planlamak - Turkish English Dictionary

planlamak

Meanings of "planlamak" in English Turkish Dictionary : 69 result(s)

Turkish English
Common Usage
planlamak plan v.
In a few months' time they will be planning elections and the start of election campaigns there.
Birkaç ay içinde orada seçimler ve seçim kampanyalarının başlaması planlanıyor olacak.

More Sentences
General
planlamak schedule v.
Their wedding is scheduled for late-August.
Düğünleri Ağustos sonu olacak şekilde planlanmakta.

More Sentences
planlamak plan out v.
But the writers have this entire series planned out through the second season, so each episode is a surprise.
Fakat yazarlar tüm diziyi ikinci sezona kadar planladılar, bu yüzden her bölüm bir sürpriz.

More Sentences
planlamak orchestrate v.
Tom orchestrated all of this.
Tom tüm bunları planladı.

More Sentences
planlamak plan v.
On the Chechnya situation proper, I am not currently planning any mission there.
Çeçenistan'daki durumla ilgili olarak şu anda orada herhangi bir görev planlamıyorum.

More Sentences
planlamak intend v.
We have launched a consultation and intend to build upon the results of that consultation in a green paper.
Bir istişare başlattık ve bu istişarenin sonuçlarını yeşil bir belgeye dönüştürmeyi planlıyoruz.

More Sentences
planlamak plot v.
I don't know what Tom is plotting.
Tom'un ne planladığını bilmiyorum.

More Sentences
Law
planlamak intend v.
Dagmar Roth-Behrendt intended to move one of the two amendments tonight.
Dagmar Roth-Behrendt bu akşam iki değişiklik önergesinden birini sunmayı planlıyordu.

More Sentences
General
planlamak program v.
planlamak contrive v.
planlamak map something out v.
planlamak have in view v.
planlamak work up v.
planlamak premeditate v.
planlamak draft v.
planlamak envisage v.
planlamak calculate v.
planlamak structure v.
planlamak arrange v.
planlamak devise v.
planlamak programme v.
planlamak design v.
planlamak mark out v.
planlamak think out v.
planlamak schema v.
planlamak concert v.
planlamak project v.
planlamak map out v.
planlamak map v.
planlamak architect v.
planlamak lay out v.
planlamak chart v.
planlamak figure on v.
planlamak blue-print v.
planlamak draught v.
planlamak calendar v.
planlamak cal'late v.
planlamak cast v.
planlamak cast [obsolete] v.
planlamak propose to one's self v.
planlamak ettle [scotland] v.
planlamak excogitate v.
planlamak hatch v.
planlamak deline v.
planlamak conjure v.
planlamak ingeniate [obsolete] v.
planlamak instrument v.
planlamak ink in v.
planlamak plat v.
planlamak practice [obsolete] v.
planlamak prepend v.
planlamak scenarize v.
planlamak scenarise v.
planlamak shape v.
planlamak sked v.
planlamak stall [obsolete] v.
Phrasals
planlamak make out [dialect] v.
planlamak pick out v.
planlamak strike out v.
planlamak look beyond v.
planlamak map out v.
planlamak arrange for v.
planlamak plot out v.
Idioms
planlamak have in the heart v.
Law
planlamak calculate v.
planlamak devise v.
Archaic
planlamak imagine v.
Engineering
planlamak identify v.
Slang
planlamak dope out v.

Meanings of "planlamak" with other terms in English Turkish Dictionary : 105 result(s)

Turkish English
General
yeniden planlamak reschedule v.
We will reschedule this important debate for July; I would appreciate the understanding of my fellow Members.
Bu önemli tartışmayı Temmuz ayı için yeniden planlayacağız; Üye arkadaşlarımın anlayışına müteşekkirim.

More Sentences
almayı planlamak plan to buy v.
Tom plans to buy a new bicycle.
Tom yeni bir bisiklet almayı planlıyor.

More Sentences
Phrasals
(biriyle bir işi) planlamak cook up v.
What else the Commission plans to cook up the day after tomorrow, I do not know.
Komisyon'un yarın öbür gün başka neler hazırlamayı planladığını bilmiyorum.

More Sentences
(tasarım) planlamak set out v.
Tom was able to accomplish everything he'd set out to do.
Tom yapmayı planladığı her şeyi başardı.

More Sentences
Colloquial
soygun planlamak plan a robbery v.
Fadil called his brother and they planned a robbery.
Fadıl erkek kardeşini aradı ve bir soygun planladılar.

