bacak - Turkish English Dictionary

bacak

Meanings of "bacak" in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

Turkish English
Common Usage
bacak leg n.
They did not succeed in this case either, but the young man's left leg had to be amputated.
Bu olayda da başarılı olamadılar ancak genç adamın sol bacağı kesilmek zorunda kaldı.

More Sentences
General
bacak limb n.
The aardvark has powerful limbs and sharp claws so it can burrow into earth at high speed.
Yer domuzunun güçlü bacakları ve keskin pençeleri var böylece yüksek hızda toprağa tünel kazabilir.

More Sentences
bacak shin n.
Tom kicked Mary in the shin.
Tom Mary'nin bacağına tekme attı.

More Sentences
bacak leg n.
Otherwise, I should have been at home with my leg in plaster.
Aksi takdirde evde bacağım alçıda olmalıydım.

More Sentences
Technical
bacak leg n.
Professor Aghajari, who lost his right leg during the Iran-Iraq War, needs medical attention.
İran-Irak Savaşı sırasında sağ bacağını kaybeden Profesör Aghajari'nin tıbbi yardıma ihtiyacı var.

More Sentences
Anatomy
bacak leg n.
You know, losing my leg wasn't the hard part.
Yani şey, bacağımı kaybetmek işin zor kısmı değildi.

More Sentences
General
bacak stump n.
bacak jack n.
bacak shank n.
bacak pin n.
bacak crus n.
bacak tram [scottish] n.
bacak lith [dialect] [scotland] n.
bacak gammon [dialect] n.
bacak stick n.
bacak crural adj.
Anatomy
bacak peg n.
Card
bacak knave n.
Slang
bacak timber n.
British Slang
bacak pin n.
Star Wars
bacak the shank n.

Meanings of "bacak" with other terms in English Turkish Dictionary : 283 result(s)

Turkish English
General
tahta bacak wooden leg n.
A mother with a wooden leg and glass eye is coming.
Tahta bacaklı ve cam gözlü bir anne geliyor.

More Sentences
kırık bacak broken leg n.
The broken leg isn't Tom's biggest problem.
Kırık bacak Tom'un en büyük sorunu değil.

More Sentences
alçılı (kol, bacak) in a cast adj.
Tom has had his leg in a cast for a few weeks now.
Tom'un bacağı birkaç haftadır alçıda.

More Sentences
Medical
alt bacak lower leg n.
The calf muscle is located on the back of the lower leg.
Baldır kası alt bacağın arka tarafında bulunur.

More Sentences
bacak yaralanmaları leg injuries n.
The soldier had a leg injury and couldn't move.
Askerin bacağı yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.

More Sentences
huzursuz bacak sendromu restless leg syndrome n.
I suffer from restless leg syndrome.
Huzursuz bacak sendromundan muzdaribim.

More Sentences
kırık bacak broken leg n.
Her broken leg has not healed yet.
Kırık bacağı henüz iyileşmedi.

More Sentences
protez bacak prosthetic leg n.
Tom has a prosthetic leg.
Tom'un bir protez bacağı var.

More Sentences
tahta bacak peg leg n.
The pirate has a peg leg.
Korsanın bir tahta bacağı var.

