davet

Meanings of "davet" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	davet	invitation n.
I have groups to attend, we have invitations, and we have meetings. Katılmam gereken gruplar var, davetlerimiz var ve toplantılarımız var. More Sentences
2	Common Usage	davet	summons n.
I do not know whether an official summons or invitation was issued, or whether it was declined. Resmi bir çağrı ya da davet yapılıp yapılmadığını ya da bunun reddedilip reddedilmediğini bilmiyorum. More Sentences
General
3	General	davet	challenge n.
Tom accepted Mary's challenge to a tennis match. Tom Mary'nin bir tenis maçına davetini kabul etti. More Sentences
4	General	davet	call n.
A few months ago I received a call from Mr Lemond. Birkaç ay önce Bay Lemond'dan bir davet aldım. More Sentences
5	General	davet	invitation n.
First of all I wish to thank the Parliament for its invitation to this debate today. Her şeyden önce Parlamento'ya bugün bu tartışmaya davet ettiği için teşekkür etmek istiyorum. More Sentences
6	General	davet	function n.
This ballroom is reserved for another function. Bu balo salonu başka bir davet için ayrılmıştır. More Sentences
Law
7	Law	davet	invitation n.
That is because it only allows for the invitation of eight or ten representatives of the social partners. Bunun nedeni, sadece sekiz ya da on sosyal ortak temsilcisinin davet edilmesine izin vermesidir. More Sentences
Ottoman Turkish
8	Ottoman Turkish	davet	dawah n.
He's doing dawah. Davet yapıyor. More Sentences
General
9	General	davet	citation n.
10	General	davet	calling n.
11	General	davet	bid n.
12	General	davet	monition n.
13	General	davet	party n.
14	General	davet	convocation n.
15	General	davet	call on n.
16	General	davet	feast n.
17	General	davet	vocation n.
18	General	davet	summons n.
19	General	davet	entertainment n.
20	General	davet	evocation n.
21	General	davet	entreatment [obsolete] n.
22	General	davet	rout n.
23	General	davet	invitational n.
24	General	davet	somonaunce n.

Meanings of "davet" with other terms in English Turkish Dictionary : 327 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	davet etmek	invite v.
I would like to make that quite clear before I invite President Prodi to speak. Başkan Prodi'yi konuşmaya davet etmeden önce şunu açıkça belirtmek isterim. More Sentences
2	Common Usage	davet etmek	summon v.
I've been summoned. Davet edildim. More Sentences
General
3	General	yemekli davet	dinner party n.
We are having ten guests at the dinner party. Yemekli davete on misafir alıyoruz. More Sentences
4	General	öğle yemeği (davet olarak verilen)	luncheon n.
The luncheon was attended by prominent guests. Öğle yemeğine önde gelen konuklar katıldı. More Sentences
5	General	ihaleye davet	invitation to tender n.
Last year there was some delay with certain invitations to tender. Geçen yıl bazı ihale davetlerinde gecikmeler yaşanmıştır. More Sentences
6	General	davet mektubu	letter of invitation n.
We had already sent the letters of invitation to the party. Zaten davet mektuplarını partiye gönderdik. More Sentences
7	General	nazik davet	kind invitation n.
I thank you for this kind invitation. Bu nazik davetiniz için teşekkür ederim. More Sentences
8	General	davet sahibi	host n.
I could tell that our host was very experienced at dinner parties. Anlıyordum ki davetimizin sahibi akşam yemeği partileri konusunda çok deneyimliydi. More Sentences
9	General	davet etmek	ask v.
I never asked you to dinner. Seni akşam yemeğine davet etmedim. More Sentences
10	General	davet etmek	ask to v.
Tom likes both Mary and Alice and can't decide who to ask to the dance this weekend. Tom hem Mary'den hem de Alice'ten hoşlanıyor ve bu hafta sonu dansa kimi davet edeceğine karar veremiyor. More Sentences
11	General	yemeğe davet etmek	dine v.
The Tanakas invited me to dine with them. Tanaka'lar beni yemeğe davet ettiler. More Sentences