More Sentences
General
ayrıntılarıyla planlamak map out v.
belirli bir zamana göre planlamak time v.
birlikte planlamak conspire v.
önceden planlamak preplan v.
önceden planlamak forecast v.
bütçe planlamak plan a budget v.
önceden planlamak premeditate v.
toplantı planlamak plan a meeting v.
iş planlamak plan a business v.
biriyle birlikte bir şeyler ayarlamak/planlamak set something up with someone v.
önceden planlamak pre-plan v.
yapmayı planlamak aim to do v.
yapmayı planlamak aim to do v.
tekniğe ve mekaniğe aşırı şekilde bel bağlayarak planlamak veya oluşturmak mechanize v.
tekniğe ve mekaniğe aşırı şekilde bel bağlayarak planlamak veya oluşturmak mechanise v.
zihinde planlamak veya tasarlamak meditate v.
projeyi bir dizi önemli adımla planlamak milestone v.
iyi planlamak bulletproof v.
hatalı planlamak misintend v.
kötü şekilde planlamak misplan v.
yeniden planlamak reorchestrate v.
(oda, bina) yeniden planlamak replan v.
aceleyle planlamak clap v.
gezi planlamak design v.
yola çıkmayı planlamak design v.
fazla planlamak overprogram v.
güvenle planlamak count v.
önceden planlamak foredesign v.
'-i planlamak forelay [dialect] v.
önceden planlamak foreplan v.
önceden planlamak precogitate v.
önceden planlamak preconcert v.
önceden planlamak precontrive v.
önceden planlamak preorder v.
sırasıyla planlamak preorder v.
önceden planlamak preschedule v.
belirli bir zaman veya yer için planlamak slate v.
Phrasals
geçici olarak planlamak pencil in n.
(bir şey) planlamak have on v.
(biri için) gidilecek yolu planlamak chart something out (for someone or something) v.
bir şeyi ilerde belirli bir zamanda yapmayı planlamak slate for v.
bir şey yaratmak/planlamak/uydurmak drum up v.
(birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlamak gear to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlamak gear toward (someone or something) v.
ile toplantı, etkinlik, görüşme planlamak line up with v.
biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme planlamak line someone or something up with someone or something v.
bir şeyi bir şey olarak planlamak intend something as something v.
kısa bir zaman dilimi için (bir çok şey) planlamak jam with (something) v.
(bir şey yapmayı) planlamak aim to (do something) v.
birine de yetecek şekilde planlamak allow for someone v.
önceden planlamak allow for v.
(bir şey yapmayı) planlamak aim to (do something) v.
birine de yetecek şekilde planlamak allow for someone v.
önceden planlamak allow for v.
bir şeyi planlamak arrange for something v.
biri/bir şey için bir şey planlamak arrange something for someone or something v.
içerisinde biri/bir şey olan bir şey planlamak/hazırlamak arrange something with someone or something v.
birinin/bir şeyin dahil olduğu bir şey planlamak arrange something with someone or something v.
biriyle/bir şeyle bir şey planlamak arrange something with someone or something v.
ile (bir şey) planlamak arrange (something) with v.
içinde (bir şeyle) bir şey ayarlamak/planlamak arrange (something) with v.
içinde (bir şeyin) olduğu bir şey hazırlamak/planlamak arrange (something) with v.
-li bir şey hazırlamak/planlamak/organize etmek arrange with v.
ile bir şey hazırlamak/planlamak/organize etmek arrange with v.
bir şeyi planlamak bargain for something v.
bir şeyi planlamak bargain on something v.
(bir şeyi) planlamak bargain on (something) v.
bir etkinlik düzenlemek/planlamak bring something all together v.
(biriyle) bir işi/bir şeyi planlamak cook something up (with someone) v.
(biriyle) planlamak coordinate with (someone) v.
'-e hitap edecek şekilde planlamak gear toward v.
'-e hitap edecek şekilde planlamak gear to v.
bir şeyi planlamak get something up v.
(bir şeyi biri/bir şey) için ayırmak/planlamak intend (something) for (someone or something) v.
(bir şeyi birine/bir şeye) vermeyi hedeflemek/planlamak intend (something) for (someone or something) v.
(bir şey) olarak düşünmek/planlamak intend as v.
-i planlamak plan for v.
-i planlamak plan on v.
(birinin/bir şeyin bir şeyi) belirli bir zamanda yapmasını planlamak slate (someone or something) for (something) v.
Colloquial
aylarca planlamak plan out for months v.
suikast planlamak plot an assassination v.
belirli bir zaman için bir şey planlamak arrange something for some time v.
belirli bir zaman için planlamak arrange for some time v.
Idioms
birlikte planlamak lay heads together v.
(bir şey olabilecek şekilde) planlamak work it so (that) (something is the case) v.
(bir şey olabilecek şekilde) planlamak work it/things (so that...) v.
bir şeyi kötü yapmak ya da planlamak up to no good v.
bir şeyi ilk döneme ağırlık verecek şekilde planlamak front load v.
bir şeyin başlangıç dönemini yoğun olacak ve giderek yoğunluğu azalacak şekilde planlamak front load v.
bir olayı aşıp/geride bırakıp geleceği planlamak look past v.
(bir şey) planlamak bring (something) all together v.
yapmayı planlamak figure on doing v.
bir şey yapmayı planlamak figure on doing something v.
Politics
suikast yapmayı planlamak plan to assassinate v.
suikast yapmayı planlamak plot to assassinate v.
Music
detayları planlamak choreograph v.
Theatre
tiyatro oyununda şarkıların ne zaman ve nerede çalacağını planlamak block out v.
tiyatro oyununu planlamak block out v.
Archaic
birlikte planlamak pack cards v.
Slang
(birini) öldürmeyi planlamak whack (one) v.