bribe

Meanings of "bribe" in Turkish English Dictionary : 16 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	bribe n.	rüşvet
I particularly welcome the clear opposition to bribes. Özellikle rüşvete açıkça karşı çıkılmasını memnuniyetle karşılıyorum. More Sentences
General
2	General	bribe n.	rüşvet
By the end of the war, Schindler had spent his entire fortune on bribes and black-market goods. Savaşın sonunda Schindler tüm servetini rüşvet ve karaborsa mallara harcamıştı. More Sentences
3	General	bribe v.	rüşvet vermek
My mother sold all our possessions to bribe the French officials. Annem Fransız yetkililere rüşvet vermek için elimizde ne varsa sattı. More Sentences
Trade/Economic
4	Trade/Economic	bribe n.	rüşvet
He offered a big bribe to the politician. Politikacıya büyük bir rüşvet teklif etti. More Sentences
Law
5	Law	bribe n.	rüşvet
I'm sure there's an option that doesn't involve a bribe. Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim. More Sentences
6	Law	bribe v.	rüşvetle almak
The politician was not ashamed of having taken bribes. Politikacı rüşvet almış olmaktan utanmadı. More Sentences
7	Law	bribe v.	rüşvet vermek
My mother sold all our possessions to bribe the French officials. Annem Fransız yetkililere rüşvet vermek için tüm eşyalarımızı sattı. More Sentences
General
8	General	bribe n.	yemlik
9	General	bribe n.	ikna
10	General	bribe n.	cazibe
11	General	bribe v.	para yedirmek
12	General	bribe v.	ayartmak
Law
13	Law	bribe v.	irtikap etmek
14	Law	bribe v.	rüşvet yemek
15	Law	bribe v.	rüşvetle sahip olmak
Textile
16	Textile	bribe n.	ana parçadan ayrılan defolu kumaş

Meanings of "bribe" with other terms in English Turkish Dictionary : 31 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	accept a bribe v.	rüşvet almak
Tom admitted he had accepted a bribe. Tom rüşvet aldığını itiraf etti. More Sentences
2	General	bribe someone v.	birine rüşvet vermek
They're alleging I bribed someone. Birine rüşvet verdiğimi iddia ediyorlar. More Sentences
3	General	bribe-taker n.	rüşvetçi
4	General	administer bribe v.	rüşvet vermek
5	General	bribe into v.	rüşvet vermek
6	General	give a bribe v.	rüşvet vermek
7	General	take a bribe v.	rüşvet yemek
8	General	take a bribe v.	irtikap etmek
9	General	pay a bribe to v.	rüşvet vermek
10	General	accept a bribe v.	rüşvet yemek
11	General	accept a bribe v.	para yemek
12	General	not pay a bribe v.	rüşvet vermemek
13	General	not bribe v.	rüşvet vermemek
14	General	give a bribe v.	parmağını oynatmak
15	General	offer bribe v.	rüşvet teklif etmek
16	General	offer a bribe v.	rüşvet teklif etmek
17	General	bribe [obsolete] v.	çalmak
18	General	bribe [obsolete] v.	aşırmak
19	General	bribe [obsolete] v.	yürütmek
20	General	bribe [obsolete] v.	gasp etmek
21	General	in exchange for a bribe adv.	rüşvet karşılığında
Phrasals
22	Phrasals	bribe (someone) into (doing something) v.	(birine bir şey yapması) için rüşvet vermek
23	Phrasals	bribe (someone) into (doing something) v.	(birine bir şey yapması) için para yedirmek
24	Phrasals	bribe into doing v.	yapması için rüşvet vermek
25	Phrasals	bribe into doing v.	yapması için para yedirmek
Trade/Economic
26	Trade/Economic	offering bribe n.	rüşvet teklif etme
27	Trade/Economic	asking a bribe n.	rüşvet isteme
Law
28	Law	receiving bribe n.	rüşvet alma
29	Law	bribe giver n.	rüşvet veren
30	Law	bribe money n.	rüşvet
31	Law	offer bribe to v.	rüşvet teklif etmek