düşünmek - Turkish English Dictionary

düşünmek

Meanings of "düşünmek" in English Turkish Dictionary : 107 result(s)

Turkish English
Common Usage
düşünmek think of v.
I am thinking of the ACP group of countries.
ACP grubu ülkelerini düşünüyorum.

More Sentences
düşünmek think v.
I think that this is a very relevant and courageous move and I welcome it.
Bunun çok yerinde ve cesur bir hareket olduğunu düşünüyorum ve bunu memnuniyetle karşılıyorum.

More Sentences
General
düşünmek contemplate v.
The prime minister seriously contemplated stepping down.
Başbakan istifa etmeyi ciddi ciddi düşünüyordu.

More Sentences
düşünmek meditate v.
He meditated for two days before giving his answer.
Cevabını vermeden önce iki gün boyunca düşündü.

More Sentences
düşünmek account v.
I consider that a reduction to four hours is simplistic and takes no account of the wider interests involved.
Dört saate indirmenin basit bir yaklaşım olduğunu ve ilgili daha geniş çıkarları dikkate almadığını düşünüyorum.

More Sentences
düşünmek think v.
I think that this is entirely in keeping with the White Paper on Food Safety.
Bunun Gıda Güvenliğine ilişkin Beyaz Kitap ile tamamen uyumlu olduğunu düşünüyorum.

More Sentences
düşünmek deliberate v.
They are deliberating what to do next.
Onlar daha sonra ne yapacaklarını düşünüyorlar.

More Sentences
düşünmek think about v.
The second question is what do you think about the regional processes in the candidate countries?
İkinci soru, aday ülkelerdeki bölgesel süreçler hakkında ne düşünüyorsunuz?

More Sentences
düşünmek hold v.
The idea is to hold them next month.
Görüşmelerin önümüzdeki ay yapılması düşünülüyor.

More Sentences
düşünmek envision v.
This isn't what we envisioned for you.
Senin için düşündüğümüz şey bu değil.

More Sentences
düşünmek allow v.
Let nobody assume that in our eagerness to secure the prize of enlargement, we will allow reform to fall by the wayside.
Kimse genişleme ödülünü elde etme hevesimizle reformların bir kenara bırakılmasına izin vereceğimizi düşünmesin.

More Sentences
düşünmek provide for v.
The Commission considers that these requirements are fully provided for by the proposed GM food and feed regulation.
Komisyon, bu gerekliliklerin önerilen GD gıda ve yem yönetmeliği tarafından tam olarak karşılandığını düşünmektedir.

More Sentences
düşünmek devise v.
We must devise some means of escape.
Bazı kaçış yolları düşünmeliyiz.

More Sentences
düşünmek imagine v.
One might imagine that it was an administrative debate, but that is not the case.
Bunun idari bir tartışma olduğu düşünülebilir, ancak durum böyle değildir.

More Sentences
düşünmek intend v.
I should like to ask you whether you intend to take any action on this matter.
Size bu konuda herhangi bir adım atmayı düşünüp düşünmediğinizi sormak istiyorum.

More Sentences
düşünmek fancy v.
There was one particular one that caught my fancy, which I thought I might like to buy.
Özellikle dikkatimi çeken bir tanesi vardı ki onu satın almak isteyebileceğimi düşündüm.

More Sentences
düşünmek conceive of v.
Which countries can conceive of trade sanctions as a method?
Hangi ülkeler ticari yaptırımları bir yöntem olarak düşünebilir?

More Sentences
düşünmek wonder v.
I wonder if Tom really thought he had to do that.
Acaba Tom gerçekten bunu yapmak zorunda olduğunu mu düşündü?

More Sentences
düşünmek plan v.
Are you perhaps planning to take a similar initiative at European Union level?
Avrupa Birliği düzeyinde de benzer bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?

More Sentences
düşünmek consider v.
Her success isn't a surprise if you consider her an excellent upbringing.
Mükemmel bir terbiye aldığını düşünürseniz başarısı sürpriz değil.

More Sentences
düşünmek ponder v.
She pondered the question for a while.
Bir süre bu soruyu düşündü.

More Sentences
düşünmek look v.
We have got to look in the future at a ban on silicone implants.
Gelecekte silikon implantların yasaklanmasını düşünmeliyiz.

More Sentences
düşünmek give a thought v.
Let us also give a thought to other people's future.
Diğer insanların geleceğini de düşünelim.

More Sentences
düşünmek suppose v.
Last week English contract law was supposed to be under threat.
Geçen hafta İngiliz sözleşme hukukunun tehdit altında olduğu düşünülüyordu.

More Sentences
düşünmek reflect v.
Children must be taught to reflect on their mistakes.
Çocuklara hataları üzerinde düşünmeleri öğretilmelidir.

More Sentences
düşünmek expect v.
When does the Commission expect, if ever, to reoccupy the building?
Komisyon binayı yeniden ne zaman kullanmayı düşünüyor?

More Sentences
düşünmek give thought to v.
For the time after that we shall have to give thought to how it is to look.
Bundan sonra nasıl görüneceğini düşünmemiz gerekecek.

More Sentences
düşünmek guess v.
I guess you think you're pretty special, don't you?
Sanırım çok özel olduğunu düşünüyorsun, değil mi?

More Sentences
düşünmek figure v.
Why not give it a try, I figured.
Neden bir denemeyeyim ki, diye düşündüm.

More Sentences
düşünmek mean v.
I mean to go tomorrow if the weather is fine.
Hava güzel olursa yarın gitmeyi düşünüyorum.

More Sentences
düşünmek reason v.
Henry reasoned that if we leave at dawn, we could arrive on time.
Henry şafakta yola çıkarsak zamanında varabileceğimizi düşünüyordu.

More Sentences
düşünmek come up with v.
Tom thought he had come up with a good plan.
Tom iyi bir planla geldiğini düşündü.

More Sentences
düşünmek treat v.
Everything he said so far should be treated as evidence.
Onun şimdiye kadar söylediği her şey kanıt olarak düşünülmeli.

More Sentences
düşünmek deem v.
It emphasises a number of points deemed crucial at grass roots level.
Taban düzeyinde çok önemli olduğu düşünülen bir dizi noktayı vurgulamaktadır.

More Sentences
düşünmek come up with v.
Tom thought he had come up with a good plan.
Tom iyi bir plan yaptığını düşünüyordu.

More Sentences
düşünmek judge v.
Entrepreneurship and adaptability are still judged to be deficient.
Girişimcilik ve uyum yeteneğinin hala eksik olduğu düşünülmektedir.

More Sentences
düşünmek view v.
I personally view the committee's proposal as being well balanced.
Ben şahsen komitenin önerisinin iyi dengelenmiş olduğunu düşünüyorum.

More Sentences
düşünmek believe v.
Mr Esteve's comments lead me to believe that he also agrees with this.
Sayın Esteve'nin yorumları, kendisinin de bu görüşe katıldığını düşündürüyor.

More Sentences
düşünmek feel v.
Why does the Commission feel that taxes should converge?
Komisyon neden vergilerin yakınsaması gerektiğini düşünüyor?

More Sentences
düşünmek see v.
There are two amendments that I see as being of enormous importance when we come to the vote.
Oylamaya geldiğimizde çok büyük önem taşıdığını düşündüğüm iki değişiklik var.

More Sentences
düşünmek regard v.
It starts by identifying the lower limit below which scientists regard a stock as threatened with collapse.
Bilim adamlarının bir stokun çökme tehdidi altında olduğunu düşündükleri alt sınırı belirleyerek başlar.

More Sentences
Law
düşünmek consider v.
I would ask you to consider postponing that debate until later tonight.
Sizden bu tartışmayı gecenin ilerleyen saatlerine ertelemeyi düşünmenizi rica ediyorum.

More Sentences
General
düşünmek speculate v.
düşünmek revolve v.
düşünmek contrive v.
düşünmek bethink oneself v.
düşünmek study v.
düşünmek be worried v.
düşünmek remember v.
düşünmek invent v.
düşünmek be worried about v.
düşünmek consult v.
düşünmek bethink v.
düşünmek project v.
düşünmek cerebrate v.
düşünmek take into consideration v.
düşünmek be pensive v.
düşünmek calculate v.
düşünmek opine v.
düşünmek cogitate v.
düşünmek take into account v.
düşünmek survey v.
düşünmek conceive v.
düşünmek cast about v.
düşünmek excogitate v.
düşünmek ruminate v.
düşünmek call v.
düşünmek balance v.
düşünmek intellectualize v.
düşünmek ruminate over v.
düşünmek ruminate on v.
düşünmek ruminate about v.
düşünmek chew v.
düşünmek fling v.
düşünmek intellectualise v.
düşünmek cast [obsolete] v.
düşünmek recount [obsolete] v.
düşünmek throw back v.
düşünmek commune with one's self v.
düşünmek allow [dialect] v.
düşünmek umbecast v.
düşünmek entertain v.
düşünmek wis [obsolete] v.
düşünmek hash v.
düşünmek deliber v.
düşünmek opinion [dialect] v.
düşünmek roll v.
düşünmek instrument v.
düşünmek con v.
düşünmek conceit [obsolete] v.
düşünmek concoct v.
Phrasals
düşünmek look after v.
düşünmek toy around with v.
düşünmek toy over v.
düşünmek dope out v.
Colloquial
düşünmek be worried about v.
düşünmek flash on v.
düşünmek be v.
Idioms
düşünmek put thinking cap on v.
düşünmek put your thinking cap on v.
düşünmek get your thinking cap on v.
düşünmek take the view v.
Law
düşünmek devise v.
Archaic
düşünmek trow v.
düşünmek opiniate v.
düşünmek poise v.
Slang
düşünmek feature v.

Meanings of "düşünmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
hakkında düşünmek think about v.
I would like to say that those who have not thought about emissions trading might consider how a lobster is eaten.
Emisyon ticareti hakkında düşünmeyenlerin bir ıstakozun nasıl yenildiğini düşünebileceklerini söylemek isterim.

More Sentences
üzerinde düşünmek consider v.
It is worth considering the meaning of the terms 'growth' and 'stability'.
"Büyüme" ve "istikrar" terimlerinin ne anlama geldiği üzerinde düşünmeye değer.

