|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
hayır kurumları |
charities n.
|
|
It certainly exercised health charities and researchers.
Bu durum sağlıkla ilgili hayır kurumlarını ve araştırmacıları kesinlikle harekete geçirmiştir.
More Sentences
|
2 |
General |
hayır kuruluşu |
charity n.
|
|
If you donate money to a charity or volunteer to help people in need, you can call your good deeds philanthropy.
Bir hayır kuruluşuna bağış yaparsan veya gönüllü olarak ihtiyaç sahiplerine yardım edersen, iyi niyetlerine hayırseverlik adını verebilirsin.
More Sentences
|
3 |
General |
hayır işi |
charity n.
|
|
He's at home, preparing for a big charity gala tonight.
Evde, bu akşamki büyük hayır işleri galasına hazırlanıyor.
More Sentences
|
4 |
General |
hayır kurumu |
charity n.
|
|
Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.
Bu yıl birbirimize Noel hediyesi vermek yerine, hediyelere harcayacağımız miktarı bir hayır kurumuna bağışladık.
More Sentences
|
5 |
General |
evet veya hayır |
yes or no n.
|
|
A simple yes or no will suffice.
Basit bir evet veya hayır yeterli olacaktır.
More Sentences
|
6 |
General |
hayır etkinliği |
charity event n.
|
|
I've been asked to play my clarinet at a charity event.
Bir hayır etkinliğinde klarnetimi çalmam istendi.
More Sentences
|
|
7 |
General |
hayır kurumları |
charity n.
|
|
His artwork will be auctioned off for charity.
Sanat eserleri hayır kurumları için açık artırmayla satılacak.
More Sentences
|
8 |
General |
hayır demek |
say no v.
|
|
He said no to peace at Camp David.
Camp David'de barışa hayır dedi.
More Sentences
|
9 |
General |
hayır işi yapmak |
do charity work v.
|
|
He's active doing charity work.
Aktif olarak hayır işleri yapıyor.
More Sentences
|
Phrases |
|
10 |
Phrases |
savaşa hayır |
no to war expr.
|
|
We should therefore say no to war and trust the UN.
Bu nedenle savaşa hayır demeli ve BM'ye güvenmeliyiz.
More Sentences
|
Colloquial |
|
11 |
Colloquial |
tabii ki hayır |
of course not expr.
|
|
Of course not; it's hazardous there.
Tabii ki hayır; orası tehlikeli.
More Sentences
|
Speaking |
|
12 |
Speaking |
kesinlikle hayır! |
certainly not! expr.
|
|
Certainly not if you look at what we spend on it.
Harcadığımız paraya bakarsanız kesinlikle hayır.
More Sentences
|
13 |
Speaking |
muhtemelen hayır |
probably not expr.
|
|
Probably not, for the signs are there for everyone to see.
Muhtemelen hayır çünkü işaretler herkesin görebileceği şekilde orada.
More Sentences
|
Common Usage |
|
14 |
Common Usage |
hayır derneği |
charitable society n.
|
|
General |
|
15 |
General |
hayır işine bağışlanan para |
beneficence n.
|
|
16 |
General |
hayır işine bağışlanan para |
benefaction n.
|
|
17 |
General |
kilisenin hayır işleriyle görevlendirdiği kadın |
deaconess n.
|
|
18 |
General |
hayır kurumu |
guild n.
|
|
19 |
General |
hayır işine para bağışlama |
benefaction n.
|
|
20 |
General |
hayır sahibi |
donor n.
|
|
21 |
General |
evet hayır sorusu |
yes no question n.
|
|
22 |
General |
hayır dua |
blessing n.
|
|
23 |
General |
hayır işleri |
charities n.
|
|
24 |
General |
bir hayır kurumu vb için gelir sağlayan |
endower n.
|
|
25 |
General |
hayır duası |
benediction n.
|
|
26 |
General |
hayır kurumları |
voluntary association n.
|
|
27 |
General |
hayır işleri |
good works n.
|
|
28 |
General |
hayır cemiyeti |
charity n.
|
|
29 |
General |
hayır sahibi |
benefactor n.
|
|
30 |
General |
hayır işine para bağışlayan |
benefactor n.
|
|
31 |
General |
hayır diyen |
naysayer n.
|
|
32 |
General |
hayır kurumları |
non-profit organisations n.
|
|
33 |
General |
hayır sahibi |
beneficent n.
|
|
34 |
General |
savaşa hayır gösterisi |
anti-war demonstration n.
|
|
35 |
General |
hayır kuruluşları |
philanthropic foundations n.
|
|
36 |
General |
hayır kuruluşları |
philanthropic institutions n.
|
|
37 |
General |
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı |
rummage sale n.
