sanmak - Turkish English Dictionary

sanmak

Meanings of "sanmak" in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

Turkish English
Common Usage
sanmak think v.
This strategy could, I think, be called a peace dividend method.
Bu strateji, sanırım, barış getirisi yöntemi olarak adlandırılabilir.

More Sentences
sanmak suppose v.
Jumping off a plane was more fun than I supposed.
Uçaktan atlamak sandığımdan daha eğlenceliydi.

More Sentences
General
sanmak reckon v.
I reckon it's going to snow soon.
Sanırım yakında kar yağacak.

More Sentences
sanmak presume v.
I presume this means he will reply in the normal way and within the normal period.
Sanırım bu, normal şekilde ve normal süre içerisinde cevap vereceği anlamına geliyor.

More Sentences
sanmak take v.
What do you take us for?
Bizi ne sanıyorsunuz?

More Sentences
sanmak fancy v.
I fancy it will snow this week.
Sanırım bu hafta kar yağacak.

More Sentences
sanmak expect v.
I expect this is your first time for this.
Sanırım bunu ilk kez yapıyorsunuz.

More Sentences
sanmak assume v.
In early obedience, as it were, to the vote which, I assume, will be a large majority in favour.
Öyle sanıyorum ki, önceden de olduğu gibi, büyük bir çoğunluğun lehte oy kullanacağı oylamaya önceden riayet ederek.

More Sentences
sanmak suspect v.
I suspect it was Tom who broke the window.
Pencereyi kıranın Tom olduğunu sanıyorum.

More Sentences
sanmak believe v.
The EBRD is not, as some might believe, the ambassador of ultra-liberalism.
EBRD, bazılarının sandığı gibi ultra-liberalizmin elçisi değildir.

More Sentences
sanmak imagine v.
It is not, therefore, such an inflexible, blinkered policy as might be imagined at first glance.
Dolayısıyla bu, ilk bakışta sanıldığı kadar esnek olmayan, gözünü karartmış bir politika değildir.

More Sentences
sanmak guess v.
I guess the truth is that I was afraid of disappointing myself.
Sanıyorum asıl gerçek kendimi hayal kırıklığına uğratmaktan korkmamdı.

More Sentences
sanmak consider v.
Do you consider yourself wise, Caty?
Kendini bilge mi sanıyorsun, Caty?

More Sentences
sanmak suppose v.
I suppose we will take note of it but only in a few hours’ time, I fear.
Sanırım bunu not alacağız ama korkarım sadece birkaç saat içinde.

More Sentences
sanmak take for v.
sanmak repute v.
sanmak put down v.
sanmak conjecture v.
sanmak esteem v.
sanmak flatter oneself v.
sanmak surmise v.
sanmak be under the assumption v.
sanmak deem v.
sanmak calculate v.
sanmak ettle [scotland] v.
sanmak wis [obsolete] v.
sanmak mean [obsolete] v.
sanmak harp [obsolete] v.
sanmak hypothesize v.
sanmak hypothesise v.
sanmak conceit [obsolete] v.
sanmak divine v.
sanmak pull v.
sanmak set [obsolete] v.
Phrasals
sanmak conjecture on v.
Law
sanmak consider v.
Archaic
sanmak trow v.
sanmak ween v.
sanmak devise v.

Meanings of "sanmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 95 result(s)

Turkish English
Phrasals
(birini/bir şeyi başkası/başka bir şey) sanmak take (someone or something) for (something) v.
Tom is, on account of his accent, often taken for a Dutchman; he is in fact an Englishman.
Tom, aksanından dolayı genellikle Hollandalı sanılır; oysa aslında bir İngiliz'dir.

