English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | divided adj. | bölünmüş | ||
Opinions are more divided in Boston. Boston'da görüşler daha bölünmüş durumda. More Sentences |
||||
Common Usage | divided adj. | ayrılmış | ||
I think Mrs Sanders-ten Holte had an excellent proposal for a regulation divided into two separate chapters. Bayan Sanders-ten Holte'nin iki ayrı bölüme ayrılmış bir tüzük için mükemmel bir önerisi olduğunu düşünüyorum. More Sentences |
||||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | divided adj. | bölünmüş | ||
The United States is more divided now than ever. Amerika Birleşik Devletleri artık her zamankinden daha fazla bölünmüştür. More Sentences |
||||
General | ||||
General | divided adj. | farklı | ||
General | divided adj. | ayrı | ||
General | divided adj. | farklı parça veya bölümlerden oluşan | ||
General | divided adj. | (mantıkta) bölünmeye tabi olan | ||
General | divided adj. | (mantıkta) bölünen | ||
General | divided adj. | hisselere dağıtılmış | ||
General | divided adj. | paylaştırılmış | ||
General | divided adj. | çatışan çıkar, durum veya nesnelere yönelmiş | ||
General | divided adj. | ayrı tutulmuş | ||
Law | ||||
Law | divided adj. | aile bağından özgürleşmiş | ||
Law | divided adj. | aile yükümlülüğünden ayrılmış | ||
Technical | ||||
Technical | divided adj. | parçalarına ayrılmış | ||
Traffic | ||||
Traffic | divided adj. | karşı yönde hareket eden şeritten ayrılmış (yol) | ||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | divided adj. | parçalanmış | ||
Botanic | ||||
Botanic | divided adj. | tabana veya orta damara uzanan kesilerle farklı parçalara ayrılmış (yaprak) | ||
Music | ||||
Music | divided adj. | birkaç gruba ayrılma belirten müzikal yönlendirme | ||
Ottoman Turkish | ||||
Ottoman Turkish | divided adj. | munkasem | ||