|
|
38 |
General |
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı |
jumble sale n.
|
|
39 |
General |
hayır için para toplanılan hafta |
rag week n.
|
|
40 |
General |
her şeye hayır diyenler |
naysayers n.
|
|
41 |
General |
hayır dua |
benison n.
|
|
42 |
General |
hayır kurumu |
confraternity n.
|
|
43 |
General |
evet/hayır karşılığı bulan soru kalıpları |
rising intonation n.
|
|
44 |
General |
hayır kurumunda yetişmiş çocuk |
charity-boy n.
|
|
45 |
General |
hayır kurumu balosu |
charity ball n.
|
|
46 |
General |
hayır işi konser |
benefit concert n.
|
|
|
47 |
General |
hayır amacıyla düzenlenen konser |
benefit concert n.
|
|
48 |
General |
hayır işi konser |
charity concert n.
|
|
49 |
General |
hayır amacıyla düzenlenen konser |
charity concert n.
|
|
50 |
General |
hayır işi |
good cause n.
|
|
51 |
General |
hayır kurumu |
charitable institution n.
|
|
52 |
General |
hayır kurumu yardımı |
charitable contribution n.
|
|
53 |
General |
hayır amacıyla yapılan tiyatro veya müzik gösterisi |
benefit performance n.
|
|
54 |
General |
hayır işleri |
charity work n.
|
|
55 |
General |
hayır işleri |
charitable work n.
|
|
56 |
General |
hayır işi |
charity work n.
|
|
57 |
General |
hayır işi |
charitable work n.
|
|
58 |
General |
her bir katılımcıya etiket vererek, koleksiyonerlerin hayır fonuna katkıda bulunmalarının sağlandığı gün |
tag day n.
|
|
59 |
General |
hayır kuruluşu |
caritas n.
|
|
60 |
General |
hayır işlenen kimse |
charity n.
|
|
61 |
General |
katolik bir hayır kurumu |
k of c (knights of columbus) n.
|
|
62 |
General |
bir hayır kurumu |
k of p (knights of pythias) n.
|
|
63 |
General |
1864'te kurulmuş gizli bir hayır kurumuna mensup kimse |
knight of pythias n.
|
|
64 |
General |
kanada'da bir hayır ve çocuk kurumu |
block parent program of canada n.
|
|
65 |
General |
hayır işi için kitap satılan veya müzayede edilen fuar |
bookfair n.
|
|
66 |
General |
hayır olarak verilen şey |
bread n.
|
|
67 |
General |
hayır kurumuna ait yerel şube |
lodge n.
|
|
68 |
General |
hayır kurumu şubesinin toplantı salonu |
lodge n.
|
|
69 |
General |
hayır kurumu şubesinin üyeleri |
lodge n.
|
|
70 |
General |
(britanya'da) hayır kurumlarının vergi ödeyenlerin yaptıkları bağışlar için ödedikleri vergileri talep etmelerine imkan tanıyan bir sistem |
gift aid [uk] n.
|
|
71 |
General |
(britanya'da) hayır kurumlarının vergi ödeyenlerin yaptıkları bağışlar için ödedikleri vergileri talep etmelerine imkan tanıyan bir sistem |
gift-aid [uk] n.
|
|
72 |
General |
hayır işi |
office n.
|
|
73 |
General |
hayır yemeği |
charity dinner n.
|
|
74 |
General |
hayır işleme |
do-gooding n.
|
|
75 |
General |
hayır işleri |
do-goodism n.
|
|
76 |
General |
hayır işleri |
do-gooderism n.
|
|
77 |
General |
hayır işi |
philanthropy n.
|
|
78 |
General |
hayır kurumu üyesi |
penitent n.
|
|
79 |
General |
hayır kurumu üyesi |
penitential n.
|
|
80 |
General |
devletin hayır kurumunda yaşaması gerekmeyen birine verdiği emekli maaşı |
outpension n.
|
|
81 |
General |
halk destekli hayır kurumu |
public charity n.
|
|
82 |
General |
hayır diye kestirip atma |
summary treatment n.
|
|
83 |
General |
hayır yemeği organizasyonu |
supper n.
|
|
84 |
General |
ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek |
do more harm than good v.
|
|
85 |
General |
fakir semtleri hayır için dolaşmak |
slum v.
|
|
86 |
General |
hayır beklememek |
not to expect any favor from v.
|
|
87 |
General |
hayır işlemek |
do good v.
|
|
88 |
General |
fakir semtleri hayır için dolaşmak |
go slumming v.
|
|
89 |
General |
hayır kalmamak |
be of no more use v.
|
|
90 |
General |
ne evet ne de hayır demek |
equivocate v.