More Sentences
Common Usage
yeşil bacak greenshank n.
General
kol ve bacak gibi vücuda eklemle bağlı organ limb n.
iskambilde bacak jack n.
tahta bacak pegleg n.
tahta bacak stump n.
sakat (kol/bacak) game n.
çarpık bacak genu valgum n.
bacak kemiği leg bone n.
çarpık bacak bandy legs n.
arka bacak hind leg n.
bacak (pantolonda) leg n.
sporcuların alt bacak kısmını korumak için yapılmış sert koruyucu shinguard n.
bacak arası perineum n.
takma bacak artificial leg n.
çalışmayan bacak dead leg n.
kol-bacak kası extensor muscle n.
bacak yapağısı skirting n.
tahta bacak peg-leg n.
bacak zinciri leg iron n.
bacak (iskambil) jack n.
çarpık bacak knock knees n.
parantez bacak genu valgum n.
parantez bacak knock knees n.
kol ve/veya bacak kaybı dismemberment n.
arka bacak hindlimb n.
sağ bacak geri çekilerek yapılan abartılı bir reverans making a leg n.
bacak baldırı calf n.
bacak boyu leg size n.
bacak boyutu leg size n.
bacak damarı leg vein n.
kalın bacak thick leg n.
zayıf bacak thin leg n.
tahta bacak timber toe n.
bacak zırhı greave n.
bacak egzersizi leg exercise n.
bacak aksesuarı leglet n.
bacak takısı leglet n.
bacak zırhı boot [obsolete] n.
bazı kümes hayvanlarının bacak ve ayak parmaklarındaki tüyler boot n.
üst bacak ve kalçaların en geniş olduğu kısım hip n.
bacak kısalığı nedeniyle ayaktaki yüksekliği oturma yüksekliğine göre daha kısa olan kimse hypomorph n.
bacak veya ayak sakatlığından kaynaklanan yürüme güçlüğü gameness n.
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş glance n.
bacak kilidi hobbler n.
çok ince bacak pipestem n.
ayaklı nesnede ön bacak foreleg n.
(terzilikte) kol veya bacak oyuntusu scye n.
hayvanın bacak postu shank n.
uzun ince bacak stilt n.
çırpı bacak stilt n.
tahta bacak ile yürüyebilen kimse stilter n.
tahta bacak cambazı stilter n.
tahta bacak stilts n.
bacak bacak üstüne atmak cross one's legs v.
tek bacak üstünde zıplamak hop v.
kopmak (kol bacak) chop v.
bacak bacak üstüne atmak cross your legs v.
(ceza olarak) bacak arasından direk geçecek şekilde omuzlarda taşınmak ride the stang v.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirerek oynamak glance v.
ayağı bacak hizasında açmak point v.
(bacak veya kollarını) gelişigüzel ayırmak sprawl v.
bacak kadar very short adj.
bacak kadar squat adj.
sakat (bacak) gammy adj.
bacak kadar tiny adj.
bacak bacak üstüne atmış cross legged adj.
uzun ve zayıf (bacak) spindly adj.
kılıç bacak bandylegged adj.
bacak gibi leglike adj.
bacak benzeri leglike adj.
kol veya bacak vücuda çaprazlama durarak yapılan crossbody adj.
bacak bacak üstüne atılmış halde crosslegged adj.
kol veya bacak vücuda çaprazlama bir halde crossbody adv.
Phrasals
(kol, bacak) kırmak crunch up v.
Colloquial
tahta bacak peg n.
sakat bacak bum leg n.
Idioms
kalın/küt bacak beef to (the) heel [ireland] n.
kalın/küt bacak beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland] n.
kalın/küt bacak beef to the hoof [ireland] n.
bacak kadar knee-high to a grasshopper n.
tahta bacak timber-toe [obsolete] n.
bacak kadar olmak be knee-high to a grasshopper v.
bacak kadar knee-high to a duck adj.
dört bacak üstünde/üstüne on (one's) hands and knees expr.
Technical
bacak koruyucu leg protector n.
bacak yapağısı foot locks n.
sığırların bacak ve incik kemiklerinden elde edilen yağ neat's foot oil n.
