hazırlanmak - Turkish English Dictionary

hazırlanmak

Meanings of "hazırlanmak" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

Turkish English
Common Usage
hazırlanmak get ready v.
Federal law and order are being got ready.
Federal kanun ve düzen hazırlanıyor.

More Sentences
General
hazırlanmak be prepared v.
Tom is prepared to kill you.
Tom seni öldürmek için hazırlanıyor.

More Sentences
hazırlanmak get set v.
On your marks, get set, go!
Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!

More Sentences
hazırlanmak get ready for v.
I'm getting ready for bed.
Ben de yatmaya hazırlanıyorum.

More Sentences
hazırlanmak prepare v.
One particular General has urged us to prepare for current and future conflicts.
Belirli bir General bizi mevcut ve gelecekteki çatışmalara hazırlanmaya çağırdı.

More Sentences
Technical
hazırlanmak prepare v.
We must start to prepare now for these major, important events.
Bu büyük ve önemli etkinlikler için şimdiden hazırlanmaya başlamalıyız.

More Sentences
General
hazırlanmak poise v.
hazırlanmak arrange v.
hazırlanmak brew v.
hazırlanmak prep v.
hazırlanmak be primed v.
hazırlanmak accinge v.
hazırlanmak shape one's self v.
hazırlanmak boun [dialect] [scotland] v.
hazırlanmak fettle [dialect] [uk] v.
hazırlanmak prime v.
Phrasals
hazırlanmak gear up v.
hazırlanmak bargain for v.
Colloquial
hazırlanmak get (all) set v.
Idioms
hazırlanmak clear the deck v.
hazırlanmak clear the decks v.
hazırlanmak be on the boil v.
hazırlanmak clear the dects for action v.
hazırlanmak clear the decks v.

Meanings of "hazırlanmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 120 result(s)

Turkish English
General
yapmaya hazırlanmak prepare to do v.
We are preparing to do bigger things in the HIPIC global health fund, education for all.
HIPIC küresel sağlık fonunda, herkes için eğitimde daha büyük işler yapmaya hazırlanıyoruz.

More Sentences
Phrasals
(bir şeye) hazırlanmak cram for (something) v.
Tom is now cramming for the finals.
Tom şimdi finallere hazırlanıyor.

More Sentences
(bir şeye) hazırlanmak train for (something) v.
I'm training for the triathlon.
Triatlon için hazırlanıyorum.

More Sentences
Archaic
yolculuğa hazırlanmak prepare v.
There were many things that we needed to do to prepare for our trip.
Yolculuğumuza hazırlanmak için yapmamız gereken pek çok şey vardı.

More Sentences
General
oxford üniversitesi'nin klasik bilimler lisans programından özellikle onur derecesiyle mezun olmak için geçilmesi gereken son sınava hazırlanmak için alınan ders great n.
toplanıp karşı saldırmaya hazırlanmak gang up on v.
zor bir işe hazırlanmak gird one's loins v.
sınava hazırlanmak bone for an exam v.
kışa hazırlanmak winterise v.
en kötü ihtimale karşı hazırlanmak prepare for the worst v.
işe hazırlanmak clear the deck v.
savaşa hazırlanmak clear the deck v.
zor bir duruma hazırlanmak batten down the hatches v.
bir şey için hazırlanmak make ready for v.
sınava hazırlanmak prepare for an exam v.
bir şey için hazırlanmak get ready for something v.
okula hazırlanmak get ready for school v.
okula hazırlanmak prepare for school v.
yapmaya hazırlanmak make ready to do v.
bir şeye hazırlanmak get ready for something v.
(işlevinin ortaya çıkması amacıyla) ortam hazırlanmak be mediated through v.
konsere hazırlanmak get ready for the concert v.
konsere hazırlanmak prepare for the concert v.
kışa hazırlanmak winterize v.
yaza hazırlanmak summerize v.
yarın için hazırlanmak prepare for tomorrow v.
savunma için hazırlanmak arm v.
yatmaya hazırlanmak get ready for the bed v.
kalkışa hazırlanmak bundle v.
aceleyle hazırlanmak busk [dialect] [uk] v.
sınava hazırlanmak scram [dialect] [uk] v.
yaza hazırlanmak summerise [uk] v.
içime hazırlanmak üzere ısıtılmış ve tatlandırılmış (şarap) mulled adj.
Phrasals
bir şey yapmaya hazırlanmak be/get ready (to do something) v.
cesaretli bir şekilde/cesaretini toplayarak bir şeye hazırlanmak work oneself up to something v.
psikolojik olarak bir şeye hazırlanmak psych up v.
savaşmak için hazırlanmak square off v.
yavaş yavaş bir şeye hazırlanmak build up to something v.
kavgaya hazırlanmak face off v.
gelecek bir fırtınaya hazırlanmak için deniz aracını ve ekipmanlarını sağlama/güvenceye almak snug down v.
aniden çıkıp gitmeye hazırlanmak pick up v.
aceleyle gitmeye hazırlanmak pick up v.
(bir şeye) çalışarak hazırlanmak bone up (on something) v.
(son dakika sınava) çalışmak/hazırlanmak cram for (something) v.
(kısıtlı bir zamanda sınava) hazırlanmak/çalışmak cram for (something) v.
için hazırlanmak gear up for v.
(biri/bir şey) için hazırlanmak gear up for (someone or something) v.
(birine/bir şeye) hazırlanmak gear up for (someone or something) v.
(bir şey) için plan yapmak/hazırlanmak look forward to (something) v.
oturarak (bir şeyi yapmaya) hazırlanmak sit down to (do something) v.
-e karşı hazırlanmak/hazırlamak steel against v.
golf topunu yuvaya koyup vuruşa hazırlanmak tee up v.
(bir şeye) hazırlanmak train up to (something) v.
(belli bir seviyede) hazırlanmak train up to (something) v.
Proverb
hazırlanmamak demek başarısızlığa hazırlanmak demektir he who fails to prepare prepares to fail
Colloquial
(boksta) rakibin yumruğun geleceğini bilerek kendini savunmaya zamanı olacağı türden bir yumruk atmaya hazırlanmak telegraph v.
bir an önce hazırlanmak get busy v.
iyi hazırlanmak tee up v.
harekete hazırlanmak batten v.
krize karşı hazırlanmak batten v.
süslenip hazırlanmak poon up [australia/new zealand] v.
(bir şeyi yapmaya) hazır olmak/hazırlanmak be about to (do something) v.
bir şeyi yapmaya hazırlanmak be about to do something v.
Idioms
ayrılmak ya da ayrılmaya hazırlanmak hoist the blue peter v.
kalkışa hazırlanmak hoist the blue peter v.
(çarpışmaya, darbeye) hazırlanmak clear the deck v.
(çarpışmaya, darbeye) hazırlanmak clear the decks v.
birini ağırlamak için çok hazırlanmak put out the red carpet (for someone) v.
ortalığı alevlendirmeden konuşup bir taraftan da hazırlanmak walk softly and carry a big stick v.
barışçıl müzakereleri yürütüp bir taraftan da mücadeleye hazırlanmak walk softly and carry a big stick v.
ortalığı alevlendirmeden konuşup bir taraftan da hazırlanmak speak softly and carry a big stick v.
barışçıl müzakereleri yürütüp bir taraftan da mücadeleye hazırlanmak speak softly and carry a big stick v.
bir şey için hazırlanmak gear up for something v.
bir şeye hazırlanmak poise oneself for something v.
bir olaya hazırlanmak square one's shoulders v.
birine yakınlık gösterip arkasından vurmaya hazırlanmak scrape an acquaintance with v.
gelen zor günlere hazırlanmak batten down the hatches v.
gelecek olan saldırıya hazırlanmak circle the wagons v.
mücadeleye hazırlanmak clear the dects for action v.
kavgaya hazırlanmak take up arms against someone v.
sınava hazırlanmak cram for an examination v.
sınava hazırlanmak cram for an exam v.
sınava hazırlanmak cram for a test v.
yaklaşan bir belaya/tehlikeye veya zorlu bir vaziyete karşı hazırlanmak/hazır olmak steel oneself for someone or something v.
zor bir şeye hazırlanmak gird up one's loins v.
(birine ya da bir şeye) karşı çıkmaya hazırlanmak take up (the) cudgels against (someone or something) v.
iyi hazırlanmak do (one's) homework v.
saldırmaya hazırlanmak get (one's) claws out v.
meydan okumaya hazırlanmak (genellikle kadın) get (one's) claws out v.
savaşa hazırlanmak go to the mattresses v.
rakibini geride bırakmaya/geçmeye hazırlanmak be knocking on the door v.
tamamen hazır olmak/hazırlanmak arm to the teeth v.
eksiksiz hazır olmak/hazırlanmak arm to the teeth v.
zor bir duruma hazırlanmak batten down the hatches v.
sıkıntılı bir duruma hazırlanmak batten down the hatches v.
gelen zor günlere hazırlanmak batten down the hatches v.
(çarpışmaya, darbeye) hazırlanmak clear the decks v.
eyleme geçmeye hazırlanmak clear the decks v.
zor bir işe hazırlanmak gird loins v.
zor bir işe hazırlanmak gird up loins v.
zor bir işe hazırlanmak gird your loins v.
zor bir işe hazırlanmak gird up your loins v.
(bir şey yapmaya) hazırlanmak make ready to (do something) v.
-e hazırlanmak poise oneself for v.
kavgaya hazır olmak/hazırlanmak put up dukes v.
Politics
seçimlere hazırlanmak prepare for the elections v.
Aeronautic
(uçakta) çarpmaya/düşmeye hazırlanmak brace for impact v.
(uçakta) çarpmaya/düşmeye hazırlanmak assume a brace or crash position v.
Medical
elleri ve ön kolu temizleyerek ameliyata hazırlanmak scrub v.
Fishery
balık tutmaya hazırlanmak fish v.
Education
sınava hazırlanmak revise [uk] v.
Military
savaşa hazırlanmak embattle v.
savaşa hazırlanmak militiate [obsolete] v.
askeri denetime hazırlanmak gi v.
Cinema
rol için makyaj yapıp hazırlanmak make up v.
Archaic
savaşa hazırlanmak darraign v.
geziye hazırlanmak prepare v.
Slang
hazırlanmak (şık bir yere gitmek için) dude oneself up v.
kavgaya hazır olmak/hazırlanmak put up one's dukes v.
Metallurgy
revetman kalıbı oluşturarak kayıp mum döküm işlemine hazırlanmak invest v.