Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
fat
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"fat"
in Turkish English Dictionary : 87 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
fat
n.
yağ
2
Common Usage
fat
v.
şişmanlatmak
3
Common Usage
fat
v.
semirtmek
4
Common Usage
fat
adj.
şişko
5
Common Usage
fat
adj.
tombul
6
Common Usage
fat
adj.
yağlı
General
7
General
fat
n.
içyağı
8
General
fat
n.
yağ
9
General
fat
n.
mahsulün en iyi kısmı
10
General
fat
n.
en iyi üretim
11
General
fat
n.
en bereketli üretim
12
General
fat
n.
en iyi kısım
13
General
fat
n.
(dramatik eserde) can alıcı rol veya replik
14
General
fat
v.
besiye çekmek
15
General
fat
v.
şişmanlamak
16
General
fat
v.
semirmek
17
General
fat
v.
yağ bağlamak
18
General
fat
v.
yağlandırmak
19
General
fat
v.
yağlanmak
20
General
fat
v.
kilo aldırmak
21
General
fat
v.
kilo almak
22
General
fat
v.
şişmanlatmak
23
General
fat
v.
tombullaşmak
24
General
fat
v.
etlenmek
25
General
fat
adj.
tıkız
26
General
fat
adj.
apalak
27
General
fat
adj.
kilolu
28
General
fat
adj.
kalın
29
General
fat
adj.
şişkin
30
General
fat
adj.
bereketli
31
General
fat
adj.
karlı
32
General
fat
adj.
kazançlı
33
General
fat
adj.
besili
34
General
fat
adj.
dolgun
35
General
fat
adj.
semiz
36
General
fat
adj.
gres
37
General
fat
adj.
özlü
38
General
fat
adj.
yağlı (et)
39
General
fat
adj.
obez
40
General
fat
adj.
istenen unsurlarla dolu
41
General
fat
adj.
bolluğa sahip
42
General
fat
adj.
iyi stoklanmış
43
General
fat
adj.
aptalca
44
General
fat
adj.
budalaca
45
General
fat
adj.
ahmakça
46
General
fat
adj.
aptal
47
General
fat
adj.
budala
48
General
fat
adj.
ahmak
49
General
fat
adj.
boş
50
General
fat
adj.
morarıp şişmiş
Colloquial
51
Colloquial
fat
adj.
balaban
52
Colloquial
fat
adj.
harika
53
Colloquial
fat
adj.
mükemmel
54
Colloquial
fat
adj.
çok fazla
55
Colloquial
fat
adj.
bir şeye doymuş
56
Colloquial
fat
adj.
bir şeyle dolup taşan
57
Colloquial
fat
adj.
bir şeyden geçilmeyen
Technical
58
Technical
fat
n.
hayvan yağı
59
Technical
fat
n.
yağ
Computer
60
Computer
fat
expr.
dosya dizini
Anatomy
61
Anatomy
fat
n.
adipoz doku
62
Anatomy
fat
n.
adipozit doku
Food Engineering
63
Food Engineering
fat
n.
katı yağ
Gastronomy
64
Gastronomy
fat
n.
et yağı
Biochemistry
65
Biochemistry
fat
n.
yağ katı
Zoology
66
Zoology
fat
adj.
(sümüklüböcek) kabuğu vücudundan büyük
Geology
67
Geology
fat
adj.
mineralce zengin ve yoğun (kil, toprak)
68
Geology
fat
adj.
(bira veya şarap) gövdeli ve yumuşak içimli
69
Geology
fat
adj.
(hava) nemli
70
Geology
fat
adj.
(koku) nahoş
71
Geology
fat
adj.
(odun) bol reçineli
72
Geology
fat
adj.
(kömür) uçucu madde içeriği yüksek
73
Geology
fat
adj.
(asfalt) bitüm içeriği yüksek
74
Geology
fat
adj.
(harç) yüksek oranda çimento veya kireç içeren
75
Geology
fat
adj.
(kireç) saf veya safa yakın olup hızla sönen
76
Geology
fat
adj.
(beyzbol sahası) vurması kolay
Printery
77
Printery
fat
n.
kolay ve hızlı ayara duyarlı kopya
78
Printery
fat
n.
kolay ve hızlı ayara duyarlı baskı karakteri
79
Printery
fat
adj.
(yazı biçimi) geniş harflerden oluşan
80
Printery
fat
adj.
(yazı satırı) ölçüye sığamayacak kadar geniş
Archaic
81
Archaic
fat
adj.
kuru ürün taşınan varil
82
Archaic
fat
adj.
kuru ürün haznesi
Slang
83
Slang
fat
adj.
seksi
84
Slang
fat
adj.
solda sıfır
85
Slang
fat
adj.
yok hükmünde
86
Slang
fat
adj.
önemsiz
87
Slang
fat
adj.
önemsemeye değmez
Meanings of
"fat"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
get fat
v.
şişmanlamak
2
Common Usage
fat-free
adj.
yağsız
General
3
General
growing fat
n.
semirme
4
General
the fat
n.
en iyi kısım
5
General
being fat
n.
