birbirine bağlamak - Turkish English Dictionary

birbirine bağlamak

Meanings of "birbirine bağlamak" in English Turkish Dictionary : 27 result(s)

Turkish English
General
birbirine bağlamak bind v.
We must now, in connection with enlargement, have a solidarity policy, and we must bind Europe together.
Şimdi genişlemeyle bağlantılı olarak bir dayanışma politikasına sahip olmalı ve Avrupa'yı birbirine bağlamalıyız.

More Sentences
birbirine bağlamak bind v.
The third pillar is the one which binds these two together.
Üçüncü sütun ise bu ikisini birbirine bağlayan sütundur.

More Sentences
Phrasals
birbirine bağlamak bind (someone or something) together v.
There they bind together the approaches necessary for a single market to emerge.
Burada tek bir pazarın ortaya çıkması için gerekli yaklaşımları birbirine bağlamaktadırlar.

More Sentences
Technical
birbirine bağlamak link v.
Please can we link these two matters.
Lütfen bu iki konuyu birbirine bağlayabilir miyiz?

More Sentences
General
birbirine bağlamak leash v.
birbirine bağlamak interlock v.
birbirine bağlamak twist together v.
birbirine bağlamak concatenate v.
birbirine bağlamak interconnect v.
birbirine bağlamak bland [dialect] [uk] v.
birbirine bağlamak harness v.
birbirine bağlamak hook up v.
birbirine bağlamak glutinate v.
birbirine bağlamak oop v.
birbirine bağlamak imbound v.
birbirine bağlamak conjugate v.
birbirine bağlamak coapt v.
birbirine bağlamak inosculate v.
birbirine bağlamak intertex [obsolete] v.
birbirine bağlamak intricate v.
Phrasals
birbirine bağlamak string together v.
birbirine bağlamak join together v.
birbirine bağlamak weld together v.
Technical
birbirine bağlamak colligate v.
birbirine bağlamak interconnect v.
Archaic
birbirine bağlamak bandy v.
birbirine bağlamak lime v.

Meanings of "birbirine bağlamak" with other terms in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

Turkish English
General
iki tazıyı birbirine bağlamak için zincirle birleştirilen tasmalar couple n.
birbirine bağlamak (iki ucu) splice v.
sıkı ve sağlam bir biçimde birbirine bağlamak knit v.
iple birbirine bağlamak lash together v.
olayları birbirine bağlamak connect with v.
(köleleri) birbirine bağlamak coffle v.
zincirle birbirine bağlamak fetter v.
(kıç istralyaları) birbirine bağlamak snake v.
Phrasals
bir şeyleri birbirine bağlamak connect up v.
bir şeyleri birbirine bağlamak tie something together v.
bir şeyleri birbirine bağlamak lash something together v.
birbirine bağlamak/tutturmak splice something together v.
insanları/hayvanları birbirine bağlamak yoke together v.
insanları/hayvanları birbirine bağlamak yoke people or things together v.
iki şeyi/kişiyi birbirine bağlamak lash together v.
iple birbirine bağlamak string together v.
bir şeyleri iple birbirine bağlamak string something together v.
bir şeyleri birbirine bağlamak string something together v.
(bir şeyle) birbirine bağlamak bind up with (something) v.
kabloyla birbirine bağlamak wire in v.
kabloyla birbirine bağlamak wire into v.
(iki şeyi) birbirine bağlamak couple (something) together v.
birbirine bağlamak/düğümlemek knot together v.
(birilerini/bir şeyleri) birbirine bağlamak link to (someone or something) v.
(birilerini/bir şeyleri) birbirine bağlamak link together (with someone or something) v.
kabloyla birbirine bağlamak wire together v.
Idioms
(birinin) ellerini ve ayaklarını birbirine bağlamak tie (one) hand and foot v.
Technical
cıvata gibi iki nesneyi birbirine bağlamak için kullanılan alet fastener n.
iki nesneyi birbirine bağlamak için kullanılan alet fastener n.
eskiden evdeki ses ve görüntü donanımını birbirine bağlamak için kullanılan standart fiş, priz ve kablo sistemi din n.
iki tomruk kamyonunu veya kızağını birbirine bağlamak için kullanılan çubuk goose neck n.
Computer
(bilgisayar bileşenleri) seri halinde birbirine bağlamak daisy-chain v.
kabloyla (birbirine) bağlamak dock v.
Marine
olta iplerini birbirine bağlamak için kullanılan bir düğüm barrel knot n.
iki ayrı ucu birbirine bağlamak için atılan düğüm fisherman's knot n.
iki halatı uçlarından birbirine bağlamak marry ropes v.
Math
karşısında bulunarak iki ucunu birbirine bağlamak subtend v.
Breeding
(hayvanları) boynuna halat takarak gevşek bir şekilde birbirine bağlamak neck v.
Music
notaları çizgiyle birbirine bağlamak beam v.