More Sentences
General
kendini bir şey sanmak think oneself important v.
kendini bir şey sanmak be too big for one's boots v.
başkası sanmak mistake v.
kendini bir şey sanmak get above oneself v.
önceden gördüğünü sanmak deja vu v.
kendini bir şey sanmak fancy oneself as something v.
öldüğünü sanmak think someone is dead v.
-e sahip olduğunu sanmak credit with v.
kendini bir şey sanmak think highly of oneself v.
bir şeyi başka bir şey sanmak mistake something for something else v.
birisini başka birisi sanmak mistake someone for someone else v.
bir şeyi başka bir şey sanmak mix something up with something else v.
birisini başka birisi sanmak mix someone up with someone else v.
bir şeyi başka bir şey sanmak confuse one thing with another v.
birisini başka birisi sanmak confuse someone with another v.
Phrasals
başka bir şey olduğunu sanmak read (someone or something) as (someone or something) v.
olduğunu düşünmek/sanmak set down v.
doğru sanmak eat up v.
(birini/bir şeyi) bir şey sanmak take (someone or something) for v.
birini başkası sanmak mix up v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) sanmak confuse (someone or something) with (someone or something) v.
(bir şeyi bir şey) saymak/sanmak interpret (something) as (something) v.
(bir şey) sanmak labor under (something) v.
olduğunu sanmak read as v.
(birini bir şey) sanmak take (one) for (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) sanmak take (someone or something) as (something) v.
(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunu sanmak/düşünmek take (someone or something) for (something) v.
(birini/bir şeyi) bir şey sanmak take (someone or something) for (something) v.
Proverb
kazlarını kuğu sanmak all someone's geese are swans
kazlarını kuğu sanmak all someone's geese are swans
Colloquial
kuvvetle sanmak bet v.
doğru sanmak eat it up v.
olduğunu sanmak run away with the idea v.
olduğunu sanmak run away with the notion v.
babasının yeri sanmak think (one) owns the place v.
kendini mekanın sahibi sanmak think (one) owns the place v.
Idioms
kendini bir şey sanmak feel one's oats v.
elifi mertek sanmak not be able to tell one end (of something) from the other v.
elifi mertek sanmak not know one end (of something) from another v.
kendini (bir şey) sanmak call (oneself) a (something) v.
birisini ölmüş sanmak take someone for dead v.
birisini öldü sanmak take someone for dead v.
dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanmak think that the world revolves around oneself v.
kendini bir şey sanmak fancy oneself as v.
kendini bir şey sanmak get a swelled head v.
kendini bir bok sanmak be full of oneself v.
kendini çok önemli sanmak be full of oneself v.
kendini matah bir şey sanmak thinks he's the cat's whiskers v.
kendini matah bir şey sanmak thinks he's the bee's knees v.
kendini matah bir şeyler sanmak thinks she's the cat's whiskers v.
kendini matah bir şeyler sanmak thinks she's the bee's knees v.
kendini bir şey sanmak be full of oneself v.
kendini bir bok sanmak fancy oneself as v.
kendini bir şey sanmak be too big for one's britches v.
kendini bir şey sanmak be above (oneself) v.
kendini bir şey sanmak get above yourself v.
kendini bir şey sanmak be above yourself v.
kendini bir şey sanmak have a swelled head v.
ekmek elden su gölden devam edeceğini sanmak think the world owes (one) a living v.
emek vermeden yemek olabileceğini sanmak think the world owes (one) a living v.
ekmek elden su gölden devam edeceğini sanmak think the world owes you a living v.
emek vermeden yemek olabileceğini sanmak think the world owes you a living v.
öyle sanmak be under the impression that v.
… sanmak be under the impression that... v.
kendini bir şey sanmak be above yourself v.
kendini bir şey sanmak get above yourself v.
kendini bir şey sanmak be too big for your boots [uk] v.
kendini bir şey sanmak be too big for your britches [australia] v.
kendini bir şey sanmak feel oats v.
kendini bir şey sanmak get too big for (one's) britches v.
(birinin bir şey) olduğunu düşünmek/sanmak have (got) (one) pegged as (something) v.
her şeyi bildiğini sanmak have/know all the answers v.
kendini yolun sahibi sanmak own the road v.
tüm yol/şeritler kendine ait sanmak own the road v.
tarlada gittiğini sanmak own the road v.
birisinin kötü olduğunu sanmak/düşünmek put down as bad v.
ölmüş/öldü sanmak take for dead v.
hayali gerçek sanmak take the shadow for the substance [dated] v.
birinin kötü olduğunu sanmak/düşünmek put someone down as something bad v.
kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak (s)he thinks (s)he is the be-all and end-all expr.
kazlarını kuğu sanmak all his geese are swans expr.
kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak (s)he thinks (s)he is the bee's knees expr.
kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak (s)he thinks (s)he is the cat's whiskers expr.
emek vermeden yemek olur (sanmak) (think) the world owes you a living expr.
hiçbir şey yapmadan rahatça yaşayabilirim (sanmak) (think) the world owes you a living expr.
ekmek elden su gölden devam edebilirim (sanmak) (think) the world owes you a living expr.
çalışıp çabalamadan birilerinin üzerinden geçinip gidebilirim (sanmak) (think) the world owes you a living expr.
Psychology
önceden duyduğunu sanmak deja entendu v.
Slang
kendini bir bok sanmak fancy oneself as v.
kendini bir bok sanmak think (one's) shit doesn't stink v.
kendini bir şey sanmak think (one's) shit doesn't stink v.
kendini bir bok sanmak think (one's) shit don't stink v.
kendini bir şey sanmak think (one's) shit don't stink v.
Modern Slang
kendini bir şey sanmak be acting hollywood v.