şişmanlık
6
General
minced liver wrapped in lamb's fat
n.
ciğer sarması
7
General
layer of fat
n.
yağ tabakası
8
General
fat cell
n.
yağ hücresi
9
General
fat person
n.
şişman kişi
10
General
fat embolism
n.
yağ embolisi
11
General
fat rendered from the tail of a sheep
n.
kuyrukyağı
12
General
wool fat
n.
yün yağı
13
General
unsaturated fat rate
n.
doymamış yağ oranı
14
General
fat meat
n.
yağlı et
15
General
unsaturated fat
n.
doymamış yağ
16
General
sheep fat
n.
koyun yağı
17
General
animal fat
n.
hayvan yağı
18
General
fat collector
n.
yağ toplayıcı
19
General
fat content
n.
yağ miktarı
20
General
fat coal
n.
yağlı kömür
21
General
fat coal
n.
ziftli kömür
22
General
a kind of fat-tailed sheep
n.
dağlıç
23
General
fat-free cheese
n.
yağsız peynir
24
General
low-fat milk
n.
az yağlı süt
25
General
fat-head
n.
mankafa
26
General
fat-head
n.
aptal
27
General
non-fat cheese
n.
yağsız peynir
28
General
fat chance
n.
uzak ihtimal
29
General
abdominal fat
n.
karın bölgesindeki yağ
30
General
fat farm
n.
kilo verme merkezi
31
General
fat farm
n.
zayıflama merkezi
32
General
very low-fat diet
n.
çok az yağlı diet
33
General
cohune fat
n.
kohun yağı
34
General
body fat
n.
vücuttaki yağ
35
General
fat free milk
n.
yağsız süt
36
General
caul fat
n.
kuzu gömleği
37
General
lace fat
n.
kuzu gömleği
38
General
fat-free muscle
n.
yağsız kas
39
General
fat man
n.
şişman adam
40
General
saturated fat
n.
doymuş yağ
41
General
deep fat fryer
n.
fritöz
42
General
fat cheeks
n.
tombul yanaklar
43
General
baby fat
n.
(ileri yıllarda yok olacak olan) bebeğin vücundaki yağ
44
General
bone fat
n.
kemik yağı
45
General
fat cat
n.
zengin kimse
46
General
fat cat
n.
nüfuzlu kimse
47
General
fat cat
n.
yüksek mevkiye sahip kimse
48
General
fat cat
n.
siyasi partilere yardım eden zengin kimse
49
General
fat cat
n.
uyuşuk ve kayıtsız kimse
50
General
fat city
n.
varlık içinde yaşama
51
General
fat city
n.
yüksek refah
52
General
fat city
n.
yüksek yaşam kalitesi
53
General
fat farm
n.
zayıflama kampı
54
General
fat farm
n.
kilo verme merkezi
55
General
fat-cat
n.
nüfuzlu kimse
56
General
fat-cat
n.
yüksek mevki sahibi kimse
57
General
fat-cat
n.
siyasi partilere destek veren zengin kimse
58
General
fat-cat
n.
kendi halinde kimse
59
General
fat-cat
n.
uyuşuk kimse
60
General
get fat
v.
şişmanlamak
61
General
grow fat
v.
etlenmek
62
General
grow fat
v.
palazlanmak
63
General
chew the fat
v.
laklak etmek
64
General
get fat
v.
yağlanmak
65
General
fat up
v.
semirtmek
66
General
grow fat
v.
şişmanlamak
67
General
wax fat
v.
şişmanlamak
68
General
fat up
v.
şişmanlatmak
69
General
get fat
v.
semirmek
70
General
make fat
v.
semirtmek
71
General
grow fat
v.
semirmek
72
General
get fat
v.
şişmek
73
General
put on fat
v.
yağ bağlamak
74
General
chew the fat
v.
geyik muhabbeti yapmak
75
General
chew the fat
v.
geyik yapmak
76
General
chew the fat
v.
makara yapmak
77
General
lose one's belly fat
v.
göbeğini eritmek
78
General
burn one's belly fat
v.
göbeğini eritmek
79
General
burn belly fat
v.
göbek eritmek
80
General
lose belly fat
v.
göbek eritmek
81
General
get rid of body fat
v.
vücuttaki yağlardan kurtulmak
82
General
burn fat
v.
yağ yakmak
83
General
fat finger
v.
klavyede yanlış tuşa basmak
84
General
fat finger
v.
ileride sorun yaratacak bir hata yapmak
85
General
as fat as
adj.
kadar şişman
86
General
fat enough
adj.
yeterince şişman
87
General
very fat
adj.
küp gibi
88
General
fat free
adj.
yağsız
89
General
very fat
adj.
manda gibi
90
General
fat-headed
adj.
aptal
91
General
fat-headed
adj.
kalın kafalı
92
General
fat-headed
adj.
mankafa
93
General
without fat
adj.
yağsız
94
General
non-fat
adj.
yağsız
95
General
non-fat
adj.
yağ içermeyen
96
General
low-fat
adj.
az yağlı
97
General
fat [obsolete]
adj.
büyük küvet
98
General
fat [obsolete]
adj.
büyük sarnıç
99
General
fat [obsolete]
adj.
büyük fıçı
100
General
fat [obsolete]
adj.
büyük kap
101
General
fat [obsolete]
adj.
tank
102
General
fat [obsolete]
adj.
