think - Turkish English Dictionary

think

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "think" in Turkish English Dictionary : 40 result(s)

English Turkish
Common Usage
think v. sanmak
This strategy could, I think, be called a peace dividend method.
Bu strateji, sanırım, barış getirisi yöntemi olarak adlandırılabilir.

More Sentences
think v. düşünmek
I think that this is a very relevant and courageous move and I welcome it.
Bunun çok yerinde ve cesur bir hareket olduğunu düşünüyorum ve bunu memnuniyetle karşılıyorum.

More Sentences
General
think n. düşünce
I like the way you think.
Düşünce tarzını seviyorum.

More Sentences
think n. fikir
I do not think so.
Ben o fikirde değilim.

More Sentences
think v. tasarlamak
We thought much of his first novel.
İlk romanının çoğunu biz tasarladık.

More Sentences
think v. hatırlamak
I don't think that I've ever been so happy.
Hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum.

More Sentences
think v. düşünmek
I think that this is entirely in keeping with the White Paper on Food Safety.
Bunun Gıda Güvenliğine ilişkin Beyaz Kitap ile tamamen uyumlu olduğunu düşünüyorum.

More Sentences
think v. zannetmek
Parents fight, the kid thinks that it is because of him.
Anne baba kavga ettiğinde, çocuk bunun kendi yüzünden olduğunu zannediyor.

More Sentences
think v. inanmak
In this regard, I think the distribution of roles is appropriate.
Parlamentonun bu seçeneği muhafaza etmesinin doğru olduğuna inanıyorum.

More Sentences
think v. ummak
I think that'll be enough.
Onun yeterli olacağını umuyorum.

More Sentences
think n. düşünme
think v. anmak
think v. bellemek
think v. aklından geçirmek
think v. tasavvur etmek
think v. ölçünmek
think v. addetmek
think v. saymak
think v. aklı almak
think v. beklemek
think v. aklına sığdırmak
think v. kurmak
think v. anımsamak
think v. görüşünde olmak
think v. tefekkür etmek
think v. mütalaa etmek
think v. niyetlenmek
think v. niyet etmek
think v. hayal etmek
think v. kafa yormak
think v. ölçüp tartmak
think v. varlığına inanmak
think v. mantık süzgecinden geçirmek
think adj. düşünmeyle ilgili
think adj. düşünmeye ait
think adj. düşünce olarak beliren
Irregular Verb
think v. thought - thought
Computer
think expr. düşün
Literature
think adj. düşünce yazılarına ait
think adj. düşünce yazılarıyla ilgili

Meanings of "think" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
think of v. düşünmek
I am thinking of the ACP group of countries.
ACP grubu ülkelerini düşünüyorum.

More Sentences
General
think big v. büyük düşünmek
We need to think big.
Büyük düşünmeliyiz.

More Sentences
think little of v. önemsiz saymak
Most scientists think little of his finding.
Çoğu bilim adamı onun bulgularını önemsiz sayıyor.

More Sentences
think about v. hakkında düşünmek
However, if you will permit me I would like to ask you think about what I have just said.
Bununla birlikte izin verirseniz az önce söylediklerim hakkında düşünmenizi rica etmek istiyorum.

More Sentences
think of v. hesaba katmak
You should think of their religions.
Onların dinlerini de hesaba katmalısın.

More Sentences
think of v. aklına getirmek
Don't think of it again.
Bir daha aklına getirme.

More Sentences
think of v. hakkında düşünmek
Is that what you think of me?
Benim hakkımda düşündüğün bu mu?

More Sentences
think deeply v. derin derin düşünmek
Bob thought deeply about that matter.
Bob o konuyu derin derin düşündü.

More Sentences
think about v. düşünmek
The second question is what do you think about the regional processes in the candidate countries?
İkinci soru, aday ülkelerdeki bölgesel süreçler hakkında ne düşünüyorsunuz?

More Sentences
think of v. aklına gelmek
I do not wish to give examples, but we can all think of them.
Örnek vermek istemiyorum ama hepimizin aklına gelebilir.

More Sentences
think fit v. uygun görmek
Do as you think fit.
Nasıl uygun görüyorsan öyle yap.

More Sentences
think highly of v. takdir etmek
I know you think highly of Tom.
Tom'u takdir ettiğini biliyorum.

More Sentences
think something over v. üzerinde düşünmek
The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
Karışık zihin, bir şey üzerinde düşünürken tek bir yerde toplanan zihindir.

More Sentences
think up v. bulmak
He thought up an excuse.
Bir bahane buldu.

More Sentences
think carefully v. iyi düşünmek
Think carefully before you promise anything.
Bir şey için söz vermeden önce iyi düşünün.

More Sentences
think carefully v. dikkatli düşünmek
We should, therefore, think carefully and take informed decisions.
Bu nedenle dikkatli düşünmeli ve bilinçli kararlar almalıyız.

More Sentences
think so v. öyle olduğunu düşünmek
I should think so.
Öyle olduğunu düşünmeliyim.

More Sentences
think ahead v. ileriyi düşünmek
The regional agenda, important as it is, must not stop us from thinking ahead.
Bölgesel gündem ne kadar önemli olursa olsun, bizi ileriyi düşünmekten alıkoymamalıdır.

More Sentences
think up v. uydurmak
Tom thought up an excuse.
Tom bir bahane uydurdu.

More Sentences
think of v. anımsamak
I couldn't think of the name of the place.
O yerin ismini anımsayamadım.

More Sentences
think of v. hatırlamak
Whenever I hear that song, I think of my younger days.
Ben o şarkıyı ne zaman duysam daha genç günlerimi hatırlarım.

More Sentences
think over v. üzerinde düşünmek
I've been thinking over the issue for a long time.
Ben uzun bir süredir o konu üzerinde düşünüyorum.

More Sentences
think clearly v. sağlıklı düşünmek
I wasn't thinking clearly.
Sağlıklı düşünemiyordum.

More Sentences
think straight v. sağlıklı düşünmek
You're clearly not thinking straight.
Şu an sağlıklı düşünemediğin ortada.

More Sentences
think positively v. olumlu düşünmek
Please think positively.
Lütfen olumlu düşünün.

More Sentences
want to think v. düşünmek istemek
These are a few of the things we want to think about.
Bunlar üzerinde düşünmek istediğimiz şeylerden birkaçı.

More Sentences
think twice v. iki kez düşünmek
Then, for example, people will think twice before transporting oil in a tanker that is about to fall apart.
O zaman, örneğin, insanlar parçalanmak üzere olan bir tankerle petrol taşımadan önce iki kez düşüneceklerdir.

More Sentences
think [obsolete] v. şüphelenmek
Tom thought that Mary was lying.
Tom Mary'nin yalan söylediğinden şüphelendi.

More Sentences
Phrasals
think about (something) v. (bir şey) yapmayı düşünmek
I haven't even thought about doing that yet.
Henüz bunu yapmayı düşünmedim bile.

More Sentences
Colloquial
you think exclam. sence?
Do you think it was Osborne looking for the flash drive?
Sence flaş belleği arayan Osborne muydu?

More Sentences
Idioms
think positive v. olumlu düşünmek
We're trying to think positive.
Olumlu düşünmeye çalışıyoruz.