12	General	davet edilmek	be invited v.
Tom has been invited to a party. Tom bir partiye davet edildi. More Sentences
13	General	davet etmek	call v.
I call upon you, ladies and gentlemen, to support these efforts. Bayanlar ve baylar, sizleri bu çabaları desteklemeye davet ediyorum. More Sentences
14	General	davet etmek	challenge v.
This House should challenge other Member States to match Britain's example. Bu Meclis diğer Üye Devletleri de İngiltere'nin örneğine uymaya davet etmelidir. More Sentences
15	General	davet etmek	summon v.
I think you know why I summoned you. Seni neden davet ettiğimi bildiğini düşünüyorum. More Sentences
16	General	davet etmek	invite v.
If so, I invite them to do so now. Eğer öyleyse, onları şimdi bunu yapmaya davet ediyorum. More Sentences
17	General	davet etmek	call on v.
We therefore call on the competent committee to initiate its own report on this issue. Bu nedenle yetkili komiteyi bu konuda kendi raporunu hazırlamaya davet ediyoruz. More Sentences
18	General	(düello vb.) davet etmek	challenge v.
I challenge you to a duel! Seni düelloya davet ediyorum! More Sentences
Speaking
19	Speaking	davet edildin mi?	are you invited expr.
Were you invited to Tom's party? Tom'un partisine davet edildin mi? More Sentences
Law
20	Law	davet etmek	invite v.
I can only invite all national states to heed this law. Tüm ulusal devletleri bu yasayı dikkate almaya davet ediyorum. More Sentences
Technical
21	Technical	davet mektubu	letter of invitation n.
We had already sent the letters of invitation to the party. Partiye davet mektuplarını çoktan göndermiştik. More Sentences
22	Technical	ihaleye davet	invitation to tender n.
First that, when applications are made, the invitation to tender should be clear, unequivocal and straightforward. İlk olarak, başvurular yapıldığında, ihaleye davet açık, net ve anlaşılır olmalıdır. More Sentences
