give

Meanings of "give" in Turkish English Dictionary : 168 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	give v.	vermek
I also wish to thank him for the favourable response he has given to the amendments I tabled. Ayrıca, sunduğum değişiklik önergelerine verdiği olumlu yanıt için kendisine teşekkür etmek istiyorum. More Sentences
General
2	General	give v.	bakmak
We did not even give it a second look. İkinci kez bakmadık bile. More Sentences
3	General	give v.	bahşetmek
But God gave a great victory to Israel. Ancak Tanrı İsrail'e büyük bir zafer bahşetti. More Sentences
4	General	give v.	göstermek
She also calls on the European Parliament to give the implementation of the Cotonou agreement the attention it deserves. Ayrıca Avrupa Parlamentosu'nu Cotonou anlaşmasının uygulanmasına hak ettiği ilgiyi göstermeye çağırmaktadır. More Sentences
5	General	give v.	getirmek
Let me make that clearer by giving some examples. Bazı örnekler vererek bunu daha açık hale getireyim. More Sentences
6	General	give v.	hibe etmek
I'm giving my car away. Arabamı hibe ediyorum. More Sentences
7	General	give v.	vermek
At this stage, therefore, we cannot give any more statistics. Dolayısıyla bu aşamada daha fazla istatistik veremeyiz. More Sentences
8	General	give v.	tanımak
That will also give the committee some more time to deliberate on the matter and make sure that the text is correct. Bu aynı zamanda komiteye konu üzerinde düşünmesi ve metnin doğruluğundan emin olması için biraz daha zaman tanıyacaktır. More Sentences
9	General	give v.	hediye etmek
Tom gave Mary a shawl for her birthday. Tom, Mary'ye doğum günü için bir şal hediye etti. More Sentences
10	General	give v.	eğilmek
The bamboo gave but did not break. Bambu eğildi ama kırılmadı. More Sentences
11	General	give v.	düzenlemek
King John gave his father a magnificent funeral. Kral John babasına muhteşem bir cenaze töreni düzenledi. More Sentences
12	General	give v.	armağan etmek
I want to give you a bicycle for your birthday. Doğum günün için sana bir bisiklet armağan etmek istiyorum. More Sentences
13	General	give v.	bulaştırmak
Tom gave me a bad cold. Tom bana kötü bir nezle bulaştırdı. More Sentences
14	General	give v.	(hastalık) geçirmek
He gave his cold to me. Nezlesi bana da geçti. More Sentences
15	General	give v.	izin vermek
I gave them the morning off. Onlara sabah izni verdim. More Sentences
16	General	give v.	tahsis etmek
It is imperative that new priorities are given new financial resources. Yeni önceliklere yeni mali kaynakların tahsis edilmesi zorunludur. More Sentences
17	General	give v.	(hesaplama veya ölçüm) sonucu vermek
Thus a combination of growth and reform can indeed give the desired result. Dolayısıyla büyüme ve reformun bir araya gelmesi gerçekten de istenen sonucu verebilir. More Sentences
18	General	give v.	tarif etmek
Can you give me directions to the subway station? Bana metro istasyonunu tarif edebilir misiniz? More Sentences
19	General	give v.	adamak
Sami decided to give his heart to Islam. Sami kalbini İslam'a adamaya karar verdi. More Sentences
20	General	give v.	kabul etmek
The teacher gave way to the students' demand. Öğretmen öğrencilerin talebini kabul etti. More Sentences
21	General	give n.	uysallık
22	General	give n.	esneklik
23	General	give n.	yumuşaklık
24	General	give n.	baskıya boyun eğme
25	General	give n.	baskıya boyun eğme eğilimi
26	General	give v.	devretmek
27	General	give v.	teslim olmak
28	General	give v.	koparmak
29	General	give v.	sebep olmak
30	General	give v.	yaymak
31	General	give v.	açılmak
32	General	give v.	esnek davranmak
33	General	give v.	erimek
34	General	give v.	çekilmek
35	General	give v.	çökmek
36	General	give v.	bitmek
37	General	give v.	gitmek
38	General	give v.	esnemek
39	General	give v.	itiraf etmek
40	General	give v.	ödemek
41	General	give v.	yapıvermek
42	General	give v.	bel vermek
43	General	give v.	miras bırakmak
44	General	give v.	vasiyetle bırakmak
45	General	give v.	resmi olarak bağışlamak
46	General	give v.	resmi olarak hibe etmek
47	General	give v.	uyum sağlamak
48	General	give v.	başkasının tasarrufuna vermek
49	General	give v.	yiyecek veya içecek temin etmek
50	General	give v.	kutsal işlem olarak yapmak
51	General	give v.	ilaç olarak vermek
52	General	give v.	belirli amaç için teslim etmek
53	General	give v.	başkasına devretmek
54	General	give v.	ebeveyn otoritesini başkasına vermek
55	General	give v.	(manevi bir şeyi) sunmak
56	General	give v.	hizmetine sunmak
57	General	give v.	teklif etmek
58	General	give v.	maruz bırakmak
59	General	give v.	cinsel olarak bir erkeğe teslim olmak
60	General	give v.	halk için gerekli bir görevi yerine getirmek
61	General	give v.	vermek (belirti)
62	General	give v.	göstermek (belirti)
63	General	give v.	(arma, amblem) sahip olmak
64	General	give v.	(arma, amblem) sergilemek
65	General	give v.	(yemek) düzenlemek
66	General	give v.	ağırlamak
67	General	give v.	kadeh kaldırmaya davet etmek
68	General	give v.	paylaştırmak
69	General	give v.	(isim) vermek
70	General	give v.	isimlendirmek
71	General	give v.	veri olarak belirlemek
72	General	give v.	farz etmek
73	General	give v.	(fikri veya konuşmayı) atfetmek
74	General	give v.	ürün olarak vermek
75	General	give v.	sonucunu getirmek
76	General	give v.	etkisini vermek
77	General	give v.	üretmek
78	General	give v.	ifade etmek
79	General	give v.	dünyaya getirmek
80	General	give v.	satmak
81	General	give v.	para karşılığı teslim etmek
82	General	give v.	cezaya uğratmak
83	General	give v.	ateşe tutmak
84	General	give v.	tahliye etmek
85	General	give v.	(ses) vermek
86	General	give v.	(ses) çıkarmak
87	General	give v.	seslendirmek
88	General	give v.	sözlü olarak ifade etmek
89	General	give v.	dile getirmek
90	General	give v.	dilemek
91	General	give v.	resmi kararla hükmetmek
92	General	give v.	yasal yetkiyle karar vermek
93	General	give v.	tasvir etmek
94	General	give v.	ilan etmek
95	General	give v.	bilgi aktarmak
96	General	give v.	kayıp vermek
97	General	give v.	feda etmek
98	General	give v.	salık vermek
99	General	give v.	bağlılık nedeniyle sunmak
100	General	give v.	serbestçe uygulamak
101	General	give v.	tümüyle uygulamak
102	General	give v.	vakfetmek
103	General	give v.	teminat olarak sunmak
104	General	give v.	güvence vermek
105	General	give v.	kaynağı olmak
106	General	give v.	kökeni olmak
107	General	give v.	menşei olmak
108	General	give v.	sahip olmasına izin vermek
109	General	give v.	almasına müsaade etmek
110	General	give v.	ödün vermek
111	General	give v.	umursamak
112	General	give v.	telefon bağlantısı yapmak
113	General	give v.	fiziksel güce boyun eğmek
114	General	give v.	baskıya boyun eğmek
115	General	give v.	baskıya tepki göstermek
116	General	give v.	uygulanan kuvvet veya basınçla çökmek
117	General	give v.	yıkılmak
118	General	give v.	pes etmek
119	General	give v.	imtiyazı kabul etmek
120	General	give v.	taviz vermek
121	General	give v.	ılımak (hava)
122	General	give v.	ısınmak (hava)
123	General	give v.	erimek (donmuş toprak)
124	General	give v.	çözülmek (donmuş toprak)
125	General	give v.	(bir yere) manzarası olmak
126	General	give v.	(bir yere) açılmak
127	General	give v.	meydana gelmek
128	General	give v.	vuku bulmak
129	General	give v.	olmak
130	General	give v.	gerçekleşmek
131	General	give v.	kayba katlanmak
132	General	give v.	fedakarlıkta bulunmak
133	General	give v.	katkıda bulunmak
134	General	give v.	iyi niyetle sunmak
135	General	give v.	taahhüt etmek
136	General	give v.	eğlence olarak sunmak
137	General	give v.	geçici olarak başkasının tasarrufuna vermek
138	General	give v.	babalık etmek
139	General	give v.	baba olmak
140	General	give v.	ilişkilerde verici olmak
141	General	give v.	geçit vermek
142	General	give v.	yönelmek
143	General	give v.	açmak
144	General	give v.	yol göstermek
145	General	give v.	değer vermek
146	General	give v.	tam olarak uygulamak
147	General	give v.	serbestçe uygulamak
148	General	give v.	hayır işi yapmak
149	General	give v.	(eşya vb.) uzatmak
150	General	give v.	doğruluğunu kabullenmek
151	General	give v.	(tat, dokunuş) katmak
152	General	give v.	(eğlence, etkinlik) düzenlemek
153	General	give v.	(ceza) uygulamak
154	General	give v.	(erkeğe) kendini teslim etmek
Irregular Verb
155	Irregular Verb	give v.	gave - given
Colloquial
156	Colloquial	give v.	uçlanmak
157	Colloquial	give v.	(süre) vermek
158	Colloquial	give v.	süre tahmini yapmak
Law
159	Law	give v.	jüri kararı ile hüküm vermek
Sport
160	Sport	give v.	(krikette) dış meydanı oyuncusunu oyundan atmak
Archaic
161	Archaic	give v.	eğilim göstermek
162	Archaic	give v.	meyletmek
163	Archaic	give v.	ticarette temin etmek
164	Archaic	give v.	para etmek
165	Archaic	give v.	para getirmek
166	Archaic	give v.	gelir sağlamak
167	Archaic	give v.	darbe indirmek
168	Archaic	give v.	saldırmak

Meanings of "give" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	give a speech v.	konuşma yapmak
I have to give a speech in French next Monday. Gelecek Pazartesi Fransızca konuşma yapmam gerekiyor. More Sentences
2	Common Usage	give in v.	pes etmek
The Presidency gave in and the ban remained in place. Başkanlık pes etti ve yasak yürürlükte kaldı. More Sentences
3	Common Usage	give birth v.	doğurmak
She gave birth on Monday to her first child. Pazartesi günü ilk çocuğunu doğurdu. More Sentences
4	Common Usage	give up v.	bırakmak
More and more beekeepers, in all regions of the European Union, are giving up beekeeping. Avrupa Birliği'nin tüm bölgelerinde giderek daha fazla arıcı arıcılığı bırakıyor. More Sentences
5	Common Usage	give up v.	vazgeçmek
If today we give up any coordination of economic policies, what will be left of our ability to use the euro? Bugün ekonomi politikalarının koordinasyonundan vazgeçersek, Euro'yu kullanma kabiliyetimizden geriye ne kalır ki? More Sentences
General
6	General	give an answer v.	yanıt vermek
She didn't give an answer to every question. O her soruya yanıt vermedi. More Sentences
7	General	give up hope v.	umudunu kesmek
They've simply given up hope. Sadece umutlarını kestiler. More Sentences
8	General	give up smoking v.	sigarayı bırakmak
I've given up smoking. Sigarayı bıraktım. More Sentences
9	General	give evidence v.	ifade vermek
He was called to give evidence. İfade vermek üzere çağrıldı. More Sentences
10	General	give out v.	bitmek
The supplies will give out soon. Kaynaklar yakında bitecek. More Sentences
11	General	give order v.	emir vermek
You don't give orders here. Burada emirler verme. More Sentences
12	General	give in v.	çökmek
The floor gave in under the weight of the heavy sculpture. Zemin, ağır heykelin ağırlığı altında çöktü. More Sentences
13	General	give away v.	hediye etmek
I gave away my bike. Bisikletimi hediye ettim. More Sentences
14	General	give in v.	teslim etmek
Please give in your report by the end of the day. Lütfen raporunuzu gün sonuna kadar teslim edin. More Sentences
15	General	give rise to v.	neden olmak
I believe that such a procedure would give rise to an irrelevant third party in the social dialogue. Böyle bir prosedürün sosyal diyalogda ilgisiz bir üçüncü tarafın ortaya çıkmasına neden olacağına inanıyorum. More Sentences
16	General	give away v.	ele vermek
Maybe they don't want to give away their positions. Belki de pozisyonlarını ele vermek istemiyorlar. More Sentences
17	General	give chase v.	kovalamak
The lioness finally gave chase to the gazelle. Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı. More Sentences
18	General	give way v.	dayanamamak
His knees gave way. Dizleri dayanamadı. More Sentences
19	General	give way v.	yıkılmak
The wall gave way in the earthquake. Depremde duvar yıkıldı. More Sentences
20	General	give a dinner v.	yemek vermek
We're giving a dinner for Tom. Tom için bir yemek vereceğiz. More Sentences
21	General	give birth v.	doğum yapmak
If we’re truly a nation of family values, we wouldn’t put up with the fact that many women can’t even get a paid day off to give birth. Eğer gerçekten aile değerlerine sahip bir ulus olsaydık, pek çok kadının doğum yapmak için ücretli bir gün bile izin alamamasına göz yummazdık. More Sentences
22	General	give permission v.	izin vermek
There have been workers who, in spite of everything, have been given permission to leave Palestine and work in Israel. Her şeye rağmen Filistin'den ayrılmalarına ve İsrail'de çalışmalarına izin verilen işçiler olmuştur. More Sentences
23	General	give a damn v.	takmak
Who gives a damn. Kim takar. More Sentences
24	General	give hope to v.	umut vermek
Mr Méndez de Vigo, this report gives hope to many of us. Bay Méndez de Vigo, bu rapor birçoğumuza umut veriyor. More Sentences
25	General	give up v.	istifa etmek
Mary gave up. Mary istifa etti. More Sentences
26	General	give a lecture v.	ders anlatmak
Our teacher hates his students to ask questions while he is giving a lecture. Öğretmenimiz ders anlatırken öğrencilerinin soru sormasından nefret eder. More Sentences
27	General	give a lecture v.	konferans vermek
The scientist gave a lecture on the structure of the universe. Bilim insanı, evrenin yapısı üzerine bir konferans verdi. More Sentences
28	General	give away v.	hediye olarak vermek
I gave away the table because it does not fit in the living room. Oturma odasına uymadığı için masayı hediye olarak verdim. More Sentences
29	General	give birth to v.	doğurmak (çocuk/yavru)
Secondly, this treaty is now to give birth to a research fund. Birincisi, bu anlaşma artık bir araştırma fonu doğuracaktır. More Sentences
30	General	give up v.	teslim etmek
The police asked the criminal to give up his gun. Polis suçludan silahını teslim etmesini istedi. More Sentences
31	General	give advice v.	öğüt vermek
Giving advice to him is like talking to a brick wall. Ona öğüt vermek duvara konuşmak gibi bir şey. More Sentences
32	General	give vent to v.	açığa vurmak
He is apt to give vent to his feelings. Duygularını açığa vurmaya meyillidir. More Sentences
33	General	give an interview v.	röportaj vermek
He refused to give an interview. Röportaj vermeyi reddetti. More Sentences
34	General	give in v.	teslim olmak
Would dedicating a resolution from this House on extreme poverty on this occasion be giving in to opportunism? Bu vesileyle bu Meclisten aşırı yoksullukla ilgili bir karar çıkarmak fırsatçılığa teslim olmak anlamına gelir mi? More Sentences
35	General	give off v.	çıkarmak
Plants give off oxygen as they make food. Bitkiler yemek yaparken oksijen çıkarır. More Sentences
36	General	give an answer v.	cevap vermek
Please be so good as to answer in writing if you are not able to give an answer straightaway. Lütfen hemen cevap veremeyecekseniz yazılı olarak cevap verme nezaketini gösteriniz. More Sentences
37	General	give in v.	kabullenmek
My mother finally has given in to my views. Annem sonunda görüşümü kabullendi. More Sentences
38	General	give a concert v.	konser vermek
When will they give a concert? Ne zaman konser verecekler? More Sentences
39	General	give a speech v.	bir konuşma yapmak