|
|
91 |
General |
hayır cevabı almak |
receive a no answer v.
|
|
92 |
General |
hayır kurumlarına bağışlamak |
give it to charity v.
|
|
93 |
General |
(kolay kolay) hayır diyememek |
have trouble saying no v.
|
|
94 |
General |
hayır işine gitmek |
go to a good cause v.
|
|
95 |
General |
hayır işlerine gitmek |
go to a good cause v.
|
|
96 |
General |
hayır demek |
naysay v.
|
|
97 |
General |
hayır duası etmemek |
unbless v.
|
|
98 |
General |
hayır işi yapmak |
volunteer v.
|
|
99 |
General |
hayır için bir şey yapmak |
do something for charity v.
|
|
100 |
General |
(davete) evet veya hayır ile cevap vermek |
rsvp v.
|
|
101 |
General |
(hayır kurumuna) uygun birini atamak |
provide [obsolete] v.
|
|
102 |
General |
hayır işi yapmak |
give v.
|
|
103 |
General |
hayır demez |
equal adj.
|
|
104 |
General |
hayır işleri ile ilgili |
eleemosynary adj.
|
|
105 |
General |
hayır gelmez |
naughty [scottish] adj.
|
|
106 |
General |
hayır duadan mahrum |
unblessed adj.
|
|
107 |
General |
hayır duadan mahrum |
unblest adj.
|
|
108 |
General |
hayır duasından mahrum |
unblestful adj.
|
|
109 |
General |
hayır işleriyle ilgili |
beneficential adj.
|
|
110 |
General |
hayır işlerine bağışlanan |
beneficential adj.
|
|
111 |
General |
işe yaramaz hayır işi yapan |
do-gooding adj.
|
|
112 |
General |
yasal olarak hayır işlerinde kullanılan |
pious adj.
|
|
113 |
General |
aslında hayır |
not necessarily adv.
|
|
114 |
General |
iskoçca'dan ingilizce'ye geçmiş hayır anlamındaki kelime |
nae adv.
|
|
115 |
General |
hayır! |
nay interj.
|
|
116 |
General |
kesinlikle hayır |
aikona interj.
|
|
Phrasals |
|
117 |
Phrasals |
hayır amaçlı para toplamak |
collect for (someone or something) v.
|
|
118 |
Phrasals |
eliyle hayır işareti yapmak |
wave off v.
|
|
119 |
Phrasals |
(bir şeye) hayır dememek |
go for (something) v.
|
|
Phrases |
|
120 |
Phrases |
tabii ki hayır |
no way interj.
|
|
121 |
Phrases |
bildiğim kadarıyla hayır |
not that i know of expr.
|
|
122 |
Phrases |
diktatörlüğe hayır |
no to dictatorship expr.
|
|
123 |
Phrases |
ırkçılığa hayır de |
say no to racism expr.
|
|
124 |
Phrases |
savaşa hayır |
no war expr.
|
|
125 |
Phrases |
hayır demem |
(one) could stand (something) expr.
|
|
126 |
Phrases |
hayır demezdim |
(one) could stand (something) expr.
|
|
127 |
Phrases |
yeni arkadaşa hayır |
no new friends expr.
|
|
128 |
Phrases |
hayır oyları çoğunlukta |
the noes have it expr.
|
|
129 |
Phrases |
nükleere hayır |
no nukes expr.
|
|
130 |
Phrases |
nükleer silahlara/nükleer enerjiye hayır |
no nukes expr.
|
|
131 |
Phrases |
nükleere hayır! |
no nukes! expr.
|
|
132 |
Phrases |
nükleer silahlara/nükleer enerjiye hayır! |
no nukes! expr.
|
|
Proverb |
|
133 |
Proverb |
her şeyde bir hayır vardır |
every cloud has a silver lining
|
|
134 |
Proverb |
her işte bir hayır vardır |
it's an ill wind that blows nobody good
|
|
135 |
Proverb |
her işte bir hayır vardır |
every cloud has a silver lining
|
|
136 |
Proverb |
sabır eyle işine hayır gelsin başına |
everything comes to him who waits
|
|
137 |
Proverb |
her işte bir hayır vardır |
it is an ill wind that blows no good
|
|
138 |
Proverb |
her şerde bir hayır vardır |
every cloud has a silver lining
|
|
139 |
Proverb |
her hayırda bir şer her şerde bir hayır vardır |
every cloud has a silver lining
|
|
140 |
Proverb |
her hayırda bir şer, her şerde bir hayır vardır! |
fair is foul, foul is fair!
