English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | invest v. | yatırım yapmak | ||
We must invest as much as possible in a definitive peace process in the Middle East. Orta Doğu'da kesin bir barış sürecine mümkün olduğunca çok yatırım yapmalıyız. More Sentences |
||||
General | ||||
General | invest v. | para yatırmak | ||
The company invested a lot of money in this project. Şirket bu projeye çok fazla para yatırdı. More Sentences |
||||
General | invest v. | yatırım yapmak | ||
At present, just a couple of billion dollars are being invested. Şu anda sadece birkaç milyar dolar yatırım yapılıyor. More Sentences |
||||
General | invest v. | yatırmak | ||
It has already been said that each euro invested from public funds generates another three in business terms. Kamu fonlarından yatırılan her bir avronun ticari anlamda üç avro daha kazandırdığı zaten söylenmişti. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | invest v. | para yatırmak | ||
You should invest your money. Paranı yatırman gerekir. More Sentences |
||||
Trade/Economic | invest v. | yatırmak | ||
It has already been said that each euro invested from public funds generates another three in business terms. Kamu fonlarından yatırılan her bir avronun iş dünyasında üç avro daha kazandırdığı zaten söylenmişti. More Sentences |
||||
Trade/Economic | invest v. | yatırım yapmak | ||
The Commission has invested a lot in this issue. Komisyon bu konuya çok fazla yatırım yaptı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | invest v. | sarmak | ||
General | invest v. | birine yetki vermek | ||
General | invest v. | donatmak | ||
General | invest v. | birini makamına oturtmak | ||
General | invest v. | bağlamak | ||
General | invest v. | giydirmek | ||
General | invest v. | yetki vermek | ||
General | invest v. | bahşetmek | ||
General | invest v. | (güç, yetki) vermek | ||
General | invest v. | resmen kurmak | ||
General | invest v. | hassas döküm sürecinde refraktör malzemesine model yerleştirmek | ||
General | invest v. | geçilmemesi için gemi veya askerlerle kapamak | ||
General | invest v. | kuşatmak | ||
General | invest v. | nitelik kazandırmak | ||
General | invest v. | zenginleştirmek | ||
General | invest v. | parayı kenara atmak | ||
General | invest v. | geleceğe yatırım olarak görmek | ||
General | invest v. | kendini adamak | ||
General | invest v. | aşılamak | ||
General | invest v. | ait olmak | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | invest v. | satın almak | ||
Military | ||||
Military | invest v. | muhasara etmek | ||
Military | invest v. | kuşatmak | ||
Metallurgy | ||||
Metallurgy | invest v. | revetman kalıbı oluşturarak kayıp mum döküm işlemine hazırlanmak |