More Sentences
tekrar düşünmek rethink v.
We have to rethink the approach.
Yaklaşımı tekrar düşünmek zorundayız.

More Sentences
hakkında düşünmek think of v.
Is that what you think of me?
Benim hakkımda düşündüğün bu mu?

More Sentences
kara kara düşünmek brood v.
She brooded over the bullying done to her.
O, kendine yapılan zorbalık üzerine kara kara düşündü.

More Sentences
tekrar düşünmek reconsider v.
I would ask that they reconsider since this is not the case.
Durum böyle olmadığı için tekrar düşünmelerini rica ediyorum.

More Sentences
farklı düşünmek differ v.
In conclusion I should like to say that I differ on one point from the honourable Members of the People's Party.
Sonuç olarak Halk Partisi'nin saygıdeğer Üyeleri ile bir noktada farklı düşündüğümü belirtmek isterim.

More Sentences
uzun uzadıya düşünmek ruminate v.
He ruminated over his misfortunes.
Talihsizlikleri hakkında uzun uzadıya düşündü.

More Sentences
yeniden düşünmek reconsider v.
It is always willing to reconsider.
Komisyon her zaman yeniden düşünmeye hazırdır.

More Sentences
derin derin düşünmek think deeply v.
Bob thought deeply about that matter.
Bob o konuyu derin derin düşündü.

More Sentences
yeniden düşünmek rethink v.
I urge the Commission to rethink that and look at the old IACS forms.
Komisyon'u bu konuyu yeniden düşünmeye ve eski IACS formlarına bakmaya davet ediyorum.

More Sentences
büyük düşünmek think big v.
We need to think big.
Büyük düşünmeliyiz.

More Sentences
derinlemesine düşünmek reflect on v.
We must urgently begin to reflect on this in slightly more depth.
Bu konu üzerinde acilen biraz daha derinlemesine düşünmeye başlamalıyız.

More Sentences
üzerinde düşünmek contemplate v.
Hence, we have to contemplate upon the eternal truth and reality.
Bu nedenle, ebedi hakikat ve gerçeklik üzerinde düşünmeliyiz.

More Sentences
üzerinde düşünmek think something over v.
The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
Karışık zihin, bir şey üzerinde düşünürken tek bir yerde toplanan zihindir.

More Sentences
dikkatli düşünmek think carefully v.
We should, therefore, think carefully and take informed decisions.
Bu nedenle dikkatli düşünmeli ve bilinçli kararlar almalıyız.

More Sentences
iyi düşünmek think carefully v.
Think carefully before you promise anything.
Bir şey için söz vermeden önce iyi düşünün.

More Sentences
öyle olduğunu düşünmek think so v.
I should think so.
Öyle olduğunu düşünmeliyim.

More Sentences
ileriyi düşünmek think ahead v.
The regional agenda, important as it is, must not stop us from thinking ahead.
Bölgesel gündem ne kadar önemli olursa olsun, bizi ileriyi düşünmekten alıkoymamalıdır.

More Sentences
üzerinde düşünmek mull over v.
This gives the subconscious mind a chance to mull over the original problem.
Bu, bilinçaltına asıl sorun üzerinde düşünmesi için bir imkan verir.

More Sentences
üzerinde düşünmek ponder v.
We all pondered over what had taken place.
Hepimiz olanlar üzerine düşündük.

More Sentences
üzerinde düşünmek meditate v.
I've been meditating on what you said last week.
Geçen hafta söylediklerin üzerinde düşünüyordum.

More Sentences
üzerinde düşünmek think over v.
I've been thinking over the issue for a long time.
Ben uzun bir süredir o konu üzerinde düşünüyorum.

More Sentences
sağlıklı düşünmek think clearly v.
I wasn't thinking clearly.
Sağlıklı düşünemiyordum.

More Sentences
olumlu düşünmek think positively v.
Please think positively.
Lütfen olumlu düşünün.

More Sentences
sağlıklı düşünmek think straight v.
You're clearly not thinking straight.
Şu an sağlıklı düşünemediğin ortada.

More Sentences
düşünmek istemek want to think v.
These are a few of the things we want to think about.
Bunlar üzerinde düşünmek istediğimiz şeylerden birkaçı.

More Sentences
çok düşünmek overthink v.
Try not to overthink everything.
Her şeyi çok düşünmemeye çalış.

More Sentences
fazla düşünmek overthink v.
Don't overthink it.
Fazla düşünme.

More Sentences
iki kez düşünmek think twice v.
Then, for example, people will think twice before transporting oil in a tanker that is about to fall apart.
O zaman, örneğin, insanlar parçalanmak üzere olan bir tankerle petrol taşımadan önce iki kez düşüneceklerdir.

More Sentences
(zor/kolay) olduğunu düşünmek call v.
I thought there was already a song called Kismet.
Ben Kısmet adlı bir şarkının zaten olduğunu düşündüm.

More Sentences
Phrasals
derinlemesine düşünmek reflect on v.
After reflecting on my life up to now, I decided that I needed to change my goals.
Şimdiye kadarki hayatımı derinlemesine düşündükten sonra hedeflerimi değiştirmem gerektiğine karar verdim.

More Sentences
enine boyuna düşünmek agonize over v.
We agonized over what to wear.
Biz ne giyeceğimizi enine boyuna düşündük.

More Sentences
(bir şeyi) düşünmek reflect upon (something) v.
I invite you, therefore, to reflect upon yesterday's tragedy.
Bu nedenle sizi dün yaşanan trajedi üzerine düşünmeye davet ediyorum.

More Sentences
(bir şeyi) düşünmek reflect on (something) v.
I hope some Members will reflect on that sentence.
Umarım bazı Üyeler bu cümle üzerinde düşünürler.

More Sentences
(bir şey) yapmayı düşünmek think about (something) v.
I haven't even thought about doing that yet.
Henüz bunu yapmayı düşünmedim bile.

More Sentences
General
(briçte) oyuncunun deklarasyon veya oyundan önce düşünmek için verdiği uzun ara huddle n.
önceden düşünmek premeditate v.
yarı ciddi bir şekilde düşünmek toy with v.
etraflıca düşünmek think twice v.
çok düşünmek rack one's brains v.
tekrar düşünmek think over v.
arpacı kumrusu gibi düşünmek brood v.
bir şey üzerinde düşünmek give something one's consideration v.
yanlış düşünmek think wrong v.
bütün ihtimalleri düşünmek look around v.
derin derin düşünmek muse v.
ayrı olarak düşünmek dissociate v.
enine boyuna düşünmek think something out v.
intihar etmeyi düşünmek be suicidal v.
uzun uzun düşünmek think about v.
üzerinde derin derin düşünmek ruminate about v.
önceden düşünmek envisage v.
çok düşünmek debate v.
filozofça düşünmek philosophize v.
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek have both one's feet on the ground v.
geçmişi düşünmek look back v.
arpacı kumrusu gibi düşünmek brood on something v.
üzerinde derin derin düşünmek ruminate on v.
hakkında kötü düşünmek suspect v.
yanlış düşünmek misthink v.
üzerinde düşünmek view v.
önceden düşünmek discount v.
geleceği düşünmek look ahead v.
derin düşünmek pore v.
bir şeyi iyice düşünmek give something some thought v.
üzerinde durmak (düşünmek vb) deliberate v.
iyice düşünmek cogitate v.
geniş düşünmek think broadly v.
hakkında kötü düşünmek think ill of somebody v.
ayrı düşünmek think differently v.
etraflıca düşünmek rethink v.
etraflıca düşünmek reason v.
çok düşünmek puzzle over v.
enikonu düşünmek think something out v.
uzun uzun düşünmek ruminate v.
derin derin düşünmek brood v.
iyice düşünmek pore on v.
derinlemesine düşünmek reflect up v.
kara kara düşünmek brood on something v.
enine boyuna düşünmek think broadly v.
iyice düşünmek pore v.
enine boyuna düşünmek cogitate v.
bir şeyi iyice düşünmek mull something over v.
arpacı kumrusu gibi düşünmek brood over something v.
iyice düşünmek ponder v.
düşünmek (bir şey yapmayı) think of v.
derin derin düşünmek meditate on v.
kara kara düşünmek brood over something v.
iyice düşünmek think something over v.
tekrar düşünmek consider again v.
düşünmek (bir şey yapmayı) think about v.
tekrar düşünmek think back v.
uzun uzun düşünmek ponder v.
üzerinde derin derin düşünmek ruminate over v.
farklı düşünmek dissent v.
yanlış düşünmek think wrongly v.
etraflıca düşünmek reason out v.
enine boyuna düşünmek take stock of v.
düşünmek (mantıklı bir şekilde) reason v.
geçmişi düşünmek review v.
enine boyuna düşünmek think something over v.
enine boyuna düşünmek think through v.
mantık çerçevesinde düşünmek think out v.
enine boyuna düşünmek look round v.
uzun uzun düşünmek ruminate about v.
uzun uzun düşünmek ruminate over v.
uzun uzun düşünmek ruminate on v.
olarak düşünmek make believe v.
durup düşünmek think twice v.
kötü düşünmek brood v.
kötü düşünmek think of troubling things v.
bağımsız düşünmek think freely v.
bağımsız düşünmek think independently v.
derin derin düşünmek meditate upon v.
hakkında kötü düşünmek think ill of v.
iki eli şakaklarında düşünmek brood v.
iki eli şakaklarında düşünmek be deep in thought v.
şeytanlık düşünmek be up to no good v.
şeytanlık düşünmek think something devilish v.
şeytanlık düşünmek think something mischivous v.
şeytanlık düşünmek think something wicked v.
şeytanlık düşünmek be up to some mischief v.
durup düşünmek reconsider v.
durup düşünmek consider again v.
durup düşünmek contemplate again v.
durup düşünmek rethink v.
(iyice) düşünmek reflect v.
öyle olduğunu düşünmek think likewise v.
sesli düşünmek think out loud v.
sesli düşünmek think aloud v.
çok düşünmek dwell on v.
çok düşünmek dwell upon v.
ilerisini düşünmek think ahead v.
gelecekte ne olacağı hakkında çok düşünmek think ahead v.
önceden düşünmek think ahead v.
geleceği düşünmek think ahead v.
-i çok düşünmek puzzle over v.
-i iyice düşünmek think about v.
kendini düşünmek think of oneself v.
dikkatle düşünmek cogitate v.
ciddi olarak düşünmek cogitate v.
bugünün yarınını düşünmek think ahead v.
enikonu düşünmek look round v.
enine boyuna düşünmek meditate v.
uzun uzadıya düşünmek chew on v.
