kolye - Turkish English Dictionary

kolye

Meanings of "kolye" in English Turkish Dictionary : 11 result(s)

Turkish English
Common Usage
kolye necklace n.
Does Tom know who gave you that necklace?
Tom o kolyeyi sana kimin verdiğini biliyor mu?

More Sentences
General
kolye pendant n.
My aunt gave me the pendant I'm wearing.
Taktığım kolyeyi de teyzem verdi.

More Sentences
kolye beads n.
When I became a warrior, my mother gave me beads just like these.
Savaşçı olduğum zaman annem bana buna benzer bir kolye vermişti.

More Sentences
kolye lavalliere n.
kolye lavalier n.
kolye chain n.
kolye lavaliere n.
kolye bead n.
kolye collar n.
History
kolye torque n.
kolye torc n.

Meanings of "kolye" with other terms in English Turkish Dictionary : 50 result(s)

Turkish English
General
inci kolye pearl necklace n.
Tom bought a pearl necklace for Mary.
Tom, Mary için bir inci kolye aldı.

More Sentences
gümüş kolye silver necklace n.
I'm looking for a silver necklace.
Ben gümüş kolye bakıyorum.

More Sentences
elmas kolye diamond necklace n.
Tom admitted that he was the one who stole Mary's diamond necklace.
Tom, Mary'nin elmas kolyesini çalanın kendisi olduğunu itiraf etti.

More Sentences
takmak (gözlük/kolye/küpe vb'ni) wear v.
I wear another hat as the Chairman of the committee, thereby keeping an eye on the rapporteur.
Komite Başkanı olarak bir şapka daha takıyorum ve böylece raportöre göz kulak oluyorum.

More Sentences
küpe veya kolye ucundaki süs pendant n.
altın kolye gold necklace n.
çalıntı kolye stolen necklace n.
çalınmış kolye stolen necklace n.
çalınan kolye stolen necklace n.
haç kolye crucifix necklace n.
tek parça genelde açılmamak üzere boyuna takılan metal kolye torque n.
hippilerin taktıkları birkaç sıra boncuktan oluşan kolye love beads n.
kolye ucu pendant n.
kolye hırsızlığı necklace theft n.
anahtar kolye key necklace n.
zincir kolye chain necklace n.
kıymetli taşlarla süslü kolye carcanet [obsolete] n.
kolye gibi birbirine zincirleme bağlanmış bir dizi benzer şey necklace n.
kolye ucu halkası bail n.
büyük kolye bib necklace n.
hintli kadınların evli olduklarını belirtmek için taktıkları kolye mangalsutra n.
maorilere özgü yeşim taşından yapılan bir kolye heitiki [new zealand] n.
elmas kolye rivière n.
değerli taşlardan yapılan kolye rivière n.
elmas kolye riviere n.
değerli taşlardan yapılan kolye riviere n.
(kolye, bileklik için kullanılan) plastik boncuk poppit n.
inci kolye pearls n.
inci kolye pearls n.
inci kolye pearlings [scotland] n.
bir tür deniz kabuklusundan yapılmış bilezik veya kolye sankha [india] n.
kolye uçlu uzun altın zincir sautoir n.
çok sayıda değerli taş ve boncuklardan oluşup boyun kısmına oturan esnek kolye dog collar n.
tasma kolye dog collar n.
en az 1 metre uzunluğunda kolye rope n.
inci kolye strand n.
boncuk kolye strand n.
kolye takmak necklace v.
kolye takmak bad v.
kolye takan necklaced adj.
kolye takmış necklaced adj.
Technical
cıvatalı priz kolye bolted socket collar n.
priz kolye socket collar n.
Textile
inci kolye pearlins n.
History
antik roma'da kullanılan muskalı kolye bulla n.
Religious
(tibet budizmi'nde) içinde muska bulunan ve kolye olarak takılan küçük kutu gau n.
Archaic
kıymetli taşlarla süslü kolye carkanet n.
Slang
altın kolye vb takarak bağrını açıp kadınların dikkatini çekmeye çalışan tip/kıro/maganda a medallion man n.
haç kolye jesus piece n.
Jewellery
genelde erkeklerin taktığı bir tür kolye afro-chain n.