Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | mahsur bırakmak | trap v. | ||
The climbers were trapped in a cave in the mountains. Tırmanışçılar dağdaki bir mağarada mahsur kalmışlardı. More Sentences |
||||
General | mahsur bırakmak | isolate v. | ||
General | mahsur bırakmak | catch v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | mahsur bırakmak | close in v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | altında mahsur bırakmak | pin someone or something beneath something v. |
Phrasals | (kar) mahsur bırakmak | snow someone or something in v. |
Phrasals | (birini/bir şeyi bir yerde) mahsur bırakmak | strand (someone or something) on (something) v. |
Phrasals | birini bir yerde mahsur bırakmak | strand someone on something v. |
Phrasals | olumsuz hava koşulları bir şeyi mahsur bırakmak | weather in v. |
Phrasals | olumsuz hava koşulları bir şeyi içeride mahsur bırakmak | weather in v. |
Phrasals | birini/bir şeyi mahsur bırakmak | sock someone or something in v. |
Phrasals | içeride mahsur bırakmak | block in v. |
Phrasals | bir yerin içinde mahsur bırakmak | block in some place v. |
Phrasals | (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında mahsur bırakmak | pin (someone or something) beneath (someone or something) v. |
Phrasals | altında mahsur bırakmak | pin beneath v. |
Phrasals | altında mahsur bırakmak | pin under v. |
Phrasals | -de mahsur bırakmak | strand on v. |
Phrasals | '-de mahsur bırakmak | strand on v. |