kuşatmak - Turkish English Dictionary

kuşatmak

Meanings of "kuşatmak" in English Turkish Dictionary : 99 result(s)

Turkish English
Common Usage
kuşatmak surround v.
Fine, the Americans and the English are surrounding Iraq, so Iraq cannot move.
Pekala, Amerikalılar ve İngilizler Irak'ı kuşatıyor, bu yüzden Irak harekete geçemiyor.

More Sentences
kuşatmak encircle v.
However, it would be a huge mistake to extend eastwards, as Russia would interpret this as an effort to encircle it.
Ancak doğuya doğru genişlemek büyük bir hata olacaktır zira Rusya bunu kendisini kuşatma çabası olarak yorumlayacaktır.

More Sentences
General
kuşatmak beset v.
I think this will create great insecurity within a sector that is already beset by a number of other threats.
Bence bu durum, zaten bir dizi başka tehditle kuşatılmış olan bir sektörde büyük bir güvensizlik yaratacaktır.

More Sentences
kuşatmak besiege v.
In 1683, the Turks besieged Vienne for the second time.
1683'te Türkler Viyana'yı ikinci kez kuşattı.

More Sentences
Technical
kuşatmak encircle v.
However, it would be a huge mistake to extend eastwards, as Russia would interpret this as an effort to encircle it.
Ancak doğuya doğru genişlemek büyük bir hata olacaktır zira Rusya bunu kendisini kuşatma çabası olarak yorumlayacaktır.

More Sentences
Military
kuşatmak encircle v.
However, it would be a huge mistake to extend eastwards, as Russia would interpret this as an effort to encircle it.
Ancak doğuya doğru genişlemek büyük bir hata olacaktır zira Rusya bunu kendisini kuşatma çabası olarak yorumlayacaktır.

More Sentences
kuşatmak surround v.
Fine, the Americans and the English are surrounding Iraq, so Iraq cannot move.
Pekala, Amerikalılar ve İngilizler Irak'ı kuşatıyor, bu yüzden Irak harekete geçemiyor.

More Sentences
General
kuşatmak hem in v.
kuşatmak limit v.
kuşatmak begird v.
kuşatmak bower v.
kuşatmak blockade v.
kuşatmak girth v.
kuşatmak embrace v.
kuşatmak belt v.
kuşatmak close in v.
kuşatmak engird v.
kuşatmak cincture v.
kuşatmak involve v.
kuşatmak corral v.
kuşatmak hedge in v.
kuşatmak enclose v.
kuşatmak lay siege to v.
kuşatmak bottle up v.
kuşatmak close in on v.
kuşatmak embosom v.
kuşatmak environ v.
kuşatmak engirdle v.
kuşatmak gird v.
kuşatmak hem around v.
kuşatmak encompass v.
kuşatmak lap v.
kuşatmak girdle v.
kuşatmak shut in v.
kuşatmak orb v.
kuşatmak zone v.
kuşatmak hedge v.
kuşatmak bound v.
kuşatmak ring v.
kuşatmak beleaguer v.
kuşatmak hedge round v.
kuşatmak hem about v.
kuşatmak cordon off v.
kuşatmak girt v.
kuşatmak compass v.
kuşatmak inclose v.
kuşatmak envelop v.
kuşatmak circumvent v.
kuşatmak instore v.
kuşatmak ceinture v.
kuşatmak assail v.
kuşatmak assiege v.
kuşatmak embay v.
kuşatmak emboss [obsolete] v.
kuşatmak embound v.
kuşatmak embowel [obsolete] v.
kuşatmak embrace v.
kuşatmak engirt [obsolete] v.
kuşatmak enlock v.
kuşatmak enring v.
kuşatmak enround [obsolete] v.
kuşatmak entrench v.
kuşatmak envolup v.
kuşatmak enwall v.
kuşatmak begirt [obsolete] v.
kuşatmak begulf v.
kuşatmak hem v.
kuşatmak hum v.
kuşatmak obsess [obsolete] v.
kuşatmak guard v.
kuşatmak overtake v.
kuşatmak imbound [obsolete] v.
kuşatmak in [dialect] [uk] v.
kuşatmak include v.
kuşatmak ingirt [obsolete] v.
kuşatmak inbind v.
kuşatmak inleaguer v.
kuşatmak inorb v.
kuşatmak inrail v.
kuşatmak insheath v.
kuşatmak invest v.
kuşatmak pew v.
kuşatmak press v.
kuşatmak siege v.
kuşatmak soss [dialect] [uk] v.
Phrasals
kuşatmak circle in v.
kuşatmak lock in v.
kuşatmak hold in v.
Technical
kuşatmak envelop v.
kuşatmak confine v.
kuşatmak circle v.
Military
kuşatmak lay siege v.
kuşatmak invest v.
kuşatmak encompass v.
kuşatmak envelop v.
Archaic
kuşatmak enwomb v.
kuşatmak block v.
kuşatmak imbay v.
kuşatmak impale v.

Meanings of "kuşatmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 76 result(s)

Turkish English
General
giydirip kuşatmak dress v.
kale hendeği ile kuşatmak moat v.
giydirip kuşatmak array v.
giydirip kuşatmak prank up v.
etrafını kuşatmak circle v.
giydirip kuşatmak fig out v.
çember ile kuşatmak hoop v.
giydirip kuşatmak prank v.
giydirip kuşatmak doll somebody up v.
giydirip kuşatmak prank out v.
yandan kuşatmak flank v.
engellerle kuşatmak hurdle v.
siperlerle kuşatmak entrench v.
siper ile kuşatmak entrench v.
dalgalarla kuşatmak break over v.
etrafını kuşatmak encircle v.
etrafını kuşatmak surround v.
ışık halkası ile kuşatmak halo v.
ile kuşatmak enguard [obsolete] v.
(bir yeri) kuşatmak enzone v.
rahim gibi kuşatmak womb v.
her taraftan kuşatmak hedge v.
duvarla kuşatmak mure [obsolete] v.
dört bir yanını kuşatmak overrun v.
(ahşap, ağaçlık ile) bahçeyi kuşatmak impark [obsolete] v.
giydirip kuşatmak curry v.
etrafını kuşatmak scoog v.
eyer kolanı ile kuşatmak sinch v.
Phrasals
(toplarla) sarmak/kuşatmak besiege with (something) v.
(toplarla) sarmak/kuşatmak besiege someone or something with something v.
etrafını kuşatmak circle in v.
(birini ya da kendini) giydirip kuşatmak clothe (someone/oneself) in (something) v.
giydirip kuşatmak clothe someone in something v.
etrafını kuşatmak collect around (someone or something) v.
etrafını kuşatmak collect around someone or something v.
birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle kuşatmak surround someone or something with someone or something v.
birini/bir şeyi bir şeyle kuşatmak wreathe someone or something in something v.
birinin/bir şeyin etrafını bir şeyle kuşatmak wreathe someone or something in something v.
bir şeyi kuşatmak bottle something up v.
(birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak close around (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak close in around (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak close in on (someone or something) v.
giydirip kuşatmak clothe in v.
etrafını kuşatmak collect around v.
(birini) kuşatmak crowd (one) v.
birini/bir şeyi (bir şeyle) giydirip kuşatmak deck someone or something out (in something) v.
birini/bir şeyi (bir şeyle) giydirip kuşatmak deck someone or something out (with something) v.
birini/bir şeyi giydirip kuşatmak dress someone or something up v.
birini/bir şeyi bir şeyle kuşatmak encompass someone or something (with)in something v.
ile kuşatmak envelop in v.
birini/bir şeyi giydirip kuşatmak gussy someone or something up v.
birini/bir şeyi kuşatmak hedge someone or something in v.
birini/bir şeyi kuşatmak hem someone or something in v.
(birini/bir şeyi) kuşatmak steal over (someone or something) v.
ile kuşatmak surround with v.
etrafını çevirmek/kuşatmak wall in v.
ile kuşatmak wreathe in v.
etrafını bir şeyle kuşatmak wreathe in v.
etrafını kuşatmak close round v.
Idioms
çevresini kuşatmak rope off v.
çevresini kuşatmak cordon off v.
çevresini kuşatmak rope in v.
bir şeyi/binayı kuşatmak lay siege to something v.
Construction
infilak anında enkazı kuşatmak için kullanılan ağır zincir örgü, kablo veya halat mat n.
(araziyi) duvarla kuşatmak dyke v.
Biology
kalın bir zarla kuşatmak encyst v.
keseyle kuşatmak encyst v.
Military
iki ateşle kuşatmak double upon v.
etrafını kuşatmak hang upon v.
kenardan kuşatmak envelop a flank v.
hendekle kuşatmak entrench v.
(bölgeyi) kuşatmak hose v.
Sport
(bir yarışta) yarışmacıyı kuşatmak pocket v.
Archaic
giydirip kuşatmak dight v.
siperlerle kuşatmak intrench v.
etrafını kuşatmak close v.