şarap fıçısı
103
General
fat-ass
adj.
şişman
104
General
fat-ass
adj.
tombul
105
General
fat-ass
adj.
kilolu
106
General
fat-ass
adj.
yağlı
107
General
fat-ass
adj.
aşırı yağlı
108
General
fat-brained
adj.
anlayışı kıt
109
General
fat-brained
adj.
geç anlayan
110
General
fat-brained
adj.
zor anlayan
111
General
fat-brained
adj.
idrakı kıt
112
General
fat-brained
adj.
zor idrak eden
113
General
fat-free
adj.
yağ içermeyen
114
General
fat-free
adj.
yağ oranı çok düşük olan
115
General
fat-headed
adj.
algılaması yavaş
116
General
fat-headed
adj.
geç anlayan
117
General
fat-headed
adj.
anlayışı kıt
118
General
fat-headed
adj.
önemli ölçüde aptalca
119
General
fat-headed
adj.
budala
120
General
fat-headed
adj.
mankafa
121
General
fat-headed
adj.
alık
122
General
fat-headed
adj.
beyinsiz
123
General
fat-headed
adj.
salak
124
General
fat-headed
adj.
kafasız
125
General
fat-headed
adj.
dangalak
126
General
fat-headed
adj.
geri zekalı
127
General
fat-kidneyed
adj.
beceriksiz
128
General
fat-kidneyed
adj.
sakar
129
General
fat-kidneyed
adj.
elinden iş gelmeyen
130
General
fat-kidneyed
adj.
aptallara göre olan
131
General
fat-kidneyed
adj.
niteliksiz
132
General
fat-kidneyed
adj.
hantal
133
General
fat-kidneyed
adj.
görgüsüz
134
General
fat-kidneyed
adj.
şişko
135
General
fat-kidneyed
adj.
iğrenç
136
General
fat-witted
adj.
aptal
137
General
fat-witted
adj.
budala
138
General
fat-witted
adj.
kafasız
139
General
fat-witted
adj.
düşüncesiz
140
General
fat-witted
adj.
anlamaz
141
General
fat-witted
adj.
akılsız
142
General
fat-witted
adj.
gafil
143
General
fat [scotland]
pron.
ne
144
General
fat [scotland]
pron.
neyi
145
General
fat [scotland]
pron.
neye
Proverb
146
Proverb
better a lean peace than a fat victory
ufak bir barış büyük bir zaferden daha iyidir
147
Proverb
fat is in the fire
kızılca kıyamet kopacak
148
Proverb
fat is in the fire
işler kötü
149
Proverb
fat is in the fire
durum fena
150
Proverb
fat is in the fire
ok yaydan çıktı
151
Proverb
fat is in the fire
olan oldu
152
Proverb
fat is in the fire
yakında kıyamet kopacak
Colloquial
153
Colloquial
my mad fat diary
n.
benim deli şişko günlüğüm
154
Colloquial
fat city
n.
bolluk
155
Colloquial
fat city
n.
bereket
156
Colloquial
fat city
n.
ekonomik refah
157
Colloquial
fat city
n.
ekonomik rahatlık
158
Colloquial
fat city
n.
şişmanlık
159
Colloquial
fat city
n.
obezlik
160
Colloquial
fat city
n.
yüksek refah
161
Colloquial
fat city
n.
bolluk
162
Colloquial
fat city
n.
zenginlik
163
Colloquial
fat city
n.
büyük fayda/yarar
164
Colloquial
fat city
n.
büyük kazanç
165
Colloquial
fat city
n.
büyük avantaj
166
Colloquial
fat city
n.
zenginlik ve rahatlık
167
Colloquial
fat city
n.
bir eli yağda bir eli balda olma
168
Colloquial
fat city
n.
bolluk bereket içinde olma
169
Colloquial
fat city
n.
hali vakti yerinde olma
170
Colloquial
fat city
n.
refah içinde olma
171
Colloquial
fat city
n.
varlıklı olma
172
Colloquial
fat city
n.
şişmanlık
173
Colloquial
fat city
n.
obezlik
174
Colloquial
fat city
n.
yüksek refah
175
Colloquial
fat city
n.
bolluk
176
Colloquial
fat city
n.
zenginlik
177
Colloquial
fat lip
n.
şişmiş dudak
178
Colloquial
fat lip
n.
bir darbeden dolayı şişmiş/patlamış dudak
179
Colloquial
fat skrill
n.
çok para
180
Colloquial
fat skrill
n.
