reflect - Turkish English Dictionary

reflect

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "reflect" in Turkish English Dictionary : 29 result(s)

English Turkish
Common Usage
reflect v. yansıtmak
The interview accurately reflects the students' opinion on the education system.
Röportaj, öğrencilerin eğitim sistemi hakkındaki görüşlerini doğru bir şekilde yansıtıyor.

More Sentences
General
reflect v. dile getirmek
The importance of that was reflected in the debate on the Structural Funds.
Bunun önemi Yapısal Fonlara ilişkin tartışmada da dile getirilmişti.

More Sentences
reflect v. düşünmek
Children must be taught to reflect on their mistakes.
Çocuklara hataları üzerinde düşünmeleri öğretilmelidir.

More Sentences
Technical
reflect v. yansımak
His new windbreaker has stripes that reflect light.
Yeni rüzgarlığı, ışığı yansıtan çizgilere sahip.

More Sentences
reflect v. yansımak
I could see the dark clouds reflected in the calm waters.
Durgun sulara yansıyan kara bulutları görebiliyordum.

More Sentences
Computer
reflect v. yansıtmak
It reflects Turkey's gradual approach to the adoption of the Community acquis.
Türkiye'nin Topluluk müktesebatının benimsenmesine kademeli yaklaşımını yansıtmaktadır.

More Sentences
Common Usage
reflect v. aksettirmek
General
reflect v. aksetmek
reflect v. ifade etmek
reflect v. düşünüp taşınmak
reflect v. göstermek
reflect v. (iyice) düşünmek
reflect v. belirtmek
reflect v. tefekkür etmek
reflect v. sonuç vermek
reflect v. (neticede) beraberinde getirmek
reflect v. derinlemesine kafa yormak
reflect v. derin bir düşünceyle anımsamak
reflect v. (belirli bir şeyin) izlenimini vermek
reflect v. (bir şeyin) kalitesini ortaya koymak
reflect v. laf getirmek
reflect v. itibarını zedelemek
reflect v. kat oluşturmak
reflect v. kırışmak
Technical
reflect v. görüntüsünü yansıtmak (ayna gibi)
Archaic
reflect v. geriye doğru eğilmek
reflect v. geriye eğilmek
reflect v. sapmak
reflect v. başka yöne dönmek

Meanings of "reflect" with other terms in English Turkish Dictionary : 79 result(s)

English Turkish
General
reflect the reality (or realities) v. gerçekleri yansıtmak
The shadow boxing has finished and these tensions reflect the reality that we are now in a vigorous process.
Gölge boksu sona erdi ve bu gerilimler artık güçlü bir sürecin içinde olduğumuz gerçeğini yansıtıyor.

More Sentences
reflect on v. derinlemesine düşünmek
We must urgently begin to reflect on this in slightly more depth.
Bu konu üzerinde acilen biraz daha derinlemesine düşünmeye başlamalıyız.

More Sentences
reflect the facts v. gerçekleri yansıtmak
The final version should reflect the fact that I abstained on that report.
Nihai versiyon, bu raporda çekimser kaldığım gerçeğini yansıtmalıdır.

More Sentences
reflect the truth (or truths) v. gerçekleri yansıtmak
At least let the record reflect the truth of senior year.
En azından kayıtlar son sınıfın gerçeğini yansıtsın.

More Sentences
reflect on v. yansımak
This decision will reflect on his future career.
Bu karar onun gelecekteki kariyerine yansıyacak.

More Sentences
Phrasals
reflect on v. derinlemesine düşünmek
After reflecting on my life up to now, I decided that I needed to change my goals.
Şimdiye kadarki hayatımı derinlemesine düşündükten sonra hedeflerimi değiştirmem gerektiğine karar verdim.

More Sentences
reflect upon (something) v. (bir şeyi) düşünmek
I invite you, therefore, to reflect upon yesterday's tragedy.
Bu nedenle sizi dün yaşanan trajedi üzerine düşünmeye davet ediyorum.

More Sentences
reflect on (something) v. (bir şeyin) üzerine yansımak
The moonlight reflected on the lake.
Ay ışığı gölün üzerine yansıdı.

More Sentences
reflect on (something) v. (bir şeyi) düşünmek
I hope some Members will reflect on that sentence.
Umarım bazı Üyeler bu cümle üzerinde düşünürler.

