information - Turkish English Dictionary

information

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "information" in Turkish English Dictionary : 63 result(s)

English Turkish
Common Usage
information n. bilgi
Our security directorate has drafted a new information systems security programme.
Emniyet müdürlüğümüz yeni bir bilgi sistemleri güvenlik programı hazırladı.

More Sentences
General
information n. danışma
It would be wrong to oppose the directive because it does not give sufficient rights of information and consultation.
Yeterli bilgilendirme ve danışma hakkı vermediği için direktife karşı çıkmak yanlış olur.

More Sentences
information n. istihbarat
We have information for Tom.
Tom için istihbaratımız var.

More Sentences
information n. bilgi
It may be regrettable; but I do not think the information exists.
Üzücü olabilir; ancak böyle bir bilginin var olduğunu sanmıyorum.

More Sentences
information n. haber
I have some information for you.
Senin için bazı haberlerim var.

More Sentences
information n. bilgi merkezi
The National Center for Education Information says a predicted teacher shortage won't pan out because teachers who left the profession are returning.
Ulusal Eğitim Bilgi Merkezi, mesleği bırakan öğretmenlerin geri dönmesi nedeniyle öngörülen öğretmen açığının yaşanmayacağını belirtiyor.

More Sentences
Trade/Economic
information n. istihbarat
Tom promised not to divulge the source of the information to anyone.
Tom istihbaratın kaynağını kimseye ifşa etmeyeceğine ant içti.

More Sentences
Computer
information n. danışma
Most recently, we have also enacted the Information and Consultation Directive.
Son olarak Bilgilendirme ve Danışma Direktifini de yürürlüğe koyduk.

More Sentences
Informatics
information n. bilgi miktarı
This is where there could well be a reduction in the amount of information provided.
Bu noktada, sağlanan bilgi miktarında bir azalma söz konusu olabilir.

More Sentences
information n. genetik bilgi
Until the fourth day, each cell is totipotent, and contains all the genetic information of a potential human being.
Dördüncü güne kadar her bir hücre totipotenttir ve potansiyel bir insanın tüm genetik bilgisini içerir.

More Sentences
Telecom
information n. bilgi
I suppose we also have to learn from experience, which is another form of information in this regard.
Sanırım bu konuda bir başka bilgi biçimi olan deneyimlerden de ders almamız gerekiyor.

More Sentences
Statistics
information n. bilgi
Thank you for coming here today and for the information you have kindly shared with us.
Bugün buraya geldiğiniz ve bizimle paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederiz.

More Sentences
Linguistics
information n. bilgi
To make this choice, consumers must be given objective information.
Bu seçimi yapmak için tüketicilere objektif bilgi verilmelidir.

More Sentences
General
information n. ilmi vukuf
information n. iddia
information n. bilgi edinme
information n. maruzat
information n. bildirişim
information n. malumat
information n. bili
information n. enformasyon
information n. karalama yapma
information n. birinin aleyhinde bilgi verme
information n. birine karşı bilgilendirme yapma
information n. bilgi dairesi
information n. bilgi hizmeti sunan merkez
information n. bilinmeyen numara servisi
information n. aboneye ait numaraların sunulduğu bir telefon hizmeti
Law
information n. şikayette bulunma
information n. ihbar etme
information n. dava dilekçesi
information n. tanık ifade tutanağı
information n. iddianame
Politics
information n. enformasyon
Technical
information n. bildirme
information n. haber
Computer
information n. bili
information n. enformasyon
information n. işlenen veri
information n. saklanan veri
information n. iletilen veri
information n. aktarılan veri
Informatics
information n. sinyal
information n. tuş
information n. bilgi mesajı
information n. (habere ait) nicel ölçü
information n. değişikliği geçerli kılan bilgi
information n. değişim yaratan bilgi
information n. bilgi içeriğinin niceliği
information n. habere ait anlam özelliği
information n. (gerçekleştirilecek çalışma sonucuna ait) belirsizlik oranı
information n. nicel ölçüm
information n. nicel değerlendirme
information n. bir şeyin aslında var olan özellik
information n. temel özellik
information n. kalıtsal özellik
Telecom
information n. bilişim
Medical
information n. bilgileme
Logic
information n. bilginin öğrenilme süreci
information n. (önermelere ve argümanlara ait) mantıksal nicelik
Religious
information n. vahiy
Military
information n. haber
information n. istihbarat

Meanings of "information" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
information services n. bilgi hizmetleri
Information services that everyone can use should be produced on television.
Televizyonda herkesin kullanabileceği bilgi hizmetleri üretilmelidir.

More Sentences
information gathering n. bilgi toplama
The more information gathered in a broadly-based database, the better the analyses.
Geniş tabanlı bir veri tabanında ne kadar çok bilgi toplanırsa, analizler o kadar iyi olur.

More Sentences
information office n. bilgi bürosu
They go to a Parliament Information Office or Commission Representation, get our form and complain to us.
Bir Parlamento Bilgi Bürosuna veya Komisyon Temsilciliğine giderler, formumuzu alırlar ve bize şikayette bulunurlar.

More Sentences
further information n. daha fazla bilgi
The committee adopted the decision to request further information from the Spanish judiciary on the case.
Komite, dava ile ilgili olarak İspanyol yargısından daha fazla bilgi talep edilmesi kararını benimsemiştir.

More Sentences
information desk n. danışma
Tickets are available for free at the information desk.
Biletler danışma masasından ücretsiz olarak temin edilebilir.

More Sentences
information is power n. bilgi güçtür
Information is power.
Bilgi güçtür.

More Sentences
information technologies n. bilgi teknolojileri
The second point that I want to make concerns information technology.
Belirtmek istediğim ikinci husus bilgi teknolojileriyle ilgilidir.

More Sentences
information age n. bilgi çağı
If this is the information age, what are we so well-informed about?
Madem bilgi çağındayız, ne hakkında bu kadar bilgiliyiz?

More Sentences
information networks n. bilgi ağları
The aim is to make SMEs aware of the opportunities offered by information networks.
Amaç, KOBİ'leri bilgi ağlarının sunduğu fırsatlardan haberdar etmektir.

More Sentences
information center n. bilgi merkezi
Where's the information center for hotels?
Oteller için bilgi merkezi nerede?

More Sentences
information office n. danışma bürosu
Where is the tourist information office?
Turist danışma bürosu nerede?

More Sentences
confidential information n. gizli bilgi
The risk of fraudulent use of confidential information increases if information is not properly disseminated.
Bilgilerin uygun şekilde yayılmaması halinde gizli bilgilerin hileli kullanım riski artmaktadır.

More Sentences
lack of information n. bilgi eksikliği
We all know that there is still a lack of information and a lack of acceptance.
Hâlâ bilgi eksikliği ve kabul eksikliği olduğunu hepimiz biliyoruz.

More Sentences
full information n. tam bilgi
Providing full information means that consumers have choice.
Tam bilgi sağlanması, tüketicilerin seçenek sahibi olması anlamına gelir.

More Sentences
information society n. bilgi toplumu
They are being left outside the information society.
Bilgi toplumunun dışında bırakılıyorlar.

More Sentences
private information n. özel bilgi
Making intimidation attempts with the use of private information by way of telephone, Internet, etc.?
Telefon, internet vb. yollarla özel bilgileri kullanarak yıldırma girişimlerinde bulunmak?

More Sentences
information report n. bilgi raporu
The information report contains an analysis of the present situation in the country, focusing on the following areas.
Bilgi raporu, ülkedeki mevcut durumun bir analizini içermekte ve şu alanlarda yoğunlaşmaktadır.

More Sentences
information sharing n. bilgi paylaşımı
Information sharing and 'best practices' must become a reality beyond the Union's territory.
Bilgi paylaşımı ve "en iyi uygulamalar" Birlik topraklarının ötesinde bir gerçeklik haline gelmelidir.

More Sentences
contact information n. iletişim bilgileri
Excuse me but may I ask for your name and contact information?
Afedersiniz ama adınızı ve iletişim bilgilerinizi sorabilir miyim?

More Sentences
useful information n. yararlı bilgi
They provided some useful information, but many questions remain unanswered.
Bazı yararlı bilgiler sağladılar, ancak birçok soru cevapsız kaldı.

More Sentences
financial information n. finansal bilgi
We are not dealing here with objective financial information, but exclusively with recommendations to the public.
Biz burada objektif finansal bilgilerle değil, yalnızca kamuya yönelik tavsiyelerle ilgileniyoruz.

More Sentences
mine of information n. ayaklı kütüphane
Tom is a mine of information.
Tom ayaklı kütüphanedir.

More Sentences
up-to-date information n. güncel bilgi
Electric computers provide managers with detailed, up-to-date information.
Elektrikli bilgisayarlar yöneticilere detaylı ve güncel bilgiler sağlar.

More Sentences
classified information n. gizli bilgi
Tom has been accused of selling classified information.
Tom gizli bilgileri satmakla suçlanıyor.

More Sentences
source of information n. bilgi kaynağı
On the other hand, there is an essential source of information.
Öte yandan, önemli bir bilgi kaynağı var.

More Sentences
flow of information n. bilgi akışı
Many issues surrounding the flow of information are raised by the Eurostat affair.
Eurostat meselesi bilgi akışıyla ilgili pek çok konuyu gündeme getirmiştir.

More Sentences
reliable information n. güvenilir bilgi
We must obtain relevant and reliable information which can be compared.
Karşılaştırılabilecek ilgili ve güvenilir bilgiler elde etmeliyiz.

More Sentences
freedom of information n. haber alma özgürlüğü
Severe restrictions on freedom of expression and freedom of information persist.
İfade ve haber alma özgürlüğü üzerindeki ciddi kısıtlamalar devam etmektedir.

More Sentences
freedom of information n. bilgi edinme özgürlüğü
I also think that the right to freedom of information is meant to matter to us.
Ayrıca bilgi edinme özgürlüğü hakkının bizim için önemli olması gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
additional information n. ilave bilgiler
It is mainly through the work of the recently created sub¬committees that this additional information is to be obtained.
Bu ilave bilgiler, esas olarak, kısa bir süre önce kurulmuş olan alt-komitelerin çalışmaları yoluyla elde edilecektir.

More Sentences
preliminary information n. ön bilgi/bilgiler
Only very preliminary information about the biology and the abundance of these species is yet available.
Bu türlerin biyolojisi ve bolluğu hakkında henüz sadece çok ön bilgiler mevcuttur.

More Sentences
detailed information n. ayrıntılı bilgi
The directive should be accompanied by much more detailed information.
Yönergeye çok daha ayrıntılı bilgiler eşlik etmelidir.

More Sentences
valuable information n. değerli bilgi
This may provide us with very valuable information on various restrictions.
Bu bize çeşitli kısıtlamalar konusunda çok değerli bilgiler sağlayabilir.

More Sentences
precise information n. kesin bilgi
Consumer protection depends on clear and precise information in terms of traceability and product labelling.
Tüketicinin korunması, izlenebilirlik ve ürün etiketlemesi açısından açık ve kesin bilgilere bağlıdır.

More Sentences
wrong information n. yanlış bilgi
I gave the wrong information.
Yanlış bilgi verdim.

More Sentences
in-depth information n. derinlemesine bilgi
Thus students will graduate with in-depth information about at least an industry.
Böylece öğrenciler en azından bir sektör hakkında derinlemesine bilgi sahibi olarak mezun olacaklardır.

More Sentences
information policy n. bilgilendirme politikası
The report welcomes the improvement in the ECB's information policy.
Rapor, AMB'nin bilgilendirme politikasındaki gelişmeyi memnuniyetle karşılamaktadır.

More Sentences
relevant information n. ilgili bilgi
This disclosure must be made without delay so that the market can digest the relevant information.
Bu açıklama, piyasanın ilgili bilgileri sindirebilmesi için gecikmeksizin yapılmalıdır.

More Sentences
important information n. önemli bilgi
Be sure to check out system requirements and other important information before you install.
Yüklemeden önce sistem gereksinimlerini ve diğer önemli bilgileri kontrol ettiğinizden emin olun.

More Sentences
useful information n. faydalı bilgiler
It is important that patients have access to useful information about breast cancer and support systems.
Hastaların meme kanseri ve destek sistemleri hakkında faydalı bilgilere erişebilmesi önemlidir.

More Sentences
gather information v. bilgi toplamak
We have to gather information.
Bilgi toplamak zorundayız.

More Sentences
get information v. bilgi edinmek
We should also not neglect radio as a good way of getting information.
Ayrıca bilgi edinmenin iyi bir yolu olarak radyoyu da ihmal etmemeliyiz.

More Sentences
obtain information v. bilgi edinmek
In regard to your second question, I will have to check this and obtain information before I can reply.
İkinci sorunuzla ilgili olarak cevap vermeden önce bunu kontrol etmem ve bilgi edinmem gerekecek.

More Sentences
leak information v. bilgi sızdırmak
The police charged him with leaking information to a neighboring country.
Polis onu, komşu bir ülkeye bilgi sızdırmakla suçladı.

More Sentences
disseminate information v. bilgi yaymak
We must, therefore, disseminate information on the possibilities of legal immigration in the countries concerned.
Bu nedenle ilgili ülkelerdeki yasal göç olanakları hakkında bilgi yaymalıyız.

More Sentences
exchange information v. bilgi alışverişinde bulunmak
It is always useful to exchange information on economic policy decisions.
Ekonomi politikası kararları hakkında bilgi alışverişinde bulunmak her zaman faydalıdır.

More Sentences
provide information v. bilgi sağlamak
This implies additional obligations for producers and distributors to provide information.
Bu, üreticiler ve dağıtıcılar için bilgi sağlamaya yönelik ek yükümlülükler anlamına gelmektedir.

More Sentences
collect information v. bilgi toplamak
Websites collect information about you.
Web siteleri sizinle ilgili bilgi topluyor.

More Sentences
gather information about v. hakkında bilgi toplamak
These cookies don't gather information about you or cannot identify you.
Bu çerezler sizin hakkınızda bilgi toplamaz veya sizi tanımlayamaz.

More Sentences
Phrases
for your information expr. bilginiz için
For your information, I can point out that I am wearing neither a tie, shirt nor jacket.
Bilginiz için, ne kravat, ne gömlek ne de ceket giydiğimi belirtebilirim.

More Sentences
for your information expr. bilgin olsun
For your information, I've held this position for 20 years.
Bilgin olsun diye söylüyorum, 20 yıldır bu görevdeyim.

More Sentences
Trade/Economic
background information n. arka plan bilgi
Why am I giving you this background information?
Size bu arka plan bilgisini neden veriyorum?

More Sentences
information society n. bilgi toplumu
This initiative will ultimately also help to promote the information society.
Bu girişim nihayetinde bilgi toplumunun teşvik edilmesine de yardımcı olacaktır.

More Sentences
General
freedom of information n. haberleşme özgürlüğü
geographic information systems n. coğrafi bilgi sistemleri
proprietary information n. özel mülkiyetteki bilgi
shoring information n. iksa bilgileri
information storage and retrieval systems n. bilgi saklama ve geri alma sistemleri
information interchange n. bilgi alışverişi
machine readable information n. makinece okunur bilgi
geographical information system n. coğrafi bilgi sistemi
inside information n. içeriden sızan haberler
national security information n. milli güvenlik bilgisi
american standard code for information interchange n. bilgi değişimi için amerikan standart kodu
management information systems n. yönetim bilişim sistemleri
information desk n. danışılan yer
library information networks n. kütüphane bilgi ağları
export controlled information n. ihraç kontrol bilgisi
information theory in economics n. ekonomide enformasyon teorisi
confidential and privileged information n. gizli ve kişiye özel bilgiler
information resources management n. enformasyon kaynakları yönetimi
disaster information n. afet bilgisi
a body of information n. bir miktar bilgi
geographic information systems n. coğrafik enformasyon sistemleri
demographic information n. demografik bilgiler
information to be recorded n. kaydedilmesi gereken bilgiler
joint information center n. ortak bilgilendirme merkezi
government information n. devlet bilgisi
wrong information n. hatalı bilgi
public information officer n. kamu bilgilendirme görevlisi
information exchange n. bilgi alışverişi
information report n. durum raporu
information resources management n. bilgi kaynakları yönetimi
information file n. tanıtım dosyası
disclosure of information n. bilginin ifşası
public information center n. kamu bilgilendirme merkezi
geographical information system n. coğrafik bilgi sistemi
information retrival n. bilgi geri alma
joint information system n. ortak bilgilendirme sistemi
specification information sheet n. şartname bilgi föyü
human information processing n. insan bilgisinin işlenmesi
information theory n. bilgisayım
distributed information system n. dağıtımlı bilişim dizgesi
information booth n. danışma yeri
information superhighway n. bilgi otobanı
information overload n. aşırı bilgilenme
information warfare n. bilgi mücadelesi
dissemination of information n. bilginin dağıtılması
proprietary information n. sahibine özel bilgi
emergency information n. acil durum malumatı
information management n. danışmalı yönetim
information booth n. müracaat
ministry of information n. haber alma bakanlığı
full information n. ayrıntılı bilgi
Proprietary information n. özel bilgi
information center n. haber merkezi
other contact information n. sair irtibat bilgileri
information warfare n. bilgi savaşı
information consumers n. bilgi tüketicileri
information booth n. danışma
cadastre information n. kadastro bilgisi
turkish land registry and cadastre information system n. tapu ve kadastro bilgi sistemi
world summit on the information society n. enformasyon toplumu dünya zirvesi
world summit on the information society n. bilgi toplumu dünya zirvesi
information bureau n. istihbarat bürosu
source of information n. istihbarat kaynağı
marital information n. aile bilgisi
price and support information n. ücret ve destek bilgisi
calibration information n. ayar bilgisi
american standard code for information interchange n. bilgi alışverişi için amerikan standart kodu
information retrieval n. bilgi geri alma
geographic information systems n. coğrafik bilgi sistemleri
personal information management n. kişisel bilgi yönetimi
management information systems n. yönetim  bilişim sistemleri
knowledge representation (information theory) n. bilgi temsili
introductory information n. tanıtıcı bilgi
information desk n. karşılama bankosu
reference information n. referans bilgi
signalling information n. sinyalleme bilgisi
bank record information n. banka kayıt bilgisi
theoretical information n. teorik bilgi
company information n. şirket bilgisi
geological information n. jeolojik bilgi
information network directorate n. bilişim ağları müdürlüğü
optical information storage n. optik bilgi saklatımı
explanatory information n. açıklayıcı bilgiler
basic information technology n. temel bilgi teknolojisi
information societies n. bilgi toplumları
confidential business information n. ticari sır
information production n. bilgi üretimi
information update n. bilgi güncellemesi
raw information n. ham bilgi
information update n. bilgi güncelleme
information technology n. bilişim teknolojisi
information technologies n. bilişim teknolojileri
information systems n. bilişim sistemleri
information sector n. bilişim sektörü
applicable information n. uygulamaya yönelik bilgi
applicable information n. uygulamaya dönük bilgi
information solutions n. bilişim çözümleri
confidentiality of personal information n. kişisel bilgilerin gizliliği
privacy of personal information n. kişisel bilgilerin gizliliği
information dissemination n. bilgi yayma
information technology infrastructure n. bilgi teknolojisi
financial information n. mali bilgi
short product information n. kısa ürün bilgisi
biometric information n. biyometrik bilgi
variable information n. değişken bilgi
classified information n. tasnifli bilgi
syllable information n. hece bilgisi
my personal information n. kişisel bilgilerim
integrity of information n. bilginin tamlığı
theoretical information n. teorik bilgiler
application-oriented information n. uygulamaya dönük bilgi
application-oriented information n. uygulamaya yönelik bilgi
information-center for old persons n. yaşlı danışma merkezleri
information-knowledge poverty n. bilgi fakirliği
cross-language information retrival n. dillerarası bilgi geri alma
knowledge-information road n. bilgi karayolu
hospital information system n. hastane bilişim sistemi
information overload n. aşırı enformasyon
information content n. bilgi içeriği
information kiosk n. bilgi büfesi
information day n. bilgilendirme günü
information overload n. bilgi bombardımanı
information exchange n. bilgi alış-verişi
public information n. halkı uyarı
request for information n. istihbarat talebi
information processing management n. bilgi işlem yönetimi
scientific information n. bilimsel bilgi
classified information n. mahrem bilgi
undisclosed information n. açıklanmamış bilgi
information technology n. bilgi teknolojisi
american national standard code for information interchange n. bilgi alış verişinde kullanılan amerikan ulusal standart kodu
information request n. bilgi talebi
segmented information n. bölümlenmiş bilgi
segmented information n. bölümlere ayrılmış bilgi
segmented information n. kısımlara ayrılmış bilgi
information note n. bilgilendirme notu
information explosion n. bilgi patlaması
usage information n. kullanım bilgisi
information pollution n. bilgi kirliliği
exact information n. kesin bilgi
payment information n. ödeme bilgisi
operative information n. uygulamaya dönük bilgi
practical information n. uygulamaya dönük bilgi
information and document management n. bilgi ve belge yönetimi
certain information n. bazı bilgiler
certain information n. kesin bilgi
address information n. adres bilgileri
information mentioned above n. yukarıda bahsedilen bilgiler
information design n. bilgi tasarımı
contact information n. kontak bilgileri
performance information n. performans bilgileri
the latest information received n. alınan son bilgiler
the latest information received n. edinilen son bilgi
the latest information received n. edinilen son bilgiler
the latest information received n. alınan son bilgi
perceptible information n. somut bilgi
perceptible information n. kavranabilir bilgi
perceptible information n. algılanabilir bilgi
factual information n. olaylara/gerçeklere dayanan bilgi
written information n. yazılı bilgi
information science n. bilişim bilimi
catholic information center n. katolik bilgi merkezi
drug information association n. ilaç bilgi derneği
sports-information program n. spor-bilgi programı
inside information n. içeriden alınan bilgiler
useless information n. gereksiz bilgi
information worker n. bilgi çalışanı
general information gathering system n. genel bilgi toplama sistemi
reliable information n. sağlıklı bilgi
tangible information n. somut bilgi
urban information system n. şehir bilgi sistemi
city information system n. şehir bilgi sistemi
city information system n. kent bilgi sistemi
urban information system n. kent bilgi sistemi
descriptive information n. açıklayıcı bilgi
explanatory information n. açıklayıcı bilgi
information exchange n. bilgi değişimi
bit of information n. bilgi kırıntısı
crumb of information n. bilgi kırıntısı
a small piece of information n. bilgi kırıntısı
true information n. gerçek bilgi
diagnostic information n. diagnostik bilgi
information platform n. bilgi platformu
digital information platform n. dijital bilgi platformu
classified information n. gizli bilgiler
ordering information n. sipariş bilgileri
order information n. sipariş bilgileri
information letter n. bilgilendirme yazısı/mektubu
third party information n. üçüncü şahıs bilgileri
regulatory information n. düzenleyici bilgi
relevant information n. ilgili bilgiler
insufficient/inadequate information n. yetersiz bilgi
breakthrough information n. çığır açıcı bilgi
important information n. önemli bilgiler
predictive information n. tahmini bilgi
address information n. adres bilgisi
personally identifiable information n. kişiyi tanımlamak için kullanılan bilgiler
information rights and obligations n. bilgi hakları ve yükümlülükleri
useful information n. yararlı bilgiler
adequate information n. yeterli bilgi
bed information n. yatak bilgisi
notary information system n. noter bilgi sistemi
comprehensive information n. ayrıntılı bilgi
student information n. öğrenci bilgileri
information age n. bilişim çağı
warranty information n. garanti bilgisi
student information n. öğrenci bilgileri
registration information n. tescil bilgisi
registration information n. kayıt bilgisi
key information n. anahtar bilgi
clinical information n. klinik bilgi
iwar (information warfare) n. bilgi/istihbarat savaşı
late-breaking information n. son dakika bilgileri
late-breaking information n. son bilgiler
late-breaking information n. son bilgi
statistical information n. istatistiksel bilgi
information leakage n. bilgi sızıntısı
family Information n. aile bilgisi
snippets of information n. bölük pörçük bilgiler
authentic information n. güvenilir kaynaktan elde edilen haber
information center n. tanıtım merkezi
scanty information n. sınırlı bilgi
scanty information n. kısıtlı bilgi
information confusion n. bilgi karmaşası
information [obsolete] n. bağışlama
information [obsolete] n. bağış
information [obsolete] n. aktarma
information [obsolete] n. nakletme
information [obsolete] n. canlandırma
information [obsolete] n. hareketlendirme
information [obsolete] n. canlandırma yapma
information [obsolete] n. teşvik etme
information [obsolete] n. yayma
information [obsolete] n. nüfuz etme
information [obsolete] n. eğitim
information [obsolete] n. disiplin
information [obsolete] n. terbiye
information [obsolete] n. yola getirme
information [obsolete] n. talimat
information [obsolete] n. yönerge
information bulletin n. broşür
information bulletin n. kitapçık
information environment n. bilgi ortamı
information environment n. bireylerin, kuruluşların veya sistemlerin bilgi toplamak ve işlemek üzere bir araya geldiği ortam
information resources n. bilgi kaynakları
information resources n. enformasyon kaynakları
information warfare n. rakibe üstünlük sağlama amaçlı bilgi kullanımı ve yönetimi
information-based processes n. bilgi bazlı işlemler
information-based processes n. bilgiyi toplayarak analiz eden ve paylaşan sistemler
information point n. bilgi noktası
information point n. danışma
personal information form n. kişisel bilgi formu
information hazard n. tehlikeli bilgi
information hazard n. öğrenen kişiyi potansiyel olarak tehlikeye sokan bilgi
draw information v. bilgi almak
leak information v. haber sızdırmak
give information v. malumat vermek
have the wrong information about something v. yanlış bilmek
submit for somebody's information v. bilgisine sunmak
submit for one's information v. bilgisine sunmak
obtain information v. bilgi almak
give information v. açıklamalarda bulunmak
receive information v. haber almak
get information v. malumat almak
supply information v. malumat vermek
get information v. bilgi almak
have information about something v. bilgi sahibi olmak
give information v. bilgi vermek
be disclosed (previously unknown or secret information) v. açığı çıkmak
dig up further information v. daha fazla bilgiye ulaşmak
receive further information v. daha fazla bilgiye ulaşmak
not to let any information leak out v. haber sızdırmamak
be intended merely for information purposes v. bilgi mahiyetinde olmak
present information v. bilgi sunmak
share information v. bilgi paylaşmak
hide information v. bilgi saklamak
give information v. bilgi sağlamak
supply information v. bilgi sağlamak
give inside information to v. gammazlık etmek
submit for one's information v. bilgilerine sunmak
submit for somebody's information v. bilgilerine arz etmek
submit for one's information v. bilgilerine arz etmek
submit for somebody's information v. bilgilerine sunmak
use other people's personal information v. özele girmek
use other people's personal information v. (birinin) özeline girmek
give exact information v. doğru bilgi vermek
give exact information v. tam bilgi vermek
produce information v. bilgi üretmek
exchange information v. bilgi alışverişi yapmak
give information v. bilgi geçmek
transmit information v. bilgi iletmek
pass information to v. bilgi geçmek
reach the information v. bilgisine ulaşmak
reach the information v. bilgiye ulaşmak
get information about someone v. birisini hakkında bilgi almak
ask for information from someone v. bilgisine başvurmak
make information accessible v. bilgiyi erişir kılmak
share technical information v. teknik bilgi paylaşmak
ask for information from someone v. bilgisine danışmak
produce map information v. harita bilgisi üretmek
obtain/get the information v. bilgiyi edinmek
extract the information v. bilgiyi edinmek
collect personal information about people v. insanlarla ilgili kişisel bilgiler toplamak
collect personal information about people v. insanların kişisel bilgilerini toplamak
collect personal information about people v. insanlar hakkında kişisel bilgiler toplamak
leak information out v. dışarıya bilgi sızdırmak
let information out v. dışarıya bilgi sızdırmak
leak information to someone v. birine bilgi sızdırmak
make information accessible v. bilgiyi erişilir kılmak
swap information v. bilgi alışverişinde bulunmak
relay information v. bilgi aktarmak
wait for information v. bilgi beklemek
give information v. bilgilendirmek
condense information v. bilgiyi yoğunlaştırmak
provide missing information v. bilgi eksikliğini gidermek
provide missing information v. eksik bilgiyi tamamlamak
provide missing information v. bilgi eksiğini gidermek
provide missing information v. eksik olan bilgiyi vermek
lodge an information v. resmi bir şikayette bulunmak
winkle information out of someone v. birinden kendi isteği olmadan bilgi elde etmek
convey information v. bilgi iletmek
fyi (for your information) adv. bilgilerinize
in the view of such information adv. bu bilgilerin ışığında
in the light of such information adv. bu bilgilerin ışığında
without giving information adv. bilgi vermeksizin
in the light of information adv. bilginin ışığında
in the light of information adv. bilgiler ışığında
for information purposes adv. bilgilendirme amaçlı
in the light of this information adv. bu bilgiler ışığında
in light of this information adv. bu bilgiler ışığında
for more information adv. daha fazla bilgi için
for information purposes (only) adv. (sadece) bilgi amaçlı
in the light of the new information adv. yeni bilgiler ışığında
Phrases
a wealth of information n. bol miktarda bilgi
for your information n. bilginize sunulur
according to the information received expr. alınan bilgilere göre
according to the information received expr. alınan bilgiye göre
for your information expr. bilginize sunarız
for your information expr. bilgilerinize
for your information expr. bilgilerinize sunarım
too much information! (tmi) expr. bu kadar detaya girmene gerek yoktu!
for your information expr. bilgilerinize sunarız
all information provided herein is private and confidential expr. burada verilen tüm bilgiler kisiye özel ve gizlidir
fyi (for your information) expr. bilginize
this document is for information purpose only expr. bu belge yalnızca bilgi amaçlıdır
kindly submitted for your information expr. bilgilerinizi rica ederiz
kindly submitted for your information expr. bilgilerinize arz ederim
for your information expr. bilginize sunarım
kindly submitted for your information expr. bilgilerinizi rica ederim
for your information expr. bilginize
for further information expr. daha detaylı bilgi için
for further information expr. daha fazla bilgi için
further information to follow expr. daha fazla bilgi az sonra
for your information expr. haberin olsun
according to the latest information expr. edinilen son bilgilere göre
for your information expr. ilginize
according to the latest information expr. ilk belirlemelere göre
according to the information gathered expr. toplanan bilgilere göre
according to the information gathered expr. toplanan bilgiye göre
all information is transmitted over a secure connection expr. tüm bilgiler güvenli bir bağlantı üzerinden iletilir
upon review of the above information expr. yukarıdaki bilgilerin gözden geçirilmesi üzerine
information, please expr. bilgi hattı, lütfen
information, please expr. bilinmeyen numaralar hattı, lütfen
Colloquial
spoon-feed (information) v. karşıdaki kişinin kendi başına düşünmesine izin vermeden bilgi vermek/cevabı söylemek
was this information helpful? expr. bu bilgi yararlı oldu mu?
parents are advised to call their child's school for more information expr. ebeveynlere daha fazla bilgi için çocuklarının okullarını aramaları tavsiye ediliyor
fyfi (for your further information) expr. daha fazla bilginiz olması açısından
jfyi (just for your information) expr. haberin olsun
jfyi (just for your information) expr. bilgin olsun
jfyi (just for your information) expr. bil diye söylüyorum
jfyi (just for your information) expr. bilin diye söylüyorum
Idioms
a mine of information n. ayaklı kütüphane
mine of information n. ayaklı kütüphane
a rich seam of information n. bilgi damarı
a mine of information n. bilgi hazinesi
nugget of information n. birisi tarafından özellikle belli bir konuda yazılmış bilgilendirici ve işe yarayan bilgi
mine of information n. bilgi hazinesi
inside information n. içeriden alınan bilgi
a smattering of information about n. kulak dolgunluğu
a gold mine of information n. tam bir bilgi deposu
a gold mine of information n. tam bir bilgi hazinesi
nugget of information n. yararlı bilgi
a rich seam of information n. zengin bilgi kaynağı
a mine of information (on somebody/something) n. (biri/bir şey hakkında) ayaklı kütüphane
a mine of information (on somebody/something) n. (biri/bir şey üzerine) bir bilgi hazinesi
a mine of information (on somebody/something) n. (biriyle/bir şeyle ilgili) çok bilgi barındıran kimse, kitap
a mine of information (on somebody/something) n. (biriyle/bir şeyle) ilgili bilgi madeni
a mine of information (about somebody/something) n. (biri/bir şey hakkında) ayaklı kütüphane
a mine of information (about somebody/something) n. (biri/bir şey üzerine) bir bilgi hazinesi
a mine of information (about somebody/something) n. (biriyle/bir şeyle ilgili) çok bilgi barındıran kimse, kitap
a mine of information (about somebody/something) n. (biriyle/bir şeyle) ilgili bilgi madeni
gold mine of information n. tam bir bilgi hazinesi
gold mine of information n. tam bir bilgi deposu
gold mine of information n. tam bir bilgi kaynağı
fish for information v. birinin ağzını aramak
fish for information v. birinin ağzını yoklamak
fish for information v. birinin bir şey hakkında bildiğini kendine sezdirmeden söyletmeye çalışmak
worm information out of someone v. birini bir konuda konuşturmak
worm information out of someone v. birisinden zorla bir bilgi almak
draw information out of someone v. birinden bilgi almak
hound the information out of someone v. birinden zorla bilgi almak
too much information v. fazla ayrıntıya girmek
worm information v. zorla bilgi almak
worm information v. laf almak
worm information v. zorla söyletmek/bilgi almak
too much information expr. (mahremiyetin ifşa edilmesi durumunda söylenen) duyulmak istenmeyen bilgiler (duymak istemiyorum/ bana anlatma)
Formal
hie (health information exchange) abrev. sağlık bilgisi alışverişi
Speaking
according to the information I have expr. aldığım bilgilere göre
thanks for the information expr. bilgi için teşekkürler
thank you for the information expr. bilgi verdiğiniz için teşekkür ederiz
thank you for the information expr. bilgi için teşekkür ederiz
thank you for the information expr. bilgi için teşekkürler
thanks for information expr. bilgi için teşekkürler
because I'm interested in learning new information expr. yeni bilgiler öğrenmeye meraklı olduğum için
because I'm curious to learn new information expr. yeni bilgiler öğrenmeye meraklı olduğum için
Trade/Economic
european proficiency testing information system n. avrupa yeterlilik testi bilgi sistemi
undisclosed information n. açıklanmamış bilgi
asymmetric information n. asimetrik bilgi
asymmetric information n. asimetrik bilgi
information overload n. aşırı bilgi yükü
full information n. ayrıntılı bilgi
bank account information n. banka hesap bilgisi
binding tariff information n. bağlayıcı tarife bilgisi
bank account information n. banka hesap bilgileri
chief information officer n. bilişim daire başkanı
information technologies specialist n. bilgi teknolojileri uzmanı
failure to furnish information n. bilgi vermekten kaçınma
information memorandum n. bilgi paketi
duty to give information n. beyan yükümlülüğü
right to demand information n. bilgi alma hakkı
duty to give information n. bilgi verme yükümlülüğü
information management n. bilişim yönetimi
information request form n. bilgi talep formu
information technologies manager n. bilgi teknolojileri müdürü
information documentation management n. bilgi dokümantasyon yönetimi
information board n. bilgi panosu
obligation to give information n. bilgi verme yükümlülüğü
information technologies governance specialist n. bilgi teknolojileri yönetim destek uzmanı
information form n. bilgi formu
request for information n. bilgi istek dokümanı
information management officer (imo) n. bilgi yönetim görevlisi
chief information officer (cio) n. bilgi teknolojilerinden sorumlu başkan
consumerization of information n. bilginin tüketiciye uyarlanması
chief information officer n. bilişim kurulu başkanı
information economy n. bilgi ekonomisi
information request form n. bilgi istek formu
disclosure of information n. bilgilerin ifşa edilmesi