More Sentences
Common Usage
make think v. düşündürmek
great minds think alike expr. aklın yolu birdir
General
think tank n. beyin takımı
think-tank n. beyin takımı
think-so n. fikir
think aloud n. sesli düşünme
think piece n. düşünce yazısı
think factory n. düşünce kuruluşu
think factory n. beyin takımı
think factory n. araştırma merkezi
think-tank n. düşünce kuruluşu
think-tank n. beyin takımı
think-tank n. araştırma merkezi
think wrongly v. yanlış düşünmek
not to think much of v. iyi gözle bakmamak
think back v. tekrar düşünmek
think out v. planlamak
not to think much of v. gözü tutmamak
think about v. düşünmek (bir şey yapmayı)
think better of it v. fikrini değiştirmek
think hard v. kafa yormak
think up v. tasarlamak
think the world of v. hayranlık beslemek
think broadly v. enine boyuna düşünmek
think no small beer of oneself v. kendini fasulye gibi nimetten saymak
think the world of v. hayranlık duymak
think better of v. bir şeyi yapmaktan vazgeçmek
think something out v. enikonu düşünmek
think about v. içinden geçirmek
think twice v. etraflıca düşünmek
think back on v. hatırlamak
think better of v. düşünüp fikrini değiştirmek
think over v. tekrar düşünmek
think about v. tasarlamak
think of v. tasarlamak
think of v. düşünmek (bir şey yapmayı)
think out well v. tedbirli olmak
think oneself important v. kendini bir şey sanmak
think ill of v. kötümsemek
think about v. aklına getirmek
think back on v. aklına getirmek
think something over v. iyice düşünmek
think about v. uzun uzun düşünmek
think something impossible v. imkansız gözüyle bakmak
think something out v. enine boyuna düşünmek
think out v. tasarlamak
think something over v. tartmak
think wrong v. yanlış düşünmek
think about v. aklına gelmek
think of v. akıl etmek
think nothing of it v. önem vermemek
make somebody think v. düşündürmek
think of v. aklından geçirmek
think little of v. değer vermemek
think broadly v. geniş düşünmek
think something becoming to v. yakıştırmak
think differently v. ayrı düşünmek
think ill of somebody v. hakkında kötü düşünmek
think over v. düşünüp taşınmak
think through v. usa vurmak
be unable to think v. kafa kalmamak
think nothing of v. hiçe saymak
think something over v. enine boyuna düşünmek
think through v. enine boyuna düşünmek
think out v. mantık çerçevesinde düşünmek
think oneself be important v. fasulye gibi kendini nimetten saymak
think highly of oneself v. fasulye gibi kendini nimetten saymak
start to think he's/she's something special v. ne oldum delisi olmak
think hard v. zihnini kurcalamak
think up v. yaratmak
not to be able to think of v. akıl edememek
think twice v. durup düşünmek
compel someone to think v. düşünmeye zorlamak
think something necessary v. lüzumlu görmek
think something unnecessary v. gereksiz görmek
think something necessary v. gerekli görmek
think of troubling things v. kötü düşünmek
think something unnecessary v. lüzumsuz görmek
think independently v. bağımsız düşünmek
think freely v. bağımsız düşünmek
think something significant v. önemli bulmak
think something necessary v. gerek duymak
think something significant v. önemli görmek
think someone responsible v. sorumlu tutmak
think something significant v. önemli saymak
think something necessary v. gerek görmek
think ill of someone v. birisi hakkında kötü düşüncelere sahip olmak
think ill of v. hakkında kötü düşünmek
be so affected by something that one can't think of anything else v. dünyayı gözü görmemek
think up an idea v. fikir üretmek
think someone is dead v. öldüğünü sanmak
think hard v. fikir yormak
think something strange v. garip karşılamak
think something strange v. tuhaf karşılamak
think something mischivous v. şeytanlık düşünmek
think something wicked v. şeytanlık düşünmek
think something devilish v. şeytanlık düşünmek
think the world of v. çok beğenmek
think little of v. hakkında iyi düşünmemek
think little of v. hiçe saymak
think nothing of v. hakkında iyi düşünmemek
think likewise v. öyle olduğunu düşünmek
think out loud v. sesli düşünmek
think aloud v. sesli düşünmek
