dolamak - Turkish English Dictionary

dolamak

Meanings of "dolamak" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
dolamak twine v.
When you put a Christmas tree on the top of your car, you need to bind it with twine to make sure it stays there while you drive.
Arabanızın üstüne bir Noel ağacı koyduğunuzda, sürerken orada kaldığından emin olmak için arabaya dolayarak bağlamanız gerekir.

More Sentences
dolamak wrap v.
She wrapped her arms around his neck.
Kollarını onun boynuna doladı.

More Sentences
dolamak loop v.
She skillfully looped a rope around the bull's neck.
Boğanın boynuna ustalıkla bir ip doladı.

More Sentences
Common Usage
dolamak wind v.
General
dolamak wind round v.
dolamak bandage v.
dolamak whirl v.
dolamak rotate v.
dolamak lap v.
dolamak enwrap v.
dolamak coil v.
dolamak cincture v.
dolamak coil up v.
dolamak twist v.
dolamak enlace v.
dolamak reel up v.
dolamak reel v.
dolamak encircle v.
dolamak weave v.
dolamak ceinture v.
dolamak entrail v.
dolamak querl [dialect] v.
dolamak imply [obsolete] v.
dolamak inlace v.
dolamak convolve [obsolete] v.
dolamak corkscrew v.
Phrasals
dolamak twist up v.
Technical
dolamak wind v.
dolamak wring v.

Meanings of "dolamak" with other terms in English Turkish Dictionary : 65 result(s)

Turkish English
General
(kol vb.) dolamak throw v.
She threw her arms around him and thanked him for the gift.
Kollarını ona dolayarak hediye için teşekkür etti.

More Sentences
sarmak ya da dolamak için kullanılan ağ caul [obsolete] n.
bir şeyi başka bir şeye dolamak entwine something around v.
dolamak (ip) whip v.
kuşak dolamak encincture v.
birbirine dolamak interlace v.
diline dolamak keep on running down (someone) v.
diline dolamak keep on and on (saying the same thing) v.
dile dolamak keep on saying (the same thing) v.
parmağına dolamak get (something) on the brain v.
-e dolamak intertwine with v.
kollarını birbirlerine dolamak entwine one's arms around each other v.
sarık gibi başa dolamak turban v.
türban gibi dolamak turban v.
etrafına dolamak enwind v.
bir ipi (bir şeyin) etrafına dolamak woold v.
(yelkeni) dolamak muzzle v.
birbirine dolamak intertex [obsolete] v.
birbirine dolamak intertwist v.
birbirine dolamak intervolve v.
birbirine dolamak interwreathe v.
birbirine dolamak intort v.
(ip veya halatı) yumak yapıp dolamak snake v.
bükerek etrafına dolamak turn v.
Phrasals
bir şeyi diline dolamak yack something up v.
çevresinde dolamak twist something around v.
etrafına dolamak wind around v.
(bir şeyle) birbirine geçirmek/dolamak intertwine with (something) v.
bir şeyi bir şeye dolamak wind something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne sarmak/dolamak wind something onto something v.
bir şeyi bir şeye dolamak wind something on v.
bir şeyi bir şeyin üstüne sarmak/dolamak wind something on v.
diline dolamak bandy about v.
bir şeyi halka şeklinde dolamak/sarmak coil something up v.
birini/bir şeyi bir şeye dolaştırmak/dolamak enmesh someone or something in something v.
(birini/bir şeyi bir şeye) dolaştırmak/dolamak entangle (someone or something) in (something) v.
(birine/bir şeye bir şey) dolamak entangle (someone or something) with (something) v.
bir şeyi birine/bir şeye dolamak entwine something around someone or something v.
(birine/bir şeye) sarmak/dolamak entwine around (someone or something) v.
birini/bir şeyi diline dolamak harp on someone or something v.
(birini/bir şeyi) diline dolamak harp on about (someone or something) v.
(bir şeyle) dolamak interlace with (something) v.
bir şeyi bir şeyle dolamak interlace something with something v.
birbirine dolamak/dolaştırmak knot together v.
(birinin/bir şeyin) etrafına dolamak twine around (someone or something) v.
(bir şeyin) içine sarmak/dolamak wind in v.
üstüne dolamak wind on v.
üstüne dolamak wind onto v.
(birinin/bir şeyin) etrafına dolamak wrap around (someone or something) v.
Idioms
bir konuyu diline dolamak harp on one string v.
birinin başına dolamak rope someone into v.
diline dolamak keep harping on something v.
diline dolamak harp on the same string v.
parmağına dolamak have a bee in one's bonnet v.
(birini/bir şeyi) diline dolamak keep harping on about (someone or something) v.
konuyu diline dolamak belabor the point v.
kendini (bir şekilde) dolamak coil (itself) up into something v.
diline dolamak keep harping on v.
(bir şeyi) diline dolamak keep harping on (something) v.
(bir şeyi bir şeye) dolamak wind (something) on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne sarmak/dolamak wind (something) on (something) v.
Marine
gırcalayı dolamak marline v.
(kirişin etrafına) sıkıca ip dolamak serve v.
Archaic
birbirine dolamak implicate v.
Slang
siki çarşafa dolamak fuck up v.