Informatics
bacak uyumlu pin compatible adj.
Telecom
sıkma bacak crimp pin n.
Textile
bacak yapağısı foot locks n.
bacak uzunluğu leg length n.
çarpık bacak knock-kneed legs n.
iç bacak inside leg n.
bacak bölümü kesilmiş pantolon cutoffs n.
bacak bölümü kesilmiş pantolon cut-offs n.
bacak yapağısı skirt n.
bacak yapağısı skirtings n.
Automotive
bacak koruyucu love cover n.
bacak mesafesi legroom n.
Aeronautic
esas bacak base leg n.
Medical
çarpık (parantez) bacak tibia vara n.
çarpık (parantez) bacak bow leg n.
çarpık (parantez) bacak genu varum n.
çarpık (parantez) bacak bandyleg n.
çarpık (parantez) bacak bandy leg n.
ayak ve bacak koruyucuları foot and leg protectors n.
alt bacak ağrısı lower leg pain n.
alt bacak ekstremite lower leg extremity n.
bacak kaslarındaki kramp veya spazm charley horse n.
bacak kaslarındaki kramp veya spazm dead leg n.
bacak titremesinden dolayı yürüyememe abasia trepidans n.
bacak uzunluğunda eşitsizlik leg length discrepancy n.
bacak ağrısı leg pain n.
bacak lokalizasyonlu malin ekrin poroma malignant eccrine poroma on the leg n.
bacak absesi thigh abscess n.
bacak uyuşması leg numbing n.
bacak ülseri leg ulcer n.
bacak uzunluğu eşitsizliği limb length inequality n.
bir darbe sonucu uyuşan veya sertleşen ağrılı bacak dead leg n.
bir darbe sonucu acı ile uyuşan veya sertleşen bacak charley horse n.
çarpık bacak crooked leg n.
çift kol çift bacak nakli quadruple limb transplant n.
çarpık bacak knock-knee n.
çarpık bacak genu valgum n.
çarpık bacak bowleg n.
çarpık bacak tibia valga n.
egzersize bağlı alt bacak ağrısı exercise-induced lower leg pain n.
huzursuz bacak sendromu wittmaack-ekbom's syndrome n.
huzursuz bacak sendromu restless legs n.
hayali kol bacak phantom extremities n.
huzursuz bacak sendromu ekbom syndrome n.
huzursuz bacak sendromu restless legs syndrome n.
iskemik bacak ağrısı ischemic lower extremity pain n.
iskemik bacak ağrısı ischemic leg pain n.
kol bacak ve bedenin toptan felç olması durumu quadriplegia n.
kol bacak ve bedenin toptan felç olması durumu tetraplegia n.
kronik bacak ülseri chronic leg ulcer n.
kol bacak kısalığı phocomely n.
orta şiddetli bel ve bacak ağrısı mild low-back and leg pain n.
sağlam bacak/kol sound limb n.
romatoid artrit ile birlikte olan bacak ülseri leg ulcer associated with rheumatoid arthritis n.
tıbbi sebeplerle bir organı (kol, bacak) kesilmiş kimse amputee n.
tekrarlayan bacak ülserleri repeating leg ulcers n.
uyuşmuş ağrılı bacak charley horse n.
uyuşmuş ağrılı bacak dead leg n.
yapay bacak stump n.
çapraz bacak bandy-leg n.
fabrikalarda çalışan çocuklarda görülen bir çarpık bacak türü factory leg n.
çarpık bacak sendromu knock-knee n.
eğri bacak sendromu knock-knee n.
varisli damarların bacak veya uyluktan çıkarıldığı cerrahi prosedür vein stripping n.
protez kol veya bacak prosthetic limb n.
yatakta bacak veya ayak üzerine çarşafın gelmesini engelleyen bir aparat solen n.
geçici olarak takılmış suni bacak pylon n.
bir uzvu (özellikle kol ya da bacak) kısmen ya da tamamen ameliyatla kesip almak amputate v.
kol bacak ve bedeni toptan felç olan quadraplegic adj.
Anatomy
üst kol kemiğinden lateral epikondile doğru uzanan, elin arkasındaki deriye ve kol-bacak kaslarına giden sinir nervus radialis n.
bacak ve ayağın iç yan kısımlarındaki deriye dallar şeklinde dağılan uyluk sinirinin bir dalı nervus saphenus n.
arka alt bacak iç kası gastrocnemius inner head n.
bacak kemiği os longum n.
bacak kemiği long bone n.
bacak kas deri siniri musculocutaneous nerve of leg n.
bacak kemiği leg bone n.
femoral arterin bacak ve ayakları beslemek için dallanan devamı arteria poplitea n.
kalça ve iç bacak yüzeyinin gövde ile birleştiği bölge loins n.
uyluk sinirinin bacak ve ayağın iç kısmını besleyen kolu saphenous nerve n.
(çıyanlarda) av yakalayarak zehirlemeye yarayan ön bacak çifti prehensor n.
anüs ve bacak arası çevresiyle ilgili anoperineal adj.
(bacak veya uylukta) önde olan precrural adj.
Psychology
hayalet bacak phantom limb n.
kol-bacak apraksisi limb apraxia n.
Physiology
omurga veya sinirlerden elektrik akımı geçtiğinde kol ve bacak kaslarında meydana gelen kasılmalar electrogeny n.
Pathology
huzursuz bacak sendromu willis-ekbom disease n.
parantez bacak bow legs n.
anormal bacak hareketlerinin eşlik ettiği bir abazi choreic abasia n.
aşırı uç konumda yer alması ve varisli damar kapaklarının yetersizliği sebebiyle yavaş iyileşen bir bacak ülseri gravitational ulcer n.
bacak kaslarına felç inmesi sonucu yürüyememe paralytic abasia n.
bacak spastisitesine bağlı yürüyememe paroxysmal trepidant abasia n.
ileri yaştakilerin kol ve bacak kaslarını etkileyen bir rabdomiyosarkom türü pleomorphic rhabdosarcoma n.
Pharmaceutics
parkinson hastalığı ve huzursuz bacak sendromu tedavisinde kullanılan bir dopamin agonisti ropinirole n.
Veterinary
(atlarda) bacak ödemi thoroughpin n.
Gastronomy
bacak (kümes hayvanında) drumstick n.
domuzun kafa, ayak, bacak ve dil etlerinden yapılan jöleli bir yiyecek brawn n.
(dana eti) arka bacak round n.
Biology
alt bacak bölümü çıkıntısı anlamına gelen bir ön ek pectin- pref.
alt bacak bölümü çıkıntısı anlamına gelen bir ön ek pectini- pref.
Marine Biology
kabuklularda torasik bacak peraeopod n.
Zoology
dört ayağı, bacağı veya bacak benzeri uzantıları olan omurgalı hayvan tetrapod n.
kurbağanın arka bacak kemiği tibiofibula n.
akarın yeşil bacak common sandpiper n.
akarın yeşil bacak tringa hypoleucos n.
akarın yeşil bacak actitis hypoleucos n.
ön bacak foreleg n.
tırtılların karın bölgesinde meydana gelen sahte bacak çiftlerinden herhangi biri anal proleg n.
arka bacak hind limb n.
koşum atının bacak tüyleri horsefeathers n.
hayvanda ön bacak gamb n.
evcil kuşlarda bacak eklemi hock n.
(at) uzun bacak kılları feathers n.
(köpek) uzun bacak tüyleri feathers n.
böcekte bacak bölümü femur n.
(akrep) alt bacak bölümü çıkıntısı pecten n.
tek iç bacak kaslı yumuşakçalardan oluşan bir familya pectinidae n.
tek iç bacak kaslı yumuşakçalardan oluşan bir familya family pectinidae n.
(bazı dört bacaklılarda) bacak aralığı spread n.
(atlarda) iç bacak suffrago n.
dört ayağı, bacağı veya bacak benzeri uzantıları olan omurgalı hayvanla ilgili tetrapodous adj.
dört ayağı, bacağı veya bacak benzeri uzantıları olan omurgalı hayvana ait tetrapodous adj.
Breeding
bacak kilidi kicker chain n.
Military
bacak ve ayaklar lower extremities n.
Sport
bacak kapma leg grip n.
bacak çevirme leg circling n.
bacak çekme egzersizi leg slides n.
bacak alıştırmaları leg exercises n.
bacak arası çalımı nutmegging n.
bacak germe leg stretching n.
bacak pres leg press n.
bacak koruyucuları leg pads n.
bacak koruyucusu leg pad n.
