| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | exceed v. | sınırı aşmak | ||
|
But if 19 reactors from the candidate countries are incorporated, we will clearly exceed that limit. Ancak aday ülkelerden 19 reaktörün dahil edilmesi halinde bu sınırı aşacağımız açıktır. More Sentences |
||||
| Common Usage | exceed v. | aşmak | ||
|
He exceeded the set fishing limit. Belirlenen balık tutma sınırını aştı. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | exceed v. | sınırı aşmak | ||
|
First of all, Europe must step in when the noise source exceeds limits, for example in the form of products. Her şeyden önce gürültü kaynağı örneğin ürün şeklinde sınırları aştığında Avrupa devreye girmelidir. More Sentences |
||||
| General | exceed v. | aşmak | ||
|
I need to exceed my regular workload this week. Bu hafta normal iş yükümü aşmam gerekiyor. More Sentences |
||||
| General | exceed v. | geçmek | ||
|
The maximum number of weekly working hours may not then exceed 52. Haftalık azami çalışma saati sayısı 52'yi geçemez. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | exceed v. | aşmak | ||
|
I think I have exceeded the time allowed to me. Sanırım bana tanınan süreyi aştım. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | exceed v. | geçmek | ||
|
The boy grew taller and taller, till at last he exceeded his father in height. Çocuğun boyu uzadıkça uzadı, sonunda babasının boyunu geçti. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | exceed v. | haddini aşmak | ||
| General | exceed v. | ileri gitmek | ||
| General | exceed v. | aşırıya kaçmak | ||
| General | exceed v. | tecavüz etmek | ||
| General | exceed v. | fazla olmak | ||
| General | exceed v. | üstün gelmek | ||