I had to give a speech. Bir konuşma yapmalıydım. More Sentences
40	General	give way v.	çökmek
The floor gave way. Zemin çöktü. More Sentences
41	General	give thanks v.	şükretmek
Give thanks for his life and comfort one another in our grief. Onun yaşamı için şükredin ve kederimizde birbirinizi teselli edin. More Sentences
42	General	give blood v.	kan vermek
We should be thanking and congratulating all those millions of people in Britain and throughout Europe who give blood. Britanya'da ve Avrupa genelinde kan veren milyonlarca insana teşekkür etmeli ve onları tebrik etmeliyiz. More Sentences
43	General	give shape to v.	şekil vermek
The main priority is to give shape to the future of the enlarged Union. Asıl öncelik, genişlemiş Birlik'in geleceğine şekil vermektir. More Sentences
44	General	give off v.	yaymak
The flowers give off a strong odor. Çiçekler güçlü bir koku yayıyor. More Sentences
45	General	give an injection v.	iğne yapmak
The nurse gave an injection to the patient. Hemşire hastaya iğne yaptı. More Sentences
46	General	give up v.	terk etmek
Real freedom can only be obtained when you give up all desires. Gerçek kurtuluş ancak bütün arzuları terk ettiğinizde elde edilebilir. More Sentences
47	General	give out v.	dağıtmak
A boy was giving out newspapers in the rain. Bir çocuk yağmurda gazete dağıtıyordu. More Sentences
48	General	give free rein v.	başıboş bırakmak
Terrorism must not be given free rein within the EU and, on that question, we all of course have a responsibility. Terörizm AB içerisinde başıboş bırakılmamalıdır ve bu konuda elbette hepimize sorumluluk düşmektedir. More Sentences
49	General	give a lecture v.	ders vermek
The professor gave a lecture on the Middle East. Profesör Orta Doğu hakkında ders verdi. More Sentences
50	General	give away v.	sırrı dışarı vermek
Why must you give away all of my secrets? Neden bütün sırlarımı dışarı vermek zorundasın? More Sentences
51	General	give instructions v.	talimat vermek
We have just given instructions to our committees. Komitelerimize az önce talimat verdik. More Sentences
52	General	give away v.	hibe etmek
I gave away my house. Evimi hibe ettim. More Sentences
53	General	give up v.	vazgeçmek
It offers clemency to those who give up armed, separatist resistance by 1 September of this year. Bu yılın 1 Eylül'üne kadar silahlı ve ayrılıkçı direnişten vazgeçenlere af önermektedir. More Sentences
54	General	give a thought v.	düşünmek
Let us also give a thought to other people's future. Diğer insanların geleceğini de düşünelim. More Sentences
55	General	give evidence v.	tanıklık etmek
He was called to give evidence. O, tanıklık etmek için çağrıldı. More Sentences
56	General	give out v.	tükenmek
The supplies will give out soon. Malzemeler yakında tükenecek. More Sentences
57	General	give thought to v.	düşünmek
For the time after that we shall have to give thought to how it is to look. Bundan sonra nasıl görüneceğini düşünmemiz gerekecek. More Sentences
58	General	give rise to v.	yol açmak
The type of undertaking that we envisage does not give rise to insurmountable obstacles. Öngördüğümüz girişim türü aşılamaz engellere yol açmamaktadır. More Sentences
59	General	give up v.	pes etmek
It is a question of never giving up and of being honest. Asla pes etmeme ve dürüst olma meselesidir. More Sentences
60	General	give rise to v.	sebebiyet vermek
Her unusual behavior gave rise to our suspicions. Onun alışılmadık davranışları bizim şüphelere sebebiyet verdi. More Sentences
Common Usage
61	Common Usage	give shape v.	şekil vermek
62	Common Usage	give an order v.	sipariş vermek
63	Common Usage	give a lesson v.	ders vermek
General
64	General	give and take n.	uzlaşma
65	General	give-and-take n.	uzlaşma
66	General	give-and-take n.	karşılıklı özveri
67	General	give-and-take n.	uyuşma
68	General	give and take n.	canlı fikir alışverişi
69	General	give and take n.	beyin fırtınası
70	General	give and take n.	canlı sohbet
71	General	give and take n.	eşit şartlarda yapılan fikir alışverişi
72	General	give and take n.	eşit şartlarda yapılan laf yarışı
73	General	give and take n.	hazırcevap sözlerle dolu konuşma
74	General	give and take n.	hazırcevap
75	General	give and take n.	hazırcevaplık
76	General	give and take n.	şakalaşma
77	General	give-and-take n.	iyi niyetli fikir alışverişi
78	General	give one a black eye v.	bir gözünü patlatmak
79	General	give a bias to v.	peşin hüküm vermek
80	General	give name v.	adlandırılmak
81	General	give testimony v.	şahitlik etmek
82	General	give offense v.	gücendirmek
83	General	give the lie to something v.	birşeyin doğru olmadığını ispatlamak
84	General	give someone an evil eye v.	kötü gözle bakmak
85	General	give the alarm v.	tehlike işareti vermek
86	General	give preference to v.	tercih etmek
87	General	give someone a scare v.	birini korkutmak
88	General	give each other the glad eye v.	paslaşmak
89	General	give in marriage v.	evlendirmek
90	General	give up something to somebody v.	helal etmek
91	General	give shape to v.	şekillendirmek
92	General	give off v.	kaçırmak
93	General	give a thrashing v.	dayak atmak
94	General	give off v.	neşretmek
95	General	give something off v.	yaymak
96	General	give a beating v.	ayağının altına almak
97	General	give a look v.	bakmak
98	General	give a polish v.	cilalamak
99	General	give flavour v.	lezzet katmak
100	General	give someone a round of applause v.	birini alkışlamak
101	General	give someone a start v.	birini irkiltmek
102	General	give way to something v.	yerine bırakmak
103	General	give up v.	feda etmek
104	General	give offense v.	kırmak
105	General	give a nickname v.	lakap takmak
106	General	give something a tip v.	devirmek
107	General	give affront to v.	kızdırmak
108	General	give the impression that v.	hissini vermek
109	General	give explanations to v.	açıklamalarda bulunmak
110	General	give somebody a good scolding v.	veriştirmek
111	General	give one's notice v.	istifasını vermek
112	General	give the sack v.	sepetlemek
113	General	give someone the glad eye v.	birine davetkar bir bakış yöneltmek
114	General	give somebody the thumbs up v.	tam not vermek
115	General	give weight to v.	büyük önem vermek
116	General	give a girl in marriage v.	kız vermek
117	General	give point to v.	vurgulamak
118	General	give a demonstration v.	tanıtım yapmak
119	General	give one's address v.	adres vermek
120	General	give the pips v.	keyfini kaçırmak
121	General	give a post v.	destek vermek
122	General	give a sharp reply v.	cevabı yapıştırmak
123	General	give out v.	bildirmek
124	General	give the sack v.	işten atmak
125	General	give a magic touch v.	renk katmak
126	General	give up v.	adamak
127	General	give an evasive reply v.	kaçamak cevap vermek
128	General	give a polish v.	parlatmak
129	General	give oneself airs v.	burnu havada olmak
130	General	give someone a raw deal v.	birine haksızlık etmek
131	General	give a vote of confidence v.	güvenoyu vermek
132	General	give directions v.	emir vermek
133	General	give hope v.	umut vermek
134	General	give somebody his due v.	hakkını vermek
135	General	give form v.	şekillendirmek
136	General	give someone a blank check v.	açık çek vermek
137	General	give an edge to v.	açmak (iştahı)
138	General	give eyeteeth for v.	bir şey için sağ kolunu feda etmek
139	General	give no quarter v.	aman vermemek
140	General	give a kick v.	tekmelemek
141	General	give in v.	kabul etmek
142	General	give an edge to v.	artırmak (keyif/öfke vb)
143	General	give someone rope v.	birini serbest bırakmak
144	General	give eyeteeth for v.	bir şeyi çok istemek
145	General	not to give a hoot v.	aldırış etmemek
146	General	give someone a lift v.	birini arabasına almak
147	General	give birth to v.	doğurmak
148	General	give over v.	kendini adamak
149	General	give somebody a loan v.	kredi vermek
150	General	give to deal v.	indirmek
151	General	give an oral report v.	tekmil vermek
152	General	give judgement v.	hükme bağlamak
153	General	give way at the knees v.	dizlerinin bağı çözülmek
154	General	give directions v.	açıklama yapmak
155	General	give quiz v.	yoklama yapmak
156	General	give someone a hand v.	birini alkışlamak
157	General	give something a wring v.	burmak
158	General	give one a tickle in one's throat v.	gıcıklamak
159	General	give one a tickle in one's throat v.	gıcık vermek
160	General	give out v.	yazılı kağıdı dağıtmak
161	General	give oneself up v.	teslim olmak
162	General	give a wide berth to v.	kaçınmaya dikkat etmek
163	General	give a name v.	ad vermek
164	General	give the procuration v.	vekalet vermek
165	General	give an eye to v.	göz atmak
166	General	give oneself airs v.	havalara girmek
167	General	give countenance to v.	teşvik etmek
168	General	give somebody up v.	umudunu kesmek
169	General	give a bad name v.	ad takmak
170	General	give off v.	koku vb'ni yaymak
171	General	give somebody a cold shoulder v.	ağırsamak
172	General	give a headline v.	başlık atmak
173	General	give somebody one's word v.	söz vermek
174	General	give somebody the cold shoulder v.	soğuk davranmak
175	General	give a present v.	hediye vermek
176	General	give close attention to v.	itina etmek
177	General	give rise to v.	sebep olmak
178	General	give umbrage v.	darıltmak
179	General	give a good account of oneself v.	kendini göstermek
180	General	give a free hand v.	tam serbestlik vermek
181	General	give carte blanche v.	açık kart vermek
182	General	give new meaning to v.	anlam kazandırmak
183	General	give oneself airs v.	hava atmak
184	General	give details v.	ayrıntılandırmak
185	General	give someone the pip v.	birinin canını sıkmak
186	General	give someone a shampoo v.	birinin saçını şampuanla yıkamak
187	General	give solace to v.	teselli etmek
188	General	give importance to v.	ilgi duymak
189	General	give in v.	istemeyerek razı olmak
190	General	give something the thumbs up v.	tam not vermek
191	General	give somebody written certification v.	senet vermek
192	General	give priority to v.	öncelik tanımak
193	General	give someone to understand something v.	birine bir şeyi ima etmek
194	General	give a promise v.	söz vermek
195	General	give a wrench to v.	ters anlamak
196	General	give someone a ring v.	birine telefon etmek
197	General	give somebody what for v.	yuvasını yapmak
198	General	give the stick v.	fırça atmak
199	General	give over v.	kesmek
200	General	give problem v.	sorun yaratmak
201	General	give the hump v.	canını sıkmak
202	General	give vent to v.	göstermek
203	General	give out v.	yaymak
204	General	give an opportunity v.	fırsat tanımak
205	General	give a fresh impetus to v.	canlandırmak
206	General	give an account of v.	hesap vermek
207	General	give up all worldly things v.	dünyadan elini eteğini çekmek
208	General	give shape v.	şekillendirmek
209	General	give somebody his marching orders v.	tezkeresini eline vermek
210	General	give form to v.	şekil vermek
211	General	give in v.	razı olmak
212	General	give an eye to v.	göz kulak olmak
213	General	give a good beating v.	pestilini çıkarmak
214	General	give rein to v.	dizginini salıvermek
215	General	give up hope of v.	umudunu kesmek
216	General	give offence v.	darıltmak
217	General	give someone the pip v.	birinin sinirine dokunmak
218	General	not to give a damn v.	iplememek
219	General	give a lesson v.	ders anlatmak
220	General	give someone one's word v.	birine söz vermek
221	General	give credence to something v.	inanmak
222	General	give an edge to v.	bilemek
223	General	give ear to v.	kulak vermek
224	General	give a free hand v.	tam yetki vermek
225	General	give way to something v.	kapılmak
226	General	give up v.	teslim olmak
227	General	give assault v.	hücuma geçmek
228	General	give out v.	çok yorulmak
229	General	give a mark v.	not vermek
230	General	give a wide berth to v.	uzak durmak
231	General	give smb. a whacking v.	pataklamak
232	General	give somebody peace v.	huzur vermek
233	General	give affront to v.	hakaret etmek
234	General	give an opportunity v.	fırsat sunmak
235	General	give birth v.	doğurmak (bebek vb)
236	General	give out smoke v.	tütmek
237	General	give oneself airs v.	beylik satmak
238	General	give someone the cold shoulder v.	birine soğuk davranmak
239	General	give work v.	görevlendirmek
240	General	give someone the creeps v.	birinin tüylerini ürpertmek
241	General	give a jerk v.	sarsmak
242	General	give a leg up v.	yardım etmek
243	General	give oneself a stretch v.	gerinmek
244	General	give a leg up v.	desteklemek
245	General	give up v.	el çekmek
246	General	give something publicity v.	açıklamak
247	General	give someone a cold welcome v.	birini soğuk karşılamak
248	General	not to give someone the time of day v.	muhatap olmamak
249	General	give a body to v.	şekil vermek
250	General	give somebody the slip v.	ekmek
251	General	give someone carte blanche v.	açık çek vermek
252	General	give hope to v.	umutlandırmak
253	General	give off v.	dışarı vermek (ısı/ışık)
254	General	give scope for v.	tanımak
255	General	give voice to v.	dile getirmek
256	General	give the lie to v.	yalanlamak
257	General	give oneself airs v.	afi kesmek
258	General	give a hint v.	çıtlatmak
259	General	give the meaning v.	anlamlandırmak
260	General	give chase v.	avın kokusunu alıp peşine düşmek (av köpeği)
261	General	not to give a shit v.	siklememek
262	General	give a good lesson v.	ders vermek
263	General	give one's life v.	kelleyi vermek
264	General	give a hug v.	sarılmak
265	General	give pleasure v.	zevk vermek
266	General	give someone the third degree v.	birini konuşturmak için işkence yapmak
267	General	give notice v.	önceden haber vermek
268	General	give something a wring v.	döndürerek sıkmak
269	General	give oneself away v.	foyası meydana çıkmak
270	General	give testimony v.	tanıklık etmek
271	General	give in charge v.	işi kabul etmek
272	General	give a bribe v.	rüşvet vermek
273	General	give a chance v.	fırsat sunmak
274	General	give rise to thought v.	düşündürmek
275	General	give a reward to somebody v.	mükafatlandırmak
276	General	give over v.	bırakmak
277	General	give notice v.	uyarmak
278	General	give a magic touch v.	renk getirmek
279	General	give something a stir v.	bir şeyi karıştırmak
280	General	give countenance to v.	desteklemek
281	General	give the alarm v.	alarm çalmak
282	General	give technical support v.	teknik destek vermek
283	General	give a miss v.	boş vermek
284	General	give someone shelter v.	birini korumak
285	General	give somebody the cold shoulder v.	yüz vermemek
286	General	give somebody a sniff of something v.	koklatmak
287	General	give somebody a hiding v.	sopa çekmek
288	General	give information v.	malumat vermek
289	General	give evidence v.	şahitlik etmek
290	General	give forth v.	yayınlamak
291	General	give a free hand v.	birine serbestlik tanımak
292	General	give something a wipe v.	silmek
293	General	give an account of oneself v.	kendisi hakkında hesap vermek
294	General	give as a gift v.	hediye etmek
295	General	give it a shot v.	denemek
296	General	give a play v.	bir piyes oynamak