çuvalla para
181
Colloquial
fat skrill
n.
tonla para
182
Colloquial
full fat coke
n.
şekerli (normal) kola
183
Colloquial
fat chance
n.
imkansızlık
184
Colloquial
fat chance
n.
mümkün olmama
185
Colloquial
fat tax
n.
yüksek yağ içeren veya sağlıksız yiyeceklere uygulanan ek vergi
186
Colloquial
get fat
v.
şişmanlamak
187
Colloquial
fry the fat out of
v.
zorla parasını elinden almak
188
Colloquial
fry the fat out of
v.
parasını gasp etmek
189
Colloquial
fry the fat out of
v.
parasını şantajla/zorbalıkla almak
190
Colloquial
fry the fat out of
v.
şiddet uygulayarak parasını almak
191
Colloquial
fry the fat out of
v.
döve döve parasını almak
192
Colloquial
fry the fat out of
v.
parasını söke söke almak
193
Colloquial
big fat
adj.
tam
194
Colloquial
big fat
adj.
tam bir
195
Colloquial
big fat
adj.
tam anlamıyla
196
Colloquial
big fat
adj.
halis
197
Colloquial
big fat
adj.
katıksız
198
Colloquial
big fat
adj.
su katılmamış
199
Colloquial
big fat
adj.
kocaman
200
Colloquial
big fat
adj.
devasa
201
Colloquial
big fat
adj.
tuğla kadar
202
Colloquial
big fat
adj.
dana kadar
203
Colloquial
big fat
adj.
iğrenç bir biçimde büyük
204
Colloquial
big fat
adj.
ayı gibi kocaman
205
Colloquial
fat and sassy
adj.
keyfi gıcır
206
Colloquial
fat and sassy
adj.
sapasağlam
207
Colloquial
fat and sassy
adj.
sağlıklı
208
Colloquial
big fat
adj.
tam
209
Colloquial
big fat
adj.
katıksız
210
Colloquial
big fat
adj.
gerçek
211
Colloquial
big fat
adj.
tamamıyla
212
Colloquial
big fat
adj.
su katılmamış
213
Colloquial
big fat
adj.
halis
214
Colloquial
big fat
adj.
koca
215
Colloquial
big fat
adj.
kocaman
216
Colloquial
big fat
adj.
devasa
217
Colloquial
big fat
adj.
hayvani
218
Colloquial
bfg (big fat grin)
expr.
internet dilinde karşıdaki kişinin güldüğünü belirten kısaltma
219
Colloquial
big fat grin
expr.
internet dilinde karşıdaki kişinin güldüğünü belirten kısaltma
220
Colloquial
big fat grin
expr.
internet dilinde karşıdaki kişinin güldüğünü belirten ifade
221
Colloquial
fat and firm (meat)
expr.
buz gibi
222
Colloquial
fat chance!
expr.
hiç şans/şansı yok!
223
Colloquial
suddenly fat hit the fire
expr.
işler aniden sarpa sardı
224
Colloquial
big fat grin (bfg)
expr.
bunu yazarken gülümsüyorum
225
Colloquial
big fat grin (bfg)
expr.
yazıyla aktarılan bir ifadenin gülerek söylendiğini belirten bir ifade
Idioms
226
Idioms
the fat is in the fire
n.
baş ağrıtacak iş
227
Idioms
fat hit the fire
n.
işlerin aniden sarpa sarması
228
Idioms
the fat is in the fire
n.
kötü durum
229
Idioms
a fat lot of good/use
n.
zerre kadar yararı olmayan
230
Idioms
a fat cat
n.
zengin kokona
231
Idioms
a fat cat
n.
para babası
232
Idioms
a fat lot of good
n.
bir işe yaramaz (şey)
233
Idioms
a fat lot of good
n.
zerre kadar yararı olmayan (şey)
234
Idioms
a fat lot of good
n.
gereksiz (şey)
235
Idioms
a fat lot of good
n.
uğraştığına/çabaladığına değmeyen (şey)
236
Idioms
a fat lot of good/help/use
n.
bir işe yaramaz
237
Idioms
a fat lot of good/help/use
n.
yararsız
238
Idioms
a fat lot of good/help/use
n.
gereksiz
239
Idioms
a fat lot of good/help/use
n.
uğraştığına/çabaladığına değmez
240
Idioms
a fat lot of use
n.
bir işe yaramaz
241
Idioms
a fat lot of use
n.
yararsız
242
Idioms
a fat lot of use
n.
gereksiz
243
Idioms
a fat lot of use
n.
uğraştığına/çabaladığına değmez
244
Idioms
(a) fat chance (of something/doing something)
n.
(bir şey/bir şeyi yapmak) uzak ihtimal
245
Idioms
(a) fat chance (of something/doing something)
n.
(bir şey/bir şeyi yapmak için) hiç şans yok
246
Idioms
(a) fat chance (of something/doing something)
n.
(bir şeyin/bir şeyi yapmanın) ihtimali/imkanı yok
247
Idioms
fat of the land
n.
bolluk bereket
248
Idioms
fat of the land
n.
bir eli yağda bir eli balda
249
Idioms
fat of the land
n.