think ahead v. önceden düşünmek
think ahead v. gelecekte ne olacağı hakkında çok düşünmek
think ahead v. ilerisini düşünmek
think ahead v. geleceği düşünmek
think ahead v. gelecek için planlar yapmak
think nothing of v. -in gözünde büyük bir iş olmamak
think little of v. -e göre mesele olmamak
think nothing of v. -e göre mesele olmamak
think nothing of v. -e değer vermemek
think little of v. -in gözünde büyük bir iş olmamak
think better of v. bir şeyin mantıklı olmadığını düşünerek -den vazgeçmek
think little of v. -e değer vermemek
think little of v. -i önemsiz saymak
think about v. -i iyice düşünmek
think nothing of v. -i önemsiz saymak
think of oneself v. kendini düşünmek
think nothing of v. gözünde büyük bir iş olmamak
think ahead v. bugünün yarınını düşünmek
think up v. icat etmek
think over v. iyice düşünmek
think out/through v. düşünüp taşınmak
think over v. üzerinde düşünüp taşınmak
think out/through v. tasarlamak
be impossible to think the opposite v. aksi düşünülemez olmak
think over v. kafa patlatmak
think over v. kafa yormak
think wrong about someone v. birisini yanlış tanımak
think positively v. pozitif düşünmek
think wrong about someone v. yanlış tanımak
think highly of oneself v. kendini bir şey sanmak
think nothing of v. önemsiz görmek
think nothing of v. yok saymak
think of v. yadetmek
think of v. yad etmek
think that v. görüşünde olmak
think similarly v. aynı düşünmek
think in the same way v. aynı düşünmek
think over v. üstünde düşünmek
be too tired to think v. (yorgunluktan) kafası durmak
be too tired to think v. (yorgunluktan) beyni durmak
think before doing something v. tartıp biçmek
need time to think v. düşünmek için zamana ihtiyacı olmak
think of a solution v. bir çözüm düşünmek
think defense v. savunmayı düşünmek
think about the future v. geleceğini düşünmek
think someone fit for something v. birinin bir şeye uygun olduğunu düşünmek
think someone fit for something v. birini bir şeye uygun bulmak
think someone fit for someone v. birini başka birine uygun görmek/bulmak
think about the boys v. erkekleri düşünmek
think about the girls v. kızları düşünmek
think the same v. aynı kafadan olmak
think someone is qualified v. birisini bir iş için yeterli bulmak
can't help but think v. düşünmeden edememek
think of going to law school v. hukuk fakültesine gitmeyi düşünmek
think of going to law school v. hukuk okumayı düşünmek
think well of someone v. hakkında iyi/olumlu düşünmek
think like v. (birisi) gibi düşünmek
think like einstein v. einstein gibi düşünmek
think to yourself v. (bir şeyle ilgili) kendi kendine düşünmek
try to think of ways to v. ...manın yollarını aramak
think about v. üzerine düşünmek
think on v. üzerine düşünmek
think very calmly v. çok sakin bir şekilde düşünmek
cause someone to think v. düşündürtmek
make somebody think v. düşündürtmek
think how/what/who... v. diye düşünmek
be so affected by something that one can't think of anything else v. gözü başka hiçbir şeyi göremeyecek kadar bir şeyden etkilenmek
think with one's heart v. hislerine göre hareket etmek
think with one's heart v. duygularına göre hareket etmek
think [dialect] v. hissetmek
think [dialect] v. duyumsamak
think [obsolete] v. gibi görünmek
think [obsolete] v. gibi durmak
think [obsolete] v. kuşku duymak
think [obsolete] v. ummak
think long [dialect] v. özlemek
think long [dialect] v. hasret duymak
think much v. külfet olarak görmek
think much v. gözünde büyütmek
think scorn v. küçümsemek
think scorn v. öfke hissetmek
think scorn v. hafife almak
think different v. farklı düşünmek
one would think that conj. güya
just think! interj. düşün bir kere!
Phrasals
think nothing of v. tereddüdü olmamak
think nothing of v. hiç düşünmeden yapmak
think nothing of v. (bir konuda) hiçbir fikri olmamak
think of v. üzerine düşünmek
think back v. hatırlamak
think about someone v. birini düşünmek
think to v. kendi kendine düşünmek
think to v. içinden demek
think to v. (bir şey yapmayı) düşünmek
think about (someone or something) v. (birini/bir şeyi) derinlemesine düşünmek
think about (someone or something) v. (birine/bir şeye) kafa yormak
think about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında uzun uzun düşünmek
think about (someone or something) v. (birini/bir şeyi) anımsamak
think about (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hatırlamak
think about (someone or something) v. (birini/bir şeyi) düşünmek
think about (someone or something) v. (birini/bir şeyi) göz önünde bulundurmak
think about (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hesaba katmak
think before (one) (does something) v. (bir şey yapmadan) önce iyice düşünmek
think before (one) (does something) v. (bir şeyi) enine boyuna/iyice düşünerek yapmak
think before (one) (does something) v. (bir şey yapmadan) önce durumu tartıp biçmek
think on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerine düşünmek
think on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde uzun uzun düşünmek
think on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde düşünüp taşınmak
think on someone or something v. biri/bir şey üzerine düşünmek
think on someone or something v. biri/bir şey üzerinde uzun uzun düşünmek
think on someone or something v. biri/bir şey üzerinde düşünüp taşınmak
think on someone or something v. birine/bir şeye dalıp gitmek
think upon someone or something v. biri/bir şey üzerine düşünmek
think upon someone or something v. biri/bir şey üzerinde uzun uzun düşünmek
think upon someone or something v. biri/bir şey üzerinde düşünüp taşınmak
think upon someone or something v. birine/bir şeye dalıp gitmek
think to (do something) v. (bir şey yapmayı) düşünmek
think (something) through v. bir şeyi adam akıllı düşünmek
Phrases
think of the children expr. çocukları düşün
think of the children expr. (belli bir iş) çocukları nasıl etkileyeceğini düşün
think of the children expr. peki ya çocuklar?
think of the children expr. peki çocuklar ne olacak?
think of the children expr. gelecek kuşakları/nesilleri düşün
personally I think expr. bence
think simple live simple expr. basit düşün basit yaşa
think-pair-share expr. düşün-eşleştir-paylaş
come to think of it expr. demişken
I think expr. düşündüm ki
think twice code once expr. iki kere düşün bir kere kodla
I shudder to think expr. korkarım ki
think small first expr. önce küçük olanı düşün
think small first expr. önce küçüğü düşün
I dread to think expr. korkarım ki
we must also think more expr. şunu da gözönüne almalıyız ki
we must also think more expr. şunu da gözönüne atmalıyız ki
we must also think more expr. şunu da düşünmeliyiz ki
personally I think expr. şahsen
personally I think expr. şahsen benim fikrim
I think, therefore I am vegan expr. düşünüyorum, öyleyse veganım
Proverb
great minds think alike aklın yolu bir
great minds think alike kalp kalbe karşıdır
great minds think alike kalp kalbe karşıymış
think twice before you speak once iki düşün, bir söyle
think twice before you speak once iki düşün, bir konuş
Colloquial
think-box n. baş
think-box n. kafa
think-box n. beyin
think-box n. saksı
think-box n. akıl
think-box n. zihin
so think about it n. bir düşün istersen
think that one is somehow being conned v. üçkağıda getirildiğini düşünmek
not think of (doing something) v. (bir şey yapmayı) düşünmemek
not think of (doing something) v. (bir şeyi yapmak) aklına gelmemek
not think of (doing something) v. (bir şeyi yapmayı) akıl etmemek
not think of (doing something) v. (bir şeyi yapmayı) aklından bile geçirmemek
not think of (doing something) v. (bir şeyi yapmayı) düşünmeyi bile reddetmek
not think of (doing something) v. (bir şeyi yapmayı) hatırlamamak
not think of (doing something) v. (bir şey yapmak) aklına gelmemek
not think of something/of doing something v. bir şeyi asla yapmamak
not think of something/of doing something v. bir şeyi yapmayı aklından bile geçirmemek
think (one) owns the place v. babasının yeri sanmak
think (one) owns the place v. kendini mekanın sahibi sanmak
think (one) owns the place v. burnu büyüklük etmek
think (one) owns the place v. kibirli davranmak
think you own the place v. sanki babasının yeriymiş gibi davranmak
think you own the place v. sanki mekanın sahibiymiş gibi davranmak
think you own the place v. burnu büyük tavırlar sergilemek
think you own the place v. kibirli davranmak
think you own the place v. kendinden fazla emin davranmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) göre bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) layık görmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) biçilmiş kaftan olarak düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) fiziksel olarak (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) fiziksel olarak (birini/bir şeyi) kaldırabileceğini düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) fiziksel olarak (biriyle/bir şeyle) başa çıkabileceğini düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin, biri/bir şey için) yeterince fit/zinde olduğunu düşünmek
think someone or something fit for someone or something v. birini/bir şeyi tam birine/bir şeye göre bulmak
think someone or something fit for someone or something v. birini/bir şeyi tam birine/bir şeye uygun bulmak
think someone or something fit for someone or something v. birini/bir şeyi, birine/bir şeye layık görmek
think someone or something fit for someone or something v. birini/bir şeyi tam birine/bir şeye biçilmiş kaftan olarak görmek
think someone fit for something v. birinin bir şey için yeterince fit/zinde olduğunu düşünmek
think someone fit for something v. birinin bir şey için yeterince sağlıklı olduğunu düşünmek
think someone fit for something v. birinin bir şey için yeterince formunda olduğunu düşünmek
think someone fit for something v. birinin bir şey için yeterince kondisyonlu olduğunu düşünmek
hear (oneself) think v. kendi sesini/kendi düşüncelerini duyabilmek
hear (oneself) think v. kafasını toparlayabilmek/toplayabilmek
think before doing v. yapmadan önce iyice düşünmek
think before doing v. enine boyuna/iyice düşünerek yapmak
think before doing v. yapmadan önce durumu tartıp biçmek
think to do v. yapmayı düşünmek
some people don't think so expr. bazı insanlar böyle düşünmüyor
think about it! expr. bir düşünsene!
while I think of expr. hatırımdayken
while I think of expr. hazır aklımdayken
people think it's your fault expr. insanlar senin hatan olduğunu düşünüyor
think of it this way expr. şöyle düşün
think of it this way expr. şöyle düşünün
think a number between one and ten expr. 1 ile 10 arasında bir sayı seç
think a number between one and ten expr. 1 ile 10 arasında bir sayı tut
think a number between one and ten expr. 1'den 10'a kadar bir sayı seç
think about what you're doing expr. yaptığın şeyi düşün bir
and I think you do expr. sanırım anlıyorsun
and I think you do expr. anladın sen onu
I should think not expr. zaten öyle olmaması gerekir
I should think not expr. ben de öyle olmaması gerektiğini düşünüyorum
I should think not expr. zannetmiyorum
if you think about it expr. düşününce
when you think about it expr. düşününce
aityd (and I think you do) expr. sanırım anlıyorsun
aityd (and I think you do) expr. anladın sen onu
aityd (and I think you do) expr. sanırım anlıyorsun
aityd (and I think you do) expr. anladın sen onu
anyone would think (something) expr. güya (bir şey)
anyone would think (something) expr. (bir şeymiş) gibi
anyone would think (something) expr. gören de (bir şey) zannedecek/zanneder
anyone would think (that)... expr. güya
anyone would think (that)... expr. '-mış gibi
anyone would think (that)... expr. gören de … zannedecek/zanneder
anyone would think… expr. güya
anyone would think… expr. '-mış gibi
anyone would think… expr. gören de … zannedecek/zanneder
don't even think about it expr. aklının ucundan bile geçirme
don't even think about it expr. aklından bile geçirme
don't even think about it (happening) expr. (olduğunu) düşünme bile
don't even think about it (happening) expr. (olduğunu) aklına bile getirme
don't even think about it (happening) expr. düşüncesi bile kötü
I dread to think (how, what) expr. (nasıl, ne) diye düşünmek bile beni ürkütüyor
I dread to think (how, what) expr. (nasıl olduğunu, ne olduğunu) düşünmek bile istemiyorum
I dread to think (how, what) expr. (nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor
I shudder to think (how, what) expr. (nasıl, ne) diye düşünmek bile beni ürkütüyor
I shudder to think (how, what) expr. (nasıl olduğunu, ne olduğunu) düşünmek bile istemiyorum
I shudder to think (how, what) expr. (nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor
I shudder/dread to think expr. korkarım ki
I shudder/dread to think expr. düşüncesi bile beni ürkütüyor
I shudder/dread to think expr. düşününce tüylerim diken diken oluyor
idts (I don't think so) expr. ben öyle düşünmüyorum
to think (that) expr. düşünsene
to think (that) expr. inanılmaz
to think (that) expr. hayret bir şey
wdyt (what do you think) expr. ne düşünüyorsun?
wdyt (what do you think) expr. sen ne düşünüyorsun?
wdyt (what do you think) expr. sence nasıl?
who does (one) think (one) is fooling? expr. hadi hadi!
who does (one) think (one) is fooling? expr. hadi oradan!
who does (one) think (one) is fooling? expr. hadi canım!
who does (one) think (one) is fooling? expr. (biri) kimi kandırıyor?
who does (one) think (one) is fooling? expr. buna kim kanar?
who does (one) think (one) is kidding? expr. hadi hadi!
who does (one) think (one) is kidding? expr. hadi oradan!
who does (one) think (one) is kidding? expr. hadi canım!
who does (one) think (one) is kidding? expr. (biri) kimi kandırıyor?
who does (one) think (one) is kidding? expr. buna kim kanar?
who does (someone) think (they) are? expr. (biri) kim olduğunu sanıyor?
who does (someone) think (they) are? expr. (biri) kendini ne sanıyor?
who does (someone) think (they) are? expr. (biri) kim oluyor?
you would think expr. (bir şey) beklenirdi
you think exclam. değil mi?
you think exclam. ne dersin?
you think exclam. hadi ya?
you think exclam. gerçekten mi? (kinayeli)
Idioms
think-piece n. düşünce yazısı
think for oneself v. kendi başına düşünmek
think for oneself v. yardım almadan fikir oluşturup karar almak
think things over v. enine boyuna düşünmek
think out of/outside the box v. kalıpların dışında düşünmek
think better of v. mantıksız bulup caymak
think much [obsolete] v. büyük mesele yapmak
think much of v. saygı duymak
think much [obsolete] v. çok görmek
think better of v. düşünüp taşınıp daha iyi bir karar almak
think much of v. gözü tutmak
be unable to hear (oneself) think v. kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak
be unable to hear (oneself) think v. kafasını toparlayamamak/toplayamamak
be unable to hear (oneself) think v. gürültüden dolayı konsantre olamamak
be unable to hear (oneself) think v. kafası şişmek
be unable to hear yourself think v. kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak
be unable to hear yourself think v. kafasını toparlayamamak/toplayamamak
be unable to hear yourself think v. gürültüden dolayı konsantre olamamak
be unable to hear yourself think v. kafası şişmek
can't bear to think about (something) v. düşünmeye bile katlanamamak
can't bear to think about (something) v. düşünmeye bile dayanamamak
can't bear to think about (something) v. düşünmeye bile tahammül edememek
can't bear to think about (something) v. düşüncesini bile kaldıramamak
can't bear to think about (something) v. düşünmek bile istememek
can't bear to think about (something) v. düşüncesi bile hasta etmek/midesini bulandırmak
close (one's) eyes and think of england v. (kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek
close (one's) eyes and think of england v. zor veya istenmeyen bir durum karşısında hayallere dalmak
give (one) something to think about v. haddini bildirmek
give (one) something to think about v. ağzının payını vermek
give (one) something to think about v. dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
think out of the box v. alışılmışın dışına çıkmak
think outside the box v. alışılmışın dışına çıkmak
think the sun shines out somebody's arse or backside v. aşk gözünü kör etmek