Computer
23	Computer	davet et	invite expr.
Invite your friend for dinner. Arkadaşını yemeğe davet et. More Sentences
Common Usage
24	Common Usage	düelloya davet etmek	challenge v.
25	Common Usage	dövüşe davet etmek	challenge v.
General
26	General	düelloya davet için yere atılan eldiven	gantlet n.
27	General	düelloya davet için yere atılan eldiven	gage n.
28	General	matem çanı ile ilan veya davet etme	knelling n.
29	General	ilave olunan juri üyelerinin davet listesi	tales n.
30	General	düelloya davet için yere atılan eldiven	gauntlet n.
31	General	sosyeteye ilk kez davet edilen kız	deb n.
32	General	davet veren kimse	host n.
33	General	yatıya kalmalı davet	pajama party n.
34	General	yatıya kalmalı davet	sleepover n.
35	General	yatıya kalmalı davet	slumber party n.
36	General	davet edilen	invitee n.
37	General	davet sahibi	invitor n.
38	General	kapısı herkese açık davet	open house n.
39	General	ihaleye davet	call for tenders n.
40	General	teklife davet	invitation to tender n.
41	General	davet mektubu	invitation letter n.
42	General	düelloya davet etme	challenge to fight n.
43	General	davet edilen kimse	invitee n.
44	General	davet eden	inviter n.
45	General	davet sahibi	inviter n.
46	General	misafirlere kanape gibi ordövr türü ikramların yapıldığı davet	canape reception n.
47	General	davet eden kimse	invitor n.
48	General	resmi olmayan davet	informal invitation n.
49	General	özel davet	special invitation n.
50	General	düğüne davet etmek amacıyla gönderilen ön davetiye	save the date n.
51	General	ispata davet	challenge n.
52	General	(resmi) davet	call n.
53	General	toplantıya davet	calling together n.
54	General	düelloya davet etme	champion [obsolete] n.
55	General	yemek sonrası konuşma yapıp insanları kadeh kaldırmaya davet eden kadın	toast mistress n.
56	General	insanları kadeh kaldırmaya davet eden kimse	toaster n.
57	General	insanları kadeh kaldırmaya davet eden kimse	wassailer n.
58	General	kadeh kaldırıp konuşmacıları davet eden kimse	symposiarch n.
59	General	belirli bir dini törene resmi davet	vocation n.
60	General	fakirlere yardım için arkadaşlarını fakir birinin evinde içkiye davet etmek	bidale n.
61	General	müzakereye davet etmek için çalınan çan	mote bell n.
62	General	dövüşe davet	glove n.
63	General	cazip davet	comether [dialect] n.
64	General	davet etme	invitement [obsolete] n.
65	General	önemli birinin evinde verdiği sosyetik davet	saloon n.
66	General	tek seferlik davet	shot n.
67	General	büyük davet	crush n.
68	General	(litürjide) cemaati şükran ibadetine davet eden dua	sursum corda n.
69	General	davet etmek	bid v.
70	General	davet etmek	evoke v.
71	General	toplantıya davet etmek	convoke v.
72	General	birini içeriye davet etmek	invite someone in v.
73	General	düşmanı teslim olmaya davet etmek	evocate v.
74	General	davet etmek	invoke v.
75	General	davet etmek	call in v.
76	General	davet vermek	host v.
77	General	dansa davet etmek	ask somebody to dance v.
78	General	davet etmek (tehlike/hastalık vb'ni)	court v.
79	General	davet etmek	court v.
80	General	karşılaşmaya davet etmek	defy v.
81	General	davet etmek	invite on a date v.
82	General	davet etmek	convoke v.
83	General	eve davet etmek	ask over v.
84	General	davet etmek	ask out v.
85	General	emirle davet etmek	evocate v.
86	General	davet etmek	bade v.
87	General	içeri davet etmek	ask in v.
88	General	davet yapmak	have a party v.
89	General	davet çıkarmak	send invitation v.
90	General	davet edilmek	be asked to be present v.
91	General	ihaleye davet etmek	call for tender v.
92	General	istifaya davet etmek	call on someone to resign v.
93	General	istifaya davet etmek	urge resignation of v.
94	General	istifaya davet etmek	urge someone to resign v.
95	General	kapısı herkese açık davet vermek	keep open house v.
96	General	davet etmek	have round v.
97	General	eve davet etmek	invite to one's home v.
98	General	tanıklığa davet etmek	call the witness to testify v.
99	General	emirle davet etmek	summon v.
100	General	birini davet etmek	invite someone v.
101	General	ödemeye davet etmek	call for payment v.
102	General	saygı duruşuna davet etmek	call for a moment of silence v.
103	General	yeniden davet etmek	ask someone back v.