|
|
141 |
Proverb |
her kafadan bir ses çıkan kalabalık bir grubun yaptığı işten hayır gelmez |
a camel is a horse designed by a committee
|
|
142 |
Proverb |
çok kişinin yaptığı işten hayır gelmez |
a camel is a horse designed by a committee
|
|
143 |
Proverb |
her şerde bir hayır vardır |
a stumble may prevent a fall
|
|
144 |
Proverb |
her şeyde bir hayır vardır |
every dark cloud has a silver lining
|
|
145 |
Proverb |
her işte bir hayır vardır |
every dark cloud has a silver lining
|
|
146 |
Proverb |
her şerde bir hayır vardır |
every dark cloud has a silver lining
|
|
147 |
Proverb |
her felakette bir hayır vardır |
every dark cloud has a silver lining
|
|
148 |
Proverb |
her işte bir hayır vardır |
it's an ill wind
|
|
149 |
Proverb |
her şerde bir hayır vardır |
it's an ill wind
|
|
150 |
Proverb |
her işte bir hayır vardır |
it's an ill wind that blows no good
|
|
151 |
Proverb |
her şerde bir hayır vardır |
it's an ill wind that blows no good
|
|
152 |
Proverb |
her işte bir hayır vardır |
it's an ill wind that blows no one any good
|
|
153 |
Proverb |
her şerde bir hayır vardır |
it's an ill wind that blows no one any good
|
|
Colloquial |
|
154 |
Colloquial |
hayır işi |
charidee n.
|
|
155 |
Colloquial |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
op-shop [australia/new zealand] n.
|
|
156 |
Colloquial |
başını hayır anlamında sallamak |
shake one's head v.
|
|
157 |
Colloquial |
her işte bir hayır vardır |
be for the best v.
|
|
158 |
Colloquial |
her işte bir hayır vardır |
be (all) for the best v.
|
|
159 |
Colloquial |
hayır/yok birader |
nah, bro interj.
|
|
160 |
Colloquial |
kesinlikle hayır! |
absolutely not! interj.
|
|
161 |
Colloquial |
yok hayır! |
sike! interj.
|
|
162 |
Colloquial |
her şerde bir hayır vardır |
every con has a pro expr.
|
|
163 |
Colloquial |
hatırladığım kadarıyla hayır |
not that I recall expr.
|
|
164 |
Colloquial |
korkarım hayır |
(I'm) afraid not expr.
|
|
165 |
Colloquial |
korkarım hayır |
fraid not expr.
|
|
166 |
Colloquial |
kesinlikle hayır! |
definitely not! expr.
|
|
167 |
Colloquial |
korkarım hayır |
'fraid not expr.
|
|
168 |
Colloquial |
kesinlikle hayır! |
absolutely no! expr.
|
|
169 |
Colloquial |
sabah ola hayır ola |
sleep on it expr.
|
|
170 |
Colloquial |
hayır dediysem hayır |
what part of no don't you understand? expr.
|
|
171 |
Colloquial |
hayır demezdim |
(one) could use (something) expr.
|
|
172 |
Colloquial |
bir içkiye hayır demezdim |
I could use a drink expr.
|
|
173 |
Colloquial |
kesinlikle hayır! |
no fear! [uk] expr.
|
|
174 |
Colloquial |
tabii ki hayır! |
no fear! [uk] expr.
|
|
175 |
Colloquial |
(birine veya bir şeye) hayır |
down with expr.
|
|
176 |
Colloquial |
hayır demem |
(I) don't care if I do expr.
|
|
177 |
Colloquial |
hayır demem |
(I) don't mind if I do expr.
|
|
178 |
Colloquial |
(bir şeye) hayır demem |
I wouldn't say no (to something) expr.
|
|
179 |
Colloquial |
hayır diyorsa hayır |
no means no expr.
|
|
180 |
Colloquial |
hayır, hayır demektir |
no means no expr.
|
|
181 |
Colloquial |
hayır diyorsa istemiyor demektir |
no means no expr.
|
|
182 |
Colloquial |
hayır demek rızası yok demektir |
no means no expr.
|
|
183 |
Colloquial |
hayır dediği sürece rızası yok demektir |
no means no expr.
|
|
184 |
Colloquial |
hem evet hem hayır |
yes and no expr.
|
|
185 |
Colloquial |
ne evet ne hayır |
yes and no expr.
|
|
186 |
Colloquial |
bir yandan evet bir yandan hayır |
yes and no expr.
|
|
187 |
Colloquial |
bazı yönlerden evet bazı yönlerden hayır |
yes and no expr.
|
|
188 |
Colloquial |
hayır, yapabilirim |
(I) can too expr.
|
|
189 |
Colloquial |
birine/bir şeye hayır demezdim |
could do with someone or something expr.
|
|
190 |
Colloquial |
(bir şeye) hayır demezdim |
could do with (something) expr.
|
|
191 |
Colloquial |
hayır demem |
don't care if I do expr.
|
|
192 |
Colloquial |
hayır demem |
don't mind if I do expr.
|
|
193 |
Colloquial |
(bir şeye) hayır demem/demezdim |
I wouldn't mind (something) expr.
|
|
194 |
Colloquial |
-e hayır demem/demezdim |
I wouldn't mind... expr.
|
|
195 |
Colloquial |
hayır demem |
I wouldn't say no expr.
|
|
196 |
Colloquial |
evet veya hayır |
yea or nay expr.
|
|
197 |
Colloquial |
evet mi hayır mı? |
yea or nay expr.
|
|
198 |
Colloquial |
tabii ki hayır |
no sir exclam.
|
|
199 |
Colloquial |
kesinlikle hayır |
no sir exclam.
|
|
200 |
Colloquial |
tabii ki hayır |
no sirree exclam.
|
|
201 |
Colloquial |
kesinlikle hayır |
no sirree exclam.
|
|
202 |
Colloquial |
kesinlikle hayır! |
no sir! exclam.
|
|
203 |
Colloquial |
kesinlikle hayır! |
no sirree! exclam.
|
|
204 |
Colloquial |
tabii ki hayır |
no way, josé exclam.
|
|
205 |
Colloquial |
kesinlikle hayır |
no way, josé exclam.
|
|
206 |
Colloquial |
hayır! |
no way, josé! exclam.
|
|
207 |
Colloquial |
kesinlikle hayır! |
no siree! exclam.
|
|
208 |
Colloquial |
kesinlikle hayır! |
not likely! exclam.
|
|
Idioms |
|
209 |
Idioms |
şerrin içindeki hayır |
a silver lining n.
|
|
210 |
Idioms |
şerrin içindeki hayır |
silver lining n.
|
|
211 |
Idioms |
tebdili mekanda hayır vardır |
a change is as good as a rest n.
|
|
212 |
Idioms |
kişinin hayır diyemeyeceği parasal teşvikler |
golden handcuffs n.
|
|
213 |
Idioms |
hayır işi |
bread upon the waters n.
|
|
214 |
Idioms |
hayır kalmamak |
go to pot v.
|
|
215 |
Idioms |
hayır kurumuna vb bağışta bulunmak |
put your hand in your pocket v.
|
|
216 |
Idioms |
hazır paraya hayır demek |
leave money on the table v.
|
|
217 |
Idioms |
(birinden) hayır/fayda görmemek |
get no change out of somebody v.
|
|
218 |
Idioms |
(birine) hayır işlemek |
have (someone) under (one's) wing v.
|
|
219 |
Idioms |
kafasını hayır anlamında sallamak |
shake (one's) head no v.
|
|
220 |
Idioms |
(birinden) hayır gelmez |
get no joy (from somebody) v.
|
|
221 |
Idioms |
(birinden) hayır gelmez |
have no joy (from somebody) v.
|
|
222 |
Idioms |
-den hayır/fayda görmemek |
get no change out of v.
|
|
223 |
Idioms |
(birinden) hayır/fayda görmemek |
get no change out of (someone) v.
|
|
224 |
Idioms |
birinden pek/hiç hayır/fayda görmemek |
not get much/any change out of somebody v.
|
|
225 |
Idioms |
birinden hiç hayır/fayda görmemek |
not get any change out of someone [uk] v.
|
|
226 |
Idioms |
başını hayır anlamında sallamak |
shake your head v.
|
|
227 |
Idioms |
hayır kesinlikle olmaz |
no hard pass expr.
|
|
228 |
Idioms |
hayır katiyen olmaz |
no hard pass expr.
|
|
229 |
Idioms |
her işte bir hayır vardır |
all for the best expr.
|
|
230 |
Idioms |
hayır olmaz |
no hard pass expr.
|
|
231 |
Idioms |
hayır/mümkünü yok |
no sale expr.
|
|
232 |
Idioms |
her felakette bir hayır vardır |
every cloud has a silver lining expr.
|
|
233 |
Idioms |
her işte bir hayır vardır |
a blessing in disguise expr.
|
|
234 |
Idioms |
kesinlikle hayır! |
no siree, bob! expr.
|
|
235 |
Idioms |
ondan sana hayır gelmez |
get no change out of somebody expr.
|
|
236 |
Idioms |
ondan sana hayır yok |
get no change out of somebody expr.
|
|
237 |
Idioms |
tebdili mekanda hayır vardır |
change is as good as a rest expr.
|
|
238 |
Idioms |
tebdili mekanda hayır vardır |
change is as good as rest expr.