çok iyi durumda
250
Idioms
fat of the land
n.
rahat
251
Idioms
fat of the land
n.
tuzu kuru
252
Idioms
fat of the land
n.
yediği önünde yemediği arkasında
253
Idioms
work some fat off
v.
ağır iş yaparak kilo vermek
254
Idioms
live off the fat of the land
v.
bir eli yağda bir eli balda olmak
255
Idioms
chew the fat all day
v.
bütün gün çene çalmak
256
Idioms
live on the fat of the land
v.
bolluk bereket içinde yaşamak
257
Idioms
chew the fat
v.
çene çalmak
258
Idioms
live on the fat of the land
v.
çok iyi durumda olmak
259
Idioms
work some fat off
v.
çalışarak kilo vermek
260
Idioms
live on the fat of the land
v.
her şeyin en iyisi ile geçinmek
261
Idioms
chew the fat
v.
lak lak etmek
262
Idioms
live off the fat of the land
v.
rahat bir yaşam sürmek
263
Idioms
live on the fat of the land
v.
rahat bir yaşam sürmek
264
Idioms
live on the fat of the land
v.
tuzu kuru olmak
265
Idioms
run to fat
v.
yağ tulumu gibi olmak
266
Idioms
live on the fat of the land
v.
yediği önünde yemediği arkasında olmak
267
Idioms
cut a fat hog
v.
yiyemeyeceğin lokmayı ağzına almak
268
Idioms
cut a fat hog
v.
yiyemeyeceğin lokmayı ısırmak
269
Idioms
cut a fat hog
v.
boyundan büyük işlere kalkışmak
270
Idioms
cut a fat hog
v.
sorumluluğunu aşan işler yapmaya çalışmak
271
Idioms
cut a fat hog
v.
yapabileceğinin fazlasını üstlenmeye kalkmak
272
Idioms
cut a fat hog
v.
boyunu aşan işlere kalkışmak
273
Idioms
cut a fat hog
v.
gücünü aşan işlere kalkışmak
274
Idioms
cut a fat hog
v.
yapamayacağı işlere girişmek
275
Idioms
cut a fat hog
v.
yapabileceğinden fazlasını üstlenmek/yüklenmek
276
Idioms
cut a fat hog
v.
kapasitesini aşan bir işi üstlenmek/yüklenmek
277
Idioms
fat and happy
adj.
karnı tok ve rahat
278
Idioms
fat and happy
adj.
karnı tok sırtı pek
279
Idioms
a fat lot
adv.
azıcık
280
Idioms
a fat lot
adv.
zerre kadar
281
Idioms
a fat lot
adv.
bir parça
282
Idioms
a fat lot
adv.
az buçuk
283
Idioms
a fat lot
adv.
birazcık
284
Idioms
the fat is in the fire
expr.
başa bela olacak şey
285
Idioms
a fat lot of good/use
expr.
bir işe yaramayan
286
Idioms
it's not over until the fat lady sings
expr.
dereyi görmeden paçaları sıvama
287
Idioms
a fat lot of good/use
expr.
gereksiz
288
Idioms
the fat is in the fire
expr.
işler kötü
289
Idioms
the fat is in the fire
expr.
kızılca kıyamet kopacak
290
Idioms
the fat is in the fire
expr.
olan oldu
291
Idioms
the fat is in the fire
expr.
kıyamet kopacak
292
Idioms
the fat is in the fire
expr.
ok yaydan çıktı
293
Idioms
the fat is in the fire
expr.
pis durum
294
Idioms
it's not over until the fat lady sings
expr.
son kozu oynamadan her şey bitmiş sayılmaz
295
Idioms
the fat is in the fire
expr.
şimdi kıyamet kopacak
296
Idioms
fat as a pig
expr.
yağ tulumu gibi
297
Idioms
what (someone) eats doesn't make (one) fat
expr.
herkesin kendine kalmış
298
Idioms
what (someone) eats doesn't make (one) fat
expr.
kimin hayatıysa onun seçimi (senin hayatın senin seçimin)
299
Idioms
what (someone) eats doesn't make (one) fat
expr.
birinin seçiminin başkasıyla alakası yok
300
Idioms
what (someone) eats doesn't make (one) fat
expr.
birinin seçiminin başkasına bir faydası/zararı yok
301
Idioms
what (someone) eats doesn't make (one) fat
expr.
herkesin kendi tercihi
302
Idioms
what (someone) eats doesn't make (one) fat
expr.
birinin ne istediğini/neye ihtiyacı olduğunu başkası bilemez
303
Idioms
what (someone) eats doesn't make (one) fat
expr.
her koyun kendi bacağından asılır
304
Idioms
it isn't over till/until the fat lady sings
expr.
her şey bitmiş sayılmaz
305
Idioms
it isn't over till/until the fat lady sings
expr.
henüz her şey bitmedi
306
Idioms
it isn't over till/until the fat lady sings
expr.
son sözümü söylemedim
307
Idioms
it isn't over until the fat lady sings
expr.
her şey bitmiş sayılmaz
308
Idioms
it isn't over until the fat lady sings
expr.
henüz her şey bitmedi
309
Idioms
it isn't over until the fat lady sings
expr.
son sözümü söylemedim
310
Idioms
it's not over till the fat lady sings
expr.
her şey bitmiş sayılmaz
311
Idioms
it's not over till the fat lady sings
expr.
henüz her şey bitmedi
312
Idioms
it's not over till the fat lady sings
expr.
son sözümü söylemedim
313
Idioms
it's not over until the fat lady sings
expr.
her şey bitmiş sayılmaz
314
Idioms
it's not over until the fat lady sings
expr.
henüz her şey bitmedi
315
Idioms
it's not over until the fat lady sings
expr.
son sözümü söylemedim
316
Idioms
the fat hit the fire
expr.
işler sarpa sardı
317
Idioms
the fat hit the fire
expr.
işler yolundan çıktı
318
Idioms
till the fat lady sings
expr.
her şey bitmiş sayılmaz
319
Idioms
till the fat lady sings
expr.
henüz her şey bitmedi
320
Idioms
till the fat lady sings
expr.
daha bitmedi
321
Idioms
till the fat lady sings
expr.
hala şans var
322
Idioms
until the fat lady sings
expr.
her şey tamamen bitene/sona erene kadar
323
Idioms
when the fat lady sings
expr.
son kozu oynayınca
324
Idioms
when the fat lady sings
expr.
son an gelince
325
Idioms
when the fat lady sings
expr.
son sözü söyleyince
326
Idioms
when the fat lady sings
expr.
tamamen bitince
327
Idioms
laugh and grow fat
gülmek/neşe sağlığa iyi gelir
Speaking
328
Speaking
you called me fat
expr.
bana şişman dedin
329
Speaking
you called me fat
expr.
bana şişko dedin
330
Speaking
it isn't over till the fat lady sings
expr.
her şey bitmiş sayılmaz
331
Speaking
it isn't over till the fat lady sings
expr.
henüz her şey bitmedi
332
Speaking
fat chance
expr.
hiç şansın yok
333
Speaking
it isn't over till the fat lady sings
expr.
son sözümü söylemedim
334
Speaking
do Iook fat in this dress?
expr.
bu elbisede şişman görünüyor muyum?
Trade/Economic
335
Trade/Economic
factory acceptance test (fat)
n.
fabrika kabul testi
336
Trade/Economic
fat tax
n.
obeziteye neden olan ürünlerden alınan vergi
337
Trade/Economic
fat tax
n.
şişmanlığa neden olan besin maddelerine uygulanan vergi
338
Trade/Economic
fat finger
v.
tombul parmak
Technical
339
Technical
fat sand
n.
aluminalı kum
340
Technical
fat-crested morning glory spillway
n.
geniş kretli morning glori dolusavak
341
Technical
fat sand
n.
killi kum
342
Technical
wool fat
n.
lanolin
343
Technical
fat soil
n.
özlü toprak
344
Technical
fat coal
n.
taş kömürü
345
Technical
extraction of fat
n.
yağ çıkarma
346
Technical
brightening with fat
n.
yağ avivajı
347
Technical
fat-free dry matter
n.
yağsız kuru madde
348
Technical
fat solvent
n.
yağ çözücü
349
Technical
fat content
n.
yağ miktarı
350
Technical
fat soil
n.
yağlı toprak
351
Technical
fat coal
n.
yağlı kömür
352
Technical
deep fat fryer
n.
yağlı derin kızartıcı
353
Technical
fat lime
n.
yağlı kireç
354
Technical
fat clay
n.
yağlı kil
355
Technical
fat mortar
n.
yapışkan harç
356
Technical
wool fat
n.
yün yağı
357
Technical
fat burner
n.
metabolizma hızını artırarak kalori yaktırma vadeden reçetesiz ilaç
358
Technical
fat lute
n.
lüleci çamuru ve yağ karışımından oluşan derz dolgusu
359
Technical
fat-crested
adj.
geniş kretli
360
Technical
non-fat
adj.
yağsız
361
Technical
fat-free
adj.
yağsız
Computer
362
Computer
fat/rich client
n.
şişman/zengin istemci
363
Computer
grams fat
n.
yağ gramı
364
Computer
fat (file allocation table)
n.
dosya yerleşim tablosu
365
Computer
fat (file allocation table)
n.
dosya ayırma tablosu
366
Computer
fat (file allocation table)
n.
kütük dizini
Informatics
367
Informatics
fat server
n.
donatımlı sunucu
368
Informatics
fat client
n.
donatımlı istemci
369
Informatics
thin client fat server model
n.
küçük istemci büyük sunucu modeli
370
Informatics
fat provisioning
n.
