kaçırmak - Turkish English Dictionary

kaçırmak

Meanings of "kaçırmak" in English Turkish Dictionary : 58 result(s)

Turkish English
Common Usage
kaçırmak miss v.
I simply want to apologise to the presidency and to the House for missing my timeslot.
Sadece zaman dilimimi kaçırdığım için Başkanlıktan ve Meclis'ten özür dilemek istiyorum.

More Sentences
General
kaçırmak leak v.
The tire leaks air.
Lastik hava kaçırıyor.

More Sentences
kaçırmak slip v.
I think I can't let this opportunity slip by.
Sanırım bu fırsatı kaçıramam.

More Sentences
kaçırmak abduct v.
He was abducted from the territory of a European Union Member State.
Bir Avrupa Birliği Üye Devletinin topraklarından kaçırılmıştır.

More Sentences
kaçırmak spoil v.
This means that we are in fact spoiling our opportunities for even considering external candidates.
Bu da aslında dışarıdan adayları değerlendirmek için bile fırsatlarımızı kaçırdığımız anlamına geliyor.

More Sentences
kaçırmak whisk v.
The kidnappers whisked Tom into a van and quickly drove away.
Kaçıranlar Tom'u bir minibüse tıkıp hızla uzaklaştılar.

More Sentences
kaçırmak hijack v.
They are an invitation to terrorists to hijack material for the making of a nuclear bomb.
Teröristlere nükleer bomba yapımı için malzeme kaçırmaları için davetiye çıkarmaktadırlar.

More Sentences
kaçırmak pass up v.
I didn't want to pass up the chance of seeing Hong Kong, so I agreed to go on the trip.
Hong Kong'u görme şansını kaçırmak istemedim, bu yüzden geziye gitmeyi kabul ettim.

More Sentences
kaçırmak lose v.
He must have lost his marbles.
O, keçileri kaçırmış olmalı.

More Sentences
kaçırmak miss v.
Unfortunately, the European Union began by missing an historic opportunity.
Ne yazık ki Avrupa Birliği tarihi bir fırsatı kaçırarak işe başladı.

More Sentences
kaçırmak miss out v.
We, in Europe, have missed out on growth because over the last few decades coordination has been lacking.
Avrupa'da son birkaç on yıldır koordinasyon eksik olduğu için büyümeyi kaçırdık.

More Sentences
kaçırmak exude v.
kaçırmak throw v.
kaçırmak go off the rails v.
kaçırmak put to flight v.
kaçırmak rape v.
kaçırmak drive v.
kaçırmak cause to escape v.
kaçırmak let slip v.
kaçırmak run v.
kaçırmak smuggle v.
kaçırmak steal v.
kaçırmak throw away v.
kaçırmak ooze v.
kaçırmak ravish v.
kaçırmak shuffle v.
kaçırmak thrown away v.
kaçırmak snatch v.
kaçırmak spirit away v.
kaçırmak throwaway v.
kaçırmak carry v.
kaçırmak give off v.
kaçırmak frighten away v.
kaçırmak let escape v.
kaçırmak bleed v.
kaçırmak abduce [obsolete] v.
kaçırmak feeze [obsolete] v.
kaçırmak feize v.
kaçırmak pheese v.
kaçırmak skeet [dialect] v.
Phrasals
kaçırmak carry away v.
kaçırmak carry someone or something away v.
kaçırmak make off with v.
kaçırmak dip out v.
kaçırmak bleed out v.
kaçırmak chase away v.
kaçırmak skip out on v.
Colloquial
kaçırmak go bananas v.
Idioms
kaçırmak carry off v.
kaçırmak be out of one's mind v.
Politics
kaçırmak kidnap v.
Technical
kaçırmak bleed off v.
Archaic
kaçırmak ravish v.
kaçırmak balk v.
kaçırmak bauk v.
kaçırmak baulk v.
kaçırmak rouse v.
Slang
kaçırmak scrobble v.

Meanings of "kaçırmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
keyfini kaçırmak upset v.
Let's not do anything that might upset Tom.
Tom'un keyfini kaçırabilecek bir şey yapmayalım.

More Sentences
(adam/çocuk) kaçırmak kidnap v.
It has kidnapped innocent Japanese civilians, most of whom have died in mysterious circumstances.
Masum Japon sivilleri kaçırmış ve bunların çoğu gizemli bir şekilde ölmüştür.

More Sentences
General
(tadını/keyfini) kaçırmak dampen v.
The defeat didn't dampen his spirits.
Yenilgi, onun neşesini kaçırmadı.

More Sentences
fırsatı kaçırmak miss an opportunity v.
We have missed an opportunity to be clearer and more coherent.
Daha açık ve tutarlı olma fırsatını kaçırdık.