104	General	birisini (daha aşağıda bir bölgede olan) evine davet etmek/çağırmak	ask someone down v.
105	General	birini sahneye davet etmek	invite to the stage v.
106	General	birini sahneye davet etmek	invite someone to the stage v.
107	General	birini eve/yemeğe vb. davet etmek	invite someone over (for something) v.
108	General	akşam yemeğine davet etmek	invite to dinner v.
109	General	akşam yemeğine davet etmek	invite to have dinner v.
110	General	birini partiye davet etmek	invite someone to the party v.
111	General	yemeğe davet etmek	ask someone to dinner v.
112	General	içeriye davet etmek	ask someone in v.
113	General	bir baloya davet edilmek	be invited to a ball v.
114	General	davet kartı almak	receive an invitation card v.
115	General	partiye davet edilmeden gitmek	crash a party v.
116	General	soruyu davet etmek	beg the question v.
117	General	(mahkemeye/davaya) davet etmek	call v.
118	General	göreve davet etmek	admonish v.
119	General	davet etmek	advoke v.
120	General	başıyla davet etmek	nod v.
121	General	yeniden davet etmek	reinvite v.
122	General	davet etmek	kae v.
123	General	birini kendi isteğiyle davet etmek	woo v.
124	General	davet etmek	woo v.
125	General	davet etmek	hold v.
126	General	kadeh kaldırmaya davet etmek	give v.
127	General	tanıklığa davet etmek	obtest v.
128	General	davet etmek	desire [obsolete] v.
129	General	vicdana davet etmek	conscientize v.
130	General	vicdana davet etmek	conscientise v.
131	General	davet etmek	convene v.
132	General	(selamet ordusundan kimse) insanları hristiyanlığa davet etmek	fish v.
133	General	davet etmek	pray [obsolete] v.
134	General	davet etmek	preconizate v.
135	General	önceden davet etmek	preinvite v.
136	General	davet etmek	siren v.
137	General	davet etmek	sirenize v.
138	General	davet etmek	sirenise v.
139	General	davet etmek	cry [scotland] v.
140	General	davet etmek	becall v.
141	General	davet etmek	sompne v.
142	General	davet edilmemiş	uninvited adj.
143	General	davet edici	invitatory adj.
144	General	davet edilmiş	invited adj.
145	General	davet edilmeyen	unsolicited adj.
146	General	davet edilmemiş	unsummoned adj.
147	General	emirle davet edilmemiş	unsummoned adj.
148	General	davet edilen katılımcılarla sınırlı	invitational adj.
149	General	davet üzerine yapılan	invitational adj.
Phrasals
150	Phrasals	kavga/düelloya davet etmek	call out [slang] v.
151	Phrasals	bir araya gelmek için davet etmek	call in v.
152	Phrasals	davet etmek	knock up v.
153	Phrasals	eve davet etmek	call around v.
154	Phrasals	evine davet etmek	have (someone) around for (something) v.
155	Phrasals	davet etmek	trump up v.
156	Phrasals	(telefonla) evine davet etmek	call around v.
157	Phrasals	(birini) kavgaya, yarışmaya vs. davet etmek	challenge (someone) to (something) v.
158	Phrasals	(birini) kavgaya, yarışmaya vs. davet etmek	challenge someone to something v.
159	Phrasals	birisini içeriye davet etmek	ask someone in (some place) v.
160	Phrasals	bir yere davet etmek	ask out v.
161	Phrasals	birisini içeriye davet etmek	ask someone in v.
162	Phrasals	birisini içeriye davet etmek	ask someone into (some place) v.
163	Phrasals	birisini (kuzeydeki/yukarı bölgedeki) evine davet etmek	ask someone up v.
164	Phrasals	birini içeri davet etmek	invite someone in v.
165	Phrasals	birini içeri davet etmek	invite someone into some place v.
166	Phrasals	birisini dışarıya yemeğe vb. davet etmek	ask out v.
167	Phrasals	birisini içeriye davet etmek	ask in v.
168	Phrasals	bir yere davet etmek	invite out v.
169	Phrasals	Birini dışarıya bir şey (yemek vb.) için davet etmek	ask someone out to something v.
170	Phrasals	dışarıya davet etmek	invite out v.
171	Phrasals	davet etmek	call forward v.
172	Phrasals	el sallayarak birini içeri davet etmek	wave someone in v.
173	Phrasals	içeri davet etmek	invite in v.
174	Phrasals	kendi kendini davet etmek	intrude oneself into v.
175	Phrasals	(komşuyu/yakında oturan birisini) eve davet etmek	ask over v.
176	Phrasals	(komşuyu/yakında oturan birisini) eve davet etmek	ask someone over v.
177	Phrasals	(davet/parti) için giyinmek	dress for something v.
178	Phrasals	yukarıya davet etmek	ask up v.
179	Phrasals	(birini) bir etkinlik (yemek, parti, ziyaret) için evine davet etmek/çağırmak	have (someone) over (for something) v.