şirketin bütün kaynakları satın alarak kullanmasa bile hazır tutması
371
Informatics
fat pipe
n.
yüksek bant genişlikli bağlantı
Telecom
372
Telecom
fat server
n.
dosya dizini sunucusu
373
Telecom
fat server
n.
donatımlı sunucu
374
Telecom
thin client fat server model
n.
ince istemci büyük sunucu modeli
Textile
375
Textile
brightening with fat
n.
yağ avivajı
376
Textile
wool fat
n.
yün yağı
Construction
377
Construction
fat concrete
n.
yağlı beton
378
Construction
fat lime
n.
yağlı kireç
379
Construction
fat mortar
n.
yağlı harç
Automotive
380
Automotive
fat fenders
n.
tombul çamurluklar
Mining
381
Mining
fat coal
n.
taşkömürü
Medical
382
Medical
body fat
n.
bedendeki yağ
383
Medical
body fat
n.
beden yağı
384
Medical
regional fat deposition
n.
bölgesel yağlanma
385
Medical
buccal fat pad
n.
bukkal yağ pedi
386
Medical
subcutaneous fat
n.
deri altı yağı
387
Medical
intermuscular fat
n.
intermusküler yağ
388
Medical
blood fat
n.
kan yağı
389
Medical
saturated fat
n.
katı yağ
390
Medical
labial fat pad flap
n.
labial yağ yastığı flebi
391
Medical
neonatal subcutaneous fat necrosis
n.
neonatal subkutan yağ doku nekrozu
392
Medical
neonatal subcutaneous fat necrosis
n.
neonatal subkutan yağ nekrozu
393
Medical
autologous fat transplantation
n.
otolog yağ transplantasyonu
394
Medical
autologous fat graft
n.
otojen yağ dokusu grefti
395
Medical
pulmonary fat embolism
n.
pulmoner yağ embolisi
396
Medical
subcutaneous fat necrosis
n.
subkutan yağ nekrozu
397
Medical
subcutaneous fat tissue
n.
subkutan yağ dokusu
398
Medical
one-sided labial fat pad flap
n.
tek taraflı labial yağ yastığı flebi
399
Medical
suction-assisted fat removal
n.
vakumla yağ alınması
400
Medical
suction-assisted fat removal
n.
vakumla yağ aspirasyonu
401
Medical
fat modeling
n.
vakumla yağ alınması
402
Medical
fat modeling
n.
vakumla yağ aspirasyonu
403
Medical
fat injection
n.
yağ enjeksiyonu
404
Medical
fat-free body mass
n.
yağsız vücut kitlesi
405
Medical
body fat
n.
vücut yağı
406
Medical
fat emulsion
n.
yağ emülsiyonu
407
Medical
fat free diet
n.
yağsız diyet
408
Medical
fat-free mass
n.
yağsız vücut kütlesi
409
Medical
fat deposit
n.
yağ katmanı
410
Medical
body fat index
n.
vücut yağ indeksi
411
Medical
fat soluble vitamin
n.
yağda çözünen vitamin
412
Medical
fat-fold test
n.
vücuttaki yağ oranını ölçmek için üst kolun triseps bölümündeki deriyi kıvırarak yapılan antropometrik ölçüm
413
Medical
buccal fat pad
n.
yanak yağ pedi
414
Medical
body fat
n.
vücuttaki yağ
415
Medical
fat free weight
n.
yağsız ağırlık
416
Medical
fat and protein metabolism
n.
yağ ve protein metabolizması
417
Medical
fat cell
n.
yağ gözesi
418
Medical
fecal fat test
n.
vücudun yağ hücrelerini parçalama kapasitesini ölçen bir test
419
Medical
fat deposit
n.
yağ birikintisi
420
Medical
high fat food
n.
yağ oranı yüksek gıda
421
Medical
high fat food
n.
yüksek yağ oranlı gıda
422
Medical
puppy fat
n.
(bebekte) geçici kilo
423
Medical
puppy fat
n.
(ileri yıllarda yok olacak olan) bebeğin vücundaki yağ
424
Medical
high-fat diet
n.
yüksek yağ içerikli diyet
425
Medical
high-fat diet
n.
yüksek yağlı diyet
426
Medical
fat camp
n.
çocuklara kilo verdirmeyi amaçlayan yatılı kamp
427
Medical
fat soluble
adj.
yağda çözünen
428
Medical
fat-suppressed
adj.
yağ baskılı
Anatomy
429
Anatomy
fat cell
n.
yağ hücresi
430
Anatomy
fat cell
n.
adipozit hücre
Physiology
431
Physiology
brown fat
n.
kahverengi yağ dokusu
432
Physiology
fat metabolism
n.
yağ metabolizması
433
Physiology
fat metabolism
n.
lipid metabolizması
Pathology
434
Pathology
fat necrosis of breast
n.
memenin yağ nekrozu
435
Pathology
fat embolism
n.
yağların dolaşıma geçerek atardamarı tıkaması
Food Engineering
436
Food Engineering
reduced-fat milk
n.
az yağlı süt
437
Food Engineering
reduced-fat milk
n.
yağı azaltılmış süt
438
Food Engineering
supersaturated fat
n.
aşırı doymuş yağ
439
Food Engineering
polyunsaturated fat
n.