More Sentences
tadını kaçırmak spoil v.
Tom spoiled the movie for Mary by telling her how it ends.
Tom, filmin nasıl bittiğini söyleyerek Mary'nin seyir tadını kaçırdı.

More Sentences
fırsat kaçırmak miss the opportunity v.
I regret that in Nice we missed the opportunity to implement this treaty change.
Nice'de bu antlaşma değişikliğini hayata geçirme fırsatını kaçırdığımız için üzgünüm.

More Sentences
kız kaçırmak kidnap v.
Sami kidnapped another girl.
Sami başka bir kızı kaçırdı.

More Sentences
çocuk kaçırmak kidnap v.
You thought you were going to kidnap the kid, didn't you?
Aklın sıra çocuğu kaçıracaktın değil mi?

More Sentences
gözden kaçırmak miss out v.
A number of points have also been missed out.
Bazı noktalar da gözden kaçırılmıştır.

More Sentences
gözünden kaçırmak miss v.
That is to miss the point.
Bu, asıl noktayı gözden kaçırmaktır.

More Sentences
gözünden kaçırmak overlook v.
I must've overlooked something.
Bir şeyi gözümden kaçırmış olmalıyım.

More Sentences
hava kaçırmak lose air v.
The tyre is losing air.
Lastik hava kaçırıyor.

More Sentences
korkutup kaçırmak scare away v.
The tourists scare away the animals and disrupt their natural activity patterns.
Turistler hayvanları korkutup kaçırıyor ve doğal faaliyet düzenlerini bozuyor.

More Sentences
treni kaçırmak miss the train v.
If you don't miss the train, you'll get there on time.
Treni kaçırmazsan oraya vaktinde varırsın.

More Sentences
gözden kaçırmak miss v.
So, he was the killer? How did I miss that?
Yani katil o muydu? Ben bunu nasıl gözden kaçırdım?

More Sentences
kaçırmak (birini/bir şeyi bir ülkeye veya yurtdışına) smuggle v.
Traffickers demand astronomical amounts to smuggle their customers to the West.
İnsan tacirleri müşterilerini Batı'ya kaçırmak için astronomik meblağlar talep etmektedir.

More Sentences
gözden kaçırmak overlook v.
It may be that I have overlooked this, and if that is the case, I crave your indulgence.
Bunu gözden kaçırmış olabilirim ve eğer öyleyse, hoşgörünüze sığınıyorum.

More Sentences
fırsat kaçırmak pass up v.
We must not pass up that opportunity.
Bu fırsatı kaçırmamalıyız.

More Sentences
vergi kaçırmak evade tax v.
He was accused of evading tax.
Vergi kaçırmakla suçlandı.

More Sentences
otobüsü kaçırmak miss the bus v.
The coworker claimed he had missed the bus.
İş arkadaşı otobüsü kaçırdığını iddia etti.

More Sentences
fırsatı kaçırmak miss the boat v.
I think that the Commission will be missing the boat.
Komisyon'un fırsatı kaçıracağını düşünüyorum.

More Sentences
ipin ucunu kaçırmak lose the thread v.
The experts are beginning to lose the thread, and the citizens are completely lost.
Uzmanlar ipin ucunu kaçırmaya başladı ve vatandaşlar tamamen kayboldu.

More Sentences
fırsat kaçırmak miss out on v.
If we simply close our eyes and continue, we shall be shipwrecked and miss out on a great historic opportunity.
Eğer sadece gözlerimizi kapatıp devam edersek gemimiz batacak ve büyük bir tarihi fırsatı kaçıracağız.

More Sentences
uçağı kaçırmak miss the plane v.
He may have missed the plane.
Uçağı kaçırmış olabilir.

More Sentences
uçak kaçırmak miss a plane v.
Have you ever missed a plane?
Hiç bir uçak kaçırdın mı?

More Sentences
kaçırmak (fırsat/tren vb) miss v.
He was out of town, so he missed my birthday party.
Şehir dışındaydı, bu yüzden doğum günü partimi kaçırdı.

More Sentences
fırsat kaçırmak miss a chance v.
In other words, there are a few people who never miss a chance to turn everything against Strasbourg.
Başka bir deyişle her şeyi Strazburg'un aleyhine çevirme fırsatını kaçırmayan birkaç kişi var.

More Sentences
gözden kaçırmak lose sight of v.
Last but not least, we do not want our reforms to lose sight of the need for cohesion.
Son olarak reformlarımızın uyum ihtiyacını gözden kaçırmasını istemiyoruz.

