English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | low income n. | düşük gelir | ||
The worst case scenario is that smokers on low incomes will change to cheaper, that is, more harmful cigarettes. En kötü senaryo, düşük gelirli sigara içicilerinin daha ucuz, yani daha zararlı sigaralara geçmesidir. More Sentences |
||||
General | low income n. | dar gelir | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | low income n. | düşük gelir |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | low-income family n. | düşük gelirli aile | ||
We must also push economic and social policies to raise the purchasing power of low-income families. Ayrıca düşük gelirli ailelerin satın alma gücünü arttırmak için ekonomik ve sosyal politikaları zorlamalıyız. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | low-income country (lic) n. | düşük gelirli ülke | ||
The proportion of Community aid spent in low-income countries has fallen from 70% in 1990 to 38% now. Düşük gelirli ülkelerde harcanan Topluluk yardımlarının oranı 1990'da %70 iken şimdi %38'e düşmüştür. More Sentences |
||||
General | ||||
General | low income group n. | alt gelir grubu | ||
General | low-income families n. | dar gelirli aileler | ||
General | families with low income n. | dar gelirli aileler | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | low-income group n. | alt gelir grubu | ||
Trade/Economic | low income group n. | düşük gelir grubu | ||
Trade/Economic | low income segment n. | düşük gelir segmenti | ||
Trade/Economic | low-income family n. | gelir düzeyi düşük aile | ||
Politics | ||||
Politics | low-income household n. | düşük gelirli hanehalkı | ||
Politics | low income countries (lic) n. | düşük gelirli ülkeler | ||
Politics | low and lower-middle income countries n. | orta gelir seviyesi ve altındaki ülkeler |