çoklu doymamış yağ
440
Food Engineering
fat and oil derivatives
n.
katı ve sıvı yağ türevleri
441
Food Engineering
detection of irradiated foods containing fat
n.
katı yağ içeren ışınlanmış gıdaların belirlenmesi
442
Food Engineering
tail fat
n.
kuyruk yağı
443
Food Engineering
separation or breakdown of fat due to lipolysis
n.
lipolizden dolayı yağın ayrılması veya bozulması
444
Food Engineering
monounsaturated fat
n.
mono doymamış yağ
445
Food Engineering
intramuscular fat
n.
mozaik yağ
446
Food Engineering
total fat content of starch
n.
nişastanın toplam yağ muhtevası
447
Food Engineering
determination of free fat content
n.
serbest yağ muhtevası tayini
448
Food Engineering
water content of milk fat products
n.
süt yağı ürünlerinin su içeriği
449
Food Engineering
anhydrous milk fat
n.
susuz süt yağı
450
Food Engineering
milk fat
n.
süt yağı
451
Food Engineering
fat content of milk
n.
sütün yağ içeriği
452
Food Engineering
milk fat products
n.
süt yağı ürünleri
453
Food Engineering
total fat content
n.
toplam yağ muhtevası
454
Food Engineering
fat containing foods
n.
yağ ihtiva eden gıdalar
455
Food Engineering
fat extraction flask
n.
yağ ekstraksiyon kabı
456
Food Engineering
fat extraction flask
n.
yağ ekstraksiyon balonu
457
Food Engineering
fat mimetics
n.
yağ taklitleri
458
Food Engineering
calculation of fat content
n.
yağ içeriğinin hesaplanması
459
Food Engineering
fat replacer
n.
yağ yerine geçen
460
Food Engineering
determination of fat content
n.
yağ içeriği tayini
461
Food Engineering
determination of fat acidity
n.
yağ asitliği tayini
462
Food Engineering
non-fat solids
n.
yağ dışındaki katılar
463
Food Engineering
fat acidity
n.
yağ asitliği
464
Food Engineering
fat substitute
n.
yağ ikame maddesi
465
Food Engineering
edible fat
n.
yenilebilir yağ
466
Food Engineering
leaf fat
n.
domuz içyağı
467
Food Engineering
fat bloom
n.
yağ kusması (çikolatada)
468
Food Engineering
low-fat diet
n.
az yağlı beslenme düzeni
469
Food Engineering
low in fat
adj.
az yağlı
470
Food Engineering
low in fat
adj.
düşük yağlı
471
Food Engineering
fat-soluble
adj.
yağda çözünür
472
Food Engineering
fat-reduced
adj.
yağı azaltılmış
473
Food Engineering
fat-soluble
adj.
yağda çözünen
Gastronomy
474
Gastronomy
low-fat cheese
n.
az yağlı peynir
475
Gastronomy
low-fat string cheese of erzurum
n.
civil
476
Gastronomy
animal fat
n.
hayvansal yağ
477
Gastronomy
braised lamb meat cubes browned in its own fat
n.
kavurma
478
Gastronomy
skimmed fat
n.
kef
479
Gastronomy
tail fat
n.
kuyruk yağı
480
Gastronomy
fat rendered from the tail of a sheep
n.
kuyruk yağı
481
Gastronomy
full-fat cheese
n.
tam yağlı peynir
482
Gastronomy
full-fat milk
n.
tam yağlı süt
483
Gastronomy
full-fat cheese
n.
tam yağlı beyaz peynir
484
Gastronomy
whole-fat milk
n.
tam yağlı süt
485
Gastronomy
whole fat cheese
n.
tam yağlı peynir
486
Gastronomy
fat-free cocoa
n.
yağsız kakao
487
Gastronomy
fat-free yoghurt
n.
yağsız yoğurt
488
Gastronomy
fat cheese
n.
yağlı peynir
489
Gastronomy
deep fat fryer
n.
yağlı derin kızartıcı
490
Gastronomy
full-fat ground meat
n.
yağlı kıyma
491
Gastronomy
fat cheese
n.
yağlı beyaz peynir
492
Gastronomy
low-fat cheese
n.
yarım yağlı peynir
493
Gastronomy
deep fat fry
v.
bol kızgın yağda kızartmak
494
Gastronomy
clarify fat
v.
yağı temizlemek
495
Gastronomy
gain fat
v.
yağ bağlamak
496
Gastronomy
non-fat
adj.
yağsız
497
Gastronomy
low-fat
adj.
az yağlı
Statistics
498
Statistics
fat tail
n.
olasılık dağılımında yüksek seviye risk belirten kuyruk
Chemistry
499
Chemistry
trans fat
n.
trans yağ asidi
500
Chemistry
trans fat
n.
trans yağ asitleri
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of fat
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy