gezinmek - Turkish English Dictionary

gezinmek

Meanings of "gezinmek" in English Turkish Dictionary : 66 result(s)

Turkish English
General
gezinmek walk about v.
I walked about aimlessly on the street.
Caddede amaçsızca gezindim.

More Sentences
gezinmek go around v.
We were sure the Earth went around the Sun.
Dünyanın güneşin etrafında gezindiğinden emindik.

More Sentences
gezinmek get around v.
In the end, because of the disease, he became unable to walk and had to use a motorized wheelchair to get around.
Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.

More Sentences
gezinmek wander v.
Layla continued to wander in the outback.
Layla taşrada gezinmeye devam etti.

More Sentences
gezinmek stroll v.
I was strolling down the avenue.
Caddede geziniyordum.

More Sentences
gezinmek wander about v.
The boy was wandering about the town.
Çocuk, kasabayı geziniyordu.

More Sentences
gezinmek roam v.
Around the saints roam the devils.
Azizlerin yakınında şeytanlar gezinir.

More Sentences
gezinmek move around v.
I move around a lot.
Ben çok gezinirim.

More Sentences
gezinmek walk around v.
He's walking around in his underwear.
İç çamaşırlarıyla geziniyor.

More Sentences
gezinmek run v.
His fingers ran swiftly over the keys.
Parmakları tuşların üzerinde hızla gezindi.

More Sentences
Phrasals
gezinmek wander around v.
He wandered around the lake.
O, gölün etrafında gezindi.

More Sentences
General
gezinmek pace v.
gezinmek bat around v.
gezinmek ramble v.
gezinmek rove v.
gezinmek cruise v.
gezinmek mosey v.
gezinmek loaf v.
gezinmek get about v.
gezinmek get v.
gezinmek rove about v.
gezinmek meander v.
gezinmek range v.
gezinmek go for a walk v.
gezinmek go v.
gezinmek perambulate v.
gezinmek promenade v.
gezinmek take a stroll v.
gezinmek hang around v.
gezinmek go for a stroll v.
gezinmek prowl v.
gezinmek hang about v.
gezinmek stray v.
gezinmek roam around v.
gezinmek walk v.
gezinmek obambulate v.
gezinmek range v.
gezinmek aberr v.
gezinmek raik v.
gezinmek make a circuit v.
gezinmek rake [dialect] v.
gezinmek vague v.
gezinmek wagger v.
gezinmek bummel v.
gezinmek girdle v.
gezinmek round [obsolete] v.
gezinmek dispace [obsolete] v.
gezinmek taver [scotland] v.
gezinmek circumgyrate v.
gezinmek circumvent v.
gezinmek daunder v.
gezinmek dauner v.
gezinmek dawner v.
gezinmek perambulate v.
gezinmek surround [obsolete] v.
gezinmek work v.
gezinmek tour v.
Phrasals
gezinmek shuffle off v.
gezinmek wander through v.
gezinmek ramble on v.
gezinmek wander into v.
gezinmek horse around v.
gezinmek stray in v.
Colloquial
gezinmek go walkabout [australia] v.
Archaic
gezinmek stray v.
British Slang
gezinmek tromp v.

Meanings of "gezinmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 101 result(s)

Turkish English
General
etrafta gezinmek walk around v.
Armstrong walked around.
Armstrong, etrafta gezindi.

More Sentences
internette gezinmek surf the web v.
Most people spend all their time in a web browser writing emails or surfing the web.
Çoğu insan tüm zamanını bir web tarayıcısında e-posta yazarak veya internette gezinerek geçirir.

More Sentences
(hayvan vb.) gezinmek range v.
Cattle ranged over the pastures all day long, slowly walking and eating.
Sığırlar gün boyu otlaklarda geziniyor, yavaşça yürüyor ve yemek yiyorlardı.

More Sentences
(göz) gezinmek sweep v.
Her eyes swept across the room.
Gözleri odanın içinde geziniyordu.

More Sentences
Phrasals
(bir yerde) gezinmek stroll through (some place) v.
They spent part of the afternoon strolling through the city.
Öğleden sonranın bir kısmını şehirde gezinerek geçirdiler.