|
|
239 |
Idioms |
şerdeki hayır |
blessing in disguise expr.
|
|
240 |
Idioms |
şerdeki hayır |
a blessing in disguise expr.
|
|
241 |
Idioms |
buna hayır diyemem |
can't argue with that expr.
|
|
242 |
Idioms |
buna hayır denmez |
can't argue with that expr.
|
|
243 |
Idioms |
bilgisayar hayır diyor |
computer says no [cliché] expr.
|
|
244 |
Idioms |
her şerde bir hayır vardır |
a blessing in disguise expr.
|
|
Speaking |
|
245 |
Speaking |
hayır, değil anlamına gelen yanıt |
negative adv.
|
|
246 |
Speaking |
buna hayır diyemem |
I can't argue with that expr.
|
|
247 |
Speaking |
bu hayır mı demek? |
is that a no? expr.
|
|
248 |
Speaking |
benden sana hayır yok |
I am no good to you expr.
|
|
249 |
Speaking |
hayır ne alaka |
no that's not the case expr.
|
|
250 |
Speaking |
hayır, hayır, binlerce kez hayır! |
no, no, a thousand times no! expr.
|
|
251 |
Speaking |
hayır/istemiyorum, teşekkürler |
nothing for me, thanks expr.
|
|
252 |
Speaking |
hayır inanamıyorum! |
that's incredible! expr.
|
|
253 |
Speaking |
her işte bir hayır vardır |
things have a way of turning out for the best expr.
|
|
254 |
Speaking |
hayır öyle değil |
no it's not that expr.
|
|
255 |
Speaking |
her işte bir hayır vardır |
everything happens for a reason expr.
|
|
256 |
Speaking |
hayır dudaklarımı yaptırmış değilim |
no I did not get my lips done expr.
|
|
257 |
Speaking |
hayır konu o değil |
no that's not the case expr.
|
|
258 |
Speaking |
hayır dudaklarımı yaptırmadım |
no I did not get my lips done expr.
|
|
259 |
Speaking |
korkarım hayır |
I'm afraid not expr.
|
|
260 |
Speaking |
nasıl hayır diyebilirdim ki? |
how could I say no? expr.
|
|
261 |
Speaking |
yarın ola hayır ola |
tomorrow will take care of itself expr.
|
|
262 |
Speaking |
ya hayır dersem? |
what if i say no? expr.
|
|
263 |
Speaking |
hayır, pek sayılmaz |
no, not really expr.
|
|
264 |
Speaking |
tabi ki hayır |
by no means expr.
|
|
Trade/Economic |
|
265 |
Trade/Economic |
evet hayır ölçeği |
yes and no scale n.
|
|
266 |
Trade/Economic |
evlere hizmet götüren hayır kurumları |
non-profit institutions serving households n.
|
|
267 |
Trade/Economic |
firmanın toplumsal ve hayır amaçlı sosyal sorumluluk projeleri düzenleyerek ilgili organizyona destek verme esasına dayanan pazarlama |
cause marketing n.
|
|
268 |
Trade/Economic |
firmanın toplumsal ve hayır amaçlı sosyal sorumluluk projeleri düzenleyerek ilgili organizyona destek verme esasına dayanan pazarlama |
cause-related marketing n.
|
|
269 |
Trade/Economic |
hayır kurumu mağazası |
resale shop n.
|
|
270 |
Trade/Economic |
hayır kurumu mağazası |
second-hand store n.
|
|
271 |
Trade/Economic |
hayır derneği |
mutual benefit association n.
|
|
272 |
Trade/Economic |
hayır kurumu mağazası |
hospice shop n.
|
|
273 |
Trade/Economic |
hayır kurumu mağazası |
op shop n.
|
|
274 |
Trade/Economic |
hayır kuruluşları |
charitable foundations n.
|
|
275 |
Trade/Economic |
hayır kurumu mağazası |
thrift shop n.
|
|
276 |
Trade/Economic |
hayır kurumu |
mutual benefit association n.
|
|
277 |
Trade/Economic |
hayır cemiyeti |
mutual benefit association n.
|
|
278 |
Trade/Economic |
hayır dernekleri |
benevolent associations n.
|
|
279 |
Trade/Economic |
hayır kurumu mağazası |
thrift store n.
|
|
280 |
Trade/Economic |
hayır kurumu mağazası |
charity shop n.
|
|
281 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
hospice shop n.
|
|
282 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
second-hand store n.
|
|
283 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
resale shop n.
|
|
284 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
op shop n.
|
|
285 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
thrift store n.
|
|
286 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
charity shop n.
|
|
287 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
thrift shop n.