think the sun shines out of somebody's arse or backside v. aşk gözünü kör etmek
think out of/outside the box v. at gözlüğünü çıkarmak
think long and hard v. ayrıntılı olarak düşünmek
hardly have time to think v. başını kaşıyacak vakti olmamak
think on one's feet v. beklemeden cevap vermek
think the sun rises and sets on someone v. birisini dünyanın en önemli insanı gibi görmek
think the sun shines out somebody's backside v. birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun rises and sets on someone v. birisini dünyanın merkezine oturtmak
think the sun shines out somebody's arse v. birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun shines out of somebody's backside v. birisine körü körüne hayranlık beslemek
think one is the bee's knees v. burnu kaf dağında olmak
think one is the bee's knees v. burnu büyük olmak
think the sun shines out of somebody's arse v. birisine körü körüne hayranlık beslemek
think someone is god's own cousin v. birisini göklere çıkarmak
think someone is god's own cousin v. birisinin mükemmel olduğunu düşünmek
think someone hung the moon and stars v. birisinin mükemmel olduğunu düşünmek
think someone hung the moon and stars v. birisini göklere çıkarmak
think someone hung the moon and stars v. çok büyük biri gibi görmek
think better of v. durup düşünüp yapmamaya karar vermek
think ahead of one's time v. çağının/zamanının ilerisinde düşünmek
think that the world revolves around oneself v. dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanmak
think that the world revolves around oneself v. çok bencil olmak
think inside the box v. dar düşünmek
hardly have time to think v. çok yoğun/meşgul olmak
think inside the box v. dar çerçeveden bakmak
think the world of v. çok saygı duymak
think the world of v. çok değer vermek
think on one's feet v. çabuk reaksiyon vermek
think less of someone v. ciddiye almamak
think long and hard v. derinlemesine düşünmek
think much of someone v. hakkında iyi/olumlu düşünmek
not think twice about something v. hemen/hiç düşünmeden yapmak
think a great deal of someone v. hakkında iyi/olumlu düşünmek
think on one's feet v. fevri davranmak
can hardly hear yourself think v. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak
can barely hear yourself think v. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak
think someone hung the moon and stars v. gözünde büyütmek
think outside the box v. geniş bir perspektiften bakmak
think the sun rises and sets on someone v. gözü (falancadan) başkasını görmemek
think a lot of someone v. hakkında iyi/olumlu düşünmek
can't hear oneself think v. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak
think highly of someone v. hakkında iyi/olumlu düşünmek
think highly of someone v. iyi gözle bakmak
think a great deal of someone v. iyi gözle bakmak
think much of someone v. iyi gözle bakmak
think a lot of someone v. iyi gözle bakmak
think no small beer of oneself v. kendini dev aynasında görmek
think himself superior v. kendini üstün görmek
think himself superior v. kendini başkalarından üstün görmek
think one is the bee's knees v. kendini çok büyük görmek
think someone hung the moon and stars v. kahraman gibi görmek
think outside the box v. kalıpların dışında düşünmek
think one is the bee's knees v. küçük dağları ben yarattım demek
think less of someone v. kötü/olumsuz düşünmek
think one is the bee's knees v. kendini fasulyeden nimet saymak
think one is the bee's knees v. kendini en değerli insan olarak görmek
can't think straight v. kafayı toparlayamamak
can't think straight v. kafayı toplayamamak
think long and hard v. ölçüp biçmek
think out of the box v. sıra dışı düşünmek
can't think straight v. sağlıklı düşünememek
think positive v. pozitif düşünmek
think a great deal of someone v. takdir etmek
think highly of someone v. takdir etmek
think a lot of someone v. takdir etmek
have another think coming v. tekrar düşünmesi gerekmek
think long and hard v. tartıp biçmek
think much of someone v. takdir etmek
have another think v. tekrar düşünmesi gerekmek
think better of v. yapmamaya karar vermek