More Sentences
General
etrafında gezinmek hover v.
gezinmek (bir yerde) perambulate v.
sığ suda gezinmek paddle v.
deli gibi gezinmek dwale v.
düşüncelere dalıp hayal dünyasında gezinmek moon v.
üzgün olarak gezinmek mope around v.
üzerinde gezinmek (parmaklar) sweep v.
internette gezinmek surf in the internet v.
aylak aylak gezinmek saunter v.
etrafı gezinmek tour around v.
etrafta gezinmek walk about v.
sitede gezinmek tour the site v.
parkta gezinmek stroll through the park v.
boş gezinmek loaf v.
aylak aylak gezinmek toddle v.
avare gezinmek trod [scottish] v.
uykuda gezinmek walk v.
boş boş gezinmek linger v.
amaçsızca gezinmek mander v.
sinsi sinsi gezinmek hint [scotland] v.
hülyalı gezinmek moon around v.
hülyalı gezinmek moon on v.
ayağında pislikle gezinmek mortar [dialect] [uk] v.
başıboş gezinmek mouch [uk] v.
başıboş gezinmek lusk v.
başıboş gezinmek dacker [scotland/north england] v.
başıboş gezinmek daiker v.
başıboş gezinmek dander [dialect] [uk] v.
zihinsel olarak gezinmek dander [dialect] [uk] v.
(düz veya dolambaçsız şekilde) gezinmek depart v.
hayalet gibi gezinmek ghost v.
etrafta gezinmek roll v.
boş boş gezinmek circle v.
yürüyerek gezinmek pad v.
sakince gezinmek potter v.
başıboş gezinmek santer [dated] v.
aylak aylak gezinmek flane v.
sinsi sinsi gezinmek scunge v.
bitap düşene dek gezinmek forwander [dialect] [uk] v.
amaçsızca gezinmek strayve [dialect] [uk] v.
aylak aylak gezinmek streel v.
boş boş gezinmek streel v.
(televizyonda, radyoda) kanallar arasında gezinmek surf v.
sersem sersem (gezinmek vb) moonily adv.
Phrasals
bir vasıtayla gezinmek/dolaşmak cruise around in (something) v.
bir vasıtayla gezinmek/dolaşmak cruise around in something v.
asık suratla gezinmek pout around v.
bir araçla veya atla etrafı gezmek/gezinmek ride around v.
kurtlu gibi gezinmek fidget about v.
işsiz güçsüz gezinmek mooch about (somewhere) v.
sinsi sinsi gezinmek slink about v.
gizli gizli gezinmek slink about v.
boş boş gezinmek ramble about v.
boş boş gezinmek loaf about v.
boş boş gezinmek loaf around v.
boş boş gezinmek lounge about v.
boş boş gezinmek lounge around v.
ortalarda gezinmek pace around v.
ortalarda gezinmek pace round v.
eğilip gezinmek crouch around v.
(bir yerde) aylak aylak gezinmek knock about (somewhere) v.
huzursuzca gezinmek jump about v.
-de gezinmek stray on v.
etrafta gezinmek bomb around v.
boş boş gezinmek brogue (around) [dialect] v.
ile gezinmek/dolaşmak cruise around in v.
(bir şeyi çözmek/bir şeyle baş etmek) için etrafta gezinmek/dolanmak/volta atmak pace (something) out v.
(bir şeyin) sayfalarında gezinmek page through (something) v.
Colloquial
boş boş gezinmek bum around v.
Idioms
bulutlarda gezinmek have one's head in the clouds v.
araçla öylesine dolaşmak/gezinmek take a spin (to some place) v.
bulutlarda gezinmek have head in the clouds v.
bulutlarda gezinmek have your head in the clouds v.
yürüyerek gezinmek pad the hoof [uk] v.
Computer
internette gezinmek surfing the internet v.
internette gezinmek surf the net v.
internette gezinmek websurf v.
Marine
(gemi) çift yönde gezinmek double v.
(gemi) hareket yönünü değiştirerek gezinmek double v.
Sport
uzun sörf tahtası ile gezinmek longboard v.
Slang
per perişan dolaşmak/gezinmek drag ass around v.
boş boş gezinmek fuck off v.
boş boş gezinmek lounge around v.
boş boş gezinmek bum v.
boş boş gezinmek loll v.
boş boş gezinmek waste one's time v.
boş boş gezinmek arse around v.
boş boş gezinmek frig around v.
boş boş gezinmek loaf v.
boş boş gezinmek lounge about v.
boş boş gezinmek arse about v.
boş boş gezinmek loll around v.
etrafta gezinmek jack around v.
boş boş gezinmek balls about v.
boş boş gezinmek balls around v.
tinder uygulamasında gezinmek be tindering v.