektirir ve talep eder. More Sentences
7	General	gerektirmek	dictate v.
Common sense would dictate that the principle of diversity be respected. Sağduyu, çeşitlilik ilkesine saygı gösterilmesini gerektirir. More Sentences
8	General	gerektirmek	demand v.
The cake recipes I use usually demand two cups of flour. Uyguladığım kek tarifleri genellikle iki su bardağı un gerektiriyor. More Sentences
9	General	gerektirmek	call for v.
Jobs call for the right financial framework conditions. İşler doğru mali çerçeve koşullarını gerektirir. More Sentences
10	General	gerektirmek	need v.
In other terms, not all risks need immediate action at the Community level. Diğer bir deyişle, tüm riskler Topluluk düzeyinde acil eylem gerektirmez. More Sentences
11	General	gerektirmek	presuppose v.
In my view, this presupposes strong and independent consumer protection organisations. Benim görüşüme göre bu, güçlü ve bağımsız tüketici koruma kuruluşlarını gerektirir. More Sentences
Technical
12	Technical	gerektirmek	require v.
This radio requires two batteries. Bu telsize iki pil gerekiyor. More Sentences
13	Technical	gerektirmek	necessitate v.
Malpractice necessitates bringing charges against the authority or authorities concerned. Görevi kötüye kullanma, ilgili makam ya da makamlara karşı suç duyurusunda bulunulmasını gerektirir. More Sentences
General
14	General	gerektirmek	require to be v.
15	General	gerektirmek	require to v.
16	General	gerektirmek	indicate v.
17	General	gerektirmek	exact v.
18	General	gerektirmek	be required to v.
19	General	gerektirmek	redound v.
20	General	gerektirmek	suppose v.
21	General	gerektirmek	beggar v.
22	General	gerektirmek	want v.
23	General	gerektirmek	claim v.
24	General	gerektirmek	conduce v.
25	General	gerektirmek	challenge v.
26	General	gerektirmek	ask v.
27	General	gerektirmek	contain v.
28	General	gerektirmek	sepad [scotland] v.

Meanings of "gerektirmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 50 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	çaba gerektirmek	require effort v.
Integration is a mutual process that requires efforts on the part both of ourselves and of the future Member States. Entegrasyon, hem bizim hem de gelecekteki Üye Devletlerin çabalarını gerektiren karşılıklı bir süreçtir. More Sentences
2	General	dikkatini gerektirmek	claim v.
These are problems that claim her attention. Bunlar onun dikkatini gerektiren sorunlar. More Sentences
3	General	bir şey mantıken (başka bir şeyi) gerektirmek	presuppose v.
4	General	uzmanlık gerektirmek	require expertise v.
5	General	uzmanlık gerektirmek	need expertise v.
6	General	koşul olarak gerektirmek	presuppose v.
7	General	-i çok gerektirmek	cry for v.
8	General	fedakarlık gerektirmek	impose sacrifice v.
9	General	ustalık gerektirmek	require competence v.
10	General	ustalık gerektirmek	require expertise v.
11	General	ustalık gerektirmek	require a knack v.
12	General	ustalık gerektirmek	need a heck of a knack to do v.
13	General	dikkat gerektirmek	require attention v.
14	General	cesaret gerektirmek	require courage v.
15	General	yardım gerektirmek	need/require help v.
16	General	önem gerektirmek	require importance v.
17	General	sormayı gerektirmek	beg the question v.
18	General	devlet desteği için başvuran kişinin mali durumuna yönelik araştırma gerektirmek	means-test v.
19	General	(zaman, mekan) gerektirmek	occupy v.
20	General	(su) yüzmek için derinlik gerektirmek	draw v.
21	General	belirli bir parmak düzeni gerektirmek	finger v.
22	General	dakiklik gerektirmek	press v.
23	General	ivedilikle gerektirmek	cry v.
Phrasals
24	Phrasals	(örneğin yılbaşı kutlaması) (hindi) gerektirmek	call for v.
25	Phrasals	(cezayı) gerektirmek	call for v.
26	Phrasals	belirli özellikler/becerile/yetenekler gerektirmek	call on something v.
27	Phrasals	(bir şey) gerektirmek	call for (something) v.
28	Phrasals	birini/bir şey gerektirmek	call for someone or something v.
29	Phrasals	bir şeyi gerektirmek	call something out v.
30	Phrasals	(birinin/bir şeyin bir şey yapmasını) gerektirmek	require (someone or something) to (do something) v.
Colloquial
31	Colloquial	çok çaba gerektirmek	take doing v.
32	Colloquial	büyük gayret gerektirmek	take doing v.
33	Colloquial	emek harcamayı gerektirmek	take doing v.
34	Colloquial	çok çaba gerektirmek	take some doing v.
Idioms
35	Idioms	(bir şeyi yapmak) büyük cesaret istemek/gerektirmek	take some nerve (to do something) v.
36	Idioms	(bir şeyi yapmak) büyük yüreklilik gerektirmek/istemek	take some nerve (to do something) v.
37	Idioms	(birinin) kendini kanıtlamasını gerektirmek	put (one) on (one's) mettle v.
Trade/Economic
38	Trade/Economic	faiz ödemesi gerektirmek yerine yazılı değerinin çok altından satış gören tahvil	zero coupon security n.
39	Trade/Economic	faiz ödemesi gerektirmek yerine yazılı değerinin çok altından satış gören tahvil	zero-coupon security n.
40	Trade/Economic	faiz ödemesi gerektirmek yerine yazılı değerinin çok altından satış gören tahvil	zero-coupon security n.
Technical
41	Technical	yüzmek için (belirli bir derinlik) gerektirmek	draw v.
Medical
42	Medical	tedavi gerektirmek	need therapy v.
43	Medical	hastaneye yatış gerektirmek	hospitalise v.
44	Medical	hastaneye yatış gerektirmek	hospitalize v.
45	Medical	hastaneye yatış gerektirmek	hospitalise v.
Printing
46	Printing	normalden daha büyük punto gerektirmek	run upon sorts v.
Linguistics
47	Linguistics	(fiilin) belirli bir şahıs veya sayıda olmasını gerektirmek	govern v.
48	Linguistics	(kelimenin) belirli bir çekim veya kipte olmasını gerektirmek	govern v.
49	Linguistics	(belirli bir çekimi veya kipi) gerektirmek	govern v.
Archaic
50	Archaic	önceden gerektirmek	prerequire v.