180	Phrasals	(birini bir şey) için evine davet etmek/çağırmak	have (someone) over (for something) v.
181	Phrasals	(birini) evinde (bir şeye) davet etmek/çağırmak	have (someone) over (for something) v.
182	Phrasals	birini evine davet etmek	have someone over v.
183	Phrasals	(bir şeye) davet edilmeden/kendi kendine dahil olmak	invite (someone or oneself) to (something) v.
184	Phrasals	(bir şeye) kendi kendini davet ettirmek	invite (someone or oneself) to (something) v.
185	Phrasals	(bir şeye) davet edilmeden katılmak	invite (someone or oneself) to (something) v.
186	Phrasals	(birini) içeriye davet etmek	ask (one) in v.
187	Phrasals	(birini bir yere) davet etmek	ask (one) in v.
188	Phrasals	(birini) içeriye davet etmek	ask (one) into v.
189	Phrasals	(birini bir yere) davet etmek	ask (one) into v.
190	Phrasals	(birini) bir etkinliğe davet etmek	ask (one) out v.
191	Phrasals	(birini) bir etkinlik için dışarı davet etmek	ask (one) out v.
192	Phrasals	(birini) uzak bir yere davet etmek	ask (one) out v.
193	Phrasals	(birini) yaşadığı yere/evine davet etmek	ask (one) over v.
194	Phrasals	tekrar davet etmek	ask back v.
195	Phrasals	yeniden davet etmek	ask back v.
196	Phrasals	bir daha davet etmek	ask back v.
197	Phrasals	birini iadeiziyarete çağırmak/davet etmek	ask someone back v.
198	Phrasals	daha önce kendisini ağırlayan birini evine davet etmek	ask someone back v.
199	Phrasals	daha aşağıda/güneyde olan evine çağırmak/davet etmek	ask down v.
200	Phrasals	birini bir şeye davet etmek	ask someone for something v.
201	Phrasals	birini bir şeye davet etmek	ask someone to something v.
202	Phrasals	bulunduğu yere göre kuzeyde kalan bir yere/evine davet etmek	ask up v.
203	Phrasals	yukarı bölgedeki evine davet etmek	ask up v.
204	Phrasals	evine davet etmek	have in v.
205	Phrasals	(birini bir konuda) düelloya davet etmek/çağırmak	call (one) on (something) v.
206	Phrasals	(birini bir konuda) karşılaşmaya davet etmek/çağırmak	call (one) on (something) v.
207	Phrasals	(birini bir şeye/bir şey yapmaya) çağırmak/davet etmek	call (one) on (something) v.
208	Phrasals	(birini bir şey yapmaya) davet etmek	call upon someone (to do something) v.
209	Phrasals	(birini bir şey yapmaya) davet etmek	call on someone (to do something) v.
210	Phrasals	(birini) bir şey yapmaya çağırmak/davet etmek	call on (someone) v.
211	Phrasals	birini/bir şeyi göreve çağırmak/davet etmek	call someone or something out v.
212	Phrasals	birini düelloya davet etmek	call someone out v.
213	Phrasals	birini kapışmaya çağırmak/davet etmek	call someone out v.
214	Phrasals	(birini bir şey yapmaya) çağırmak/davet etmek	call upon (someone) v.
215	Phrasals	kavgaya, yarışmaya davet etmek	challenge to v.
216	Phrasals	eğlenceli hikayeleri sayesinde bir yemeğe/buluşmaya davet edilmek	dine out on something v.
217	Phrasals	(birini bir şey için) evine/yaşadığı yere davet etmek	invite (one) over (for something) v.
218	Phrasals	(birinin evindeki/yaşadığı yerdeki bir şeye) davet edilmeden katılmak	invite (oneself) over (for something) v.
219	Phrasals	içeri davet etmek	invite into some place v.
220	Phrasals	evine/yaşadığı yere davet etmek	invite over v.
221	Phrasals	-e davet etmek	invite to v.
222	Phrasals	(bir şeyi) davet eden durumda	ripe for (something) v.
223	Phrasals	(birini bir yere) davet etmek	summon (one) to v.
224	Phrasals	-e davet etmek	summon to v.
225	Phrasals	(bir şey yapmaya) davet etmek	welcome to (do something) v.
Colloquial
226	Colloquial	beklenmedik davet	fiddler's bidding n.
227	Colloquial	son anda yapılan davet	fiddler's bidding n.
228	Colloquial	bir yemeğe davet edilmek	dine out on v.
229	Colloquial	kavgaya davet etmek	fling down a challenge v.
230	Colloquial	kapısı herkese açık davet vermek	have open house v.
231	Colloquial	(birini bir şey, yemek, parti için) bulunduğu yerin daha yukarısında veya kuzeyinde bir yere davet etmek	have (someone) up (for something) v.