297	General	give one's kind regards to v.	selam söylemek
298	General	give something prominence v.	bir şeyi ön plana çıkarmak
299	General	give somebody the sack v.	bohçasını koltuğuna vermek
300	General	give the sack v.	ilişiğini kesmek
301	General	give something a swirl v.	bir şeyi çalkalayarak döndürmek
302	General	give somebody the pip v.	hasta etmek
303	General	give somebody the thumbs up v.	tam puan vermek
304	General	give a sigh of relief v.	oh demek
305	General	give somebody one's condolences v.	başsağlığı dilemek
306	General	give a name v.	isim vermek
307	General	give oneself airs v.	kasılmak
308	General	give up the fight v.	abandone olmak
309	General	give way v.	kapılmak
310	General	give a name v.	adını koymak
311	General	give something some thought v.	bir şeyi iyice düşünmek
312	General	give out v.	sona ermek
313	General	give way v.	boyun eğmek
314	General	give up brigandage v.	düze inmek
315	General	give chance v.	fırsat vermek
316	General	give a blow with a whip v.	kamçı vurmak
317	General	give someone a tickle v.	birini gıdıklamak
318	General	give the stick v.	dayak atmak
319	General	give a start v.	başlatmak
320	General	give way to despair v.	ümitsizliğe kapılmak
321	General	give reason v.	neden göstermek
322	General	give in marriage v.	baş göz etmek
323	General	give offence v.	kırmak
324	General	give advice to v.	akıl vermek
325	General	give somebody sack v.	sepetlemek
326	General	give something a sweep v.	temizlemek
327	General	give short notice v.	bir işin yapılması için çok az zaman vermek
328	General	give someone a black look v.	birine kızgın bir şekilde bakmak
329	General	give complete authority to someone v.	açık kart vermek
330	General	give out v.	ilan etmek
331	General	give advice to v.	akıl öğretmek
332	General	give smb. gyp v.	cezalandırmak
333	General	give performances v.	icraatta bulunmak
334	General	give back v.	iade etmek
335	General	give no chance to recover v.	göz açtırmamak
336	General	give no respite to v.	göz açtırmamak
337	General	give someone a warm welcome v.	birini nezaket ve içtenlikle karşılamak
338	General	give himself up v.	kendini feda etmek
339	General	give smth. an airing v.	havalandırmak
340	General	give somebody a bawling out v.	alabandayı çekmek
341	General	give someone pause v.	birinin düşünmesine yol açmak
342	General	give marks to v.	not vermek
343	General	give useless advice v.	akıl satmak
344	General	give it one's best shot v.	elinden geleni yapmak
345	General	give umbrage v.	gücendirmek
346	General	give somebody a piece of good news v.	müjde vermek
347	General	give rise to v.	meydana getirmek
348	General	give something a sweep v.	süpürmek
349	General	give a tinkle v.	telefon etmek
350	General	give quality service v.	kaliteli hizmet sunmak
351	General	give someone rope v.	birini kendi haline bırakmak
352	General	give somebody a hiding v.	ıslatmak
353	General	give a discount v.	indirim yapmak
354	General	give forth v.	yaymak
355	General	give a cry v.	ağlamak
356	General	give form v.	şekil vermek
357	General	give the alarm v.	alarm vermek
358	General	give somebody a good beating v.	allah yarattı dememek
359	General	not to give any food to v.	aç bırakmak
360	General	give someone no quarter v.	birine aman vermemek
361	General	give a good thrashing v.	temiz bir dayak atmak
362	General	give a name v.	ad takmak
363	General	give the land a wide berth v.	karadan çok uzakta bulunmak
364	General	give weight to v.	önem vermek
365	General	give offense v.	sinirlendirmek
366	General	give someone a helping hand v.	birine yardım elini uzatmak
367	General	give the sack v.	kovmak
368	General	give someone a song and dance v.	ipe un sermek
369	General	give up v.	ele vermek
370	General	give a hug v.	kucaklamak
371	General	give someone a free hand v.	birine geniş yetki vermek
372	General	give heed to v.	dikkat etmek
373	General	give somebody a carte blanche v.	açık bono vermek
374	General	give somebody a certain idea v.	kanaat uyandırmak
375	General	give somebody a beating v.	kötek atmak
376	General	give offence v.	gücendirmek
377	General	give information v.	açıklamalarda bulunmak
378	General	give one's arm to somebody v.	koluna girmek
379	General	give a fetwa v.	fetva vermek
380	General	give the pips v.	iğrendirmek
381	General	give a free hand v.	tam salahiyet vermek
382	General	give someone the glad eye v.	birine pas vermek
383	General	give a smack v.	şaplak atmak
384	General	give somebody up v.	ilişkiyi kesmek
385	General	give someone a bath v.	birini yıkamak
386	General	give somebody a headache by noise or worrying v.	kafa şişirmek
387	General	give notice v.	haber vermek
388	General	give somebody the glad eye v.	pas vermek
389	General	give a fillip to v.	harekete geçirmek
390	General	not to give back v.	üstüne yatmak
391	General	give ear v.	kulak vermek
392	General	give quarter v.	aman vermek
393	General	give somebody a loan of money v.	kredi açmak
394	General	give someone a ride v.	(at,araba v.b. ile) götürmek
395	General	give a deposition v.	yeminli ifade vermek
