iskele - Turkish English Dictionary

iskele

Meanings of "iskele" in English Turkish Dictionary : 68 result(s)

Turkish English
Common Usage
iskele pier n.
She pushed him off the pier.
Onu iskeleden aşağı itti.

More Sentences
iskele wharf n.
Meet me on the wharf.
Benimle iskelede buluş.

More Sentences
iskele scaffold n.
Tom got down from the scaffold.
Tom iskeleden indi.

More Sentences
General
iskele dock n.
Tom is on the dock.
Tom iskelede.

More Sentences
iskele port n.
Instead, peaceful demonstrators were taken into custody when they arrived at the ferry port.
Bunun yerine barışçıl göstericiler feribot iskelesine vardıklarında gözaltına alındılar.

More Sentences
iskele pier n.
Tom shoved Mary off the pier.
Tom Mary'yi iskeleden itti.

More Sentences
Construction
iskele gangway n.
The ship lowered its gangway after docking.
Gemi yanaştıktan sonra iskelesini indirdi.

More Sentences
iskele scaffolding n.
This is the tallest scaffolding I've ever seen in my life.
Bu şimdiye kadar hayatımda gördüğüm en yüksek iskele.

More Sentences
Marine
iskele pier n.
The boat crashed into the pier.
Tekne iskeleye çarptı.

More Sentences
Medical
iskele framework n.
I bought a wooden framework for my plants to grow against.
Bitkilerimin büyümesi için ahşap bir iskele aldım.

More Sentences
Archaeology
iskele scaffolding n.
I saw Tom climbing up the scaffolding.
Tom'u iskeleye tırmanırken gördüm.

More Sentences
General
iskele landing site n.
iskele gangplank n.
iskele embarcadero n.
iskele larboard n.
iskele port side n.
iskele gangboard n.
iskele landing deck n.
iskele stage n.
iskele dockage n.
iskele landing place n.
iskele seaport n.
iskele staging n.
iskele port town n.
iskele scaffoldage n.
iskele catwalk n.
iskele ship's ladder n.
iskele landing stage n.
iskele loading place n.
iskele landing n.
iskele jetty n.
iskele quay n.
iskele fabric n.
iskele stopping place n.
iskele derrick n.
iskele cripple n.
iskele tressel n.
iskele bridge [obsolete] n.
iskele plank n.
iskele scale [obsolete] n.
iskele stair n.
iskele staith n.
iskele strand [obsolete] n.
Trade/Economic
iskele wharf n.
iskele landing n.
Technical
iskele catwalk n.
iskele stage n.
iskele falsework n.
Construction
iskele catwalk n.
iskele cage n.
iskele scaffold n.
Marine
iskele warf pier n.
iskele landing place n.
iskele landing-stage n.
iskele quay n.
iskele berth n.
iskele landing stage n.
iskele landing n.
iskele jetty n.
iskele wharf n.
iskele gangway n.
iskele jettee n.
iskele gare n.
iskele staithe n.
iskele whf (wharf) abrev.
Mining
iskele scaffold n.
Marine Biology
iskele port-side n.
Archaeology
iskele scaffold n.

Meanings of "iskele" with other terms in English Turkish Dictionary : 267 result(s)

Turkish English
Technical
kalas iskele boardwalk n.
Families strolled along the boardwalk, enjoying the ocean view.
Aileler kalas iskele boyunca gezinerek okyanus manzarasının tadını çıkarıyordu.

More Sentences
General
iskele kullanımı wharfage n.
iskele tarafı port n.
geminin iskele tarafı port n.
sürme iskele gangplank n.
dirsekli iskele outrigger n.
iskele direği scaffolding pole n.
iskele hamalı roustabout n.
denize uzanmış iskele pier n.
iskele sahibi wharfinger n.
iskele tahtası gangplank n.
asma iskele hanging scaffold n.
dubalı iskele floating pier n.
iskele ücreti wharfage n.
kagir iskele jetty n.
iskele tarafı portside n.
gemi ya da iskele kurtçuğu shipworm n.
iskele köprüsü gangway n.
iskele memuru makbuzu wharfinger's receipt n.
iskele merdiveni gangway n.
iskele memuru wharfinger n.
açık iskele open wharf n.
asma iskele cradle n.
sal iskele boat scaffold n.
topal iskele cripple scaffold n.
tek direkli iskele cripple scaffold n.
iskele korkuluğu guard board n.
uçan iskele hanging buttress n.
iskele sıpası horse n.
iskele babası bollard n.
taşınır iskele portable scaffold n.
seyyar iskele portable scaffold n.
iskele sıpası trestle n.
seyyar iskele traveller n.
ahşap iskele/mendirek wooden jetty n.
seyyar iskele traveler n.
iskele köprüsü passerelle n.
iskele merdiveni passerelle n.
iskele babası fast n.
iskele malzemeleri scaffolding n.
iskele çalışanı staithman n.
iskele tarafına ait port adj.
geminin iskele tarafı larboard adj.
iskele tarafında olan portside adj.
iskele tarafında bulunarak portside adv.
Colloquial
iskele babası niggerhead n.
iskele uzatmak make overtures to v.
Trade/Economic
iskele parası quayage n.
iskele memuru makbuzu wharfinger’s receipt n.
iskele resmi pierage n.
iskele ücreti wharfage n.
iskele ücreti pierage n.
iskele memuru wharfinger n.
Technical
asma iskele suspended scaffold n.
asma iskele suspended scaffolding n.
basit iskele common scaffold n.
boru iskele tubular scaffold n.
boru iskele tubular scaffolding n.
betonarme iskele quay n.
çıkma iskele bracket staging n.
çift direkli iskele double-pole scaffold n.
çıkma iskele bracket scaffold n.
dış iskele outside scaffold n.
dizisel iskele serial port n.
dirsekli iskele outrigger n.
direkli iskele pole scaffold n.
gezer iskele traveller crane n.
gezer asma iskele travelling cradle n.
iskele sıpası buck n.
iskele trafiğini yoğunlaştırıcı port concentrator n.
iskele montajı rack mounting n.
iskele babası bollard n.
iskele kirişi putlog n.
iskele tahtası gangplank n.
kazık iskele pile pier n.
konsol iskele bracket scaffold n.
makinelerin iskele korkuluğu handrail n.
merdiven iskele ladder scaffold n.
metal iskele iron scaffold n.
seyyar iskele movable scaffold n.
seri iskele serial port n.
sürgü iskele gangway n.
tekerlekli iskele rolling scaffold n.
t-biçimi iskele t-shaped pier n.
taşıyıcı iskele supporting scaffold n.
taşınır iskele movable scaffold n.
taşıyıcı iskele supporting scaffolding n.
üzerine çıkılarak çalışmaları kolaylaştıran iskele scaffolding n.
yürür iskele rolling scaffold n.
bir tür yüzer iskele balance dock n.
ahşap iskele hoarding n.
iskele kurmak erect scaffold v.
iskele tarafına doğru aport adv.
Computer
iskele çekişmesi port contention n.
iskele trafiği yoğunlaştırıcısı port concentrator n.
özgülenmiş iskele dedicated port expr.
özgül iskele dedicated port expr.
Informatics
özgül iskele dedicated port n.
Architecture
kemerin ilk taşını koymak için iskele direğine yerleştirilen taş coussinet n.
Construction