bacak arasından kolu geriye doğru kıvırma armlock n.
bacak savuruşu leg swing n.
bir bacak önde bir bacak arkada kalça squat pozisyonunda iken zıplayarak öndeki bacağın arkaya arkadaki bacağın da öne doğru çekilmesi jumping lunge n.
tek bacak üstünde duruş single-limb stance n.
yerde duran ağırlık takılmış halteri eğilip tutup mümkün olduğunca bacak kaslarını açarak kaldırma çalışması deadlift n.
yüzme sırasında vücudu ileriye götüren bacak hareketi kick n.
bacak kaslarını güçlendirmek ve dizleri daha esnek hale getirmek için dizlerin büküldüğü bir egzersiz biçimi knee-bend n.
(sörfte) bacak ipi leggie n.
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş glide n.
bacak tarafında gerçekleşen bir saha savunması pozisyonu long leg n.
(kriket) bacak tarafında atıcıya en yakın pozisyonda bulunan alan savunma oyuncusu mid-on n.
(kriket) bacak tarafında atıcıya en yakın pozisyonda bulunan alan savunma oyuncusu mid on n.
(kriket) bacak tarafında atıcıya en yakın alan savunma pozisyonu mid on n.
(kriket) sahanın bacak tarafındaki savunma pozisyonu mid-wicket n.
(kriket) sahanın bacak tarafındaki alan savunma oyuncusu mid-wicket n.
(buz hokeyinde) bacak faulü slew foot n.
(buz hokeyinde) bacak faulü slewfoot n.
(buz hokeyinde) bacak faulü slew-footing n.
yüzme sırasında bacak hareketleri ile vücudu ileriye itmek kick v.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek glance v.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek glide v.
kriket sahasının bacak tarafı ile ilişkili on adj.
kriket sahasının bacak tarafına dair on adj.
(krikette) sahanın vurucunun bacak tarafında kalan yarısında on adv.
(krikette) sahanın vurucunun bacak tarafında kalan yarısına doğru on adv.
(krikette) bacak tarafında on adv.
Football
bacak arası gol goal between the legs n.
oyunu başlatmak için topun bacak arasından arkaya paslanması hike n.
futbol topunu bacak arasından gönderme snap n.
bacak arasından top geçirilen (defans oyuncusu) nutmegged adj.
Art
(bacak hariç) balerinin yaptığı anlamlı beden hareketi pantomime n.
(bale figürlerinde kol veya bacak hareketi) arka derrière adj.
Music
(dans esnasında) parmak uçları yere değecek şekilde bacak açmak point v.
Theatre
yalancı bacak pseudopod n.
yalancı bacak pseudopode n.
Latin
beyaz karınlı yeşil bacak düdükçün tringa hypleucos n.
Ornithology
kızıl bacak red-backed sandpiper (erolia alpina) n.
kuşlarda tibia ve bazı tarsal kemiklerin birleşmesiyle meydana gelmiş bacak kemiği tibiotarsus n.
bacak ana arteri siyatik sinirine paralel olan (kuş) homoeomerous adj.
Entomology
spesifik olarak belirtilen bir üst bacak tipine sahip hayvan veya böcek anlamını veren bir son ek -merus n.
(böceklerin karın bölgesinde) etli yapıda bacak false leg n.
Slang
götten/kıçtan bacak duck butt n.
götten/kıçtan bacak duck-butt n.
götten/kıçtan bacak dusty butt n.
götten bacak a short-arse n.
götten bacak duck butt n.
bacak arası koruma yastığı/minderi nard guard n.
bacak arası koruma yastığı/minderi nads n.
bacak arası koruma yastığı/minderi nards n.
bacak düşkünü leg man n.
sütun (bacak) pillars to the temple [uk] n.
bacak arası örümcek ağı bağlamış kadın cobweb cunt [extremely offensive] n.
British Slang
(futbolda) bacak arası ile geçmek nutmeg v.
Heraldry
(özellikle armalarda) bacak gamb n.
(özellikle armalarda) bacak gambe n.