iyice düşünmek think over v.
üzerinde düşünmek turn over v.
üzerinde düşünmek ruminate v.
üzerinde düşünmek muse v.
üzerinde düşünmek mull v.
üzerinde düşünmek speculate v.
üzerinde düşünmek excogitate v.
kendinin şanslı olduğunu düşünmek consider oneself lucky v.
kendisinin şanslı olduğunu düşünmek consider oneself lucky v.
mantıkla düşünmek rationalise v.
mantıkla düşünmek rationalize v.
pozitif düşünmek think positively v.
fazlasıyla olumsuz düşünmek awfulize v.
aynı düşünmek think in the same way v.
aynı düşünmek think similarly v.
ince düşünmek be thoughtful v.
ince düşünmek be considerate v.
üstünde düşünmek think over v.
birisini bir başkasıymış gibi düşünmek/hayal etmek envision someone as someone else v.
düşünmek için zamana ihtiyacı olmak need time to think v.
bir çözüm düşünmek think of a solution v.
savunmayı düşünmek think defense v.
geleceğini düşünmek think about the future v.
birinin bir şeye uygun olduğunu düşünmek think someone fit for something v.
kızları düşünmek think about the girls v.
erkekleri düşünmek think about the boys v.
şehir dışına taşınmayı düşünmek consider moving out of the city v.
detaylı düşünmek overthink v.
aşırı düşünmek overthink v.
filozofça düşünmek philosophise v.
hukuk fakültesine gitmeyi düşünmek think of going to law school v.
hukuk okumayı düşünmek think of going to law school v.
hakkında iyi/olumlu düşünmek think well of someone v.
sesli düşünmek say one's thoughts aloud v.
birisini/bir şeyi dert ederek düşünmek trouble oneself about someone or something v.
(birisi) gibi düşünmek think like v.
einstein gibi düşünmek think like einstein v.
derin derin düşünmek chew the cud v.
derin derin düşünmek chew v.
(bir şeyle ilgili) kendi kendine düşünmek think to yourself v.
en kötüsünü düşünmek awfulize v.
üzerine düşünmek think on v.
üzerine düşünmek think about v.
üzerine düşünmek consider v.
çok sakin bir şekilde düşünmek think very calmly v.
diye düşünmek think how/what/who... v.
negatif düşünmek awfulize v.
üzerinde tekrar düşünmek revisit v.
yaratıcı şekilde düşünmek noodle v.
olarak düşünmek call v.
üzerinde düşünmek cast [dialect] v.
yeniden düşünmek redeliberate v.
uzun uzun düşünmek chaw [dialect] v.
kendi çıkarını düşünmek forget one's self v.
mutlu olduğunu düşünmek congratulate one's self v.
şanslı olduğunu düşünmek congratulate one's self v.
konuyu önceden düşünmek anticipate v.
uzun uzun düşünmek umbecast v.
farklı düşünmek think different v.
hakkında düşünmek avise [obsolete] v.
kendi hareketleri üzerine düşünmek avise [obsolete] v.
bir konuyu enine boyuna düşünmek avise [obsolete] v.
… olarak düşünmek make v.
enine boyuna düşünmek entertain v.
etraflıca düşünmek entertain v.
(önceden düşünülenin) aksini düşünmek unthink v.
(bir şey veya kimse hakkında) iyi düşünmek besmile v.
garip veya öngörülemez bir şekilde düşünmek whiffle v.
dikkatle düşünmek measure v.
küresel bir bütün olarak düşünmek world v.
iyi düşünmek bulletproof v.
olumlu düşünmek hope v.
(briçte) düşünmek için ara vermek huddle v.
hatalı anımsadığını düşünmek misrecollect v.
yanlış düşünmek mistrow v.
dikkatlice düşünmek moot v.
geçmiş hakkında düşünmek retrospect v.
üzerine düşünmek retrospect v.
kara kara düşünmek gloom v.
dalgın bir şekilde düşünmek muse v.
(bir şeyi) çok düşünmek muse [obsolete] v.
kara kara düşünmek obsess v.
derin derin düşünmek obsess v.
aşırı düşünmek overspeculate v.
anıları düşünmek roam v.
üzerinde düşünmek roll v.
… olarak düşünmek impute [obsolete] v.
olanaksız olduğunu düşünmek doubt v.
… olduğunu düşünmek find v.
önceden düşünmek foresee [obsolete] v.
daha çok düşünmek outthink v.
önceden düşünmek precogitate v.
önceden düşünmek precontrive v.
önceden düşünmek prepend v.
birden çok şeyi ayrı ayrı düşünmek prescind v.
her detayını düşünmek script v.
üzerine düşünmek sit on v.
birlikte düşünmek slump v.
alışılmışın dışında düşünmek stray v.
özgün düşünmek stray v.
farklı düşünmek stray v.
kazanacağını düşünmek fancy v.
olduğunu düşünmek hold v.
(yapmayı) düşünmek envisage v.
Phrasals
(bir şeyi) (doğru, gerçek, cevap vb) olarak düşünmek/kabul etmek take (something) to be (something) v.
geçmişi düşünmek cast back v.
üzerine düşünmek think of v.
üzerine düşünmek entertain v.
üzerine düşünmek toy with v.
üzerine düşünmek flirt with v.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek envisage (someone or something) as (something) v.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek envisage someone or something as someone or something v.
olarak görmek/düşünmek/değerlendirmek/algılamak evaluate (someone or something) as (something) v.
olarak görmek/düşünmek/değerlendirmek/algılamak evaluate someone as something v.
olarak hayal etmek/düşünmek/görmek feature someone as something v.
olarak görmek/düşünmek figure (someone) as (something) v.
olarak görmek/düşünmek figure someone as something v.
olarak görmek/düşünmek/algılamak have (someone or something) down as (something) v.