396	General	give chance v.	imkan sağlamak
397	General	give a grade v.	not vermek
398	General	give a hand v.	yardım etmek
399	General	give an order v.	ısmarlamak
400	General	give no respite v.	soluk aldırmamak
401	General	give somebody a prize v.	mükafat vermek
402	General	give a reward v.	mükafatlandırmak
403	General	give up v.	ayrılmak
404	General	give a beating v.	dayak atmak
405	General	give back v.	karşılık vermek
406	General	give a handle v.	fırsat tanımak
407	General	give up frequenting v.	ayağını kesmek
408	General	give ear to v.	dinlemek
409	General	give the engine the gun v.	gaz vermek
410	General	give no leg to stand on v.	tutunacak bir dal bırakmamak
411	General	give voice to v.	söylemek
412	General	give somebody a beating v.	sopalamak
413	General	give weight to v.	ehemmiyet vermek
414	General	give birth to v.	doğurmak (bebek vb)
415	General	give a feast v.	ziyafet vermek
416	General	give the game away v.	ihanet etmek
417	General	give somebody a beating v.	köteklemek
418	General	give someone pause v.	birini düşündürmek
419	General	give an offer v.	teklif vermek
420	General	give a name v.	isim takmak
421	General	give rein to v.	kapılmak
422	General	give heed to v.	dikkatli olmak
423	General	give forth v.	çıkarmak
424	General	give money v.	para vermek
425	General	give over v.	vazgeçmek
426	General	give place to v.	yerini bırakmak
427	General	give orders v.	direktif vermek
428	General	give points v.	puanlamak
429	General	give a start v.	ürkütmek
430	General	give in addition v.	üste vermek
431	General	give an evasive reply v.	kaçamak yanıt vermek
432	General	give evasive reply v.	kaçamak cevaplar vermek
433	General	give somebody a lift v.	arabayla götürmek
434	General	give someone a piece of one's mind v.	birine verip veriştirmek
435	General	give a name v.	lakap takmak
436	General	give a ride v.	arabayla götürmek
437	General	give countenance to v.	onaylamak
438	General	give back v.	geri vermek
439	General	give a good beating to v.	pestilini çıkarmak
440	General	give a reason (for something) v.	sebep göstermek
441	General	give a chance v.	fırsat tanımak
442	General	give in v.	pes demek
443	General	give hope v.	ümit vermek
444	General	give someone a fright v.	birini korkutmak
445	General	give forth v.	bildirmek
446	General	give a kick v.	tekme atmak
447	General	agree to give in marriage v.	söz kesmek
448	General	give someone the third degree v.	birini sıkı bir sorguya çekmek
449	General	give problem v.	sorun çıkarmak
450	General	give a slip v.	atlatmak
451	General	give courage v.	cesaret vermek
452	General	give somebody in marriage v.	evermek
453	General	not to give a shit v.	sikine takmamak
454	General	give a speech v.	söylev vermek
455	General	give offense v.	incitmek
456	General	give place to v.	yer vermek
457	General	give flavor v.	lezzet katmak
458	General	give a kick v.	atmak
459	General	give someone a start v.	arabasının motorunu çalıştırmak
460	General	give check v.	şah demek
461	General	give up a claim v.	davadan vazgeçmek
462	General	give somebody a headache v.	başını ağrıtmak
463	General	give someone credit for v.	bir şeyden dolayı birini takdir etmek
464	General	give way v.	yol vermek
465	General	give somebody a break v.	şans tanımak
466	General	give someone a spanking v.	birinin kıçına şaplak atmak
467	General	give (someone) a chance (to do something) v.	meydan vermek
468	General	give birth to a litter v.	yavrulamak
469	General	give heed to v.	kulak asmak
470	General	give over v.	durdurmak
471	General	give a fillip to v.	teşvik etmek
472	General	give one another written certifications v.	senetleşmek
473	General	give directions v.	bilgi vermek
474	General	give birth to v.	doğum yapmak
475	General	not to give a shit v.	birinin umurunda olmamak
476	General	give chance v.	şans vermek
477	General	give birth to a child v.	çocuk doğurmak
478	General	give applause v.	alkışlamak
479	General	give chase v.	izlemek
480	General	give warning v.	uyarmak
481	General	give a yield v.	ürün vermek
482	General	give someone a start in life v.	birinin hayata atılmasını sağlamak
483	General	give somebody in marriage to somebody v.	evermek
484	General	give somebody a sniff v.	koklatmak
485	General	give voice to v.	ifade etmek
486	General	give a ring v.	telefon etmek
487	General	give a boost v.	destek vermek
488	General	give a beating v.	yenmek
489	General	give solace to v.	teselli vermek
490	General	give a piece of one's mind v.	ağzına geleni söylemek
491	General	give somebody short measure v.	eksik vermek
492	General	give off radiation v.	dışarıya radyasyon vermek
493	General	give in v.	imana gelmek
494	General	give something an airing v.	havalandırmak
495	General	give somebody a clue v.	ipucu vermek
496	General	give someone custody of v.	birine birinin vesayetini vermek
497	General	give away one's daughter in marriage v.	kız vermek
498	General	give one's all v.	gayret göstermek
499	General	give warning v.	ihtar etmek
500	General	give up thought of v.	aklından çıkarmak