232	Colloquial	birini evine davet etmek	have someone in v.
233	Colloquial	birini iade-i ziyarete davet etmek	have someone back v.
234	Colloquial	önceden misafir olduğu birini kendi yerine davet etmek	have someone back v.
235	Colloquial	(birini) evine çağırmak/davet etmek	ask (one) around v.
236	Colloquial	rakibi dövüşe davet etmek	get it on v.
237	Colloquial	davet üzerine maça giden (futbol seyircisi)	prawn-sandwich adj.
238	Colloquial	beni davet ettiğiniz/ettiğin için teşekkür ederim	thank you for having me expr.
239	Colloquial	resmi bir yere birlikte gidilebilecek/davet edilebilecek kadar iyi görünümlü biri	pfd (potential formal date) abrev.
Idioms
240	Idioms	meydan okumaya davet etme	a call to arms n.
241	Idioms	umulmadık şekilde ya da son dakikada gelen davet	fiddler's bidding n.
242	Idioms	son dakikada gelen davet	fiddler's bidding n.
243	Idioms	beklenmedik şekilde ya da son dakikada gelen davet	fiddler's bidding n.
244	Idioms	sürpriz davet	fiddler's bidding n.
245	Idioms	davet yemeği	rubber chicken dinner n.
246	Idioms	davet çıkarma	welcoming mat n.
247	Idioms	(birine) ne zaman isterse gelip gitmesi için davet	an open invitation (to somebody) n.
248	Idioms	evine çağırmak/davet etmek	ask (someone) round v.
249	Idioms	davet etmek	have (someone) up (for something) v.
250	Idioms	afeti davet etmek	court disaster v.
251	Idioms	davet vermek	throw a party v.
252	Idioms	felaketi davet etmek	court disaster v.
253	Idioms	nezaketen/nezaket icabı davet etmek	invite someone out of courtesy v.
254	Idioms	kadeh kaldırmaya davet etmek	propose a toast v.
255	Idioms	sükunete davet etmek	call to order v.
256	Idioms	savaşmaya ya da düelloya davet etmek	throw down the gauntlet v.
257	Idioms	sessizliğe davet etmek	call to order v.
258	Idioms	(özellikle bir davet için) çok şık giyinmek	be dressed up to the nines v.
259	Idioms	birini bulunduğu yerin daha güneyindeki bir yere davet etmek	have someone down v.
260	Idioms	birini açık oynamaya davet etmek	call someone's bluff v.
261	Idioms	(birini bir şey için) eve çağırmak/davet etmek	have (one) in (for something) v.
Speaking
262	Speaking	beni davet ettiğin için çok teşekkür ederim	thank you so much for inviting me expr.
263	Speaking	beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim	thank you so much for inviting me expr.
264	Speaking	beni davet ettiğin için teşekkür ederim	thank you for inviting me expr.
265	Speaking	onları ben davet etmedim	I didn't invite them expr.
266	Speaking	neden beni davet ettin?	why did you invite me? expr.
267	Speaking	beni davet ettiğiniz için teşekkür ederim	thank you for inviting me expr.
Trade/Economic
268	Trade/Economic	açık artırmaya davet etme	invite bids for n.
269	Trade/Economic	davet listesi	bidders list n.
270	Trade/Economic	ihale davet mektubu	invitation to tender n.
271	Trade/Economic	ihale davet mektubu	tender invitation letter n.
272	Trade/Economic	ihale davet mektubu	letter of invitation to tender n.
273	Trade/Economic	ihaleye davet	invitation for bid (ding) n.
274	Trade/Economic	müşterek davet bütçesi	joint call budget n.
275	Trade/Economic	paylarını tamamen ödememiş hisse senedi sahiplerini ödemeye davet	call n.
276	Trade/Economic	sözleşmeye davet yazısı/mektubu	letter of award n.
277	Trade/Economic	toplantıya davet ilanı	notice of meeting n.
278	Trade/Economic	izaha davet	invitation to explain n.
279	Trade/Economic	hisse ortaklığına davet etmek	syndicate v.
Law
280	Law	toplantıya davet	convocation n.
281	Law	alacaklının ilan ile davet edilmesi	citation of creditor n.
282	Law	davet müzekkeresi	breve n.
283	Law	davet etme	citation n.
284	Law	infaza davet	invitation of execution n.
285	Law	icaba davet	invitation to deal n.
286	Law	icaba davet	invitatio ad offerendum n.
287	Law	ilan yoluyla mahkemeye davet	summons by publication n.
288	Law	icaba davet	invitation to treat n.
289	Law	karşılığını ödemediği hissesini ödemeye davet	call n.
290	Law	müdafii davet	invitation of defense counsel n.
291	Law	resmi emirle davet	summons n.
292	Law	tescile davet	invitation to register n.
293	Law	düelloya davet etmek	wage battle v.
294	Law	ikrara davet ihbarına cevap vermemek	failure to respond to a notice to admit v.
295	Law	mahkemeye davet etmek	cite v.
296	Law	mahkemeye davet etmek	summonsuite v.
297	Law	tanıklık için davet etmek	call witness v.
298	Law	tanıklığa davet etmek	call to witness v.
299	Law	tanıklığa davet etmek	obtest v.
Politics
300	Politics	davet yazısı	letter of invitation n.
301	Politics	davet edilen ülke	invited country n.
302	Politics	davet yazısı	invitation letter n.
303	Politics	resmi davet	official invitation n.
304	Politics	davet etmek	extend an invitation v.
305	Politics	toplantıya davet etmek	convocate a meeting v.
Technical
306	Technical	ihaleye davet	call for tenders n.
Computer
307	Computer	diğerlerini davet et	invite others expr.
308	Computer	yalnızca davet et	invite only expr.
Gastronomy
309	Gastronomy	haşlanmış deniz ürünü yemeğinin servis edildiği davet	boil n.
Social Sciences
310	Social Sciences	uzakta ikamet edip toplumla bir araya gelmek üzere davet edilmiş kimse	corresponding member of a society n.
History
311	History	düelloya davet etmek	throw down the gauntlet v.
Religious
312	Religious	dine davet eden ve kuran ile sünnetleri öğreten islami hareket	evangelicalism n.
313	Religious	(kilise ayinlerinde) duaya davet	invitatory n.
314	Religious	duaya davet için söylenen ilahi	invitatory n.
315	Religious	tanrının davet etmediği	uncalled adj.
Military
316	Military	davul ya da trampet çalarak düşmanı barış görüşmesine davet etme	chamade n.
Football
317	Football	sağlık görevlilerini oyun alanına davet etmek	allow the first aiders to enter the field of play v.
Music
318	Music	kızların erkekleri davet ettiği dans veya parti	turnabout n.
Theatre
319	Theatre	sanatçıları gösteriyi başlatmaya davet eden çağrı	places n.
320	Theatre	sanatçıları gösteriyi başlatmaya davet eden çağrı	places n.
Abbreviation
321	Abbreviation	ulusal davet turnuvası	nit (national invitational tournament) n.
Archaic
322	Archaic	bir yere davet etmek	lathe v.
323	Archaic	düğüne davet etmek	lathe v.
324	Archaic	cenazeye davet etmek	lathe v.
Slang
325	Slang	düelloya davet etmek	demand satisfaction v.
326	Slang	sahneye davet etmek	give it up for (someone) v.
Modern Slang
327	Modern Slang	misafirlerin sıradan bir etkinliğe davet edilir gibi davet edildiği ve gelin ve damadın sürpriz bir şekilde evlendiği düğün	ambush wedding n.