başka bir şey olarak düşünmek/görmek/algılamak read (someone or something) as (someone or something) v.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek visualize someone or something as someone or something v.
ne yapacağını düşünmek cast about for (something) v.
olarak düşünmek conceive of (someone or something) as (someone or something) v.
olarak düşünmek conceive of someone or something as someone or something v.
ileriyi düşünmek look beyond v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood over someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek brood over someone or something v.
(bir şey) hakkında düşünmek cogitate on (something) v.
(bir şey) hakkında enine boyuna düşünmek cogitate on (something) v.
bir şey hakkında düşünmek cogitate on something [rural] v.
bir şey hakkında enine boyuna düşünmek cogitate on something [rural] v.
olacağını düşünmek cast someone as something v.
olduğunu düşünmek cast someone as something v.
olduğunu düşünmek chalk (something or someone) off v.
kara kara düşünmek brood about (someone or something) v.
derin derin düşünmek brood about (someone or something) v.
arpacı kumrusu gibi düşünmek brood about (someone or something) v.
kara kara düşünmek brood about someone or something v.
derin derin düşünmek brood about someone or something v.
arpacı kumrusu gibi düşünmek brood about someone or something v.
kara kara düşünmek brood on someone or something v.
derin derin düşünmek brood on someone or something v.
arpacı kumrusu gibi düşünmek brood on someone or something v.
kara kara düşünmek brood over someone or something v.
derin derin düşünmek brood over someone or something v.
arpacı kumrusu gibi düşünmek brood over someone or something v.
üzerine düşünmek kick around v.
üzerine düşünmek kick about v.
(bir şey üzerine) amaçsızca tartışmak/düşünmek noodle about (something) v.
(biri veya bir şey hakkında) üzerine düşünmek theorize about (someone or something) v.
aynı şeyleri düşünmek be at one with v.
birini düşünmek think about someone v.
birini bir şey olarak görmek/düşünmek/kabul etmek see someone as something v.
birini düşünmek deliberate about someone v.
bir şey üzerinde düşünmek calculate on v.
birini uzun uzun/etraflıca/derinlemesine düşünmek muse over someone v.
birini düşünmek deliberate on someone v.
derinlemesine düşünmek reflect upon v.
doğru olduğunu düşünmek bend to v.
doğru olduğunu düşünmek bend towards v.
geçmişi düşünmek/hatırlamak reflect back upon something v.
geçmişi düşünmek/hatırlamak reflect back on something v.
özenle düşünmek chew on v.
üzerinde düşünmek ponder upon v.
üzerinde düşünmek ponder on v.
olarak düşünmek peg (one) down as (something) v.
olduğunu düşünmek peg (one) down as (something) v.
olarak düşünmek peg down v.
olduğunu düşünmek peg down v.
olarak düşünmek/bilmek set down v.
olduğunu düşünmek/sanmak set down v.
olarak düşünmek/görmek set something down as something v.
olarak düşünmek/görmek set down v.
olarak düşünmek/görmek set down as v.
birini/bir şeyi olduğundan faklı düşünmek envisage (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi başka biri veya bir şey olarak düşünmek envisage someone or something as someone or something v.
(bir şeyi/kişiyi başka bir şeyle) karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek juxtapose (someone or something) with (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak düşünmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
birini/bir şeyi, başka bir şey gibi değerlendirmek/düşünmek treat someone or something as something v.
gibi/olarak düşünmek treat as v.
(birinin/bir şeyin bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli olduğunu düşünmek trim (something) from (something else) v.
birini bir şey olarak düşünmek feature someone as something v.
(bir konuyu) uzun uzun düşünmek bat around v.
(bir konuyu) etraflıca düşünmek bat around v.
kendi kendine düşünmek think to v.
(bir şey yapmayı) düşünmek think to v.
(bir şeyi) öylesine düşünmek flirt with (something) v.
(bir şeyi) pek ciddi olmadan düşünmek flirt with (something) v.
(bir şeyi) zaman zaman düşünmek flirt with (something) v.
(bir şeyi) kısa bir süreliğine düşünmek flirt with (something) v.
(bir şeyi) önceden düşünmek gamble on (something) v.
üzerine düşünmek knock about v.
üzerine düşünmek knock around v.
olarak düşünmek play as v.
bir arada düşünmek put together v.
bir şeyi bir şey niyetine düşünmek intend something as something v.
bir şeyi bir şey olarak düşünmek intend something as something v.
kendini düşünmek look after numero uno v.
(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek juxtapose (someone or something) to (someone or something else) v.
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek juxtapose someone or something to someone or something v.
bir şeyi uzun uzadıya düşünmek chew on something v.
bir şeyi özenle/etraflıca düşünmek chew on something v.
(birini/bir şeyi) başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek picture (someone or something) inside of (something) v.
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture (someone or something) inside of (something) v.