More Sentences
silah kaçırmak smuggle weapons v.
Israel says the tunnels are used to smuggle weapons.
İsrail tünellerin silah kaçakçılığı için kullanıldığını söylüyor.

More Sentences
uçağı kaçırmak miss the flight v.
I don't want to miss the flight.
Uçağı kaçırmak istemiyorum.

More Sentences
uyuşturucu kaçırmak smuggle drugs v.
I heard that Tom had been smuggling drugs into America for years before he got caught.
Tom'un yakalanmadan önce yıllarca Amerika'ya uyuşturucu kaçırdığını duydum.

More Sentences
sınavı kaçırmak miss the exam v.
I don't want to miss the exam.
Sınavı kaçırmak istemiyorum.

More Sentences
gözden kaçırmak overlook v.
Time and again, an important question is overlooked, however.
Ancak zaman zaman önemli bir soru gözden kaçırılıyor.

More Sentences
teslim tarihini kaçırmak miss the deadline v.
She missed the deadline.
Son teslim tarihini kaçırdı.

More Sentences
ağzından kaçırmak slip v.
He talked too much and let the secret slip.
Çok konuştu ve sırrını ağzından kaçırdı.

More Sentences
(top, atış) kaçırmak miss v.
He gets furious anytime he misses a ball.
Ne zaman bir top kaçırsa öfkelenir.

More Sentences
yemeği fazla kaçırmak overeat v.
During the holiday season, it's easy to overeat.
Tatil sezonunda yemeği fazla kaçırmak kolaylaşır.

More Sentences
(bir yerden) kaçırmak spring v.
They came up with a plan to spring him from prison.
Onu hapisten kaçırmak için bir plan yaptılar.

More Sentences
Phrasals
fırsatı kaçırmak throw away v.
Don't throw away a good opportunity.
Güzel bir fırsatı kaçırma.

More Sentences
(bir etkinliği vb) kaçırmak (katılamamak) miss out on v.
As a result, consumers miss out on access to the required level of information and on cooling-off periods.
Sonuç olarak, tüketiciler gerekli düzeyde bilgiye erişimi ve bekleme sürelerini kaçırmaktadır.

More Sentences
(bir şey) fırsatını kaçırmak miss out on (something) v.
It would be a pity if you missed out on seeing Tom while you're in Boston.
Boston'dayken Tom'u görme fırsatını kaçırırsan yazık olur.

More Sentences
Colloquial
ağzından kaçırmak let it slip v.
This is a secret just between you and me, so don't let it slip out.
Bu sadece seninle benim aramda bir sır, bu yüzden ağzından kaçırma.

More Sentences
otobüsü kaçırmak miss the bus v.
He may have missed the bus.
Otobüsü kaçırmış olabilir.

More Sentences
Idioms
ağzından kaçırmak spill the beans v.
She may spill the beans.
O, ağzından kaçırabilir.

More Sentences
Common Usage
keyfini kaçırmak dampen v.
General
fidye için birini kaçırmak kidnap v.
dozunu kaçırmak know no bounds v.
keyfini kaçırmak give the pips v.
altına kaçırmak pee one's pants v.
elinden kaçırmak slip through one's fingers v.
adam kaçırmak abduct v.
kaçırmak (uçak/gemi) hijack v.
huzurunu kaçırmak unsettle v.
ağzından kaçırmak blunder out v.
vapuru kaçırmak miss the boat v.
fazla kaçırmak overdo v.
neşesini kaçırmak deject v.
ölçüyü kaçırmak know no bounds v.
fırsat kaçırmak miss an opportunity v.
fırsat kaçırmak muff an opportunity v.
(neşesini) kaçırmak chill v.
gözlerini kaçırmak turn one's eyes away v.
aklını kaçırmak loose one's marbles v.
fırsat kaçırmak muff a chance v.
korkutup kaçırmak frighten away v.
ağzından laf kaçırmak let slip v.
keyfini kaçırmak depress v.
içkiyi fazla kaçırmak have a drop too much v.
esrar kaçırmak run drugs v.
ağzından kaçırmak let fall v.
keyfini kaçırmak indispose v.
ağzından kaçırmak blab v.
ağzından kaçırmak let slip v.
keyfini kaçırmak cast down v.
huzurunu kaçırmak disquiet v.
dozunu kaçırmak draw the long bow v.
fırsatı kaçırmak miss the opportunity v.
gümrükten mal kaçırmak smuggle v.
ipin ucunu kaçırmak lose the thread of v.
ağzından kaçırmak blab out v.
huzurunu kaçırmak disturb v.
içkiyi fazla kaçırmak take a drop too much v.
aklını kaçırmak take leave of one's senses v.
içkiyi fazla kaçırmak drink to excess v.
dozunu kaçırmak overdo v.
fırsatı kaçırmak let something go by the board v.
aklını kaçırmak lose one's reason v.
isteğini kaçırmak disincline v.
fazla kalıp tadını kaçırmak wear out one's welcome v.
keyfini kaçırmak discomfort v.
keçileri kaçırmak go crazy v.
ağzından kaçırmak babble v.
fırsat vb kaçırmak blow v.
aklını kaçırmak be out of one's senses v.
aklını kaçırmak go out of one's mind v.
ağzından kaçırmak let something slip v.
kız kaçırmak elope with a girl v.
ağzından laf kaçırmak let a secret out v.
ürküterek kaçırmak stampede v.
tadını kaçırmak dampen v.
ölçüyü kaçırmak (içki vb) overdrink v.
altına kaçırmak piss oneself v.
fazla kalıp tadını kaçırmak overstay one's welcome v.
kaçırmak (birini) abduct v.
kaçırmak (uçak, gemi) hijack v.
aklını kaçırmak go mad v.
tadını kaçırmak mar v.
kaçırmak (çocuk vb) kidnap v.
ağzından kaçırmak blurt out v.
keçileri kaçırmak go out of one's mind v.
elinden kaçırmak miss v.
ağzından kaçırmak blurt something out v.
altına kaçırmak mess one's clothes v.
elinden kaçırmak (fırsat vb) let slip v.
ipin ucunu kaçırmak lose control of v.
ağzından kaçırmak rap out v.
kaçırmak (keyfi) take the edge off v.
fırsatı kaçırmak miss opportunity v.
ipin ucunu kaçırmak lose one's grip v.
elden kaçırmak lose v.
korkutup kaçırmak scare off v.
ağzından kaçırmak betray v.
kantarın topunu kaçırmak ovrstep the limit v.
dozunu kaçırmak spoil v.
aklını kaçırmak loose one's senses v.
aklını kaçırmak flip v.
keyfini kaçırmak flatten v.
ucunu kaçırmak lose the thread of v.
uçak kaçırmak skyjack v.
gizlice kaçırmak spirit v.
ağzından kaçırmak let (something) slip out v.
aklını kaçırmak lose one's marbles v.
keçileri kaçırmak lose one's marbles v.
ölçüyü kaçırmak overdo v.
ölçüyü kaçırmak pass the limit v.
yeterince uyanık olmadığından fırsatı kaçırmak be asleep at the switch v.
keyfini kaçırmak miff v.
toplumun huzurunu kaçırmak create social unrest v.
keyfini kaçırmak dispirit v.
bakışlarını kaçırmak take one's eyes away from v.
bakışlarını kaçırmak avert one's eyes away from v.
bakışlarını kaçırmak turn one's eyes away v.
gözden kaçırmak not notice v.
gözden kaçırmak go unnoticed v.
keçileri kaçırmak go in a mad frenzy v.
tadını kaçırmak spoil (something) v.
tadını kaçırmak cast a damper on (something) v.
araç kaçırmak highjack v.
elinden kaçırmak fail to keep possession of v.
fazla kaçırmak overdrink v.
fazla kaçırmak overeat v.
otobüsü kaçırmak fail to catch the bus on time v.
idrarını kaçırmak leak urine v.
çişini kaçırmak leak urine v.
gümrükten mal kaçırmak smuggle goods v.
genzine kaçırmak go down the wrong way v.
ağzından kaçırmak blurt v.
huzurunu kaçırmak disconcert v.
kantarın topunu kaçırmak make a meal of v.
rahatını kaçırmak disturb v.
rahatını kaçırmak trouble v.
rahatını kaçırmak annoy v.
rahatını kaçırmak bother v.
rahatını kaçırmak discomfort v.
rahatını kaçırmak hassle v.
kaçırmak (uçak vb) hijack v.
çok hızlı gidip kaçırmak overshoot v.
keyfini kaçırmak turn off v.
ölçüyü kaçırmak go over the limit v.
ucu ucuna kaçırmak just enough off the mark v.
bir sayıyla kaçırmak be down to one number v.
aklını kaçırmak become insane v.
aklını kaçırmak be out of one's mind v.
tarihi eser kaçırmak smuggle historical artifacts v.
silah kaçırmak smuggle arms v.
korkutup kaçırmak scare someone away v.
korkutup kaçırmak scare something away v.
doğumu kaçırmak miss the birth v.
hamile bir kızı kaçırmak kidnap a pregnant girl v.
birini evinden kaçırmak abduct someone in one’s home v.
bir dakikayla kaçırmak miss it by a minute v.
dönüşü kaçırmak miss a turn v.
elindeki son fırsatı kaçırmak miss one’s last opportunity v.
golü kaçırmak miss the goal v.
öğün kaçırmak miss a meal v.
küçük bir ayrıntıyı kaçırmak miss one tiny detail v.
gözden kaçırmak fail to notice v.
birini zorla kaçırmak abduct v.
ağzından kaçırmak babble out something v.
fırsatı kaçırmak dally away v.
neşesini kaçırmak depress v.
içkiyi biraz fazla kaçırmak have a little too much to drink v.
bir gün ile kaçırmak miss by a day v.
dersi kaçırmak miss the class v.
araba kaçırmak carjack v.
filmi kaçırmak miss the movie v.
küçük ayrıntıları kaçırmak miss small details v.
küçük detayları kaçırmak miss small details v.
gözünü kaçırmak turn one's eyes away v.
bakışlarını kaçırmak avert one's gaze v.
gözlerini kaçırmak avert one's gaze v.
(çorap) kaçırmak ladder v.
huzurunu kaçırmak nag v.
gözden kaçırmak hide the face from v.
huzurunu kaçırmak put out of one's way v.
huzurunu kaçırmak put out of the way v.
huzurunu kaçırmak toss v.
huzurunu kaçırmak turn v.
keyfini kaçırmak dispirit v.
topu elinden kaçırmak drop the ball v.
haberleri kaçırmak miss the news v.
(fırsat/şans) kaçırmak balk v.
huzurunu kaçırmak unsettle v.
(mal, mülk) kaçırmak eloign v.
korkutup kaçırmak startle v.
ağzından kaçırmak escape v.
keyfini kaçırmak unhorse v.
keyfini kaçırmak enranckle v.
yanlışlıkla kaçırmak baulk v.
keyfini kaçırmak unspirit v.
(gaz, hava, su) kaçırmak leak v.
fazla kaçırmak exceed [obsolete] v.
tadını kaçırmak mangle v.
ağzından kaçırmak bolt v.
gözünü kaçırmak hide v.
(birini) kaçırmak highjack v.
(uçak) kaçırmak highjack v.
(birini) kaçırmak hijack v.
tadını kaçırmak miscook [scotland] v.
tadını kaçırmak misguide [scotland] v.
gözünden kaçırmak mislippen [dialect] v.
(balinayı) korkutarak kaçırmak gally v.
ürkütüp kaçırmak lowbell v.
gözden kaçırmak gley [scotland] v.
gözünden kaçırmak overgaze v.
gözden kaçırmak overgo [dialect] [uk] v.
gözünden kaçırmak oversee [dialect] v.
uyanma vaktini kaçırmak oversleep v.
huzurunu kaçırmak commote v.
esprisini kaçırmak dishumor [us] v.
keyfini kaçırmak dishumour [uk] v.
esprisini kaçırmak dishumour [obsolete] [uk] v.
keyfini kaçırmak dismay v.
keyfini kaçırmak disspirit [obsolete] v.
huzurunu kaçırmak disturb [obsolete] v.
(genellikle fidye için) köpek kaçırmak dognap v.
huzurunu kaçırmak faze v.
rahatını kaçırmak faze v.
korkutup kaçırmak fear v.
altına kaçırmak pee v.
elinden kaçırmak forego v.
korkutup kaçırmak pheese v.
önden keyfini kaçırmak preindispose v.
(avı) korkutarak doğal sığınma yerinden kaçırmak scare v.
hızla kaçırmak scurry v.
keyfini kaçırmak shake [obsolete] v.
(sinekleri) duman ile kaçırmak smoke v.
korkutup kaçırmak spring v.
elden kaçırmak spring v.
Phrasals
(birinden veya bir şeyden) gözlerini kaçırmak avert (something) (away) from n.
(birinden veya bir şeyden) gözlerini kaçırmak avert something (away) from someone or something n.
gözden kaçırmak pass over v.
huzurunu kaçırmak put about v.
huzurunu kaçırmak put off v.
sahnede veya konuşurken bocalamak/takılmak/söyleyeceğini unutmak/kaçırmak/atlamak go up v.
ağzından kaçırmak come out v.
birini kaçırmak/alıkoymak abduct (someone) from v.
birini birinin elinden kaçırmak abduct someone from someone or something v.
birini bir yerden kaçırmak abduct someone from someone or something v.
aptalcasına kaçırmak give away v.
iştahını kaçırmak put off v.
korkutup kaçırmak scare away v.
kapıp kaçırmak bear off v.
(sınırdan vb) (mal/insan) kaçırmak smuggle someone or something through v.
(bir etkinliği vb) kaçırmak (katılamamak) lose out on v.
(fırsat/şans) elden kaçırmak give away v.
(sınırdan vb) (mal/insan) kaçırmak smuggle something/someone across something v.
(sınırdan vb) (mal/insan) kaçırmak smuggle someone or something past v.
tadını kaçırmak carry (something) to extremes v.
birini bir şeyden/bir yerden korkutup kaçırmak frighten off v.
(birini bir yerden) firar ettirmek/kaçırmak spring (one) (from some place) v.
(birinin/bir şeyin bir şeyle) bir anda keyfini kaçırmak strike (someone or something) with (something) v.
(birini) korkutup (bir şeyden/yerden) kaçırmak terrify (one) out of (something or some place) v.
(birini) dehşetle/korkuyla (bir şeyden) kaçırmak terrorize (one) out of (something) v.
yıkayarak rengini soldurmak/kaçırmak wash out v.
bir yerlere kaçırmak whisk away v.
spor müsabakasında para karşılığı kasten sayı kaçırmak shave off v.
bir şeyi/sıvıyı dışarı kaçırmak spout something out v.
bir şeyi ağzından kaçırmak spout something out v.
(bir şeydeki) şansını kaçırmak lose out in (something) v.
(bir şeyi) kaybetmek/kaçırmak lose out in (something) v.
alıp kaçırmak whisk off v.
birini alıp bir yerlere kaçırmak whisk off v.
hapisten kaçırmak/kurtarmak rescue from (someone or something) v.
(birini/bir hayvanı) korkutup bir şeyin/yerin içine kaçırmak frighten someone (or an animal) into something v.
(birini/bir hayvanı) korkutup bir şeyin/yerin içine kaçırmak frighten someone or an animal in v.
birini/bir hayvanı korkutup bir yerden kaçırmak terrify someone or an animal out of something v.
-den kaçırmak abduct from v.
(birine) bir şeyi ağzından kaçırmak blurt something out (at someone) v.
birinin keyfini kaçırmak bring someone down v.
hapisten kaçırmak/firar ettirmek bust out (of some place) v.
birini hapisten kaçırmak/firar ettirmek bust someone out of somewhere v.
(birini/bir şeyi) kaçırmak carry someone or something off v.
(birini/bir şeyi) bir yerden kaçırmak chase (someone or something) (away) from some place v.
(birini/bir şeyi bir yerden) kaçırmak chase (someone or something) out of (some place) v.
bir yerden kaçırmak chase from some place v.
bir yerden kaçırmak chase out of some place v.
birini/bir şeyi bir yerden kaçırmak chase someone or something out of some place v.
birini/bir şeyi bir şeyin tepesine kaçırmak chase someone or something up something v.
gözünden kaçırmak look over v.
-i kaçırmak elope with v.
birini/bir şeyi korkutup kaçırmak frighten someone or something away v.
birini/bir şeyi korkutup kaçırmak frighten someone or something off v.
korkutup bir şeyin/yerin içine kaçırmak frighten into v.
korkutup (bir şeyden) kaçırmak frighten out of (something) v.
(birinin) keyfini kaçırmak get (one) down v.
birinin keyfini kaçırmak get someone down v.
(birinden/bir şeyden) bakışlarını/gözlerini kaçırmak look away (from someone or something) v.
(bir şeyi) kaçırmak (katılamamak) lose out on (something) v.
(bir şeyi) kaçırmak miss out on (something) v.
(bir şeyi) fazla kaçırmak overdose with (something) v.
(birinin bir şeyden) hevesini/iştahını kaçırmak put (one) off (something) v.
(birinin bir şeyden) hevesini/iştahını kaçırmak put (one) off of (something) v.
-den kaçırmak rescue from v.
(birini bir şeyden) korkutup kaçırmak/uzaklaştırmak scare (one) away from (something) v.
(birini/bir şeyi) korkutup kaçırmak/uzaklaştırmak scare (someone or something) away v.
korkutup kaçırmak/uzaklaştırmak scare out v.
korkutup (bir şeyden/bir yerden) dışarı kaçırmak/çıkarmak scare out of (something) v.
(sınırdan) (mal/insan) kaçırmak smuggle (someone or something) across v.
(sınırdan) (mal/insan) kaçırmak smuggle (someone or something) past (someone or something) v.
(sınırdan) (mal/insan) kaçırmak smuggle (someone or something) through (something or some place) v.
(sınırdan) (mal/insan) kaçırmak smuggle across v.
kötü kokudan kaçırmak stink out v.
kötü kokutup kaçırmak stink out v.
pis kokudan kaçırmak stink out v.
konuşmasıyla (bir şeyi) elinden kaçırmak talk (oneself) out of (something) v.
birinin keyfini kaçırmak turn someone upside down v.
(mekan) soğuktan herkesi kaçırmak freeze out v.
keyfini kaçırmak beat down v.
Phrases
gözlerini kaçırmak glance away v.
Proverb
küçük şeylerle/ayrıntılarla meşgul olmaktan asıl amacı kaçırmak/ıskalamak too busy fighting alligators to drain the swamp
küçük şeylerle/ayrıntılarla meşgul olmaktan asıl amacı kaçırmak/ıskalamak too busy fighting alligators to drain the swamp
Colloquial
ağzından küfür kaçırmak drop the f-bomb v.
aklını kaçırmak go off one's rocker v.
birinin keyfini kaçırmak kill someone's buzz v.
geceleri uykusunu kaçırmak keep someone up at night v.
ipleri elinden kaçırmak let rip v.
keyfini kaçırmak put a damper on v.
neşesini kaçırmak put the dampers on v.
neşesini kaçırmak put a damper on v.
keyfini kaçırmak put the dampers on v.
1 numarayla kaçırmak (horse race betting) I was down to one number v.
ağzından kaçırmak let it drop v.
fırsatı kaçırmak do (one's) dash v.
keçileri kaçırmak go dotty v.
(bir şey için) heyecandan aklını yitirmek/kaçırmak go dotty v.
aklını kaçırmak go moggy [south africa] v.
(bir şey için) heyecandan aklını yitirmek/kaçırmak go moggy [south africa] v.
ölçüsünü kaçırmak lay on v.
dozunu kaçırmak lay on v.
altına kaçırmak wet (one's) pants v.
çişini kaçırmak wet (one's) pants v.
şansını kaçırmak/kaybetmek tear it v.
alkolü fazla kaçırmak lush up v.
alkolün dozunu kaçırmak lush up v.
ağzından "fuck" kelimesini kaçırmak drop the f-bomb v.
yanlışlıkla/kazara altına kaçırmak have an accident v.
keçileri kaçırmak be barking mad v.
keçileri kaçırmak be barking [uk] v.
keçileri kaçırmak go bananas v.
keçileri kaçırmak üzere olmak be losing it v.
fırsatı kaçırmak blow it v.
fırsatı kaçırmak blow your chances v.
bir şeyi elinden kaçırmak blow something v.
bir öğünü atlamak/kaçırmak fly light v.
içkiyi fazla kaçırmak have had a few (too many) v.
(golf) atışı kaçırmak chunk v.
topu potanın kenarından sektirerek/döndürerek basketi kaçırmak rim out v.
bazı yerleri kaçırmak zone in and out v.
Idioms
birilerinin keyfini kaçırmak ruffle a few feathers n.
hevesini kaçırmak take the wind out of one's sails v.
az daha altına kaçırmak not able to hold it (in) v.
ayrıntılarda boğulup büyük resmi kaçırmak trade off the orchard for an apple v.
ağzından kaçırmak open (one's) big mouth v.
ipin ucunu kaçırmak go a bit far v.
tadını tuzunu kaçırmak throw a wet blanket over (something) v.
tadını tuzunu kaçırmak throw a wet blanket over something v.
(bir şeyi) ucu ucuna/kıl payı/son anda kaçırmak be within a whisker of (something) v.
korkudan altına etmek/yapmak/kaçırmak be scared silly to death v.
korkudan altına etmek/yapmak/kaçırmak be scared stiff to death v.
içkiyi kaçırmak crook (one's) elbow v.
içkiyi kaçırmak crook the elbow v.
içkiyi kaçırmak bend one's elbow v.
gemiyi kaçırmak break ship v.
keyfini bozmak/kaçırmak pop (one's) bubble v.
keyfini bozmak/kaçırmak pop the bubble of (someone) v.
küçük balığı kovalayıp büyük balığı kaçırmak win the battle, but lose the war v.
keçileri kaçırmak clutch one's pearls v.
keçileri kaçırmak clutch the pearls v.
(topu) kaçırmak/yakalayamamak let slip by v.
(hatayı) kaçırmak let slip by v.
gözünden kaçırmak let slip by v.
(önemli bir tarihi, planı) kaçırmak/unutmak let slip by v.
(topu) kaçırmak/yakalayamamak let something slip by v.
(önemli bir tarihi, planı) kaçırmak/unutmak let something slip by v.
(topu) kaçırmak/yakalayamamak let something slide by v.
(önemli bir tarihi, planı) kaçırmak/unutmak let something slide by v.
altına kaçırmak have an accident v.
ağızdan kaçırmak let the cat out of the bag v.
ağzından kaçırmak blab v.