More Sentences
General
reflect [obsolete] n. yansıma
reflect [obsolete] n. akis
reflect [obsolete] n. derin düşünce
reflect [obsolete] n. tefekkür
reflect [obsolete] n. kabahat bulma
reflect [obsolete] n. kınama
reflect on v. kusur bulmak
reflect upon v. kusur bulmak
reflect on v. ayıplamak
reflect poorly on v. leke sürmek
reflect up v. derinlemesine düşünmek
reflect upon v. ayıplamak
reflect the truth v. doğruyu yansıtmak
reflect the price difference v. fiyat farkını yansıtmak
reflect the price difference v. fiyat farkı yansıtmak
reflect the price increase v. zammı yansıtmak
reflect the beauty v. güzelliği yansıtmak
reflect the pure beauty v. saf güzelliği yansıtmak
reflect the prices v. fiyatları yansıtmak
reflect the truth v. gerçeği yansıtmak
not reflect the reality v. gerçeği yansıtmamak
reflect the spirit of v. ruhunu yansıtmak
reflect the cost v. maliyeti yansıtmak
not reflect someone's inner world v. iç dünyasını yansıtmamak
reflect someone's inner world v. iç dünyasını yansıtmak
reflect the behavior v. davranışı yansıtmak
reflect [obsolete] v. sekmek
reflect [obsolete] v. çarpıp geri sıçramak
reflect [obsolete] v. (silah, tabanca) geri tepmek
Phrasals
reflect upon v. derinlemesine düşünmek
reflect back upon something v. geçmişi düşünmek/hatırlamak
reflect back on something v. geçmişi düşünmek/hatırlamak
reflect upon v. kafa yormak
reflect on v. kafa yormak
reflect (back) upon someone or something v. birini/bir şeyi hatırlamak
reflect (back) upon someone or something v. (geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek
reflect (back) on someone or something v. birini/bir şeyi hatırlamak
reflect (back) on someone or something v. (geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek
reflect upon (something) v. (bir şeye) yansımak
reflect upon (something) v. (bir şeyin) üzerine yansımak
reflect upon (something) v. (bir şeye) aksetmek
reflect upon (something) v. (bir şey) üzerine düşünmek/kafa yormak
reflect on (something) v. (bir şeye) yansımak
reflect on (something) v. (bir şeye) aksetmek
reflect on (something) v. (bir şey) üzerine düşünmek/kafa yormak
Idioms
reflect badly on something v. gölge düşürmek
reflect credit upon something v. olumlu geri dönüşü olmak
reflect credit upon something v. olumlu getirisi olmak
reflect credit upon something v. olumlu yansımak
reflect credit on something v. olumlu geri dönüşü olmak
reflect credit on something v. olumlu yansımak
reflect credit on something v. olumlu getirisi olmak
reflect badly on something v. olumsuz yansımak
reflect on one's face v. yüzüne yansımak
reflect credit on v. -e olumlu geri dönüşü olmak
reflect credit on v. -e olumlu getirisi olmak
reflect credit on v. -e olumlu yansımak
reflect credit on (someone, something, or oneself) v. (birine/bir şeye/kendine) olumlu yansımak
reflect credit on (someone, something, or oneself) v. (birine/bir şeye/kendine) olumlu geri dönüşü olmak
reflect credit on (someone, something, or oneself) v. (birine/bir şeye/kendine) olumlu getirisi olmak
reflect credit upon (someone, something, or oneself) v. (birine/bir şeye/kendine) olumlu yansımak
reflect credit upon (someone, something, or oneself) v. (birine/bir şeye/kendine) olumlu geri dönüşü olmak
reflect credit upon (someone, something, or oneself) v. (birine/bir şeye/kendine) olumlu getirisi olmak
reflect on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yansıtmak
reflect on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) göstergesi olmak
reflect on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin özelliklerini/faziletlerini) yansıtmak
reflect well on somebody/something v. birini/bir şeyi iyi yansıtmak
reflect well on somebody/something v. birini/bir şeyi iyi göstermek
Trade/Economic
reflect on the invoice v. faturaya yansıtmak
Computer
reflect delay n. yans gecikmesi