|
|
288 |
Trade/Economic |
faydalanan kişilere her yıl varlıkların sabit bir yüzdesini veren hayır vakfı |
unitrust n.
|
|
289 |
Trade/Economic |
hayır kurumu |
benevolent fund n.
|
|
290 |
Trade/Economic |
(hayır işleri, sosyal faaliyetler için toplanan genç iş insanlarından oluşan) organizasyon kulübü |
round table n.
|
|
291 |
Trade/Economic |
hayır kurumu |
provident society n.
|
|
Law |
|
292 |
Law |
hayır amaçlı katkılar |
charitable contributions n.
|
|
293 |
Law |
hayır müessesesi |
charitable foundation n.
|
|
294 |
Law |
arazinin daimi mülkiyeti (şirket veya hayır kurumu tarafından) |
mortmain n.
|
|
295 |
Law |
hayır amaçlı |
pro bono adj.
|
|
Politics |
|
296 |
Politics |
dünya tütüne hayır günü |
world no tobacco day n.
|
|
297 |
Politics |
evet ve hayır oyları |
ayes and noes n.
|
|
298 |
Politics |
hayır cemiyeti |
fraternal organization n.
|
|
299 |
Politics |
hayır kurumu |
friendly society n.
|
|
300 |
Politics |
hayır kurumu |
charity organization n.
|
|
301 |
Politics |
hayır maksadı |
eleemosynary purpose n.
|
|
302 |
Politics |
hayır kurumu |
benevolent corporation n.
|
|
303 |
Politics |
hayır kurumu |
benefit society n.
|
|
304 |
Politics |
hayır derneği |
benevolent corporation n.
|
|
305 |
Politics |
hayır derneği |
beneficial association n.
|
|
306 |
Politics |
hayır kurumu |
benevolent society n.
|
|
307 |
Politics |
hayır derneği |
mutual society n.
|
|
308 |
Politics |
hayır derneği |
fraternal organization n.
|
|
309 |
Politics |
hayır kurumu |
charitable institution n.
|
|
310 |
Politics |
hayır derneği |
friendly society n.
|
|
311 |
Politics |
hayır cemiyeti |
benevolent society n.
|
|
312 |
Politics |
hayır cemiyeti |
charitable corporation n.
|
|
313 |
Politics |
hayır cemiyeti |
mutual society n.
|
|
314 |
Politics |
hayır cemiyeti |
friendly society n.
|
|
315 |
Politics |
hayır derneği |
mutual aid society n.
|
|
316 |
Politics |
hayır derneği |
eleemosynary corporation n.
|
|
317 |
Politics |
hayır derneği |
benefit society n.
|
|
318 |
Politics |
hayır derneği |
benevolent society n.
|
|
319 |
Politics |
hayır kurumu |
mutual society n.
|
|
320 |
Politics |
hayır sahibi |
benefactor n.
|
|
321 |
Politics |
hayır kurumu |
beneficial association n.
|
|
322 |
Politics |
hayır vakfı |
charitable trust n.
|
|
323 |
Politics |
hayır kurumu |
fraternal organization n.
|
|
324 |
Politics |
hayır kurumu |
charitable organization n.
|
|
325 |
Politics |
hayır kurumu |
public trust n.
|
|
Institutes |
|
326 |
Institutes |
ilk yardım müdahalelerini teşvik eden bir ingiliz hayır kurumu |
rhs (royal humane society) abrev.
|
|
327 |
Institutes |
1888'de abd'de kurulan bir hayır kurumu |
loom (loyal order of moose) abrev.
|
|
328 |
Institutes |
birleşik krallık, irlanda ve manş adaları çevresindeki denizlerde cankurtaranlık yapan bir hayır kurumu |
rnli (royal national lifeboat institution) abrev.
|
|
Tourism |
|
329 |
Tourism |
hayır kurumu |
charity institution n.
|
|
Technical |
|
330 |
Technical |
genellikle para toplamak amacıyla hayır işleri için hazırlanan uzun süreli radyo programı |
radiothon n.
|
|
Computer |
|
331 |
Computer |
evet veya hayır güvenliği |
yes or no trust n.
|
|
332 |
Computer |
doğa hayır |
nature no expr.
|
|
333 |
Computer |
hayır, arama |
no, do not dial expr.
|
|
334 |
Computer |
hayır, teşekkür ederim |
no, thank you expr.
|
|
335 |
Computer |
hayır teşekkür ederim |
no thanks expr.
|
|
336 |
Computer |
evet/hayır |
yes/no expr.
|
|
337 |
Computer |
hayır, teşekkürler |
no, thanks expr.
|
|
338 |
Computer |
hayır, atla |
no, skip it expr.
