hepsi

Meanings of "hepsi" in English Turkish Dictionary : 48 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	hepsi	all of adj.
It is now for all of us to ensure that the Convention is a success. Sözleşmenin başarılı olmasını sağlamak artık hepimizin görevi. More Sentences
2	General	hepsi	in all adv.
It is in all our interests to make real and lasting progress. Gerçek ve kalıcı ilerleme kaydetmek hepimizin çıkarınadır. More Sentences
Colloquial
3	Colloquial	hepsi	all the expr.
I am sure that they will listen to you, they will tell all the 15 States and they will do something about it. Eminim ki sizi dinleyecekler, 15 Devletin hepsine anlatacaklar ve bu konuda bir şeyler yapacaklar. More Sentences
4	Colloquial	hepsi	all the expr.
I agree with all the previous speakers here. Burada önceki konuşmacıların hepsine katılıyorum. More Sentences
Speaking
5	Speaking	hepsi	all of it expr.
It has meat, honey, milk and wine - all of it of the highest quality and available in abundance. Et, bal, süt ve şarap bulunmaktadır; hepsi en yüksek kalitede ve bol miktarda mevcuttur. More Sentences
6	Speaking	hepsi	all of them expr.
This happens in Italy, Greece, Germany, Spain and many other states, but not in all of them. Bu durum İtalya, Yunanistan, Almanya, İspanya ve diğer birçok ülkede yaşanmaktadır ancak hepsinde değil. More Sentences
Common Usage
7	Common Usage	hepsi	all pron.
General
8	General	hepsi	caboodle n.
9	General	hepsi	aggregate n.
10	General	hepsi	the whole shoot n.
11	General	hepsi	total n.
12	General	hepsi	the whole lot n.
13	General	hepsi	all n.
14	General	hepsi	each and every one n.
15	General	hepsi	jingbang n.
16	General	hepsi	entire adj.
17	General	hepsi	gross adj.
18	General	hepsi	whatever adj.
19	General	hepsi	root and branch adv.
20	General	hepsi	to a man adv.
21	General	hepsi	all told adv.
22	General	hepsi	whatever pron.
23	General	hepsi	one and all pron.
24	General	hepsi	whatsoever pron.
25	General	hepsi	anything pron.
26	General	hepsi	whatsoe'er pron.
Colloquial
27	Colloquial	hepsi	every man jack/mother's son n.
28	Colloquial	hepsi	hypothec n.
29	Colloquial	hepsi	kaboodle n.
30	Colloquial	hepsi	every man jack of them expr.
31	Colloquial	hepsi	all in all expr.
32	Colloquial	hepsi	omne expr.
33	Colloquial	hepsi	the whole thing expr.
Idioms
34	Idioms	hepsi	every mother's son n.
35	Idioms	hepsi	all and some [obsolete] expr.
36	Idioms	hepsi	the whole shebang expr.
37	Idioms	hepsi	the whole hog expr.
38	Idioms	hepsi	the whole shooting match expr.
39	Idioms	hepsi	the whole megillah expr.
40	Idioms	hepsi	every last man of them [dated] expr.
41	Idioms	hepsi	every man jack of them [dated] expr.
42	Idioms	hepsi	the whole jimbang expr.
43	Idioms	hepsi	the whole jingbang expr.
44	Idioms	hepsi	the whole schmear expr.
45	Idioms	hepsi	the whole works expr.
Latin
46	Latin	hepsi	omnium expr.
Archaic
47	Archaic	hepsi	whatso pron.
Slang
48	Slang	hepsi	schmear n.

Meanings of "hepsi" with other terms in English Turkish Dictionary : 234 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	hemen hepsi	almost all adv.
Almost all of us can speak French. Hemen hemen hepimiz Fransızca konuşabiliriz. More Sentences
2	General	hepsi içinde	in all adv.
Ronnie's music and legacy live in all of us! Ronnie'nin müziği ve mirası hepimizin içinde yaşıyor! More Sentences
3	General	hepsi birden	all at once adv.
All at once they began to laugh. Onlar hepsi birden gülmeye başladılar. More Sentences
4	General	dışında hepsi	all but adv.
All but three of the cars in the parking lot were white. Otoparktaki arabaların üçü dışında hepsi beyazdı. More Sentences
5	General	neredeyse hepsi	almost all adv.
This is part of the Kyoto Protocol, which, after all, almost all of us wish to ratify. Bu, sonuçta neredeyse hepimizin onaylamak istediği Kyoto Protokolünün bir parçasıdır. More Sentences
6	General	biri hariç hepsi	all but one adv.
All but one were present. Biri hariç hepsi oradaydı. More Sentences
7	General	biri hariç hepsi	all except one adv.
It applies to all acts of the Community - all except one. Topluluğun tüm eylemleri için geçerlidir - biri hariç hepsi. More Sentences
8	General	kalanların hepsi	all the rest pron.
And all the rest of us are guilty to a greater or lesser extent. Ve geri kalan hepimiz az ya da çok suçluyuz. More Sentences
9	General	hepsi bu kadar	that is all expr.
That is all, ladies and gentlemen, except for one last word. Bayanlar ve baylar, son bir söz dışında hepsi bu kadar. More Sentences
10	General	hepsi bu kadar	that is that expr.
In this case there is no shared block, each country controls its territorial area and that is that. Bu durumda ortak bir blok yoktur, her ülke kendi bölgesel alanını kontrol eder ve hepsi bu kadar. More Sentences
Phrases
11	Phrases	neredeyse hepsi	nearly all of (them) expr.
Or rather, I would like to advise against nearly all of them. Daha doğrusu neredeyse hepsine karşı tavsiyede bulunmak istiyorum. More Sentences
Colloquial
12	Colloquial	hepsi satılmış	sold out adj.
They were all sold out. Hepsi satılmıştı. More Sentences
13	Colloquial	hepsi doğru	all right adj.
The answers are all right. Cevapların hepsi doğru. More Sentences
14	Colloquial	hepsi bir	all one expr.
We are all one on that point. Bu noktada, hepimiz biriz. More Sentences
15	Colloquial	hepsi doğru	all correct expr.
I hope they're all correct. Umarım hepsi doğrudur. More Sentences
16	Colloquial	hepsi aynı	all the same expr.
It's all the same. Hepsi aynı. More Sentences
17	Colloquial	hepsi aynı	all one expr.
We are all one on that point. Biz bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz. More Sentences
18	Colloquial	hepsi bu	that's about all expr.
That's about all we can get done today. Bugünlük halledebileceklerimizin hemen hemen hepsi bu. More Sentences
19	Colloquial	hepsi bu kadar	that's about all expr.
That's about all. Hepsi bu kadar. More Sentences
20	Colloquial	hepsi senin	all yours expr.
These books and clothes are all yours. Bu kitap ve giysilerin hepsi senin. More Sentences
21	Colloquial	hepsi senin	it's all yours expr.
It's all your fault, Tom. Hepsi senin suçun, Tom. More Sentences
22	Colloquial	hepsi senin	all yours expr.
Is this all yours? Bunun hepsi senin mi? More Sentences
23	Colloquial	hepsi senin	it's all yours expr.
It's all your fault, Tom. Hepsi senin hatan, Tom. More Sentences
24	Colloquial	(birine) hepsi aynı	just the same (to one) expr.
Apart from that, you have made us all laugh just the same. Bunun dışında, hepimizi aynı şekilde güldürdünüz. More Sentences
Speaking
25	Speaking	bunların hepsi	all of them expr.
Exemptions have been discussed and obviously I do not want to mention all of them. Muafiyetler tartışıldı ve açıkçası ben bunların hepsinden bahsetmek istemiyorum. More Sentences
Modern Slang
26	Modern Slang	hepsi bu	all she wrote expr.
That's all she wrote. Hepsi bu. More Sentences
General
27	General	insanın doğasını oluşturan niteliklerin hepsi	humanity n.
28	General	bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi	party n.
29	General	aynı masada oturanların hepsi	table n.
30	General	taraftarların hepsi	following n.
31	General	hepsi aynı	same difference n.
32	General	izleyicilerin hepsi	entire audience n.
33	General	hepsi bir arada/dahil	tout ensemble n.
34	General	hepsi belirli bir mesele veya iş ile bağlantılı olan şey	the whole concern n.
35	General	teker teker hepsi	each and every one n.
36	General	insanların hepsi veya çoğunun soyundan geldiği ilk kadın	eve n.
37	General	bir şeyin hepsi	whole hog n.
38	General	bir şeyin hepsi	whole-hog n.
39	General	yarışmacıların hepsi	heap n.
40	General	hepsi aynı büyüklükte	all of a size adj.
41	General	hepsi tek pakette	all in one package adj.
42	General	hepsi satılmış	sold-out adj.
43	General	neredeyse hepsi	subtotal adj.
44	General	onların hepsi	to a man adv.
45	General	hepsi aynı zamanda	all in unison adv.
46	General	hepsi bir	all the same adv.
47	General	hepsi birden	neck and crop adv.
48	General	hepsi birden	to a man adv.
49	General	hepsi beraber	all told adv.
50	General	hepsi beraber	all together adv.
51	General	hepsi çok iyi	all too well adv.
52	General	-den gayri hepsi	all but adv.
53	General	hepsi bir yana	everything aside adv.
54	General	(bir şeylerin, birilerinin) hepsi	all pron.
55	General	teker teker hepsi	every each pron.
56	General	hepsi anlamı veren son ek	-ome suf.
57	General	hepsi bu kadar	so much expr.
Phrases
58	Phrases	(genellikle kadınlara erkekler için söylenir) hepsi bir/o şeyin peşinde	they're only after one thing expr.
59	Phrases	hepsi birbirinin aynı	seen one, seen them all expr.
60	Phrases	hepsi birden düşünüldüğünde	taken all together expr.
61	Phrases	şirketin, hepsi genç olan dört üyesi var	the company has four members, all of whom are young expr.
62	Phrases	hepsi/tamamı değilse de çoğu	many if not all expr.
Colloquial
63	Colloquial	bir tanesi hariç hepsi	all except one n.
64	Colloquial	hepsi bir	all the same n.
65	Colloquial	istisnasız hepsi	every man jack/mother's son n.
66	Colloquial	biri için hepsi bir olmak	be all one to v.
67	Colloquial	(biri) için hepsi bir/aynı olmak	be all the same to (one) v.
68	Colloquial	(birine) hepsi uymak	be all the same to (one) v.
69	Colloquial	biri için hepsi bir/aynı olmak	be all the same to somebody v.
70	Colloquial	birine hepsi uymak	be all the same to somebody v.
71	Colloquial	(biri için/birine) hepsi aynı olmak	be just the same (to someone) v.
72	Colloquial	hepsi satılıp tükenmiş	sold out adj.
73	Colloquial	hepsi doğru	all right adj.
74	Colloquial	hepsi aynı	it's all the same expr.
75	Colloquial	hepsi bu kadar	twenty-three expr.
76	Colloquial	hepsi bir arada	all rolled in one expr.
77	Colloquial	hepsi/tümü birden	whole kit and caboodle expr.
78	Colloquial	hepsi birden	whole caboodle expr.
79	Colloquial	hepsi birden	whole kit expr.
80	Colloquial	hepsi içinde	all in all expr.
81	Colloquial	hepsi birden	kit and boodle expr.
82	Colloquial	hepsi bir arada	all in one expr.
83	Colloquial	hepsi birlikte	in a lump expr.
84	Colloquial	hepsi öldü	they're all dead expr.
85	Colloquial	hepsi geçti	there, now expr.
86	Colloquial	erkek değil mi hepsi aynı	man among men expr.
87	Colloquial	hepsi birden	whole kit and caboodle expr.
88	Colloquial	hepsi birden	whole kit and boodle expr.
89	Colloquial	hepsi dahil	all included expr.
90	Colloquial	hepsi birden	whole shebang expr.
91	Colloquial	tümü/hepsi bitmiş	all gone expr.
92	Colloquial	tek tek hepsi	every man jack of them expr.
93	Colloquial	(bir şeyin) hepsi/tamamı	of all expr.
94	Colloquial	(bir şeyin) hepsi/tamamı arasında	among all expr.
95	Colloquial	eğer hepsi aynıysa	if it's all the same expr.
96	Colloquial	hepsi bu	is all [rural] expr.
97	Colloquial	benim için hepsi bir	it's all (the) one to me expr.
98	Colloquial	hepsi bu	that’s about it expr.
99	Colloquial	hepsi bu kadar	that’s about it expr.
100	Colloquial	hepsi bir	seen one, seen them all expr.
101	Colloquial	hepsi bir	if/when you've seen one, seen them all expr.
102	Colloquial	hepsi birbirinin aynısı	seen one, seen them all expr.
103	Colloquial	hepsi birbirinin aynısı	if/when you've seen one, seen them all expr.
104	Colloquial	(bir şeyin) tümü/hepsi	all of (something) expr.
105	Colloquial	(biri için) hepsi bir/aynı	all the same (to someone) expr.
106	Colloquial	(biri için) hepsi bir/aynı	just the same (to someone) expr.
107	Colloquial	hepsi senin	they're all yours expr.
108	Colloquial	(biri için) hepsi bir/aynı	all's one to (one) [obsolete] expr.
109	Colloquial	(bir şeyin) tümü/hepsi	all of (something) expr.
110	Colloquial	(biri için) hepsi bir/aynı	all the same (to someone) expr.
111	Colloquial	(biri için) hepsi bir/aynı	just the same (to someone) expr.
112	Colloquial	hepsi senin	they're all yours expr.
113	Colloquial	(biri için) hepsi bir/aynı	all's one to (one) [obsolete] expr.
114	Colloquial	hepsi senin kafanda/zihninde (hepsi gerçek olmayan senin hayal ettiğin şeyler)	it's all in your mind expr.
115	Colloquial	(biri) için hepsi aynı	just the same (to one) expr.
Idioms
116	Idioms	elinden gelenin hepsi bu olma	bottom of the bag n.
117	Idioms	hepsi/tümü zırva	a lot of bunk [uk] n.
118	Idioms	istisnasız hepsi	every mother's son n.
119	Idioms	hepsi/tümü birden	the kit and caboodle n.
120	Idioms	olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak	look (all) set (to do something) v.
121	Idioms	olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak	be(all) set (for something) v.
122	Idioms	olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak	be(all) set (to do something) v.
123	Idioms	hepsi birden hızla gelmek	come thick and fast v.
124	Idioms	hepsi birden saldırmak/hücum etmek	come thick and fast v.
125	Idioms	hepsi/tümüyle orada olmak	be out in force v.
126	Idioms	hepsi birden sökün etmek	come thick and fast v.
127	Idioms	hepsi aynı olmak	be (all) of a piece v.
128	Idioms	(hepsi) kandırmaca	(all) done by mirrors adj.
129	Idioms	(hepsi) aldatmaca	(all) done by mirrors adj.
130	Idioms	(hepsi) hileyle yapılmış	(all) done by mirrors adj.
131	Idioms	hepsi içinde	(all) rolled into one adj.
132	Idioms	hepsi boşmuş	dust and ashes expr.
133	Idioms	hemen hemen hepsi bu kadar	that's about all expr.
134	Idioms	hepsi bu kadar sayılır	that's about all expr.
135	Idioms	hepsi bu kadar	that's about all expr.
136	Idioms	hepsi bu kadar	that’s about it expr.
137	Idioms	hepsi aynı/hepsi bir	all (the) one expr.
138	Idioms	hepsi bu kadar olsa iyi	not know the half of it expr.
139	Idioms	hepsi bu kadar olsa iyi	have not heard the half of it expr.
140	Idioms	hepsi bir arada	rolled into one expr.
141	Idioms	hepsi bir arada	all rolled into one expr.
142	Idioms	hepsi bu da değil	not the half of it expr.
143	Idioms	hepsi/tümü birden	the whole kit and caboodle expr.
144	Idioms	hepsi aynı kapıya çıkar	all roads lead to rome expr.
145	Idioms	hepsi bu kadar olsa iyi	you don't know the half of it expr.
146	Idioms	hepsi birden	in one blow expr.
147	Idioms	ödüllerin hepsi	all the marbles expr.
148	Idioms	ganimetlerin hepsi	all the marbles expr.
149	Idioms	kazanımların hepsi	all the marbles expr.
150	Idioms	avantanın hepsi	all the marbles expr.
151	Idioms	ödüllerin hepsi	all the marbles expr.
152	Idioms	ganimetlerin hepsi	all the marbles expr.
153	Idioms	kazanımların hepsi	all the marbles expr.
154	Idioms	avantanın hepsi	all the marbles expr.
155	Idioms	tek tek hepsi	every last man of them [dated] expr.
156	Idioms	tek tek hepsi	every man jack of them [dated] expr.
157	Idioms	hepsi bir	it's as broad as it is long [uk] expr.
158	Idioms	hepsi bir	it's as broad as it's long expr.
159	Idioms	'-in hepsi bu değil	not the half of expr.
160	Idioms	(bir şeyin) hepsi bu değil	not the half of (something) expr.
161	Idioms	(bir şeyin) hepsi bu kadar olsa iyi	not the half of (something) expr.
162	Idioms	hepsi/tümüyle (orada)	out in force expr.
163	Idioms	koca dünyanın hepsi	the whole wide world expr.
164	Idioms	(bir türdeki şeylerin) hepsi birbirinin aynısı	when you've seen one (something), you've seen them all expr.
165	Idioms	(bir türdeki şeylerin) hepsi birbirinin aynısı	when you've seen, heard one, you've seen heard them all expr.
166	Idioms	hepsi birden	whole schmear expr.
Speaking
167	Speaking	hepsi senin suçun	this is all your fault n.
168	Speaking	hepsi bir	it's all one to me n.
169	Speaking	bana hepsi aynı	it's all the same to me expr.
170	Speaking	benim için hepsi aynı	it's just the same to me expr.
171	Speaking	bunların hepsi babandan mı?	are these all from your dad? expr.
172	Speaking	benim için hepsi aynı	it's all the same to me expr.
173	Speaking	bunların hepsi iyi güzel de	all fine and well but expr.
174	Speaking	bunların hepsi yalan	these are all lies expr.
175	Speaking	benim için hepsi bir	it is all one to me expr.
176	Speaking	bana hepsi aynı	it's just the same to me expr.
177	Speaking	bırak hepsi ölsün	let them all die expr.
178	Speaking	hepsi bu	that's all she wrote expr.
179	Speaking	hepsi bir	it makes no difference expr.
180	Speaking	hepsi aynı bana	it's all the same to me expr.
181	Speaking	hepsi benim hatam	it's all my fault expr.
182	Speaking	hepsi bu mu?	that's all of it? expr.
183	Speaking	hepsi bu kadar	that's that expr.
184	Speaking	hepsi bir yana	all aside expr.
185	Speaking	hepsi ne kadar tuttu?	what is the total? expr.
186	Speaking	hepsi bu	that's all expr.
187	Speaking	hepsi iyi hoş ama	that's all very well and good but expr.
188	Speaking	hepsi bu kadar	and that's that expr.
189	Speaking	eminim hepsi kabul ederdi	I'm sure they'd all agree expr.
190	Speaking	hepsi bu	end of story expr.
191	Speaking	hepsi senin suçun!	this is all your fault! expr.
192	Speaking	hepsi bu kadar	that's it expr.
193	Speaking	hepsi benim suçum	it's all my fault expr.
194	Speaking	hepsi iyi hoş ama	that's all very well but expr.
195	Speaking	hepsi senin kafanda (hepsi gerçek olmayan senin hayal ettiğin şeyler)	it is all in your head expr.
196	Speaking	hepsi bu kadar mı?	is that all? expr.
197	Speaking	hemen hemen hepsi bu kadar	that's about it expr.
198	Speaking	hepsi bu kadar da değil	nor is this all expr.
199	Speaking	fakat hepsi bu kadar değil	but that's not all expr.
200	Speaking	hepsi bir rüya	it's all a dream expr.
201	Speaking	hepsi aynı bana	it's just the same to me expr.
202	Speaking	hepsi düzmeceydi	this whole thing was a setup expr.
203	Speaking	hepsi benim fikrim	it's all my idea expr.
204	Speaking	hepsi çalıştığım yerlerden geldi	all the stuff I studied for came up expr.
205	Speaking	hepsi bu	that's it expr.
206	Speaking	hepsi bu değil	nor is this all expr.
207	Speaking	hepsi ne kadar tuttu?	what is the damage ? expr.
208	Speaking	hepsi bu	that's what she wrote expr.
209	Speaking	hepsi iyi hoş ama	it's all very well but expr.
210	Speaking	hepsi bu kadar	that's all expr.
211	Speaking	hepsi olmasa bile	if not all expr.
212	Speaking	ne var ne yok hepsi	whole nine yards expr.
213	Speaking	umarım hepsi bu kadardır	I hope this is all of it expr.
214	Speaking	yapabileceğimin hepsi bu	it's all I can do expr.
Trade/Economic
215	Trade/Economic	hepsi birden verilen para	lump sum n.
216	Trade/Economic	müşterilerin hepsi	clientele n.
217	Trade/Economic	müşterilerin hepsi	customers collectively n.
218	Trade/Economic	hepsi içinde	all-inclusive adj.
219	Trade/Economic	hepsi bir arada	all-in-1 expr.
Computer
220	Computer	hepsi bir arada bilgisayar	all in one computer n.
Biology
221	Biology	(memeli olmayan omurgalılarda) hepsi aynı tipte dişlere sahip olan	homodont adj.
Card
222	Card	remide 10 kartının hepsi setler halinde eşleşen	gin adj.
223	Card	remide 10 kartının hepsi setler halinde eşleşerek	gin adv.
Printery
224	Printery	hepsi küçük harfle	all lower case expr.
225	Printery	hepsi bitişik (yazılacak)	all one word expr.
Latin
226	Latin	hepsi birden sahneden çıkarlar	exeunt omnes n.
Slang
227	Slang	hepsi aynı bok!	they are all the same shit! expr.
228	Slang	hepsi aynı bokun soyu!	they are all the same shit! expr.
Modern Slang
229	Modern Slang	hepsi bir arada	aio (all in one) expr.
230	Modern Slang	hepsi yalan	all cap expr.
231	Modern Slang	hepsi ve daha fazlası	all that and a bag of chips expr.
232	Modern Slang	hepsi ve daha fazlası	all that and a bag of potato chips expr.
233	Modern Slang	hepsi bir yana	all jokes aside expr.
234	Modern Slang	hepsi yassı	all flats expr.