(birini/bir şeyi) başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek picture (someone or something) in (something) v.
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture (someone or something) in (something) v.
birini başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek picture someone in something v.
birini kıyafetler içerisinde düşünmek/hayal etmek picture someone in something v.
birini/bir şeyi başka bir şey, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture someone in something v.
birini/bir şeyi bir şeyle düşünmek regard someone or something with something v.
birini/bir şeyi belli bir yaklaşımla düşünmek regard someone or something with something v.
birini/bir şeyi belli bir zihniyetle düşünmek regard someone or something with something v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) arasında olarak düşünmek/görmek count (someone or something) among (something) v.
önden düşünmek allow for v.
önden düşünmek allow for v.
hakkında kara kara düşünmek brood about v.
hakkında derin derin düşünmek brood about v.
-i kara kara düşünmek brood over v.
-i arpacı kumrusu gibi düşünmek brood over v.
(bir şey) üzerinde düşünmek calculate on (something) v.
bir şey hakkında düşünmek check something out v.
bir şey üzerinde iyice düşünmek chew something over v.
hastalıklı bir şekilde düşünmek brood (upon) v.
sürekli düşünmek brood (upon) v.
hakkında düşünmek cogitate on v.
hakkında enine boyuna düşünmek cogitate on v.
(bir şey) düşünmek come up with (something) v.
(birini/bir şeyi) bir şey olarak düşünmek conceive of (someone or something) v.
olarak düşünmek conceive of as v.
için düşünmek consider for v.
sadece kendisini ve kendi sorunlarını düşünmek contemplate your navel v.
(biriyle bir plan) düşünmek/yapmak cook up v.
(biriyle) bir plan düşünmek/yapmak cook something up (with someone) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak düşünmek count (someone or something) as (something) v.
bir şeyi bir şey olarak düşünmek count something as something v.
bir şeyi birinin aleyhinde düşünmek count something against someone v.
(biri) hakkında olumsuz düşünmek count against (one) v.
(bir şeyin olacağını) düşünmek count on (something) v.
(bir şeyin olacağını) düşünmek count upon (something) v.
-i düşünmek deliberate about v.
(biri/bir şey) hakkında düşünmek deliberate about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında/üzerinde düşünmek deliberate on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında/üzerinde düşünmek deliberate over (someone or something) v.
bir şey düşünmek dream something up v.
(geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek reflect (back) upon someone or something v.
(geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek reflect (back) on someone or something v.
(birini/bir şeyi) çok düşünmek dwell upon (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) çok düşünmek dwell on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak düşünmek envision (someone or something) as (someone or something else) v.
olarak görmek/düşünmek evaluate as v.
(birini/kendini bir şey) olarak düşünmek fancy (someone or oneself) as (something) v.
birini biri/bir şey olarak düşünmek fancy someone as someone or something v.
olarak düşünmek fancy as v.
birini bir şey giyerken düşünmek/hayal etmek feature someone in something v.
birini bir kıyafet içinde hayal etmek/düşünmek feature someone in something v.
birini bir yerde düşünmek/hayal etmek feature someone in something v.
bir şeyin içinde hayal etmek/düşünmek feature someone in something v.
olarak hayal etmek/düşünmek/görmek feature as v.
olarak görmek/düşünmek figure as v.
(bir şeyi) seçenekler arasında düşünmek rule in v.
biriyle/bir şeyle bağlantısı olduğunu düşünmek identify (oneself) with someone or something v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak düşünmek imagine (someone or something) as (someone or something) v.
olarak düşünmek imagine as v.
(bir şeyi biri/bir şey) için düşünmek intend (something) for (someone or something) v.
(bir şey) niyetine düşünmek intend as v.
(bir şey) olarak düşünmek/planlamak intend as v.
ile karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek juxtapose to v.
(biri/bir şey) üzerinde düşünmek look at (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (bir şey) düşünmek make (something) (out) of (someone or something) v.
(bir şey) üzerine derin derin düşünmek meditate on (something) v.
(bir şey) üzerinde sakince düşünmek meditate on (something) v.
(bir şey) üzerinde dikkatlice düşünmek meditate on (something) v.
(bir şey) üzerine derin derin düşünmek meditate upon (something) v.
(bir şey) üzerinde sakince düşünmek meditate upon (something) v.
(bir şey) üzerinde dikkatlice düşünmek meditate upon (something) v.
-i uzun uzun/etraflıca/derinlemesine düşünmek muse over v.
üzerine uzun uzun/etraflıca/derinlemesine düşünmek muse over v.
(birini/bir şeyi) uzun uzun/etraflıca/derinlemesine düşünmek muse over (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerine uzun uzun/etraflıca/derinlemesine düşünmek muse over (someone or something) v.
üzerinde düşünmek/kafa yormak noodle over v.
(bir şey) üzerine gezinerek/volta atarak düşünmek pace (something) out v.
gezinerek/volta atarak (bir şey) düşünmek pace (something) out v.
(birinin bir şey) olduğunu düşünmek peg (one) as (something) v.
(birini bir şey) olarak düşünmek peg (one) as (something) v.
(birinin bir şey) olduğunu düşünmek peg (one) for (something) v.
(birini bir şey) olarak düşünmek peg (one) for (something) v.
olduğunu düşünmek peg as v.
olarak düşünmek peg as v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak düşünmek perceive (someone or something) as (something) v.
yatıp vatanı için yaptığını düşünmek lash back (at someone or something) v.
-i düşünmek play over v.
-i tekrar tekrar düşünmek/kafasında canlandırmak play over v.
(bir şey) üzerinde düşünmek ponder on (something) v.
(bir şeyi) uzun uzun düşünmek ponder on (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek/düşünmek put (someone or something) down as (something) v.
olarak görmek/düşünmek put down as v.
(biri/bir şey) üzerine düşünmek puzzle over (someone or something) v.
olarak düşünmek/görmek/algılamak read as v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak düşünmek reckon (someone or something) as (someone or something) v.
(bir şey) üzerine düşünmek/kafa yormak reflect upon (something) v.
(bir şey) üzerine düşünmek/kafa yormak reflect on (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak düşünmek regard (someone or something) as (something) v.
(bir şey) üzerinde derin derin düşünmek ruminate about (something) v.
(bir şey) hakkında uzun uzun düşünmek ruminate about (something) v.
(bir şey) üzerinde derin derin düşünmek ruminate on (something) v.
(bir şey) hakkında uzun uzun düşünmek ruminate on (something) v.
olarak düşünmek see as v.
(bir şey) olarak görmek/düşünmek see as (something) v.
(birini olumsuz bir şey olarak) düşünmek set (one) down as (something) v.
(bir şey) üzerine düşünmek sit on (something) v.
(birinin bir şey) olduğunu düşünmek take (one) for (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak düşünmek take (someone or something) as (something) v.
(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunu düşünmek take (someone or something) as (something) v.
(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunu sanmak/düşünmek take (someone or something) for (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak düşünmek take (someone or something) for (something) v.
(birini/bir şeyi) derinlemesine düşünmek think about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında uzun uzun düşünmek think about (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) düşünmek think about (someone or something) v.
(bir şey yapmadan) önce iyice düşünmek think before (one) (does something) v.
(biri/bir şey) üzerine düşünmek think on (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerinde uzun uzun düşünmek think on (someone or something) v.
biri/bir şey üzerine düşünmek think on someone or something v.
biri/bir şey üzerinde uzun uzun düşünmek think on someone or something v.
biri/bir şey üzerine düşünmek think upon someone or something v.
biri/bir şey üzerinde uzun uzun düşünmek think upon someone or something v.
(bir şey yapmayı) düşünmek think to (do something) v.
(bir şeyi) düşünmek toy with (something) v.
'-i dert ederek düşünmek trouble about v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek/düşünmek/hayal etmek visualize (someone or something) as (something) v.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek visualize as v.
bir şeyi adam akıllı düşünmek think (something) through v.
etraflıca düşünmek dig over v.
Proverb
herkes önce kendini düşünmek zorunda self-preservation is the name of the game
Colloquial
üzerinde düşünmek kick around v.
biriyle ciddi düşünmek be serious about her/him v.
birinin iyiliğini düşünmek consider what's best for someone v.
haksızlığa uğradığını düşünmek feel hard done-by v.
iyice düşünmek use one's loaf v.
net bir şekilde düşünmek use one's loaf v.
karşılık vermektense olumlu düşünmek go high v.
üçkağıda getirildiğini düşünmek think that one is somehow being conned v.
eşit olarak düşünmek call it even v.
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) biçilmiş kaftan olarak düşünmek think (someone or something) is fit for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) fiziksel olarak (birini/bir şeyi) kaldırabileceğini düşünmek think (someone or something) is fit for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) fiziksel olarak (biriyle/bir şeyle) başa çıkabileceğini düşünmek think (someone or something) is fit for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin, biri/bir şey için) yeterince fit/zinde olduğunu düşünmek think (someone or something) is fit for (someone or something) v.
birinin bir şey için yeterince fit/zinde olduğunu düşünmek think someone fit for something v.