|
|
339 |
Computer |
tümüne hayır |
no to all expr.
|
|
Medical |
|
340 |
Medical |
hayır kampanyası |
charity campaign n.
|
|
Social Sciences |
|
341 |
Social Sciences |
hayır işi yapan gönüllü grubu |
working bee [new zealand] n.
|
|
342 |
Social Sciences |
kadına şiddete hayır de |
no to violence against women expr.
|
|
Linguistics |
|
343 |
Linguistics |
ingilizce'de evet veya hayır şeklinde cevaplanamayan soru |
wh question n.
|
|
344 |
Linguistics |
ingilizce'de evet veya hayır şeklinde cevaplanamayan soru |
information question n.
|
|
345 |
Linguistics |
cevabı evet veya hayır olan soru |
yes/no question n.
|
|
346 |
Linguistics |
(soru) hem evet hem hayır şeklinde yanıtlanabilir |
polar adj.
|
|
History |
|
347 |
History |
katolik bir hayır kurumuna mensup kimse |
knight of columbus n.
|
|
348 |
History |
katolik bir uluslararası hayır kurumu |
knights of columbus n.
|
|
349 |
History |
1864'te washington, d.c.'de kurulmuş bir hayır kurumu |
knights of pythias n.
|
|
350 |
History |
katolik bir uluslararası hayır kurumu |
knights of st columba n.
|
|
351 |
History |
katolik bir uluslararası hayır kurumu |
knights of st. columba n.
|
|
352 |
History |
(erken hristiyan kilisesinde) hayır işlerinde ve bazı dini törenlerde diyakoz olarak görev yapan kadınlardan oluşan özel gruplardan biri |
widow n.
|
|
Religious |
|
353 |
Religious |
hayır işleyen başlıca derneklerden herhangi birine üye olan kimse |
red man n.
|
|
354 |
Religious |
(musevilikte) hayır işi |
tsedakah n.
|
|
355 |
Religious |
(musevilikte) hayır işi |
tzedakah n.
|
|
356 |
Religious |
(musevilikte) hayır işi |
zedakah n.
|
|
357 |
Religious |
alman teolog georg major'un hristiyan inancının önemli bir unsuru olan hayır işlerinin kurtuluş için elzem olduğunu ifade ettiği öğretileri |
majorism n.
|
|
358 |
Religious |
hayır kurumu üyesi |
sodalist n.
|
|
359 |
Religious |
hayır kurumu |
sodality n.
|
|
360 |
Religious |
(roma katolik kilisesi) farz olanın ötesinde yapılan hayır işi veya ibadet |
supererogation n.
|
|
361 |
Religious |
farz olanın ötesinde yapılan (hayır işi, dua) |
supererogant adj.
|
|
362 |
Religious |
farz olanın ötesinde yapılan (hayır işi, dua) |
supererogative adj.
|
|
363 |
Religious |
farz olanın ötesinde yapılan (hayır işi, dua) |
supererogatory adj.
|
|
Military |
|
364 |
Military |
askeri haberleşmede hayır anlamına gelen bir kod sözcüğü |
negative n.
|
|
365 |
Military |
mak hayır/evet |
mach no/yes n.
|
|
Music |
|
366 |
Music |
hayır kadın, ağlama |
no woman, no cry expr.
|
|
Latin |
|
367 |
Latin |
hayır amacıyla yapılan ücretsiz hizmet |
pro bono n.
|
|
Archaic |
|
368 |
Archaic |
hayır işi |
almsdeed n.
|
|
369 |
Archaic |
hayır kurumu |
alms n.
|
|
Slang |
|
370 |
Slang |
ucuz elbiseler satan hayır kurumu mantığıyla çalışan dükkan |
oxfam n.
|
|
371 |
Slang |
hayır kuruluşu |
pogey [canada] n.
|
|
372 |
Slang |
hayır gelmez olmak |
be shot to hell v.
|
|
373 |
Slang |
hayır kuruluşuna ait veya ilgili |
pogey [canada] adj.
|
|
374 |
Slang |
hayır kuruluşundan elde edilen |
pogey [canada] adj.
|
|
375 |
Slang |
hayır/olamaz! |
no shit! expr.
|
|
376 |
Slang |
hayır, olamaz |
oh noes exclam.
|
|
British Slang |
|
377 |
British Slang |
hayır kurumu adına sokakta para toplayan tip |
chugger n.
|
|
378 |
British Slang |
hayır! |
like fuck! expr.
|
|
Modern Slang |
|
379 |
Modern Slang |
hayır, olamaz |
ah hail naw exclam.
|
|
380 |
Modern Slang |
hayır, olamaz |
ah hell no exclam.
|
|