köprü, iskele gibi yapıları destekleyen demir iskelet sistemi trestling n.
köprü, iskele gibi yapıları destekleyen demir iskelet sistemi trestlework n.
asma iskele suspended landing stage n.
boru iskele tubular scaffolding n.
çok amaçlı iskele kule multi-purpose scaffold tower n.
fincanlı iskele cup-lock n.
iskele kirişi putlog n.
içe asılı çıkma iskele interior hung scaffold n.
iskele direği scafolding pole n.
iskele kule scaffold tower n.
iskele işi trestlework n.
iskele kurma scaffolding n.
kemer iskele arched falsework n.
katlanır iskele folding scaffold n.
salıncak iskele sellette n.
tekerlekli iskele rolling tower n.
tekerlekli iskele rolling tower n.
iskele zeminleri, dalgakıran gibi yapılara etki eden dalga enerjisini sönümlemek için suya atılan büyük kaya parçaları enrockment n.
füze atmada kullanılan hareketli iskele gantree n.
yoldan geçenleri düşen nesnelerden korumak için inşaatlara kurulan iskele rigger n.
bir iskele döşemesini destekleyen kısa kereste parçalarından her biri putlock n.
iskele kurmak scaffold v.
iskele kurmak attach scaffolding to v.
iskele gibi inşa edilmiş dayanıklı bir ahşap veya taş duvar ile korumak wharf [obsolete] v.
iskele gibi inşa edilmiş dayanıklı bir ahşap veya taş duvar ile sağlamlaştırmak wharf [obsolete] v.
iskele sancaklı sided adj.
Railway
taşıyıcı iskele supporting trestle n.
Aeronautic
açık iskele open wharf n.
uçağın dış kısımlarını çevreleyerek bunlara erişim sağlayan bir iskele dock n.
Marine
zincir ile askıya alınmış iskele chain pier n.
asma iskele hanging scaffold n.
ayrık iskele detached pier n.
asma/askı iskele bosun's chair n.
asma/askı iskele boatswain's chair n.
ana iskele ladder accommodation n.
bir geminin denizdeyken iskele veya sancak tarafına doğru eğilmesi heel n.
çift yassı kazıktipinde iskele double sheet pile pier n.
dubalı iskele floating wharf n.
dubalı iskele floating pier n.
geminin iskele tarafı larboard n.
gemilerin bağlandığı iskele wharf n.
gemilerde direkler veya iskele tahtası üzerinde ayakların basabileceği şekilde yapılmış çıkıntı cleat n.
gemi iskele tarafı port n.
h-biçimi iskele h-shaped pier n.
iskele vergisi wharfage n.
iskele çapası landing anchorage n.
iskele vergisi pierage n.
iskele resmi keyage n.
iskele tarafı portside n.
iskele yükü quay load n.
iskele tahtası gangplank n.
iki uzun iskele arasındaki yanaşma yeri slip n.
iskele dikmesi scaffolding pole n.
iskele tarafı port n.
iskele parası keelage n.
iskele vergisi keyage n.
iskele rıhtım tabliyesi apron n.
iskele montajı rack mounting n.
iskele görevlisi wharfinger n.
iskele parası quayage n.
iskele ağzı companion n.
iskele vergisi pier dues n.
iskele platformu landing stage n.
iskele vergisi guayage n.
iskele (tarafı) larboard n.
iskele kalası scaffold plank n.
iskele babası bollard n.
iskele kullanımı wharfage n.
iskele köprüsü footbridge n.
iskele yanı port n.
iskele tahtası gangway n.
iskele babası bitt n.
iskele ücreti wharfage n.
iskele trafiğini yoğunlaştırıcı port concentrator n.
iskele resmi pierage n.
iskele parası keyage n.
iskele ücreti quayage n.
iskele resmi keelage n.
iskele alabanda! komutu hard to port n.
iskele basamağı step n.
iskele vinci scaffold winch n.
iskele tahtası fly bridge n.
iskele çekişmesi port contention n.
karaya sabitlenmiş iskele graven dock n.
kamuya açık iskele public wharf n.
kazıklı iskele piled jetty n.
kazıklı tip iskele pile-type jetty n.
kaytan iskele rope ladder n.
kereste iskele lumber pier n.
kazıklı iskele jetty n.
l-biçimi iskele l-shaped pier n.
özgül iskele dedicated port n.
rıhtım iskele quay pier n.
salıncak iskele hanging scaffold n.
sıpa iskele horse scaffold n.
taş dolgu iskele rubble mound jetty n.
uçan iskele flying scaffold n.
yerinde dökme beton iskele cast-in-place concrete pier n.
yüzer iskele floating pier n.
yüzer iskele floating jetty n.
yetersiz iskele substandard scaffold n.
yürür iskele mobile scaffold n.
iskele başı jetty head n.
ağır gemi halatlarını bağlamak için kullanılan sağlam iskele babası veya duba kevel n.
iskele tahtası veya gemi merdiveninde tırabzan olarak kullanılan halat manrope n.
nehir kıyısına demir atmış iskele görevi gören bir gemi türü wharf boat n.
iskele işlevi gören şey wharfing n.
iskele malzemeleri wharfing n.
yekenin geminin iskele yönüne doğru dönmesi helm aport n.
iskele platformu bridge n.
gemiden rıhtıma geçişi sağlayan iskele brow n.
sürme iskele brow n.
her iki çapanın da iskele yada şamandıraya bağlı olması moored n.
iskele çizgisi bulked line n.
sürme iskele gang board n.
sürme iskele gang plank n.
iskele babası riding bitt n.
dirsekli iskele rigger n.
iskele babası loggerhead n.
(iskele veya rıhtımda) bağlama direği dolphin n.
roma donanmasının düşman gemilerine binerken kullandığı iskele tahtası crow n.
iskele bekçisi port watcher n.
iskele bekçisi portwatcher n.
gemi ile iskele arasına gerilen ağ save-all n.
iskele babası deadhead n.
ingiliz ticaret gemilerinin iskele tarafında bulunan ve yasal olan suya batma seviyesini gösteren işaret plimsoll's mark n.
iskele baş omuzluğunda yanan kırmızı ışık sidelight n.
iskele sancak siding n.
çok büyük iskele superport n.
dümeni iskele alabandaya basmak hard port v.
dümeni iskele veya sancak alabanda yapmak hard-over v.
iskele ile donatmak wharf v.
iskele ile korumak wharf v.
alabanda iskele hard aport adv.
denizcilikte iskele veya başka bir teknenin yanında alongside adv.
pruvadan itibaren kırk beş derece iskele tarafında on the port bow adv.
Petrol
sondaj işlemlerinde kullanılan iskele benzeri teçhizat rig n.
Marine Biology
iskele balıkçılığı pier fishing n.
iskele direklerinde koloni halinde yaşayan küçük ve hassas bir deniz canlısı cinsi obelia n.
iskele kurdu sea worm n.
Zoology
iskele kuşu halcyon n.
iskele kurdu teredinid n.
iskele kurdu pileworm n.
iskele kurdu teredo n.
iskele kurdu marine borer n.
iskele kurdu terdo n.
iskele kurdu shipworm n.
iskele kuşu kingfisher n.
Geography
nehir kıyısındaki iskele hythe [obsolete] n.
Military
dış iskele outport n.
hariç iskele outport n.
iskele levhası car plate n.
iskele dağıtımı gang-plank issue n.
iskele dağıtım subayı gang-plank supply officer n.
seyyar iskele mekanizması mobile scaffold mechanism n.
seyyar iskele mobile scaffold n.
iskele/sancak tarafına devam et! komutu continue port/starboard expr.
Archaic
iskele ile desteklemek stage v.
Engineering
vinç gibi yapıları taşıyan iskele gauntree n.
tamamen analiz edilemez kuvvetler içeren (yapı, iskele) indeterminate adj.
Ornithology
iskele kuşu alcyon n.
iskele kuşu alcyones n.
Entomology
iskele kurdu toredo n.
iskele kurdu worm n.
Slang
iskele babası deadbeat dad n.
iskele babası deadbeat dad n.
iskele babası deadbeat dad n.
Star Wars
yeşil iskele pier green n.