defer

Meanings of "defer" in Turkish English Dictionary : 18 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	defer v.	ertelemek
As far as I am concerned, I defer the vote of the French socialist delegation on this report. Bana kalırsa Fransız sosyalist delegasyonunun bu raporla ilgili oylamasını erteliyorum. More Sentences
Trade/Economic
2	Trade/Economic	defer v.	ertelemek
Yet, we can no longer defer the enforcement of these rights. Ancak, artık bu hakların uygulanmasını erteleyemeyiz. More Sentences
General
3	General	defer v.	ertelemek (borç vb)
4	General	defer v.	sonraya bırakmak
5	General	defer v.	saygı göstermek
6	General	defer v.	uymak
7	General	defer v.	ağırdan almak
8	General	defer v.	tecil etmek
9	General	defer v.	tehir etmek
10	General	defer v.	kabul etmek
11	General	defer v.	ötelemek
12	General	defer v.	riayet etmek
Trade/Economic
13	Trade/Economic	defer v.	geciktirmek
14	Trade/Economic	defer v.	ötelemek
15	Trade/Economic	defer v.	sonraya bırakmak
16	Trade/Economic	defer v.	talik etmek
17	Trade/Economic	defer v.	temdit etmek
18	Trade/Economic	defer v.	tehir etmek

Meanings of "defer" with other terms in English Turkish Dictionary : 19 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	defer to v.	boyun eğmek
2	General	defer to v.	saygı göstermek
3	General	defer to v.	kabul etmek
4	General	out of defer adv.	riayeten
5	General	out of defer adv.	hürmeten
6	General	in defer adv.	hürmeten
Phrasals
7	Phrasals	defer to someone v.	başkalarına bilgilerinin ya da statülerinin daha yüksek olmalarından ötürü (fikirlerine katılmasanız bile) sizinle ilgili karar almalarına ya da size bir şey yaptırmalarına müsaade etmek
8	Phrasals	defer to someone or something (on something) v.	(bir konuda) birine/bir şeye boyun eğmek
9	Phrasals	defer to someone or something (on something) v.	(bir konuda) birine/bir şeye uymak
10	Phrasals	defer to someone or something (on something) v.	(bir konuda) birine/bir şeye riayet etmek
11	Phrasals	defer to someone or something (on something) v.	(bir konuda) birine/bir şeye baş eğmek
12	Phrasals	defer to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) boyun eğmek
13	Phrasals	defer to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) uymak
14	Phrasals	defer to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) riayet etmek
15	Phrasals	defer to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) baş eğmek
Speaking
16	Speaking	with all due defer to you expr.	hatırınız kalmasın
Law
17	Law	motion to defer n.	erteleme kararı
18	Law	defer the decision v.	karar vermeyi talik etmek
Computer
19	Computer	defer until n.	ertelenme tarihi