ağzından kaçırmak lay bare v.
ağzından kaçırmak let something drop v.
ağzından kaçırmak let out v.
ağzından kaçırmak let the cat out of the bag v.
ağzından kaçırmak let on v.
ağzından kaçırmak blow the gaff v.
ağzından kaçırmak gush v.
aklını kaçırmak lose one's marbles v.
aklını kaçırmak lose all one's marbles v.
aklını kaçırmak be off one's rocker v.
aklını kaçırmak have taken leave of one's senses v.
aklını kaçırmak go off one's nut v.
aklını kaçırmak go off one's rocker v.
aklını kaçırmak go mad v.
aklını kaçırmak lose one's mind v.
aklını kaçırmak be off one's trolley v.
aklını kaçırmak take leave of one's senses v.
aklını kaçırmak be out of one's head v.
aklını kaçırmak be off one's nut v.
aklını kaçırmak go off one's trolley v.
aklını kaçırmak be off one's head v.
büyük bir fırsat kaçırmak miss a golden opportunity v.
bir şeyi ağzından kaçırmak let something slip out v.
bir şeyi ağzından kaçırmak blurt something out v.
bir şeyi ağzından kaçırmak let something slip v.
fırsatı kaçırmak miss the boat v.
fırsatı elinden kaçırmak let the chance slip by v.
ellerinin ucundan kaçırmak slip through someone's fingers v.
elinden kaçırmak slip through the net v.
elinden kaçırmak slip through someone's fingers v.
içkiyi fazla kaçırmak have a few too many v.
ipin ucunu kaçırmak give away the store v.
ipin ucunu kaçırmak miss the thread v.
içkiyi fazla kaçırmak have one too many v.
ipin ucunu kaçırmak lose the thread v.
ipin ucunu kaçırmak give the store away v.
içkiyi kaçırmak drink to excess v.
keyfini kaçırmak cast a chill over v.
keçileri kaçırmak be barking mad v.
keyfini kaçırmak put someone's pecker up v.
keyfini kaçırmak put a damper on v.
keçileri kaçırmak lose the plot v.
keçileri kaçırmak go barking mad v.
keçileri kaçırmak lose all one's marbles v.
keyfini kaçırmak get someone's pecker up v.
kantarın topunu kaçırmak make a meal of v.
keyfini kaçırmak put the dampers on v.
keçileri kaçırmak have a slate loose v.
kulağına kar suyu kaçırmak put a bug in someone's ear v.
keyfini kaçırmak let down v.
ölçüyü kaçırmak go too far v.
keyfini kaçırmak put a dampener on something v.
neşesini kaçırmak put a damper on v.
keçileri kaçırmak lose one's mind v.
neşesini kaçırmak put the dampers on v.
ölçüyü kaçırmak go overboard v.
parmaklarının ucundan kaçırmak let something slip through one's fingers v.
rahatını kaçırmak put someone's pecker up v.
parmaklarının ucundan kaçırmak slip through someone's fingers v.
parmaklarının arasından kaçırmak slip through someone's fingers v.
rahatını kaçırmak get someone's pecker up v.
şansı kaçırmak gum up the works v.
sırrı ağzından kaçırmak let something slip out v.
tadını kaçırmak take the gild off the gingerbread v.
tadını kaçırmak hit a sour note v.
tadını kaçırmak strike a sour note v.
tempo kaçırmak break one's stride v.
tadını kaçırmak take the gilt off the gingerbread v.
(sözleri) rahatsız etmek/keyfini kaçırmak have someone's words stick in one's craw v.
yakalamışken kaçırmak slip through someone's fingers v.
(bir sürprizi vb) ağzından kaçırmak spill the works v.
(bir sürprizi vb) ağzından kaçırmak spill the beans v.
keçileri kaçırmak leap off the deep end v.
aklını kaçırmak go off (one's) dot v.
aklını kaçırmak join (up) the dots v.
tadını kaçırmak put a downer on something v.
keyfini kaçırmak put a downer on something v.
ipin ucunu kaçırmak lose the drift (of something) v.
(konuyu) kaçırmak lose the drift (of something) v.
ipin ucunu kaçırmak lose the drift/thread of something v.
(konuyu) kaçırmak lose the drift/thread of something v.
(bir hikayeyi, tartışmayı) takip edememek/anlamamak/kaçırmak lose the drift/thread of something v.
elindeki fırsatı kaçırmak drop the ball v.
elinden kaçırmak drop the ball v.
aklını kaçırmak go off the deep end v.
aklını kaçırmak, aklını kaybetmek jump off the deep end v.
aklını kaçırmak go in off the deep end v.
aklını kaçırmak leap off the deep end v.
ipin ucunu kaçırmak carry something to extremes v.
ipin ucunu kaçırmak take something to extremes v.