entirety

Meanings of "entirety" in Turkish English Dictionary : 8 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	entirety n.	külliyet
2	General	entirety n.	tümlük
3	General	entirety n.	bütün
4	General	entirety n.	tüm
5	General	entirety n.	bütünlük
6	General	entirety n.	tamlık
7	General	entirety n.	mükemmellik
8	General	entirety n.	tüm/bütün şey

Meanings of "entirety" with other terms in English Turkish Dictionary : 22 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	in its entirety adv.	bütünü ile
Examine the question in its entirety. Soruyu bütünü ile inceleyin. More Sentences
2	General	in its entirety adv.	bütünüyle
Our position relates to the report and not to the outcome of the Convention in its entirety. Tutumumuz raporla ilgili olup, Konvansiyon'un bütünüyle ilgili değildir. More Sentences
Colloquial
3	Colloquial	in its entirety expr.	tamamını
We Swedish Social Democrats chose to vote in favour of the resolution in its entirety and in favour of Amendment No 12. Biz İsveçli Sosyal Demokratlar, kararın tamamı ve 12 No'lu Değişiklik lehinde oy kullanmayı tercih ettik. More Sentences
4	Colloquial	in their entirety expr.	tamamını
We have therefore chosen to vote against these reports in their entirety. Dolayısıyla bu raporların tamamına karşı oy kullanmayı tercih ettik. More Sentences
General
5	General	tenancy by the entirety n.	mal ortaklığı
6	General	entirety concept n.	bütünlük kavramı
7	General	conceived in its entirety n.	kendi bütünlüğü içinde düşünülmüş
8	General	in its entirety adv.	tamamen
9	General	in its entirety adv.	kendi bütünselliği içerisinde
10	General	in its entirety adv.	baştan sona
11	General	in its entirety adv.	bütün yanlarıyla
12	General	in its entirety adv.	bütün yönleriyle
Phrases
13	Phrases	taken in its entirety expr.	bütünüyle ele alındığında
Trade/Economic
14	Trade/Economic	tenant by entirety n.	müşterek mülkiyet
Law
15	Law	estate by the entirety n.	eşlerden birisi öldüğünde bütün malların diğer eşe kalması
16	Law	estate by the entirety n.	eşler arasında bütün malların iştirak halinde mülkiyeti
17	Law	tenancy by the entirety n.	iştirak halinde mülkiyet
18	Law	estate by entirety n.	iştirak halinde mülkiyet
19	Law	tenancy by the entirety n.	karı koca arasındaki müşterek mülkiyet
20	Law	tenancy by the entirety n.	karı koca arasındaki mal ortaklığı
Politics
21	Politics	apply in its entirety v.	bütünü ile uygulamak
22	Politics	this regulation shall be binding in its entirety and directly applicable in the member states expr.	bu tüzük üye devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır